Gönderen Konu: Doğa 2011 de Kaybetti  (Okunma sayısı 5288 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Hüseyin BAŞARIR

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 652
  • Thanked: 470 times
Doğa 2011 de Kaybetti
« : 10 Ocak 2012, 18:24:45 »
"Doğa Ana’’ Anadolu 2011’de de kaybetti!

Soner Oruç
30.12.2011

Mühürlenen HES inşaatları, kurtarılan özgür dereler, ağaçlar ve de kazanılan yaşamlar…
Ucretsiz Resim yukle ve Paylas" border="0

Yaşamı savunanlardan gelen sevindirici haberler…

Anadolu’nun dört bir yanından ‘’Anadoluyu Vermeyeceğiz’’ çığlıklarıyla yollara düşen kervanlar, Nükleer Karşıtı, Termik Santral karşıtı, HES karşıtı onlarca eylem, kurulan direniş kampları, toplanan 100binlerce imza, çekilen fakslar yayınlanan bildiriler…

Yeni keşfedilen bitkiler, kuşlar, kelebekler, sürüngenler ve memeli canlılar…

Anadolumuzun doğal zenginliğini bir kez daha ortaya koyan ve korunmasını vurgulayan onlarca yeni bilimsel çalışma, kitaplar ve doğa koruma projeleri…

Evet, 2011’de Anadolumuz ve Doğa Anamız, işte bunlarla birkez daha mucizelerini ortaya koydu, her zaman olduğu gibi üzerine methiyeler düzüldü ve onu canla başla savunan kahramanların gerçek halk mücadelelerine, zaferlerine tanıklık etti.

Fakat gelin görün ki, 2011’de de Anadolu yine ödüllendirilmedi aksine ondan hep daha fazlası istendi, daha fazla su, daha fazla hava ve daha fazla toprak vaad edildi. ‘’Su boşa akıyor’’ dendi, yüzlerce can damarına, derelerine kelepçe takıldı, daha binlercesi için planlar yapıldı.‘’Senin altın üstünden daha zengindir Anadolu’’ dendi, dağları tıraşlandı,vücudundan parçalar kopartıldı. ‘’Yerimiz dar Anadolu’’ dendi yeni villalar, oteller, alışveriş merkezleri için ormanları satıldı.
Kısacası 2011’de de biz insanoğlu olarak yine kendimizi ödüllendirmenin ‘’vermeden almanın’’peşindeydik.

"Doğa Ana’’ Anadolu 2011’de de kaybetti!
İşte 2011’de Anadolu’nun kaybettikleri:

Doğayı Yok Etmede Avrupa Birinicisi Olduk!

Dünya Kuşları Koruma Birliği'nin son raporuna göre Türkiye kuş türlerini ve doğal yaşam alanlarını Avrupa'da en hızlı kaybeden ülke oldu. Bilimsel çalışmalara göre kuş türlerinin yok olmasının ana nedeni de Hidroelektrik Santraller (HES) ve barajlar. Kaybolan türlerin başında turnalar geliyor.

Rapora göre geçtiğimiz 10 yıl içinde doğal yaşam alanlarının kaybolması nedeniyle Türkiye'deki 319 kuş türünün en az yüzde 55'i ciddi oranda azaldı. Kuşların yok oluş hızında Türkiye’yi, yüzde 46,4'lük bir oranla AB üyesi İsveç takip ediyor. Kuşların en iyi korunduğu ülke ise İngiltere. İngiltere'de son on yılda kuştürlerinin yüzde 37,6'sının nüfusu arttı.

Türkiye bu anlaşmayı hak etmiyor!

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Türkiye’de Sinop’ta kurulması planlanan santral için Türkiye-Japonya arasında nükleer santral kurulmasına ilişkin işbirliği mutabakatı imzalandığını açıkladı.

Üçüncü nükleer santral İğneada’ya

Akkuyu ve Sinop'un ardından üçüncü nükleer santral için Trakya'da İğneada öne çıkıyor. Mersin Akkuyu'ya yapılacak olan Türkiye'nin ilk nükleer santrali için Rusya ile anlaşma sağlayan Türkiye, halen Sinop'a yapılacak olan ikinci nükleer santral için müzakerelere devam ediyor.

Dünya nükleeri, Türkiye nükleer karşıtlarını yargılıyor

Almanya'da ve Finlandiya'da on binlerce kişi nükleer karşıtı gösteriler düzenler ve hükümetler nükleer planlarını sorgularken, Türkiye'de nükleer santral kurulmasını istemeyen 58 eylemci yargılanmasına devam ediliyor.Toplumsal sorumluluk ve anayasal hakları doğrultusunda hareket eden eylemcilerin 6 aydan, 3 yıla kadar hapis istemiyle yargılanması nedeniyle, eylemcilerin haksız mağduriyeti devam ediyor. Greenpeace en kısa zamanda bu haksız durumun sonlandırılmasını istiyor.

