Avcılığın yaygın olduğu Avrupa ülkeleri, Amerika ve Kanada gibi ülkelerde de bu tip avcı ve avcılık karşıtları var, her zaman da artarak olmaya devam edecektir.
Önemli olan av camiyasının buna cevabı ve karşı hamlesidir.
Biz ne yapıyoruz?
Avcı kulüpleri aidat makbuzu kesip, kendi içinde avcı bayramı kutlama faaliyetleri dışında ne yapıyor?
Şu sıralarda yurt dışına üretim yapıp yurt içi avcısına yüz vermeyen yerli silah firmalarımız ne yapıyor?
Düğün zamanlarında fişek, kurusıkı tabanca, balık zamanı biraz da olta malzezemesi satan, günü kurtardığını zanneden av bayiilerimiz ne yapıyor?
Ne kadar doğru bilmiyorum ama bu gün toplanacak olan Merkez Av Komisyonu toplantısına katılan 25 üyenin dokuzu av camiyasından geri kalanının çoğunluğu kendini hayvansever ve çevreci ilan edenler veya üyeleri. Eminim ki önümüzdeki yıllarda bu çoğunluk daha da artacaktır.
Avlayacağı avı, gideceği merayı kıskanan, sezonu kurtaran, skora koşan avcı profili ve bu düşünce yapısıyla, ( kendini bilen gerçek manada avcıları ayrı tutarak ) bir yere varılacağını hiç zannetmiyorum, kendimiz kandırmayalım.
Sosyal medyada gaddarca vurulup, sırıtarak yapılan avcılık etiğiyle alakası olmayan eli tüfeklilerin paylaşımlarının camiyaya verdiği zararlar da cabası. Daha bu gün konuya uzak olmasına rağen bu tür sosyal medya paylaşımları neticesinde doğal olarak avcılığa ve avcılara düşman olmuş bir iş arkadaşımla tartışmak durumunda kaldım. Bu gibi durumları eminim çoğunuz da yaşamışınızdır.
Özetle Türkiye deki avcılığın kendimce özeti budur ve maalesef geleceği de pek parlak değildir.
Her şeye rağmen tüm avcı dostlarıma, sağlıklı, kazasız ve bereketli, birlik olacağımız bir sezon diliyorum.
Kalın sağlıcakla.