TURKIYE AVCILARI VE ATICILARI FORUMU
AVCILIK - ATICILIK İLE İLGİLİ RESMİ KURUM, FEDERASYON VE DERNEKLER => DKMP - AV YÖNETİMİ DAİRE BAŞKANLIĞINA SESLENİŞ => Konuyu başlatan: Tuncay KAHRAMAN - 24 Ekim 2017, 12:07:35
-
Kıymetli Dostlar,
Biz birşey yapmazsak kimse hiçbirşey yapmayacak fikrimde ısrarcıyım.Bu yüzden sorunlarımızı dallanıp budaklandırmadan,amacından saptırmadan ve güncel politik tartışmalardan uzak durarak maddeler halinde derli toplu bir yazıya dönüştürüp ilgili mercilere gönderme teklifine katılıyorum.
Bu fikrin temelini atan bana telefon,özel mesaj ,whatsapp ve mail yoluyla ulaşarak destekleyen herkese teşekkürü bir borç biliyorum.
Ben sosyal medyada yokum, ama sosyal medyanın güncel gücününde farkındayım..Bu kanallardan da meramımızı dillendirmenizi şiddetle rica ediyorum..
Burada 8-10 maddeyi geçmeyecek şekilde derli toplu bir metin hazırlayıp bunu ilgili kişi ve kurumlara gönderelim, önce fikirleri maddeler halinde sunalım kabul gören ve üzerinde en çok yoğunlaşılan maddeleri esas metine dönüştürelim..
İlgili olan herkes lütfen kısa anlaşılır ve 3-5 maddeyi geçmeyecek şekilde fikirlerini belirtsin..
Şimdiden teşekkür ederim.
-
Tuncay düşünce güzel,nekadar işe yarar bilemiyorum ama,yinede birşeyler yapmak adına,böyle bir girişim için tebrik ve teşekkür ediyorum.
1.Sürdürebilir bir avcılık için,milli parklar ve konfederasyon ve federasyonlar birlikte çalışmalı.
2.Özellikle yerli avlarda,ava açık ve kapalı saha uygulanmalı.
3.(Keklik avı hiç yapmadım ama) birinci maddede belirttiğim ortak çalışma ile,keklik ve çil gibi kuşların kümeste yetiştirilerek dedğilde,olan yerlerden alınarak olmayan bölgelere yerleştirme yapılması. (Aşılama)
Benden şimdilik bukadar.
-
Benim fikirlerim,
1-YAPILAN AVLAR,GÖZLEMLER VE DEĞERLENDİRMELER NETİCESİNDE KOTALI AVCILIK UYGULAMASI SONUCUNDA AVA SÜREKLİ AÇIK OLAN BÖLGELERDE AV HAYVANLARI POPÜLASYONLARININ CİDDİ ŞEKİLDE AZALDIĞI ,ÜREME VE ÇOĞALMA FAALİYETLERİNİN GERÇEKLEŞEMEDİĞİ NET OLARAK GÖRÜLMÜŞTÜR.BU ANLAMDA MAK KARARLARI DÖNEMİNDE OLDUĞU GİBİ POPÜLASYONUN SÜRDÜREBİLİRLİĞİNİ SAĞLAMAK ADINA DERHAL DÖNÜŞÜMLÜ OLARAK AVA KAPALI BÖLGE UYGULAMASINA GEÇİLMESİNE İHTİYAÇ DUYULMAKTADIR.
2-DKMP'IN İL MERKEZLERİNDEKİ BİRKAÇ EKİPLE AV DENETİMLERİNİ YAPMAK VE KAÇAK AVCILIKLA MÜCADELE ETMEK KONUSUNDA YETERSİZ KALDIĞI HERKESÇE MALUMDUR.BU EKİPLERİN HER İLÇEDE EN AZ 1 ADET OLACAK ŞEKİLDE DÜZENLENMESİ VE AVCILIK KULÜPLERİNE YANINDA KAMUDAN GÖREVLENDİRİLEN BİR GÖREVLİYLE DENETİM HAKKI VERİLMESİ GEREKMEKTEDİR.
3-AFYON-EBER,AFYON-KARAMIK,DENİZLİ-ÇİVRİL GİBİ GÖLLERDE AĞUSTOS AYINDAN İTİBAREN KAÇAK ÖRDEK AVCILIĞI YAPILDIĞI ,KAYIKÇI TABİR EDİLEN ŞAHISLARIN AV GÜNLERİ DIŞINDA DA PARA KARŞILIĞI KAÇAK AVCILARA REHBERLİK HİZMETİ VERDİĞİ HERKESÇE BİLİNMESİNE RAĞMEN ÖNLEME VE DENETLEME ADINA YAPILAN CİDDİ BİR FAALİYET BULUNMAMAKTADIR.OYSAKİ BU ALANLARIN KORUNMASI VE DENETLENMESİ ARAZİ KORUMA VE DENETLEME FAALİYETLERİNDEN DAHA KOLAYDIR.
