KARA AVCILIĞI:---TÜRÜNE GÖRE AVLAR VE AVCILARI--- > DOMUZ AVI VE AVCILARI

DOMUZLAR HAKKINDA BiLGi

(1/9) > >>

vezy35:
Yaban Domuzları
 
Yaban domuzları ile ilgili derlemeye başladığım kaynaklarda ulaştığım ilk detaylı bilgi Amerika da bulunan bir üniversitenin araştırmasıdır. Elimden geldiğince Türkçe'ye doğru bir şekilde tercüme ettim. Genel tanımlar ve alışkanlıklar konusunda bize ışık tutabilecek detaya sahip.

Familya : Suidae
Latince Adı : Sus Scrofa
Coğrafi Dağılım ve Bölgeler
Domuz familyasının içinde en büyük çeşitliliği yaban domuzları oluşturur. Genel olarak Avrupa, Asya, Kuzey Afrika da bulunur. Bununla beraber ada coğrafyaları olan, İngiliz Adaları, Korsika, Sardunya, Japonya, Sri Lanka, Ryukyu Adaları, Tayvan, Sumatra ve Doğu Hindistan adalarının bir kısmında da bulunurlar. Domuz familyaları insanlığın ilerleyen tarihinde daha sonraları evcilleştirilmiş hayvanlar olarak da addedilmiştir. Şu an itibari ile Sus Scrofa yani yaban domuzu hemen hemen her yerde bulunabilir ve özellikle ormanlık ve yüksek arazilerde bulunurlar.

Yaşam Alanı ve Habitat
Yaban domuzları geniş bir çevre yelpazesinde bulunmasına rağmen, genellikle nemli ormanlarda fundalıklarda ve çalılıklarda boy gösterir. Özellikle meşe ormanları ve sazlıkların bol ve sık olduğu yerleri tercih ederler. Çok sert kış şartlarında ve soğuktan meydana gelen yiyecek azlıklarında çok uzun mesafeler katederek yiyecek bulma kapasitesine sahip olduğu kanıtlanmıştır. Ciddi ısı değişimlerine hassastırlar. Yaban domuzlarının suda veya çamurda debelenerek postlarında oluşturdukları tabakayla, ideal ısılarını koruma konusunda bir teknik geliştirdikleri gözlemlenmiştir. Ve bu hareketin aynı zamanda böcek ve sürüngen sokmalarına karşı koruma oluşturduğu da bilinmektedir. 50 derecenin altında rahat edemeyeceği gibi ters olarak sıcak havalarda güneş çarpmasına karşı da dayanıksızdırlar.

 

Fiziksel Tanımlama
 
Ağırlık : 50 ila 350 kg
Uzunlık : 90 cm ila 180 cm
 
Yaban domuzları sert ve kısa tüylerden oluşan kaba bir posta sahiptirler. Renkleri koyu griden kahverengine giden bir yelpaze içinde değişiklikler gösterir. Kafa ve gövde uzunlukları 900 – 1800 mm civarlarında kuyrukları da 300 mm civarındadır. Omuz yüksekliği 550 ila 1000 mm arasında olur. Ortalama ağırlıkları 50 ila 300 kg arasında değişir. Erkekler genellikle dişilerden iridir. Yaban domuzları sürekli gelişen 4 ana dişe sahiptir. Bu dişler diğer dişlerin arasında olmakla beraber her biri üst ve alt çenenin çeyrek dairelerinde , bulunur.

İnsanların yaşam alanlarına yakın yaşamaları sonucu genetik değişikliklere uğrayan yaban domuzlarında değişkenlik gösteren deri renkleri, kuyruk uzunlukları ve burun (zurna) tipleri gözlemlenmiştir.

Üreme
 
Çiftleşme mevsimi şiddet içeren bir zaman dilimidir. Genellikle erkekler dişilerile eşleşebilmek için kavga ederler. Erkek domuz sürekli olarak alt dişlerini üst dişlerine sürterek keskinleştirme yetisine sahiptir. Keskinleştirilen dişler, çiftleşme dönemlerinde sıklıkla silah olarak kullanılır. Yaban domuzu familyasının erkek bireyleri karnın yan kısımlarında, çamur ve reçine ile kalın tabakalar oluşutururlar. Bu tabakalar dişiler için yapılan kavgalarda ölümcül diş yaralarını engellemek amaçlı kullanılır. En agresif erkekler bir çiftleşme döneminde 8 dişiye kadar çiftleşebilir ve 8 dişiyi hareminde tutabilir.