Nükleer ve 3. köprü ÇED'den muaf

Nükleer santrallar, 3. köprü, Gebze-İzmir otobanı, Ilısu Barajı gibi dev projelere Çevresel Etki Değerlendirmesi muafiyeti getirildi. 15 nisan 2011’de Resmi Gazete’de Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Yönetmeliği’ndeki, ÇED muafiyetini kapsayan Geçici 3. Madde’yle ilgili bir değişiklik yayımlandı. Buna göre 3. köprü, Gebze-İzmir otoban yolu, Sinop ve Akkuyu nükleer santraları,Hasankeyf gibi uygulamalara ÇED muafiyeti yeniden getirildi.

Tabiatıve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanun Tasarısı Çevre Komisyonunda Kabul Edildi

Tartışmalı Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanun Tasarısı TBMM'de yapılan komisyon toplantısıyla, Çevre Komisyonu'nda görüşülerek 16 Mart’ta kabul edildi. Ancak 2003 yılından beri üzerinde çalışılan kanun tasarısı hakkında tartışmalar bitmedi.Yasayla birlikte, “doğal sit” statüsü ortadan kaldırılırken, hâlihazırda Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yetkisinde olan 1261 adet doğal sit alanı Çevre ve Orman Bakanlığı’nın yetkisine devredildi. Ancak, bu 1261 doğal sit alanının yeniden değerlendirilerek, hangi yeni statüye kavuşturulacağı veya koruma dışıbırakılacağı ile ilgili süreç endişe vericidir.

Korunan Alanlar HES İnşaatlarına Açılıyor

Hükumet, tüm yurtta büyük tepki gören Tabiat ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu’yla yapamadığını, alelacele meclisten geçirdiği Yenilenebilir Enerji Kaynakları Kanunu’nda küçük bir değişiklikle yaptı.Böylece, koruma statüsü sayesinde HES'lerden bugüne kadar korunmuş tüm alanların koruma kalkanı ortadankaldırılmışoldu.

6094 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynakları Kanunu’nda yapılan son değişiklik; Milli Park ,Tabiat Parkı, Tabiat Anıtı ile Tabiatı Koruma Alanları’nda, Muhafaza Ormanları’nda, Yaban Hayatı Geliştirme Sahaları’nda, Özel Çevre Koruma Bölgeleri’nde ve Doğal SİT Alanları’nda Hidroelektrik Santrali (HES) inşaatlarıyapılmasınınyolunuaçıyor.

Partiler Çevre Sorunlarına Duyarsız

Siyasi partilerin 150-200 sayfayı bulan seçim beyannamelerinde ekonomiden sağlığa, eğitimden dış politikaya kadar pek çok konuda ayrıntılı görüşlerine yer verilmiş. Dikkat çeken konu, çevre-doğa sorunlarına daha önceki dönemlere göre çok daha fazla ağırlık verilmiş olması. Değişmeyen şeyse partilerin genel anlamda konuya yaklaşımlarının yüzeysel çevrecilikten öteye geçememesi, sorunları insan odaklı çözmeye yoğunlaşması ve doğaya insanları beslemesi, zenginleştirmesi gereken ‘kaynak’ olarak bakmaktan öteye gidememesi.

Gösteri Değil İşkence Merkezleri

Okyanusların özgür canlıları ve deniz ekosisteminin ayrılmaz parçaları yunuslar, son yıllarda moda olan “Yunus Gösteri Merkezleri”nde işkence çekerek ölüyorlar. Türkiye’de 11 yunus gösteri merkezi var ancak bu merkezler ve yunusların esaret altında tutulmalarına ilişkin standartları içeren bir mevzuat yok. Yunusların sağlıksız ve doğalarına tamamen aykırı şekilde küçücük havuzlarda bakılması, sağlıksız beslenmesi, canlı yunus yakalatılması ve ithali başta etik kurallara sonra da hukuka aykırı olmasına rağmen gösteri merkezleri varlıklarına devam edebiliyorlar.

10 Bin HES Daha Geliyor

Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Yönetim Kurulu, düzenledikleri basın toplantısı ile 'Doğu Karadeniz Bölgesi HES Teknik Gezisi Raporu'nu açıkladı. Çin malı teknolojinin kullanıldığı HES furyasında Türkiye'nin orta vadede HES çöplüğüne döneceği uyarısı yapılırken, yeni yayımlanan 'lisanssız elektrik üretimi'ne ilişkin yönetmeliğin ardından 10 bin HES'in daha planlanacağı belirtildi.

Soğuksu Milli Parkı’na 'soğuk duş'

ODTÜ Kuş Gözlem Topluluğu, Kızılcahamam'daki Soğuksu Milli Parkı'na yaptığı arazi çalışmasında, park sınırları içerisinde özel bir otelin inşaat çalışmasının başladığını tespit etti. "Orta Anadolu’nun son bakir ormanları olan ve içlerinde nesli tehlikedeki ve dünyadaki son sığınakları burası olan 'kara akbabaların' da bulunduğu, yüzlerce tür bitkinin, kelebeğin ve onlarca memeli canlının yaşam alanı" şimdi bir de otel inşaatı tarafından tehdit ediliyor.

