Küçük bir çocukken memleketimde, Susurluk çayına kafayı sokar, bir yandan balıkları seyreder , bir yandan da su içerdim. Yıllar geçti. Bırakın kendi memleketimde , ülkede büyük bir bölümünde ,endüstriyel olarak kirlenmemiş su kaynağı oldukça azalmış bir hale geldi.
Dere yataklarına ve su havzalarına verilen imarlar , çarpık yerleşim , gelişi güzel verilen sanayi üretim tesisleri izinleri, madenler , denetlendikleri veya denetlendikleri halde birilerinin talimatıyla hiç bir yaptırım uygulamayan potansiyel su kirleticiler haline geldiler.
Büyük Marmara depremi , kanalizasyon ile içme suyunun nasıl kolayca karışabileceğini ve bu durumun salgın hastalıkları ne kadarda hızlı ve kolay tetiklediğini , bizzat deneyimleyerek hepimizie öğretti. Dolasıyla doğada veya olağanüstü durumlarda ev kullanımı için , temiz su bulabilmek , temiz su bulunamaz ise , bulunabilen suyun , içilebilir hale getirilme yöntemleri , çok daha fazla önem kazandı.
Bu durumda kalırsak ve bu durum oldukça uzun sürerse, evde basitçe yapılacak ,aşağıdakine benzer bir düzenekle, damıtma yoluyla içilebilir temiz su elde etmek , pekala mümkündür.
Peki tamemen doğadaysak ne olur ?
En sevdiğimiz aktivite olan avcılık, atıcılık ve bunun yanı sıra bek ve konaklamalı ördek avlarında , ve yine kamp , outdoor diğer faaliyetlerde , içmek için , sıcak içecek hazırlayabilmek için , yemek yapabilmek için ve gerekirse olası bir kaza durumunda müdahale edilerek araçların basitçe steril hale getirebilmesi için temiz suya olan ihtiyacımız tartışılmazdır.
Eğer binek aracın yakınlarında bir aktivite planlanıyorsa , araçla birlikte getirilecek yeterli miktarda su kullanılacağı için bir sorun yoktur. Karlı bir mekan da ise temiz kar ile gereken her türlü ihtiyaç karşılanabilir. Zaten bu konuyu açma sebebimde diğer olası ihtimaller.
Hepimiz biliriz ki yeşil bitki örtüsü olan bir toprakta yeterince derin bir çukur kazabilirsek suya ulaşabiliriz. Buyrun size toprak , bitki kökü ve bilinmeyen bir çok kirletici etkenle karışık su .Veya bir su çukuruna denk geldi. Haydi buyrun , Afiyet olsun . Lıkır lıkır için.
Elbette bu su , susuzluktan ölecek bir seviyede değil iseniz içilmez. Bu durum aklımıza şu soruyu getirmeli. Tabiatta bulunan su nasıl içilebilir hale getirilir ?
Arkadaşlar herkesin tecrübesi kendisine özeldir. Geçmişte her birimizin yaşadığı tecrübeler , ilerde aynı duruma düşülmemesi için bir ders ve yine aynı olay yaşama ihtimali yüksek bir durumda , işe yarayacak ekipman seçiminde öncelikli bir tercih sebebi olacaktır. Yani bana beklentilerim doğrultusunda oldukça hitap eden bir araç bir başkasına saçma gelebilir.
Bir sonraki cümleyi okuduğunuzda muhtemelen güleceksiniz, hatta kahkahalarla gülebilirsiniz. Sulak arazide dolaşma ihtimalim varsa , yanımda kendim giymek üzere , bayanlar için üretilmiş külotlu çorap taşırım..
Neeeeeee ? Erkek adam külotlu çorap giyermi ? Bu herif Kesin gay’dir diyebilirsiniz. Öyle ya erkek adamın külotlu çorap giymeside neyin nesidir ? Sulak alanlarda gezinirken hiç herhangi bir yerinize sülük yapıştımı arkadaşlar ? Çakmakla veya yanan sigara ucuyla mı müdahale ettiniz ? Sülük çıktı çıkmasına ama sonra neler oldu ? Sülük nalet bir böcek , kanınızı daha rahat içebilmek için , kanın pıhtılaşmasını önleyen , özel bir salgı salgılıyor. Nerdeyse kendi boyuna denk kan içme tüpü var.