 Ilıman bölgelerde dişiler ,ilkbaharda bir batın yavru verir. Tropikal bölgelerde yavrulama/üreme yıl boyu devam eder fakat genellikle nemli mevsim zamanlarında gerçekleşir.

Dişiler 21 gün kızanda kalır ve bu dönemin 3 günü ılımlı ve kabul edicilerdir. Çiftleşme gerçekleştikten sonra yavrular 115 günlük bir gebelik sürecinden sonra doğarlar. Ortalama hamilelik süresi 100-140 gün arasıdır. Anne bir batında 1 ila 12 yavru doğurabilir. Genellikle 4 ve 8 arasıdır. Cinsel yetişkinliğin 8-10 aylıkken oluşmasına rağmen dişiler 18 aylık olmadan üremezler. Erkekler ise 5 yaşından önce dişilere ulaşabilecek güce ve iriliğe sahip olamazlar.

Dişi yaban domuzu ot ve çimen üzerine hazırlanmış bir yuvaya doğurur. Yavrular doğduktan sonra bir süre bu yuvada zaman geçirirler. Yaban domuzu dişileri yavrularını koruma konusunda üst düzeyde agresiflerdir. Bu üst düzey agresiflik ve dikkate rağmen sadece doğan yavruların yarısı olgunluk ve yetişkinlik dönemlerine geçebilir. Çoğu, hastalıklara ve doğadaki diğer yok edicilere yenilmektedir. Yavrular 3-4 ay kadar emzirilir ve anne tarafından ilgi görür. Genellikle bir sonraki gebelikten önce bağımsız hale gelirler.

Yaşam Süresi
Yaban domuzlarının genel yaşam süresi 10 yıldır. 27 yıl yaşamış yaban domuzu kaydı dünya üzerinde mevcuttur. Genç ölüm oranı yüksektir.

Davranış
Avrupadaki yaban domuzları, genellikle gözlenen 20 li sürülere nazaran bazen 100 lü sürüler halinde bulunabilir. Bu sürüler yavruları,gençleri ve dişileri kapsar. Erkek domuzlar yetişkinliğe ulaştıkları zaman sürüyü bırakırlar ve tek başlarına yaşamaya devam ederler. Sürüler genel olarak çok çok büyük alanları dolaşırlar ama göç etmezler. Yaban domuzları daha çok şafak vaktinde, günbatımında ve gece aktiflerdir.

Yuva Bölgesi
Bilimsel araştırmaların belirtmesine göre yaban domuzlarının yuva ve yaşam bölgeleri 100 – 400 hektar arası değişmektedir. Erkek domuzların bölgeleri dişilere göre daha geniştir hatta iki katına yakındır.

 

İletişim, Algı ve Sezgi
Koku alma duyuları domuzların en gelişmiş özelliklerinden. Burun kasına bağlı büyük yuvarlak kıkırdak domuzun burnuna ekstra hareketlilik ve esneklik kazandırır. Yaban domuzu ileri düzeyde bir tat alma duyusuna sahiptir. Bilinmeyen nesneleri tat duyuları ile çok çabuk ve kolay tanımlayabilme yetisine sahiptir. Yaban domuzlarının iyi derecede görme yeteneğinden yoksun olduğuna inanılır. Gözleri , önden görüşü çok zayıflatacak şekilde kafanın yanlarında bulunur. Yaban domuzları homurdanarak ve çığırınarak sesli iletişim kurarlar.

Yemek Alışkanlığı
Yaban domuzu otobur ve etobur olarak seçim yapmadan beslenir. Yosunlardan sebze meyveye, cevizden meşe palamutuna, sürüngenlerden böceklere uzanan çok geniş bir besin yelpazesine sahip olduğu için, yemek bulması kolaydır. Bu kolaylık yaban domuzlarının çöllerden tutun dağlık arazilere kadar birçok çevrede yaşamlarını sürmesini sağlamıştır.