Memeliler Risk Altında

Memeli hayvanların yüzde 25'i yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Türkiye'de ise her altı memeli türünden birinin nesli tehlike altında.
Yakın zamana kadar ılıman kuşaktaki en zengin yırtıcı çeşitliliğine sahip olan Anadolu 20. yüzyılın başlarından itibaren bu zenginliğini kaybetmekte. Türkiye’de nesli tükenen memeli türler arasında aslan, çita, kaplan gibi büyük yırtıcılar yer alıyor. Buna rağmen çok zengin bir ülke olan Türkiye’de hâlâ kurt, bozayı, çizgili sırtlan, karakulak ve Anadolu leoparı gibi türler varlıklarını zorlukla sürdürürken Anadolu coğrafyası nice keşfe gebe.

Doğanın geleceği KHK’lara bırakıldı

8 Haziran 2011 günü Çevre ve Orman Bakanlığı ile Bayındırlık ve İskân Bakanlığı kaldırıldı ve bunların yerine Çevre Orman ve Şehircilik Bakanlığı adlı bir Bakanlık kuruldu. 4 Temmuz 2011 tarihinde ise bu Bakanlık ikiye bölündü. Bu değişikliğin amacınıanlaşılamadı. Çünkü yukarıda da sözünü ettiğimiz gibi KHK’lar (Kanun Hükmünde Kararnameler ), yasaların kabul edilmesi süreçlerinden geçmiyor ve gerekçe yazılması zorunluluğu da yok.

2 Aralık 2011’de 657 sayılı KHK ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın görev ve yetkileri bir kez daha değiştirildi.Bu KHK ile Daire Başkanı, Yardımcısı, Bölge Müdürü ve Yardımcısıünvanlı kadrolarda görev yapanların görevleri sona erdirildi ve müşavir ya da uzman kadrolarına atanmaları öngörüldü. Getirilen bir geçici madde ile ise ihtiyaç fazlası olarak tespit edilen personelin Bakan takdiriyle kadrolarıyla birlikte Bakanlığın taşra birimlerine atanabilmelerine olanak tanındı.

'Anadolu'yu Vermeyoz' davası başlıyor

'Anadolu'yu Vermeyeceğiz' sloganıyla, çevre tahribatının engellenmesi ve doğaya zarar veren uygulamaların durdurulması için Türkiye'nin çeşitli noktalarından Ankara'ya yürüyen 23 kişi hakkında açılan dava 28 Aralık 2011’de başlıyor."Anadolu'yu Vermeyeceğiz" davası yarın Ankara’da başlıyor. Geçtiğimiz Nisan ayında Türkiye’nin on bir farklı noktasından "Anadolu’yu Vermeyeceğiz" sloganıyla, doğaya ve yaşama zarar veren tüm yatırımların durdurulması için Ankara’ya yürüyen Büyük Anadolu Yürüyüşü grubu, Haziran ayında Ankara Kurtuluş Parkı’nda oturma eylemi başlatmıştı.Eylemcilerden 13’ü gece saat 02.00 sularında gözaltına alınmış ve birkaç ay sonra 23 eylemci hakkında dava açılmıştı.

Kaynaklar:

www.ntvmsnbc.com/

www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=@

www.dogadernegi.org/

www.greenpeace.org/turkey/tr/

1980-Antalya
 
The following users thanked this post: Necdet GÜNEY, M.Ali AKDAĞCIK, Arda TAŞDİZEN, Selim UYGUN

Çevrimdışı Volkan KÖYDEMİR

  • Onursal Üyemiz
  • *****
  • İleti: 6325
  • Thanked: 1130 times
Ynt: Doğa 2011 de Kaybetti
« Yanıtla #1 : 10 Ocak 2012, 22:31:54 »
Bunları biliyoruz ama bir şey yapamıyoruz. Hepsini de bir sayfada görünce iyice içim karardı doğrusu. STK ların bir etkisi olsa bari, yok malesef.
1968
Dünya, kötülük yapanlar yüzünden değil, seyirci kalıp hiçbir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli bir yerdir.  Albert Einstein.
 
The following users thanked this post: M.Ali AKDAĞCIK, Selim UYGUN

Çevrimdışı Ramazan KİLLİ

  • Onursal Üyemiz
  • *****
  • İleti: 3238
  • Thanked: 25 times
Ynt: Doğa 2011 de Kaybetti
« Yanıtla #2 : 11 Ocak 2012, 10:27:22 »
Konun ile ilgili birisi olarak ben de doğanın talan edilmesine,
doğal yapısına müdahale edilmesine karşıyım.
Ancak güzel ülkemizi, büyük devlet olarak görmek istiyorsak gerçekçi olmak da lazım.
Gelişim için enerji sahibi olmak kaçınılmazdır. Ülkemizin petrol zengini olmadığı malumdur.
Rüzgar enerjisi, güneş enerjisi gibi doğaya zararsız enerji kaynakları henüz istenilen enerji miktarlarını karşılayacak teknolojiye tam olarak sahip değiller.
Diğer gelişmiş Avrupa ülkelerinde neler yapılmış nasıl karşılamışlar enerji ihtiyaçlarını,
Nükleer enerji ile karşılamışlar. Beğenmediğim Fransa da 30 adet nükleer enerji santrali var.
Bizim ülkemizde bir tane yapılmak istendiğinde; tehlikeli, doğa düşmanı oluyor.
Fransa da 30 tanesi tehlikeli olmuyor?
Anlatmak istediğim, ülkemizin enerjiye ihtiyacı var mıdır? Vardır.
Ya bu enerjiyi, Rusyadan doğalgaz alıp, elektriğe dönüştürerek, ya da Bulgaristan dan direk olarak alacağız. Veya diğer ülkelerden para ile alacağız, ya da kendimiz üreteceğiz.
....Hes ler bence de doğaya çok fazla müdahale edilerek yapılan santraller.
Bu nedenle, en temiz,en gerçekçi, en çabuk sonuç elde edilecek, en verimli enerji kaynağı olarak nükleer enerji santralleri kurulmalı diyorum.
1970 Antalya (İkamet Eşme/UŞAK) 
 