Peki Aletinize bir sülük yapışsın’da görelim bakalım neler oluyor.Çıkarması ayrı dert ,(El veya ayağa yapışan sülüğe ateşle müdahale etmek veya çekip çıkartmak , nispeten kolay ama olayın öznesi Kıymetlimisssss olunca ,çarşı karışır
) Enfeksiyon kapıp iyileşmesi bambaşka bir dert.
Olacağını söyleyeyim yanınızda sülüğün delemeyeceği , en kolay temin edilen ve en hafif ve ucuz ekipman olan , külotlu çorap taşırsınız ve giyerkende hiççç öyle kahramanlık , delikanlılık , yiğit erkeklik türküleri söylemezsiniz. Sülük bu , Yok ben komandoydum , Ramboydum, ninjaydım falan dinlemez. Gelir siz anlamadan yapışıp emiverir. Açtığı yaradan kirli sudan dolayı , enfekte olmakta işin extra bonusu. Bir kere başınıza gelsin , aynı duruma bir daha düşmemek için iki tane çorap alıp, çift kat bile giymeyi bile düşünebilirsiniz.
Satın alırken kendi bedeninize uygun boyunu aramakta ayrı bir rezillik. Ekiple dolaşıyorsanız bunu giyebileceğiniz uygun bir mekan bulmak bambaşka bir işkence . Hoş neden taşıdığımı net olarak anlaşılınca, çaktırmadan kendiside çantasında bulunduran arkadaşlarım da yok değil.
Elbette bahanede hazır. Dürbün parlamasını önlemek için şey ettiydim onu aslında ben. Elbette sanki karşında sniper var , Ona sıkacaksın ama görmeside lazım dürbün yansımasını , Tabii tabii.Kesin öyledir.
Neyse asıl mesele bu değil. Su meselesi. . Bu yüzden şunu , bunu alın , şöyle kullanın gibisinden açıklamalara , tavsiyeyi yapanın tecrübesini bilmeden ve neden bu ürünü tavsiye ettiğini açıklamadığından dolayı da pek itimat etmem. Bundan dolayı , her zaman bu tür açıklamaları nedenleriyle ve niçinleriyle yapmaya oldukça her zaman meyilliyim. Bu yüzden uzunca bir yazı olacak. Uzun yazı sevmeyenlere önemle duyurulur.
Sulanabilir tarım arazilerinin yakınında bulabileceğiniz akar su kaynakları , siz oraya gelmeden uzun zaman önce tarımda kullanıldığı ve bitkilere yan etkisinin olmadığından kullanılmaya devam edildiği için güvenilir sayılabilir su kaynaklarıdır. Su berrak ise basitçe bir filtreleme işlemiyle direkt içilebilinir.
Ya bulanıksa ? Ne olur ? Veya çukur kazdık su bulduk. Bu suyun sertlik derecesi içilebilir niteliktemidir ki , birde filtrelemeyle uğraşalım ?
Arkadaşlar şahsen her türlü ekipman seçimimde her zaman en kötü senaryoyu düşünürüm ve tedarik edeceğim ekipmaların bu durumla başa çıkabilmemde mümkün olduğu kadar işe yaramasını isterim.
Öncelikle bulunan suyun sertliği uygun değilse , ne türlü işlem yaparsanız yapın ,isterseniz defalarca filtreleyin , bu suyu uzun süreli olarak içemezsiniz. Peki suyun sertliğini ölçme yöntemi nedir ? Arazide laboratuarmı kuralım ? Elbette hayır. TDS metre diye suyun sertliği ölçen basit , seyyar , hafif ve ucuz ( 15 TL civarı ) bir alet var.
Bu tür her aletin farklı ölçüm mantığı ve skalası vardır. Böyle bir aletiniz varsa , kendi ölçüm skalası içinde bulduğunuz suyun sertliğide içilebilir sınırlar içindeyse , suyu filtreleyerek içilebilir hale getirmeye başlayabilirsiniz. Su sertlik olarak içmeye uygun değilse, bu durumda filtrenizi kirletmeden ve değerli vaktimizi fazla harcamadan , tüm eforumuzu başka su kaynağı aramak için kullanacağız. TDS metre bu işe yarıyor.
Peki sertlik bakımından içilebilir ama oldukça kirli bir su kaynağı bulduk. Bu suyu nasıl filtre edeceğiz ?
Survival programları hepimizi etkiliyor arkadaşlar. Gömleğimi , atletimi , çorabımı , donumu çıkartır bununla filtre ederim diyebilirsiniz. Ama Hollywood’un size pazarladığı mutlu son ile biten hikaye farklı , gerçek hayatta olanlar ise oldukça farklıdır. Bunlarla çalı çırpıdan ve çamurdan başka hiçbir şeyi filtre demezsiniz.