 
Yok Edicileri
Yaban domuzlarının bilinen en büyük yok edicisi, insandır. Erişkin domuzlar; ayılar, vahşi iri kedi türleri, ve timsahlar tarafından avlanır. Genç ve küçük yaban domuzları, büyük yılanlar, büyük sürüngenler, vahşi kediler ve kurtlar tarafından avlanır. Yaban domuzları tehdit altındayken ileri derecede agresif ve gözüpeklerdir. Sürekli gelişim gösteren ve keskinleştirebildilkleri dişlerini ; bunun yanında da , hacimlerinin tüm kuvvetini saldıranı incitmek ve devre dışı bırakmak için kullanırlar.

Yaban Domuzlarının Ekosistemdeki Rolleri
Doğuştan itibaren ekosistem içinde yer alan domuzlar, toprağı karşıtırarak farklılaşmasına, yeni tohumların kolonilenmesine ve meyve tohumlarının yayılmasına sebep olurlar. Bilhassa genç olan domuzlar, iri yok edici etoburlar için önemli bir av ve besin kaynağıdır. Ama bunun yanında küçük hayvanları yiyerek sebze ve meyve birimlerine zarar vererek ekosistem içinde zararlılar arasında da yer alırlar.

Hazırlayan : Tanya Dewey ve Jennifer Hruby
Türkçeye çeviren: Deniz Diren
Kaynak : www.domuzavcisi.com
 


DOMUZ
Evcilleştirilmiş domuz iki yabani türden gelmedir. Avrupa ve Çin yaban domuzları. Şüpheli olmakla beraber, Hint ya da sorguçlu yaban domuzu da bir katkıda bulunmuş olabilir. Aslında bu üç hayvanın durumu da kesin değildir. Bunlar üç değişik cinsin temsilcileri midir? Yoksa Avrupa ve Endonezya adalarına kadar bütün Asya’ya ve ayrıca kuzey Afrika’ya yayılmış olan bir tek türden mi gelmişlerdir? Bugün daha çok son fikir kabul edilmektedir. Kesin karar verilememesinin bir sebebi de söz konusu olan yaban domuzlarında birçok değişikliğin görülmesidir. Belki diğerlerinden ayrılması gereken bir tür, Nepal cüce domuzudur. Bu hayvanın yüksekliği omuz hizasında 30 santimdir. Çin ve Hint türleriyle aynı gruba konulan Avrupa-Asya yaban domuzunun baş ve gövde uzunluğu genellikle 1.20 metredir; bazen 1.80 metreye erişebilir. Kuyruk 30 santime kadar olabilir. Erkek domuzun ağırlığı 190, dişininki 150 kiloyu bulabilir. Domuzun dişinin toplam boyu, sürekli olarak büyüyen köküyle 30 santime erişebilir. Avrupa-Asya yaban domuzunun rengi uçuk griden kahverengi ya da siyaha kadar değişir. Vücudunda seyrek kıllar ve daha ince tüyler vardır. Kuyrukta sadece kısa tüyler bulunur. Bazılarının yüzünde daha uzun tüyler ya da hafif bir yele veya ikisi birden görülür.


AİLE GRUBU
Domuzda gruplar, genellikle aileler halinde görülür. Sonbaharda aile grupları birleşerek dişiler ve yavrulardan oluşan sürüler meydana getirir. Böyle bir sürüde 50’ye kadar hayvan bulunabilir. Yaşlı erkekler çoğunlukla yalnız kalırlar.
Domuzlar ağaçlıklı açıklık topraklarda, özellikle çamur gölcükleri bulunan yerlerde yaşar, rahatsız edilmedikleri takdirde saatlerce çamurda yuvarlanırlar. Ayrıca kaba saba sığınacak yerler de yaparlar. Uzun otları keser, sonra bunların altına girerek havaya kaldırırlar. Böylece otlar etrafındaki yüksek bitkilere takılarak bir tente oluşturur. Domuzlar çevik hayvanlardır ve iyi yüzerler, genellikle kavgaya girmekten kaçınırlar. Ama öfkelendikleri zaman şiddetle davranır, uzun dişleriyle yaralar açarlar.


GECE KÖK ARAMA
Yaban domuzu geceleri rastladığı bitkilerin köklerini yiyerek çok uzaklara kadar gidebilir. Palamutları, kayın ağacının sert kabuklu meyvesini, çeşitli kökleri yer. Düşmüş meyvelerle, hatta başka pek az hayvanın yediği eğrelti kökleriyle bile beslenirler. Özellikle, domalan cinsi mantarları çıkarmaya meraklıdırlar. Bundan başka böcek, kertenkele, yumurta, tavşan ve karaca yavruları, fare, kar sıçanı, leş ve yakalayabildiği her kuşu yer; yani aldığı besin çok çeşitlidir. Dikkatli davranılmazsa tahıl ürünlerini, pancar ve şalgam mahsüllerini, ayrıca patatesleri mahveder. Hem bu yüzden hem spor olarak, hem de eti için bu hayvan yüzyıllardan beri avlanmaktadır.