-
....
Ben örneklik olması açısından bu girişle başladım, herkesin önerisini alıp sonuçta ortak 10 maddelik bir metin haline getirelim ve ilgili mercilere gönderelim derim..
Katkıda bulunan herkese teşekkür ederim..
-
Ya Allah Ya Bismillah dostlar...
Aklınıza gelen en ufak düşünceleri lütfen belirtin dostlar. Laf lafı açıyor misali konu başlıklarımızı daha etkili hale getirebiliriz.
1- Ülkemizde avlaklarımızın büyük bölümü köy muhtarlık sınırları içerisinde olmasına rağmen muhtarlarımızın bu anlamda yetkileri bulunmamaktadır. Derneklerimizin muhtarlarla konu ile ilgili olarak bilinçli ve koordineli hareket etmeleri, köyde bulunan bilinçli avcılarımızın da dernek ve muhtara bu anlamda yardımcı olmaları etkili olabilir. Özellikle yerli avlarımızda etkili olur diye düşünüyorum.
Bu noktada önemli olan muhtarlarımızın bilinçli bir tavır içerisinde olması.
2- Haftanın her gününün ava açık olması, bir avcının açık olan 1 hafta boyunca 3-4 gün ava çıkabilmesi ve bu 3-4 günün avcının tercihine bırakılması sayesinde avlaklarda her daim bilinçli avcıların olacağını, bunun da otokontrol mekanizmasının çalışmasını sağlayacağını düşünüyorum. Ayrıca bu sayede kontrol memurları her gün sahada olacaklar ve caydırıcılıkları artacaktır.
-
Tuncay bey öncelikle böyle bir başlık açtığınız ve güzel fikriniz için teşekkürler.
- Avbis sisteminin kaldırılması ya da tekrar düzenlenmesi. Özellikle av günleri konusunda ciddi sıkıntılar var.
- Kaçak avcı ve kota aşımı konusunda denetimlerin sıkılaşması.
- Takozu olmayan tüfeğe el konulması.(Bir avcı tüfeği temizlerken takozu unutması gözardı ediliyor. Sanki 3 fişek oluca 2 kuş 5 fişek olunca 15 kuş vurulacakmış gibi)
- Ava kapalı alanlar oluşturup o bölgelere hiç değilse belirli yerlerine ava yasak bölge tabelalarının konulması.(Avlakta dolaşırken sınırlar çok belirsiz bir derenin bir yanında av serbestken diğer yanında av yasak bunu bazen fark edemeyip ceza yiyen avcı çok)
- Özellikle bıldırcın teyp'i konusunda denetimlerin artması. Senelerdir bıldırcın avı yapamıyoruz bu yüzden.Bu ürünlerin satışında da denetimlerin yapılması güzel olurdu.
-
....
Ben örneklik olması açısından bu girişle başladım, herkesin önerisini alıp sonuçta ortak 10 maddelik bir metin haline getirelim ve ilgili mercilere gönderelim derim..
Katkıda bulunan herkese teşekkür ederim..
M
Sevgili Tuncay hocam değindiniz konulara harfiyen katılıyorum.
Göçmen kuşlarda limit ve av günlerinin azligida cidti bir problem .çarşamba günü üveyik geliyor c.tesi gününe kadar av yok .ç.tesi gittiğimiz zaman da kuş olmuyor . Av korumaların yetersizliği cabasi. Bıldırcın avlarında detimsizlikten keklik vurulması gibi bir çok problemler . Buda kuşun popilasyonunu azaltıyor. Bence en büyük etken kendimiziz. Ülkemizde ördek avlarının ağustosda başlaması ve kimsenin tepkide bulunmayıp üstüne üstelik giderek tuğunu düzmemiş kuşu vurması ve kendini avcı olarak adlandırması na diyecek bir şey bulamıyorum malesef . Pek iyi olacağını ve bu durumların düzeleceğini sanmıyorum ama umarım iyi olur .
-
Selamlar, ustalar konu güme gitmesin lütfen.
Saygılar.