Allahtan sırf bu iş için üretilmiş kişisel veya çoklu kullanım için üretilmiş kamp filtreleri var. Peki bunların içinde ne var ?
Suyu bulanık hale getiren partikül boyutu genelde 5 mikron ve üzeridir arkadaşlar. Yani 5 mikron boyutlarında kalıntıyı tutabilecek bir filtreniz var ise , filtrelediğiniz su , tamemen berrak hale gelecektir.1 mikrona kadar partikül tutabilen filtreler piyasada mevcuttur arkadaşlar.
Ayrıca bu tür filtrelerde , suda eriyik halde bulunan kimyasal maddeleride tutabilmek için aktif karbon denilen , filtre malzemesi var.Tedariki oldukça kolay. Akvaryum filtrelerinde de kullanıldığı için , bir akvaryumcudan veya pet shop dükkanından bile tedarik edilebilinir. Alırken granür halde olanından almak akıl kar’ıdır. Filtreler yapısal olarak zaten ufak , aktif karbon için ayrılmış bölüme granür aktiv karbon , silindirik olanından , daha fazla miktarda konulaniliyor.Ne kadar çok , O kadar uzun randıman.
Ancak çoğu filtre üretici , ilerde aynı kişiye , aynı ürünü yeniden satabilmek için, filtreyi son kullanıcının kırmadan müdahale edemeyeceği kadar sıkı şekilde mühürler. Eğer yoksa ve almayı düşünüyorsanız , hiçbir özel alet kullanmadan , tamamen elle sökülüp takılabilen modelleri tercih etmeniz menfaatinize olur.
Peki suyu berraklaştırdık. Suda mikro bakteri , mikrop ve virüsler varsa ne olacak ? Suyu kaynatabilirsiniz veya dezenfekte tableti atabilirsiniz. Peki ya yanınızda bunlar yoksa ? Mesela dağ başındasınız diyelimki suyu kaynatmak için uygun kabınız var ama etrafta bırakın ağaç bulmayı , yakacak ot bile yok.Şi,mdi ne olacak ?
Ya da dezenfekte tabletiniz var ama güneş yok. Nasıl ayni ? bunu açıklayalım. Defenfektasyon tabletlerinin nerdeyse tamamının , suda aktive olabilmesi ve etkisini gösterebilmesi için güneş ışığı altında en az 1 saat kadar kalması gerekiyor.Ve diyelimki hava kapalı, Tabletinizde var ama işe yaramıyor. Gıcık bir durum ama olay böyle.
Bazı filtre üreticileri bu durum için filtrelerinde , mikrop kırıcı olarak ,gümüş nitrat veya türevlerini kullanır. Kısa vadede etkilerini hissetmezsiniz ama uzun vadeli kullanımda gümüş ve türevleri vücut için ağır metal zehirlenmesine yol açar. Kalıcı böbrek ve karaciğer rahatsızlıkları görülebileceği gibi , yine uzun vadeli kullanımlarda Alzheimer hastalığına zemin hazırlayabilir. Bence sıkıntılı bir durum.
Ayrıca nerdeyse bütün türde bakteri ve mikropları kaynatarak yapılan dezenfektasyon ile etkisiz hale getirmek mümkünken , işin içine virüs girince işler biraz değişiyor arkadaşlar.
Virüsü bir ağacın tohumu gibi düşünün arkadaşlar. Uygun şartlar bulana kadar en zorlayıcı şartlarda dahi dayanabilen , ama insan vücudu gibi kendisi için uygun bir ortam bulduğu an , aktive olarak kendisini çoğaltan bir canlı. Yani dış etkenlere , ısıyada , kimyasala’da oldukça dayanıklı bir organizma.
Peki şimdi ne olacak ? Ya suda virüste varsa ?
2011 yılında icat edilen ve yüzyılın en iyi 100 buluşu arasına giren bir ürün var arkadaşlar. Portatif UV filtresi. Virüsün RNA sını parçalıyor.Steripen olarak isimlendirilmiş türlü markaların , türlü modelleri var. Hepsi aynı işi yapıyor. Farkları kullandıkları Uv lambaların ömrü ve pillerin farklı farklı olması.
Peki RNA nedir ki ? Parçalamak bu kadar önemli bir işlem olsun.