The following users thanked this post: M.Ali AKDAĞCIK, Selim UYGUN

Çevrimdışı Cömert ÖZEN

  • Üyelik Sonlandırıldı
  • *
  • İleti: 101
  • Thanked: 329 times
  • AVCILIK AVCI SAYFASI
Ynt: Doğa 2011 de Kaybetti
« Yanıtla #3 : 08 Kasım 2016, 05:40:43 »


Rüzgar enerjisi, güneş enerjisi gibi doğaya zararsız enerji kaynakları 

Konu tarih olarak eski ama az önce köyümün facebook sayfasında paylaşılan resmi görünce , resmi eklemek ve kendi yorumumu da beyan etmek için konuya müdahil olmak istedim.



 Susurluk- Balıkesir otobanı üzerinde sağlı sollu bir sürü rüzgar enerji santrali vardır arkadaşlar. İki resimde 10 yıl arayla , aynı ay itibarıyla çekilmiş. İkinci resmi beni oldukça şasırttı. Çünkü bu bölge her ne kadar kurak gözüksede sulama alanı olarak herhande Türkiyede eşi benzeri olmayan bir bölgedir. Hem susurluk çayı buradan doğar,  hemde 2 km yakınında devasa DSİ barajı var. Ayrıca çok ta yağmur alır. Res lerin kurutucu  etkisinden bahsedildiğini duymuştum ama bu kadarınıda açıkcası beklemiyordum.

Özel sektör para kazanacak diye tabiatın bu hale göz göre göre getirilmesine göz yumulması ,  bence açıkça doğanın katledilmesidir.
  • Armsan Phenoma
  • Tristar Cobra Force
1970 Istanbul
 
The following users thanked this post: Necdet GÜNEY, M.Ali AKDAĞCIK, Tevfik GÜN, Selim UYGUN

Çevrimiçi Erol ÖZTÜRK

  • Avlak Yönetici
  • *****
  • İleti: 4366
  • Thanked: 3477 times
Ynt: Doğa 2011 de Kaybetti
« Yanıtla #4 : 08 Kasım 2016, 10:05:38 »
Peki gerçekten bilimsel olarak kanıtlanmış böyle bir gerçeklik varmıdır ? bilgim olmadığı için öğrenmek adına soruyorum,bu ''RES'' ler neden dolayı bu değişikliğe sebep oluyormuş ? bana çok mantıklı gelmedi açıkçası.
  • AKKAR ALTAY SİLVER YARIOTOMATİK
  • HUĞLU 104A
Erol ÖZTÜRK
1969 İSTANBUL / KÜÇÜKÇEKMECE  AB(RH-) Meslek:ESNAF /KIRTASİYE
 
The following users thanked this post: M.Ali AKDAĞCIK

Çevrimdışı Uygar TANDOĞAN

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 516
  • Thanked: 178 times
Ynt: Doğa 2011 de Kaybetti
« Yanıtla #5 : 08 Kasım 2016, 11:41:47 »
son zamanlarda yeterli av hayvanı bulunmamasının tek sebebi işte yukardaki yazıda anlatılanlardır.çocukluğumda su birikintisi olarak ,göl olarak gördüğüm birçok yer şimdi artık kuru.doğamızı ,sulak alanlarımızı,ormanlarımızı vahşice katlediyor ve imara açıyoruz.arkadaşlar suyun,ormanın,gölün olmadığı yerde hayat olmaz.hayatın olmadığı yerde av olmaz.avladığımız hayvanların para verip yemek alma şansı yok,soba yakıp ısınma şansı yok.doğanın talanına ve yapılaşmaya ilk önce bizim karşı durmamız lazım.avcı demek aynı zamanda çevreci demektir.
  • HUĞLU RENOVA SENTETİK 66CM
  • VURSAN 92A EUROPE 66cm
  • HUĞLU GX 812 TACTICAL
Uygar TANDOĞAN
1977 MUĞLA
 
The following users thanked this post: M.Ali AKDAĞCIK, Tevfik GÜN, Selim UYGUN

Çevrimdışı Cömert ÖZEN

  • Üyelik Sonlandırıldı
  • *
  • İleti: 101
  • Thanked: 329 times
  • AVCILIK AVCI SAYFASI
Ynt: Doğa 2011 de Kaybetti
« Yanıtla #6 : 08 Kasım 2016, 14:35:36 »
Bu konuda özellikle yapılmış bir bilimsel araştırma olup olmadığını bilmiyorum Erol bey.