-
1 Kapalı avlak. Yasak sahalar 2 yıla bir değiştirilerek meralar dinlendirilmelidir
2 Kesinlikle ve kesinlikle merayı , sistem üzerinde değil sahada kontrol edecek görevliler lazım
-
Avlaklarin asıl sahibi olan tarla sahiplerine tarımla uğraşanlara ayrıcalık taninmali ve asıl köylülerin bilinclendirilmesi gerekiyor.
-
Denetimlerin daha etkili hale getirmesi gerekir. Sahayı bilmeyen koruma memurları boş boş altlarında arabayla dolaşıyorlar. Yanlarında muhakkak kulüp üyesi bir görevli olmalı.
-
hiç konuyu dallanıp budaklandırmak yada dağıtmak istemem ama toplamda sayfayı okuyan kişi sayısı 163 su ana kadar. Herhalde kimsenin şikayeti yok.
Tuncay Bey ben elimden gelen desteği vermek için herseyi yaparım.
- avcı sayısının kontrol altına alınması ve avlaklardaki avcı sayısının kontrol altına alınabilmesi için sürekli ve devamlı kontrol ve caydırıcı sezalar.
- avlaklardaki baskıyı azaltmak için dönem dönem yasaklanması ve takibinin meralarda yapılması.
-yerel avcıların denetimi.
-suan mevcutta bulunan ve külliyen yanlış olan avbis sisteminin kaldırılması.
-
Mevcut sistem de yasal olarak avlanan evraklı avcılar cezalandırıldığı için : avcılar adına herhangibi bir teklif ,öneri ve şikayetin bir sonuç vereceğini düşünmüyorum.
Kişisel düşüncem bu işlerde her geçen gün daha da acı çekeceğime en güzeli ekipmanları elden çıkararak bu işleri bırakmak olacak.
Kıyı balıkçılığı iyi bir alternatif gibi görünüyor.
-
en başta kaçak avcılkla mücadele şart. bilinçsizce eline tüfeği alıp av kovalayan kota nedir bilmeyen zaman kavramı olmayan gece gündüz ayırmadan yavrudur palazdır yumurtadadır gibi hayvanın mevsimsel olarak ne durumda olduğunu bilmeden hiiiiç düşünmeden av yaptıklarını zannedenlerin peşine düşmek lazım.
av popülasyonuna en cok zarar veren etkenler arasında yasal avcı son sıralarda yer almakta en basta zirai ilaç kimya gibi maddeler, sürekli kentleşme,yasa dışı avcılık ve çevre kirliliği yaban hayatın popülasyonuna asıl zararlarıdır.
bugun bi arkadasım köyde bir kişinin bahçesine zarar veren kaplumbağaya zehir olsun diye etrafa kimya serpiştirdiğini sonuç olarakta 11 tane kekliğin kimyadan zehirlendiğini görmüş bunun gibi daha bir çok sebep var popülasyona etki eden o yuzden bize düşen çevremizi hertürlü bilinçlendirmek ve kendimizi de bilinçlendirmemizdir
saygıyla kalın...
-
1- mevcut yasayla bizim vereceğimiz öneri ne kadar iyi olursa olsun,bende sonuç alamayacağımız kanaatindeyim malesef,mak'ın yapısı değişmeden çok zor...
2-diyelimki 1. maddeyi hallettik,hangi sistem olursa olsun,etkili bir denetim mekanizması olmadan sonuç hüsran olur,bizim millet sıkıyı görmeden asla uslanmaz...
not: çok karamsar bir yaklaşım oldu farkındayım yalnız,malesef tablo bu...
-
Mevcut sistem de yasal olarak avlanan evraklı avcılar cezalandırıldığı için : avcılar adına herhangibi bir teklif ,öneri ve şikayetin bir sonuç vereceğini düşünmüyorum.
Kişisel düşüncem bu işlerde her geçen gün daha da acı çekeceğime en güzeli ekipmanları elden çıkararak bu işleri bırakmak olacak.
Kıyı balıkçılığı iyi bir alternatif gibi görünüyor.
1- mevcut yasayla bizim vereceğimiz öneri ne kadar iyi olursa olsun,bende sonuç alamayacağımız kanaatindeyim malesef,mak'ın yapısı değişmeden çok zor...
2-diyelimki 1. maddeyi hallettik,hangi sistem olursa olsun,etkili bir denetim mekanizması olmadan sonuç hüsran olur,bizim millet sıkıyı görmeden asla uslanmaz...
not: çok karamsar bir yaklaşım oldu farkındayım yalnız,malesef tablo bu...
yasalara uymayan canlı formlar DKMP ekibini arayıp ben şurada avlanıyorum gelmeyin oraya deyip üzerine birde şiş yediriliyorsa daha neler neler ALLAH c.c. asaletli insanlarla karşılaştırsın.