Virüs bir bünyeye girdiği vakit kendi RNA’sını aktive ederek , içine girdiği vücuttaki hücreleri , kendi kopyalarını üretmeleri kodlar. Yani virüs tek başına üremez. Diğer hücreleri , çoğalmak için kullanır. Üreyip çoğalınca insanız hasta eder. RNA’sı parçalamış bir virüs ,çoğalamaz Dolasıyla tek başına vücudu hasta edecek kadarda etkili olamaz. UV filtre kullanımı bu yüzden önemlidir.
Peki piyasada ne türlü filtreler ve markalar var. Avantajlarının yanı sıra dezavantajları varmıdır ? Varsa bunlar nelerdir ?
Kişisel filtreler : En kolay ve yaygın olanı açıklayayım arkadaşlar
Life Straw : Afrikada temiz su temini için bir proje olarak başlamıştır. Nerdeyse her outdoor firmasında bulabilirsiniz. Mataralı modelleride var.Kişisel kullanım içindir ve ağız içinde oluşturulacak vakum ile suyu çekerek çalışır. Yani 2. Kişi kullanmaya kalksa hiçte hijyenik değil.Ağzınıza çektiğiniz suyu tükürerek yapılan bir yemeği kim yer ? veya bu şekilde dolduracağınız kaptan su içmek akıllıcamı olur ? ( Bilemem )
Afrikada bırakın endüstriyel kiri , medeniyet bulmak bile zor olduğu için , genelde yağmur suyu ile oluşmuş göletlerdeki çamurlu suyu içmek için üretilmiştir.Üreticisi 1000 Litre suyu filtre edebileceğini iddia eder.Ama bana göre 400 litreden sonrası için pek güvenilir değil.
Artıları : Kolay bulunur ve etkili bir filtredir.
Eksileri : Kişiye özel sadece içme suyu temininde kullanılabilinir.Direkt içmek için üretildiği için mikroplu ve virüslü suda kullanıcısının , hastalık kapma riksi yüksektir.
Kamp filtreleri : Öncelikle bunlar kalabalık ekiplere su tedarik etmek için kullanılır. Bu yüzden ağız filtreleri gibi suyu ağızla vakumlamakla uğraşmazsınız.Çok yaygın kullanılan üç çeşidinden bahsetmek istiyorum.
Kirli suyu bir kap vasıtasyla filtreleyen modeller :
Sawyer : Yurtdışında farklı outdoor mecralarında , defalarca en iyi ürün seçilmiştir.
Artıları : Boyutları çok ufaktır. Fiyat performans canavarıdır. Nerdeyse piyasada bulunabilecek her türlü pet şişe ile uyumludur.Yani kirlide olsa suyu yanınızda taşıyabilirsiniz.Şişenin ağzına bu filtreyi takarak ve şişeye yandan bastırarak , ağızla vakumalam yapmaksızın su temin edebilirsiniz.Ayrıca kendi torbasıda bulunduğundan, gerekirse bir yerçekimi filtresi gibi kullanılabilinir.
Eksileri : Ebatları çok küçük olduğu için berrak su üretebilme kapasitesi sınırlıdır. ( Bana göre elbette )
Gravity ( yerçekimi filtreleri ): iki farklı torbadan oluşur , kirli su konulmuş olanı yüksek bir yere asılır.Temiz su biriktireni yere konulur.Yerçekimin etkisiyle ve su basıncıyla , su filtreden temizlenmiş olarak geçer.
Artıları : Filtrelemenin altın kuralı olan , suyu , temizleme ekipmanından mümkün olduğu kadar yavaş geçirme prensibini en iyi bunlar uyguladığı için , yapılabilecek en etkin temizliğide bu modeller yapar.
Eksileri : Bunlar pahalı filtrelerdir. Kirli sudaki tortu direkt zemine çöktüğü için , sonrada filtreye gittiği için , filtreye çok yoğun tortulu su gider ve filtre çok çabuk tıkanır. Çoğu zaman temizliği için , filtre ettiğiniz su kadar su gerekebilir.
Pompalı filtreler : Kirli su için kaba gerek yoktur. Direkt su kaynağından su çekebilir. Kirli su girişi ayrı , temiz su çıkışı ayrıdır. Kirli su , biir pistonu elle bastırmak suretiyle basınçlandırarak , filtre malzemesi içinden geçmeye zorlanır.Kir filtreye takılır temiz su diğer uçtan çıkar.
Artıları : Kullanımı oldukça kolaydır.Kirli su hortumu direkt su kaynağına daldırılarak filtre edilebilinir ve mevcut bütün kaplar , filtre edilmiş temiz su ile doldurulabilinir.