Sektör büyük , dönen parada büyük olunca insanın ister istemez aklına, bu tip bir  araştırmada eğer  halkın tepkisini çekecek kadar , olumsuz bir açıklama varsa , kolaylık ört bas edilebileceği ihtimali  geliyor.


 Aşağıdaki resimde Danimarka kıyılarından çekilmiş. Oluşan Vortex'lerin ( hava girdabı diye çevireim ) etkisi gayet net görülebiliyor.

  • Armsan Phenoma
  • Tristar Cobra Force
1970 Istanbul
 
The following users thanked this post: Erol ÖZTÜRK, M.Ali AKDAĞCIK, Tevfik GÜN, Selim UYGUN

Çevrimiçi Erol ÖZTÜRK

  • Avlak Yönetici
  • *****
  • İleti: 4366
  • Thanked: 3477 times
Ynt: Doğa 2011 de Kaybetti
« Yanıtla #7 : 08 Kasım 2016, 17:11:32 »
Peki biz bu ihtiyacımız olan enerjiyi nasıl karşılayacağız  :( enerjiden vazgeçemeyeceğimize göre  :(
  • AKKAR ALTAY SİLVER YARIOTOMATİK
  • HUĞLU 104A
Erol ÖZTÜRK
1969 İSTANBUL / KÜÇÜKÇEKMECE  AB(RH-) Meslek:ESNAF /KIRTASİYE
 
The following users thanked this post: M.Ali AKDAĞCIK, Selim UYGUN

Çevrimdışı Samet BİRİCİK

  • Avlak Yönetici
  • *****
  • İleti: 1988
  • Thanked: 1987 times
Ynt: Doğa 2011 de Kaybetti
« Yanıtla #8 : 08 Kasım 2016, 17:32:17 »
Peki biz bu ihtiyacımız olan enerjiyi nasıl karşılayacağız  :( enerjiden vazgeçemeyeceğimize göre  :(

RÜZGAR olmuyomuş madem Hesde olmuyor baraja karşıyız zaten Nükleer santralleri hiç istemiyoruz  Ama Elektrikler 1 saat kesildiği zaman kalaylarız bol bol .. Bu işler böyledir en iyisi bile yapılsa Doğadaki orjinallik bozulduğu zaman oluşabilecek riskleri gözönünde bulundurmak gerekiyor..

  • Kırklareli
  • İstanbul
  • https://www.facebook.com/motorlumuhre/
1986-istanbul
 
The following users thanked this post: M.Ali AKDAĞCIK, Selim UYGUN

Çevrimdışı Selim UYGUN

  • Üyelik Sonlandırıldı
  • *
  • İleti: 1086
  • Thanked: 1379 times
Ynt: Doğa 2011 de Kaybetti
« Yanıtla #9 : 08 Kasım 2016, 17:56:20 »
:( dünya nüfüsü hızla artıyor enerji ihtiyaçıda  bu gün neredeyse 7-8 milyar nüfüsla dünya şimdiye kadar  gelmiş geçmiş tüm insanların toplamı ile  yarışıyor.durumda dünya nüfüsü kaldırmıyor eso  veriyor.yani artık dünya o kadar büyük deyil artık hiç olmayacak  Anadolu da aynı şekilde Bizans dönemi en fazla nüfüsü 5-6 milyon olan Anadolu Osmanlıda döneminde bile 10 -15 milyondu toplam Anadolu en kalabalık olduğu zamanda bile günümüzde 90 milyon dayanıyor teknolojik gelişmeler ,artan enerji ihtiyacı ,ulaşım .yapılaşma .tarımsal beslenme ihtişyaçı vb bir bütün aslında hepsi doğaya doğal hayata ve dogalısyla av hayvanlarına avcılığa zarar vermekte  çözüm uzun vadeli önce çindeki gibi tek çocuk yasası ve full eğitimli donamlı çocuklar yetiştirmek çini bugünkü teknolojik ve üretimde dünya devi olması dünyaya kafa tutmasının altında bu yatıyor . çinden ayrı olarak  çok sıkı doğa koruma kanunları lazım su yoksa sulak alan yoksa hayat yok av da yok avcıda yok kısacası   :( tüm uzak doğuda olduğu gibi kore eğitimi       https://www.youtube.com/watch?feature=player_detailpage&v=0nnD9R_857U
« Son Düzenleme: 12 Kasım 2016, 03:42:52 Gönderen: Selim UYGUN »
 