-
Nacizane fikrim, genel olarak Türk Toplumu caydırıcı cezalar olmadığı müddetçe yasak işlerle uğraşmaya bayılır ve bir menfaati olmadığı sürece BANANE ci bir tavır takınır bu bağlamda;
1. Avlanma belgesi olmayan şahıslara tek kurşun ve şevrotin dışında fişek satışı yasaklanmalı, satana ve alana çok ağır cezalar uygulanmalıdır. Atıcılık sertifikası olan sporculara sadece trap ve skeet fişekleri satılmalıdır.
2. Av koruma faaliyetlerine kapalı sezonda da devam edilmeli, özellikle bu dönemde yakalan kaçak avcılara cezalar 3 misli ile uygulanmalıdır.
3. İhbar sistemi geliştirilmeli, alınan ihbar sonucu yakalananlara uygulanan para cezalarından ihbarcılara pay verilmelidir.
4. Bir ilin yüz ölçümü olarak %50'sinden fazla avlağı ava kapatılmamalı, avcıların belirli avlaklara yığılması engellenmeli, avlaklar dönüşümlü olarak bir yıl ava açık bir yıl ava kapalı olmalıdır.
5. Bıldırcın ve üveyiğin bulunmasının mümkün olmadığı ya da keklik popülasyonun yoğun olduğu avlaklarda, avlak sınırları iyi belirlenmeli ve bu bölgeler bıldırcın ve üveyik avına açılmamalıdır.
6. Keklik popülasyonunun yoğun olduğu illerde kafes avcıları sertifikalandırılmalı, yakaladıkları kekliklerden belirli bir miktarını aşılama için DKMP'a teslim etmeleri teşvik edilmelidir. Bunun dışında sertifikasız kafes avcılarına ve çiftlik dışında keklik ticareti yapanlara çok ağır yaptırımlar uygulanmalıdır.
-
1. Sıkı denetimler uygulanmalı ve herkes avcı olamamalı,
GM 5 Plus cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
1- ben hayatımda domuza fişek atmadım yalnız domuz avcısının tüfeğinde takoz olmamalı bu ciddi yaralanmalara sebep olur görüşendeyim.
2- bir diğer konu vergi ile harç pulunun birleştirilip yılda 1 seferde yatırılması
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
-
Güncel !!!!!
-
Benim tek bir çözüm önerim var.
Mermide olduğu gibi, Av Fişeğinde de kota uygulaması olmalı.
Avcılık Belgesi olmayan kişlere Av Fişeği satışı yapılmamalı.
Avcılık Belgesi olanlara da, av fişeği kotalı ve zimmetli olarak satılmalı. Hatta fişeklerin seri numaraları olmalı, Fişek Satın alan avcının belge numarası ve satın aldığı Av fişeklerinin seri numarası bir sisteme kaydedilmeli. 3.Şahıslara fişek sattığı tespit edilen Avcılık Belge Sahiplerinin Fişek kotası iptal edilmeli.
1. Aşama olarak, Eli tüfeklilerin avlaklara çıkması engellendikten sonra, diğer çözüm yollarına aşama aşama geçilir.
-
Benim de düşündüğüm birkaç öneri vardı ve hepsi zaten yazılmış.
Görüş belirtenlere şahsım adına teşekkür ederim.
-
Benim tek bir çözüm önerim var.
Mermide olduğu gibi, Av Fişeğinde de kota uygulaması olmalı.
Avcılık Belgesi olmayan kişlere Av Fişeği satışı yapılmamalı.
Avcılık Belgesi olanlara da, av fişeği kotalı ve zimmetli olarak satılmalı. Hatta fişeklerin seri numaraları olmalı, Fişek Satın alan avcının belge numarası ve satın aldığı Av fişeklerinin seri numarası bir sisteme kaydedilmeli. 3.Şahıslara fişek sattığı tespit edilen Avcılık Belge Sahiplerinin Fişek kotası iptal edilmeli.
1. Aşama olarak, Eli tüfeklilerin avlaklara çıkması engellendikten sonra, diğer çözüm yollarına aşama aşama geçilir.
Alkan YOKSUL abimin önerilerine katılıyorum ilave olarak avcı olmayanlara av tüfeği satılmamalı
Arkadaşlarında belirttiği gibi çok ağır cezalar uygulanmalı, cezalar caydırıcı olmalı, denetimler arttırılmalı, Pul ve vergi birleştirilip bir kerede ödenebilmeli vs. Yukarıda geçen önerilerinin büyük kısmına katılıyorum, olumsuz düşünen bir çok arkadaşımızda var fakat elimizden geldiğince sesimizi duyurmamız ve önerilerde bulunmamız boynumuzun borcudur diye düşünüyorum. Hiç sesimizi çıkarmazsak hiçbir değişiklik olmaz, bu maddelerden birkaçtanesi bile hayata geçse çok faydalı olacaktır diye düşünüyorum, bu konuda elimden geleni yapmaya hazırım. Selamlar.