Eksileri :Su sıkıştırmak için piston ve sısmasını önlemek için O-ring , conta kullanıldığı için , ara sıra bunların kalitesini kontrol etmek ve çatlamış veya kopmuş olanları yenisiyle değiştirmek gerekir.
Piayasada yapılan en büyük hokkabazlık bu modellerdedir.Ucuza mal edilebilrmesi açısından ,yapılan malzeme kalitesi oldukça değişkendir. Bu modellerde uzak doğu mallarından uzak durmak gerekir. Çünkü kalitesiz plastikden dolayı kullanım esnasında kırılabilir. Ayrıca bizzat kendiniz koymadıysanız içindeki malzemenin içeriği güvenilir olmayabilir.Ayrıca bunlar kapladığı alan olarak büyük filtrelerdir.Her kullanımdan sonra hortumlarının temizlenmesi gerektiği gibi , kirli su giriş hortumu aşırı kirli suda tıkamabilir.Hortumlarını temizlemesi zordur.
Elbette çok farklı tarzda filtre modelini piyasadan mevcuttur. Ama yazım zaten uzun. Yukarıda bahsi geçenler , işe yaradığını ispatlamış ve en kullanılır modellerdir.
Son söz olarak kendi filtre sistemimden bahsedeyim.
Kullandığım Dts metre kayıp olduğu için markasını hatırlamadığımdan yazamıyorum ( Dts 3 gibi hatırlıyorum ama uyduruyor da olabilirim ) ancak en yakın zamanda bir tane daha alacağım.
Fitre olarak , aşırı kirli suları bile filtre edebildiğinden Katadyn combi markasını tercih ettim.
Aslında Pocket modelini alacaktım ancak gümüş nitrat olayından dolayı tercih etmedim. Katadyn ordu tedarikçisi İsviçreli bir firma ve genelde askeri ve sivil gemiler için , deniz suyundan tatlı su yapan ekipmanları üretiyor. Ancak ordu ihtiyacı içinde el tipi taşınabilir filtre ürettiği ve bunlarında Mil – Tech ( Veya Mil- Spec ) standartlarını karşılayabildiği için ürünleri aşırı sağlam.
Alet kullanmadan kolaylıkla demonte olabiliyor.Aktif karbon kutucuğu tırnakla açılabiliniyor. Değişimi kolaylıkla yapılabiliyor. Combi modeli ayrıca iki farklı montaj ağzına sahip , piyasadaki tüm pet şişeler direkt takılabiliyor. Ayrıca Nalgene tipi mataralarda direkt bağlanabiliyor.
Plus modeli alınırsa veya sonradan tedarik edilebilecek Plus aparatı ile her türlü musluğa adapte edilebiliniyor. Yani muslukta kirli su bile aksa yavaş filtre etmek ( damla damla ) suretiyle temizleyebiliyor.
Böylece filtre hem kamplarda hemde, karavan , teknede veya evde şebeke suyunu filtre edebilecek bir hale geliyor.
Eksileri : Türkiyede bulunmuyor. Ve aşırı pahalı.
Bu filtreden çıkan suyu Streipen Classic UV filtre ile steril hale getiriyorum.
Classic modelini tercih etmemdeki sebepte her yerden kolaylıkla temin edilebilecek normal kalem pil ile çalışabilmesi.Kendi tümleşik pili olan modellerinden özellikle sakındım.En iyi pil dahi uygun koşşullarda şarj edilse bile 1000 dolum görüyor. Yine bu aletlerde kullanılan CR123 pilleride kolaylıkla bulmak mümkün değil.Kalem pil içlerinde en kolay bulunabilir olanı.
Yazı uzun oldu farkındayım ama kamp filtreleride önemli konu. Birkaç kelime ile , geçiştirmek olmaz. Umarım yukarıdaki bilgiler bir gün bir işinize yarar.
Not 1: Bu tür ekipmanları sahaya çıkmadan önce mutlaka deneyin arkadaşlar. Neyin nasıl kullanılmasını gerektiğini bilmeden veya ekipmanın çalışıp çalışmadığından emin olmadan yanınıza alırsanız ölü ağırlık taşımış olursunuz.
Not 2: Kadın çorabının farklı bir kullanım amacı daha var arkadaşlar. Şişenizin ağzına birkaç kat sararsanız çok güzel ön filitreleme yapılabiliniyor.
Ha birde dürbün parlaması var elbette.