The following users thanked this post: M.Ali AKDAĞCIK

Çevrimiçi Erol ÖZTÜRK

  • Avlak Yönetici
  • *****
  • İleti: 4366
  • Thanked: 3477 times
Ynt: Doğa 2011 de Kaybetti
« Yanıtla #10 : 08 Kasım 2016, 18:16:29 »
:( dünya nüfüsü hızla artıyor enerji ihtiyaçıda  bu gün neredeyse 7-8 milyar nüfüsla dünya şimdiye kadar  gelmiş geçmiş tüm insanların toplamı ile  yarışıyor.durumda dünya nüfüsü kaldırmıyor eso  veriyor.yani artık dünya o kadar büyük deyil artık hiç olmayacak  Anadolu da aynı şekilde Bizans dönemi en fazla nüfüsü 5-6 milyon olan Anadolu Osmanlıda döneminde bile 10 -15 milyondu toplam Anadolu en kalabalık olduğu zamanda bile günümüzde 90 milyon dayanıyor teknolojik gelişmeler ,artan enerji ihtiyacı ,ulaşım .yapılaşma .tarımsal beslenme ihtişyaçı vb bir bütün aslında hepsi doğaya doğal hayata ve dogalısyla av hayvanlarına avcılığa zarar vermekte  çözüm uzun vadeli önce çindeki gibi tek çocuk yasası ve full eğitimli donamlı çocuklar yetiştirmek çini bugünkü teknolojik ve üretimde dünya devi olması dünyaya kafa tutmasının altında bu yatıyor . çinden ayrı olarak  çok sıkı doğa koruma kanunları lazım su yoksa sulak alan yoksa hayat yok av da yok avcıda yok kısacası   :(
İyi güzelde bugün dünyada en fazla enerjiyi kullananlardan birtanesi ÇİN  :) yani işin özeti bence şu,insanoğlu bugünkü gibi aynı hızda tüketmeye ve lüks`e,konfora aynı iştahla devam ettiği müddetçe bu işin sonu yok.  :( Bugünün dünyasında artık kimse 40-50 yıl önceki şartlarda yaşamayı kabul etmeyeceğine göre,gerisi ''laf'' tan öteye geçmez maalesef.  :( İnsanoğlu kendi eliyle kendi ipini çekiyor !!!
  • AKKAR ALTAY SİLVER YARIOTOMATİK
  • HUĞLU 104A
Erol ÖZTÜRK
1969 İSTANBUL / KÜÇÜKÇEKMECE  AB(RH-) Meslek:ESNAF /KIRTASİYE
 
The following users thanked this post: M.Ali AKDAĞCIK, Selim UYGUN

Çevrimdışı Selim UYGUN

  • Üyelik Sonlandırıldı
  • *
  • İleti: 1086
  • Thanked: 1379 times
Ynt: Doğa 2011 de Kaybetti
« Yanıtla #11 : 08 Kasım 2016, 18:20:47 »
İyi güzelde bugün dünyada en fazla enerjiyi kullananlardan birtanesi ÇİN  :) yani işin özeti bence şu,insanoğlu bugünkü gibi aynı hızda tüketmeye ve lüks`e,konfora aynı iştahla devam ettiği müddetçe bu işin sonu yok.  :( Bugünün dünyasında artık kimse 40-50 yıl önceki şartlarda yaşamayı kabul etmeyeceğine göre,gerisi ''laf'' tan öteye geçmez maalesef.  :( İnsanoğlu kendi eliyle kendi ipini çekiyor !!!
tabii doğal olarak çin dünya nüfünüsün nerdeydeyse 5 te biri çinde 2milyar nüfüsla olduğu için kalabalıktan müzdarıpler soloyacak hava bulamıyorlar böyle bir çözüm bulmüşlar ama kişi başına en fazla Amerika birleşik devletleri eneji harcamakta çin en az kişi başına eneji harcayan ülkelerden biridir aslında.çin tedbir almasa  yoksa 10 milyarı geçerdi nüfüsları bencede insan oğlu kendi  pimi çekiyor bir elma misali elmadaki kurt insan kendi dünyasını yiyor kısacası gelecek bu hızla devam ederse se yıkım doğa kaybedeli çok oldu yaban hayatıdoğal yaşam ve alanları av ve avcılık için gelecek karanlık hızla bu yöne sevk içindeyiz :( bindik bir alamete gidiyoz kıyamete neyazkki tüm dünya aynı anda uygulaya bilse yönetemleri birlik içinde ancak bir kısım çözüm olabilir.  biz insanlar şimdi kazan içinde pişen kurbağalar gibiyiz su ışıyor aynen dünya gibi farkında diyilliz ancak kaynayınca anlayacaz hanyayı konyayı atalarımız dedelerimiz av çeşitliği bolluğu nasıl bulamıyorsak bizden sonraki çocuklarımız ve torunlarımız belki hiç av görmiyecekler ömürlerinde bu gidişat böyle gözüküyor. tüm uzak doğuda olduğu gibi kore eğitimi      https://www.youtube.com/watch?feature=player_detailpage&v=0nnD9R_857U
« Son Düzenleme: 12 Kasım 2016, 03:36:00 Gönderen: Selim UYGUN »
 