-
Arkadaşlar Kısa ve Öz Ben Eski Sistem istiyorum Çarşamba Cumartesi Pazar Göç için Salı....
Avbis Kotalı Sisteme Hayır
O0 O0 O0 O0 O0 O0 O0 O0 O0 O0 O0 O0 O0
-
Arkadaşlar Bu arada Bu Fişek işini Hiç Karıştırmayın bence Avbiste başımıza 7 gün avcılık isteyenler tarafından musallat edilmişti Hatırlarsanız.
-
-Bilinçsiz rast gele yapılan ziraai ilaçlamalar önlenmeli bilhassa havanların yavru ve yavrulama dönemlerinde mümkünse ilaçlama yapılmamalıdır.
-Zirai ilaç, gübre vb gibi kimyasalların ambalajlarını araziye atanlara karşı yaptırım uygulanmalı
-
avbise hayır bilinçsiz zirai ilaçlamaya bir önlem alınmalı belgesiz avcılara kaçak av veavcılra birçare bulunursa yeter.
-
1.En ciddi çözüm ilk olarak av yasağı olacaktır lakin;
Bana göre öncelik eğitim abiler. Düzgün bir eğitim bilinçlendirme kampanyası olmadan başarı gelmez. Selin önüne çamur yığmak gibi bir önlem olmaması için. Nasıl olmalı peki? Tartışılmalı.
Mevzu bahis olan av türü sanırım keklik. En azından keklik diğer av hayvanlarına göre daha tehlikede. Diğerleri sonra geliyor. Önemsiz mi hayır tabiki önemliler.
Hadi keklik avını 1 yıl kapattık Xx dağında merasinda felan her neyse. Seneye açtık yine elde var sıfır. Herkes ilk gün oraya ava gelmiş. Kekligin koku kazinmiiiiiiiş. Buyrun cenaze namazina.
2. Göçmen kuşlar için salı günü av açılmalı bencede.
3. Mühimmat alımı konusunda herturlu alınır satılır. Önüne geçilemez. Çözüm doğacağını sanmıyorum.
4. Gollerdeki kayikcilara eğitim verilmeli ki kotalar ve yasaklar delinmemeli.
5. Hepimiz fişek sikma derdindeyiz. Ozaman poligonların artması, yarışmaların artması, bunların ciddi şekild e desteklenmesi ile av hırsının önüne geçilebilir. Dolayısıyla avlanan kişilerin hırsı azalır daha az av yapılabilir.
6. Bıldırcın yada ördek kaset kurulumu. Kesinlikle ciddi yaptırım uygulanmali. Ama yine egitimsiz bunlarin onune gecilemez.
7. MAK karar vericiler ve komisyon üyeleri. Abi kim bunlar? Kimin adına karar verirler? Bu olay komedi zaten. Hic girmeyelim 😁
8. Yine eğitim egitim egitim. bu avcılığın temel taşı.
Selamlar
Gökmen TASAR
-
1- mevcut yasayla bizim vereceğimiz öneri ne kadar iyi olursa olsun,bende sonuç alamayacağımız kanaatindeyim malesef,mak'ın yapısı değişmeden çok zor...
2-diyelimki 1. maddeyi hallettik,hangi sistem olursa olsun,etkili bir denetim mekanizması olmadan sonuç hüsran olur,bizim millet sıkıyı görmeden asla uslanmaz...
not: çok karamsar bir yaklaşım oldu farkındayım yalnız,malesef tablo bu...
Ben konuyu yakinen gördüm ve yaşadım. Sayın bakana kadar mail gönderdim.
''Sayın Bakanım!
14 Bölge ve özellikle Bitlis ve Muş illerinde doğa ve yaban hayatı koruma, av koruma ve yasadışı avcılık denetimi faaliyetlerinin durumunu müsaadeleriniz ile arz etmek istiyorum.