The following users thanked this post: M.Ali AKDAĞCIK

Çevrimdışı M.Ali AKDAĞCIK

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 1805
  • Thanked: 1041 times
  • AVCILIK AVCI SAYFASI
Ynt: Doğa 2011 de Kaybetti
« Yanıtla #12 : 08 Kasım 2016, 20:54:04 »
cumhuriyet gazetesinden alıntı bir başlık,

ensondan 2.ciyiz :(

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


Bu yılki Davos zirvesinde yayınlanan raporda 10 üzerinden 0.1 puan alarak çevre hassasiyetinde 60 ülke arasında 59'uncu olan Türkiye'ye bir kötü haber de, dünyanın en önemli üniversitelerinden Yale'den geldi. İki yılda bir yayımlanan Yale Üniversitesi Dünya Çevre Performansı Endeksi'nde (Environmental Performance Index - EPI) iki yılda 33 basamak geri giderek genelde 99'uncu olan Türkiye, Doğa ve Yaban Hayatı Koruma (Biodiversity and Habitat) kategorisinde ise 100 üzerinden 22.5 puan alarak 180 ülke içinde 177'nci oldu. Bu, EPI'nın 9 ana kategorisi arasında Türkiye'nin en kötüye gittiği kategori oldu. Bu kategoride Sao Tome Principe son sırada yer alırken, onun önünde sırasıyla Somali, Afganistan, Türkiye, Haiti, Libya, Lesotho, Barbados, Suriye ve Irak yer aldı.

EN İYİ 3 ÜLKE FİNLANDİYA, İZLANDA, İSVEÇ

Yale Üniversitesi Dünya Çevre Performansı Endeksi'nde en iyi ülke yüzde 90.68 ilerleme kaydeden Finlandiya oldu. Yüzde 90 üzerinde ilerleme kaydeden İzlanda ikinci, İsveç üçüncü oldu. Bu ülkeleri ilk 10'da sırasıyla Danimarka, Slovenya, İspanya, Portekiz, Estonya, Malta ve Fransa takip etti.

IRAK, SURİYE VE LİBYA'NIN BİLE GERİSİNDE KALDI

Doğa ve yaban hayatı korumada 10 yıl öncesine göre yüzde 23.4 geriye giden Türkiye, iç savaş ve diğer felaketlerle mücadele eden Irak, Suriye, Libya ve Haiti'nin bile gerisinde kaldı. Dünya Çapında Önemli Türleri Koruma (Species Protection - Global) kategorisinde ise Somali ve Afganistan'ın da gerisinde kalan Türkiye, 100 üzerinden 6.6 puan alarak 180 ülke arasında 179'uncu oldu. 177'nci olduğu milli parklar ve diğer korunan alanlar kategorisinde ise 10 yıl öncesine göre yüzde 30 geriye giden Türkiye, iklim değişikliği ve küresel ısınmayı arttıran karbondioksit emisyonlarındaki hızlı artış yüzünden de bu kategoride 164'üncü oldu.

İLERLEME KAYDEDİLEN KATEGORİLER

Türkiye'nin son 10 yılda gerileme kaydettiği diğer ana kategoriler ise Çevresel Sağlık Sorunları (Health İmpacts - Environmental Risk Exposure) ve Ormanlar (Forests) oldu. Türkiye'nin en yukarıda yer aldığı kategori ise 10 yıl öncesine göre yüzde 43 ilerleme kaydederek 35'inci sırada yer aldığı Balık Stokları (Fish Stocks) oldu. Türkiye, hava (Air Quality) ve su temizliği (Water Resources) kategorilerinde de 10 yıl öncesine göre ilerleme kaydetti. Yine de hava ve su kirliliğindeki iyileşme yeterli olmadı. Nüfusun artışı ve dengesiz dağılımının da etkisiyle, çevresel sağlık sorunlarının son 10 yılda arttığı tespit edildi.

'RANT- YOLSUZLUK- ÇEVRE TAHRİBATI' VURGUSU

Türkiye'nin son yıllarda hızla kötüleşen çevre performansıyla yaban hayatı ve doğal alanların yok edilmesine özel bir yazıyla dikkati çeken Yale EPI, 'Rakamların Ardındaki Türkiye' (Turkey: Looking Beyond the Numbers) başlıklı yazısında, çok az olan korunan alanların da imara açılması, çevre kanunlarının içinin boşaltılması, akarsuların HES'lerle yok edilmesi, Gezi Parkı protestoları, doğa koruma verilerinin güvenilir olmaması ve rant- yolsuzluk- çevre tahribatı ilişkisine vurgu yaptı.

EPI NEDİR?

Yale Üniversitesi tarafından 15 yıl önce başlatılan Yale Çevre Performansı Endeksi, Yale Üniversitesi, Columbia Üniversitesi ve Dünya Ekonomik Forumu işbirliğiyle her iki yılda bir dünya ülkelerini çevreyle ilgili 9 ana kategori ve 21 alt kategoride değerlendiriyor. Çevre Performansı Endeksi ve alt kategorilerini hesaplamak için gelen veriler, ülkelerin devlet dairelerinden, uydulardan, izleme istasyonlarından, Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kurumlardan gelen güvenilir, bilimsel ve kamuya açık verilerden oluşuyor.