Ben hem bir avcı, hem de doğayı seven bir vatandaş olarak ecdadımızın bizlere canları ve kanları pahasına emanet bıraktıkları şu mübarek vatanın sınırlarını ve her karış toprağını canımız pahasına korumayı vazife bildiğim gibi; vatan sınırları içinde bulunan bütün maddi ve manevi degerlerimizi korumayı da aynı şekilde görevim biliyorum. İşte o değerlerimizden vatanımızı ''cennet'' yapan doğal varlıklarımızı ve yaban hayatını korumak her vatandaşın görevi olmakla beraber kanunlarımız resmi olarak bu konuyu bakanlığınız uhdesine vermiştir. Ben elimden geldiğince bu konuda gayret sarfediyorum ve görevlilere yardımcı olmaya çalışıyorum.
İki yıldır Muş, Bulanık, Malazgirt, Erciş, Adilcevaz, Ahlat ilçelerine hem av için, hem doğa gözlemi için gidiyorum. Bir tek toy kuşu, mezgeldek, telli turna görmedim. Güya buralar nesli tehlike altında olan bu kuşların son yaşam alanları.. Kimi mavzer almış, kimi devletin verdiği görev tüfekleriyle toy vurmaya gidiyor bu alanlara.
Bu bölgede gece-gündüz, yaz-kış demeden her türlü avcılık yapılıyor. Gece far avcılığı, baharda güme ve tuzak ile keklik avcılığı, mevsim ve zaman gözetmeksizin, limit ve sayıya bakılmaksızın her türlü avcılık mevcut. Bölgenin tek koruma alanı olan Nemrut Tabiat Anıtı içerisinde bile yıl boyu her türlü av yapılıyor. Yazın 5-6 bin hayvan devamlı burada otlatılıyor... Ben 2017 ağustos ayından beri şahit olduğum yasadışı avcılık ve diğer konuları başta Bitlis DKMP şubesi ve Bölge müdürlüğü olmak üzere DKMP'ın ilgili birimlerine kaç kez bildirdim. Farklızamanlarda gece 4 kez Nemrut Dağı'ndaki far avcılarını ihbar ettim. Bir işlem yapılmadı. Hayvan otlatanlara bir şey yapılmadı. Sabah gün doğmadan sulak alanlar gidip kaçak avcıları şikayet ediyorum. Gelen bile olmuyor.Bimer, Cimer, DKMP Genel Müdürlüğü vasıtasıyla gönderdiğim bir çok dilekçeme usulüne uygun cevap verilmedi. Bazılarına cevap bile verilmedi.
En son 10-11 mart 2018 tarihinde kaçak avcılığın yoğun olarak yapıldığı İron sazlıklarına gittim. Başta Bölge müdürü Mustafa Bey ve diğer müdürlere kaçak avcıları ihbar ettim. Hiç kimse gelip bakmadı. (Konuyla ilgili olarak 14. Bölge Müdürü Mustafa Şentürk ile olan whatsapp yazışmaları mevcuttur.)
10.03.2018 sabahı İron Sazlıkları'nın her tarafından yoğun tüfek sesi geliyordu. Ben, avcıların bana en yakın olduğu yeri harita üzerinden işaretleyerek ve konuyu anlatarak saat 06.50 civarında 14. Bölge müdürü Mustafa Şentürk, müdür yardımcısı Hüseyin Avcıl ve diğer şube müdürlerine whatsapp üzerinden gönderdim. Hepsini de aradım. Sadece Hüseyin bey dönüş yaptı ve bu konuyu Muş ekiplerine bildirmemi söyledi. Başka kimse aramadı. Hiç bir ekip kontrole gelmedi. Ancak Bitlis ekibi saat 12.30'dan sonra Güroymak'a geldi. Ben akşam Mustafa beye ertesi gün sabah tekrar bu bölgeye gidip sazlık civarında kaçak avcılık olursa kendilerini ve şube ekiplerini arayacağımı bildirdim.
Ertesi sabah tekrar gittim. Yine yoğun şekilde tüfek atılıyordu. Avcıların aracı Bitlis-Muş yolunun 300 mt yakınında sazlıkların kenarında duruyordu. Saat 06.30 sırasında aracın fotoģrafını ve tam olarak bulunduğu konumu whatsapp üzerinden başta bölge müdürü, şube müdürleri, Bitlis ve Muş il personellerinin bende telefonu olanlara gönderdim. Hepsini tek tek aradım. Kimine ulaşılamadı, kimi telefonu açmadı. 07.30 avcılar araçlarıyla alandan ayrıldı. Ben de gelen giden olmayınca oradan ayrıldım.
Burası Muş ve Bitlis illerine 15-20 dkk mesafede, iki ilin sınırında. Burada yoğun şekilde avcılık yapıldığı herkesçe bilinmesine rağmen, avcılık faaliyetlerinin yoğunlaştığı sabah ve akşam vakitlerinde denetim yapılmıyor.
Saygılarımla arz ederim.''
Ayrıca bu maili DKMP genel müdürü ve yardımcılarına ve daire başkanlarına da yönlendirdim.. Ne oldu? Hiç bir şey...
-
Ben konuyu yakinen gördüm ve yaşadım. Sayın bakana kadar mail gönderdim.
''Sayın Bakanım!
14 Bölge ve özellikle Bitlis ve Muş illerinde doğa ve yaban hayatı koruma, av koruma ve yasadışı avcılık denetimi faaliyetlerinin durumunu müsaadeleriniz ile arz etmek istiyorum.
Ben hem bir avcı, hem de doğayı seven bir vatandaş olarak ecdadımızın bizlere canları ve kanları pahasına emanet bıraktıkları şu mübarek vatanın sınırlarını ve her karış toprağını canımız pahasına korumayı vazife bildiğim gibi; vatan sınırları içinde bulunan bütün maddi ve manevi degerlerimizi korumayı da aynı şekilde görevim biliyorum. İşte o değerlerimizden vatanımızı ''cennet'' yapan doğal varlıklarımızı ve yaban hayatını korumak her vatandaşın görevi olmakla beraber kanunlarımız resmi olarak bu konuyu bakanlığınız uhdesine vermiştir. Ben elimden geldiğince bu konuda gayret sarfediyorum ve görevlilere yardımcı olmaya çalışıyorum.
İki yıldır Muş, Bulanık, Malazgirt, Erciş, Adilcevaz, Ahlat ilçelerine hem av için, hem doğa gözlemi için gidiyorum. Bir tek toy kuşu, mezgeldek, telli turna görmedim. Güya buralar nesli tehlike altında olan bu kuşların son yaşam alanları.. Kimi mavzer almış, kimi devletin verdiği görev tüfekleriyle toy vurmaya gidiyor bu alanlara.
Bu bölgede gece-gündüz, yaz-kış demeden her türlü avcılık yapılıyor. Gece far avcılığı, baharda güme ve tuzak ile keklik avcılığı, mevsim ve zaman gözetmeksizin, limit ve sayıya bakılmaksızın her türlü avcılık mevcut. Bölgenin tek koruma alanı olan Nemrut Tabiat Anıtı içerisinde bile yıl boyu her türlü av yapılıyor. Yazın 5-6 bin hayvan devamlı burada otlatılıyor... Ben 2017 ağustos ayından beri şahit olduğum yasadışı avcılık ve diğer konuları başta Bitlis DKMP şubesi ve Bölge müdürlüğü olmak üzere DKMP'ın ilgili birimlerine kaç kez bildirdim. Farklızamanlarda gece 4 kez Nemrut Dağı'ndaki far avcılarını ihbar ettim. Bir işlem yapılmadı. Hayvan otlatanlara bir şey yapılmadı. Sabah gün doğmadan sulak alanlar gidip kaçak avcıları şikayet ediyorum. Gelen bile olmuyor.Bimer, Cimer, DKMP Genel Müdürlüğü vasıtasıyla gönderdiğim bir çok dilekçeme usulüne uygun cevap verilmedi. Bazılarına cevap bile verilmedi.
En son 10-11 mart 2018 tarihinde kaçak avcılığın yoğun olarak yapıldığı İron sazlıklarına gittim. Başta Bölge müdürü Mustafa Bey ve diğer müdürlere kaçak avcıları ihbar ettim. Hiç kimse gelip bakmadı. (Konuyla ilgili olarak 14. Bölge Müdürü Mustafa Şentürk ile olan whatsapp yazışmaları mevcuttur.)
10.03.2018 sabahı İron Sazlıkları'nın her tarafından yoğun tüfek sesi geliyordu. Ben, avcıların bana en yakın olduğu yeri harita üzerinden işaretleyerek ve konuyu anlatarak saat 06.50 civarında 14. Bölge müdürü Mustafa Şentürk, müdür yardımcısı Hüseyin Avcıl ve diğer şube müdürlerine whatsapp üzerinden gönderdim. Hepsini de aradım. Sadece Hüseyin bey dönüş yaptı ve bu konuyu Muş ekiplerine bildirmemi söyledi. Başka kimse aramadı. Hiç bir ekip kontrole gelmedi. Ancak Bitlis ekibi saat 12.30'dan sonra Güroymak'a geldi. Ben akşam Mustafa beye ertesi gün sabah tekrar bu bölgeye gidip sazlık civarında kaçak avcılık olursa kendilerini ve şube ekiplerini arayacağımı bildirdim.