Gelişmişlikle çok yakın bir ilişki gösteren Dünya Çevre Performansı Endeksi'nde 2016'da ilk 30 ülkenin 25'i Avrupa ülkesi olurken, son 30 ülkenin 24'ü ise Afrika kıtasındandı.


--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

bu acı gerçekler görmezden gelinemez fakat ne yaptıkkiyi iyi sorgulamak lazım.

saygılarımla.
« Son Düzenleme: 08 Kasım 2016, 20:57:05 Gönderen: M.Ali AKDAĞCIK »
  • TURKUAZ HK 11, OTOMATİK, 4+1, 12 CAL. 65 CM.
  • LAZER TEK KIRMA, 36 CAL. 65 CM.
İnsanlara hoşgörülü tavrım , bildiklerimin yanılgılarıma yetmeyişindendir,..
 
Murat Ali Akdağcık
1970 MERSİN
 
The following users thanked this post: Selim UYGUN, Veysi ŞENGÜL

Çevrimdışı M.Ali AKDAĞCIK

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 1805
  • Thanked: 1041 times
  • AVCILIK AVCI SAYFASI
Ynt: Doğa 2011 de Kaybetti
« Yanıtla #13 : 08 Kasım 2016, 21:01:28 »
Bu konuda özellikle yapılmış bir bilimsel araştırma olup olmadığını bilmiyorum Erol bey.

Sektör büyük , dönen parada büyük olunca insanın ister istemez aklına, bu tip bir  araştırmada eğer  halkın tepkisini çekecek kadar , olumsuz bir açıklama varsa , kolaylık ört bas edilebileceği ihtimali  geliyor.


 Aşağıdaki resimde Danimarka kıyılarından çekilmiş. Oluşan Vortex'lerin ( hava girdabı diye çevireim ) etkisi gayet net görülebiliyor.


 


bunun bir kilometre gerisindeki toprak ve toz taşınımını tahmin bile edemiyorum :( ekosistem tuş olmuş gibi.

saygılarımla.
  • TURKUAZ HK 11, OTOMATİK, 4+1, 12 CAL. 65 CM.
  • LAZER TEK KIRMA, 36 CAL. 65 CM.
İnsanlara hoşgörülü tavrım , bildiklerimin yanılgılarıma yetmeyişindendir,..
 
Murat Ali Akdağcık
1970 MERSİN
 
The following users thanked this post: Selim UYGUN

Çevrimdışı Uygar TANDOĞAN

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 516
  • Thanked: 178 times
Ynt: Doğa 2011 de Kaybetti
« Yanıtla #14 : 09 Kasım 2016, 11:42:57 »
doğayı hızla tüketen kapitalizmdir.malzemeyi 20 yıl ömürlü yerine 2 yıl ömürlü yapan kapitalizm.malzeme yerine çöp üreten kapitalizm.paran kadar harca yerine harcamak için yaşa diyen kapitalizm.bulduğunu ye yerine çiftlik kur diyen kapitalizm.
  • HUĞLU RENOVA SENTETİK 66CM
  • VURSAN 92A EUROPE 66cm
  • HUĞLU GX 812 TACTICAL
Uygar TANDOĞAN
1977 MUĞLA
 

Çevrimdışı Suat ÇALIŞKAN

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 4409
  • Thanked: 5441 times
Ynt: Doğa 2011 de Kaybetti
« Yanıtla #15 : 09 Kasım 2016, 12:26:24 »
Evet Arkadaşlar konuyu enerji sektöründe çalışan birisi olarak baştan sona  okudum.

Nükleer,Termik,Hes,Res gibi enerji kaynaklarının zararlarından bahsedilmiş.

Evet doğruluk payı vardır.


Ancak Alternatifleri duymak istiyorum.

Rüzgar ,Hes,Doğal gaz santralleri yapılırken dışa bağımlı olma ve kw başı kurulum maliyetleri daha fazladır.

Unutulmamamalıdır ki hic bir şey karşılıksız değildir.
Her konforun  bir  bedeli vardır.

Nylon poşetlerin yada pet şişelerin ne kadar zararlı olduğunu herkes bilir.

Ama herkes kullanır.

Dizel araçlar çok daha fazla emisyon  değerlerine  sahiptir.Ancak  daha az ve  km başına  daha ucuz olduğu için herkes tarafından kullanılır.

Örnekleri çoğaltmak mümkündür.

Amatör olarak güneş ve rüzgardan elektrik enerjisi üretmek gibi projelerim var.
Ancak maliyetler hesaplanınca kurtarmıyor.

Ancak kamp ve bahçe aydınlarması gibi basit işlerde kullanılabilir.

Bir ev işin içine girince 20.000tl yi gözden çıkarmanız gerekiyor.


« Son Düzenleme: 09 Kasım 2016, 12:29:06 Gönderen: Suat ÇALIŞKAN »
  • HANİÇ ÇİFTE SXS 67.5 cm Mobil şoklu
  • WİNCHESTER SX3 RED PERFORMANCE
  • AKKAR ALTAY COMMANDO 20ga 66cm
İtibar paradan kıymetlidir, değerini bilene


BİGA/1979
 
The following users thanked this post: Erol ÖZTÜRK