Ertesi sabah tekrar gittim. Yine yoğun şekilde tüfek atılıyordu. Avcıların aracı Bitlis-Muş yolunun 300 mt yakınında sazlıkların kenarında duruyordu. Saat 06.30 sırasında aracın fotoģrafını ve tam olarak bulunduğu konumu whatsapp üzerinden başta bölge müdürü, şube müdürleri, Bitlis ve Muş il personellerinin bende telefonu olanlara gönderdim. Hepsini tek tek aradım. Kimine ulaşılamadı, kimi telefonu açmadı. 07.30 avcılar araçlarıyla alandan ayrıldı. Ben de gelen giden olmayınca oradan ayrıldım.
Burası Muş ve Bitlis illerine 15-20 dkk mesafede, iki ilin sınırında. Burada yoğun şekilde avcılık yapıldığı herkesçe bilinmesine rağmen, avcılık faaliyetlerinin yoğunlaştığı sabah ve akşam vakitlerinde denetim yapılmıyor.
Saygılarımla arz ederim.''
Ayrıca bu maili DKMP genel müdürü ve yardımcılarına ve daire başkanlarına da yönlendirdim.. Ne oldu? Hiç bir şey...
Görüldüğü üzere herhangi bir yaptırım yok. Demekki öncelikle kendimizi eğiteceğiz. Çevremizdekileri egitecegiz. Bilinclendirecegiz. Şikayetle bile olmıyorken görevliler erken saatte gelmiyorken her ilçeye hatta her koye 1 tane gorevli versen ne olur vermesen ne olur.
Olay bilinçlenmede. Bu işin ciddi boyutlardaki zararını göstermekte.
-
Bir ülkede kuralların çokluğu, o ülkedeki insanların eğitimsizliği ve bilinçsizliği ile doğru orantılıdır. Kendi doğru olana kural gerekmez zaten, o ne yapacağını bilir. Değerli dostlar şunu soralım: Bizim gibi yasalar çerçevesinde avlanan kişilerle, yaz kış gece gündüz demeden önüne çıkan hayvana fişek atan kişi arasında ne fark var? Birincisi bu adam cahil. Belki okumuştur. Bilindiği üzere okumak sadece cehaleti alır... Doğanın bir bütün olarak korunmasının gereğini idrak edemiyor. Korumaya yönelik hiç bir içsel sebebi yok. Bunu bu adama kuralla anlatamazsın maalesef. İkincisi ise açgözlülük. Adam yok etmeye odaklı yahu. Başkası kapar korkusuyla ne var ne yok talan ediyor. Doymak da bilmiyor. Bunu eğitimle gideremezsiniz. Durum belli. Adam sığır. Kanun koysan gereğini anlamayacak bu sığır. Bu adam yine kendi gibi açgözlü bir denetleyici ile karşılaştığında 3-5 parayla yoluna devam ediyor. Belki tanıdık çıkıyor hadi git diyor, vs. Şimdi kanun kural ne yapsın bunlara? Biz bilinçli olmaya devam edelim, çocuklarımızı çevremizi bilinçlendirelim. Gördüklerimizi şikayet etmekten geri de durmayalım ama bu "doğanın kanunu" değişmedikçe kendimizi de çok yıpratmayalım.
Ayrıca avcı olmayan kişiyi silahsızlandırarak da önünü alamayız bu işin. Silahlanmak onun da hakkı, hakkını kötüye kullanır o ayrı. Tabanca olayında olduğu gibi yine ruhsatsız silahlanmaya çanak tutar bu tür bir yaptırım.
Saygılar.
-
yasak zamanda av yapanlara en ağır cezalar gerekirse hapis cezasıda verilmeli,ihbar sisitemi kurulmalı, belgesiz avlananlara verilen cezalar caydırıcı olmalı , yasal avcılığa teşvik edilmeli av yapmak isteyenler , yasal avcılar avcılıktan soğutulmamalı ayrıca avın yasak olduğu zamanlarda sıkı bir denetlemeye devam edilmeli , hersene verilen vergi pul parası karşılığında DKM doğaya av hayvanı salmalı ve ayrıca avbis kaldırılmalıdır........
-
Sayın abilerim çok güzel kararlara değinmişler,fikirler güzel fakat bu kararlardan önce kararı kimin verdiği önemli.Hayatında meraya çıkmamış insanların siyasi pozisyonları sayesinde doğa adına böylesine önemli karar verme yetkilerinin olmaması gerektiğine inanıyorum.Federasyonların bu işte daha etkili ve yetkili olması lazım diye düşünüyorum.Saygılar...