ÇİZGİLİ YAVRULAR
Dişi domuz her üç haftada bir çiftleşecek duruma girer. 112-115 günlük bir gebelik süresinden sonra bir batımda 3-12 yavru doğurur. Dişinin 8-18 meme ucu vardır. Beslenme zamanında her yavru bir meme başını ağzına alır. Bu yüzden fazla yavru olduğu zaman zayıf olanlar ölür. Yavrular 12 hafta sonra sütten kesilir ve besine alıştırılır. Küçükler etrafta dolaşıp kökleri sökerek besin arar, ama kendilerini koruyan analarından hiçbir zaman fazla uzağa gitmezler. Başlangıçta yavruların çizgileri vardır. 18 aylıkken cinsel olgunluğa erişir, 5-6 yaşındayken tam boylarını bulurlar. Domuz 27 yaşına kadar yaşayabilir.


ESKİ EVCİLLEŞTİRME
Yaban domuzu kolay kolay sürüler oluşturmaz; ama domuz ahırına ya da evdeki hayata kolaylıkla alışır. Bu bakımdan hayvanın, insanların avcılıktan vazgeçerek tarıma başladıkları çağda evcilleştirilmiş olduğu kesin gibidir. Diğer ip ucu ise domuz etinin yasaklanmış olmasıdır. Bunun temelinde göçebelerin tarım toplumlarını hor görmelerinin yattığı sanılmaktadır. Göçebeler bu duygularını, tarımcıların besledikleri domuzlardan nefret ettiklerini söyleyerek açıklamışlardır. Herhalde bunu iyi pişmemiş domuz etinden alınan trişinoz da desteklemiştir. Domuzun ilk evcilleştirildiği tarih, kesinlikle bilinmemektedir, ama tarım devriminin yapıldığı Cilalı Taş devrinden önce olması imkansızdır.
Avrupa yaban domuzu Çin türünden daha iridir. Bu hayvanlar büyüklük bakımından iki zıt ucun temsilcileridir. Verilerden anlaşıldığına göre evcil domuzlar yerli türlerden elde edilmiş, böylece ortaya çeşitli irilikte evcil domuz çıkmıştır. Ayrıca tarih öncesi çağlarda Avrupa ve Asya’nın bir kesiminden diğerine domuzlar getirildiğini ve seçilen bazı türlerin üretildiğini gösteren kanıtlarda vardır. Onun için modern üretme yöntemi başlamadan önce, cinsler birbirine karışmıştır. Bu yüzden günümüzdeki evcil domuzun atalarını tam olarak öğrenmek zordur.


Domuz hemen hemen sadece eti ve yağı için beslenmiştir. Kılları fırça, derisi sandal ve diğer zarif eşyalar yapımında kullanılmış, kemikleri de toz gübre olarak kullanılmak üzere öğütülmüştür. Eski çağlarda domuzdan daha başka şekillerde de yararlanıldığı biliniyor. Mesela kurban olarak, Roma çağında yaygın olan garip bir yönteme göre, askerler ellerini domuza koyarak yemin ederlerdi. Domuzlar değişik zamanlarda arabalara da koşulmuştur. Ayrıca domalan cinsi mantarları fark edecek şekilde yetiştirilmiş, hayvanların bulduğu bitkileri, sahipleri daha sonra kazıp çıkarmıştır. Eski Mısır’da domuzlardan buğday ekiminde yararlanılıyordu. Hayvanların sivri toynakları ile açtıkları delikler tohumların sürülmesi için uygun derinlikte olduğu için bu yola baş vurulmuştu. İşin en şaşılacak tarafı domuzlar Orta Çağ İngiltere’sinde New Forest’de izinsiz ava çıkan kimseler tarafından vurulan hayvanı bulup getirecek şekilde eğitilmişlerdir. Bu bölgede soylu olmayanların, ancak pek küçük köpekleri beslemeye hakları vardı. Bu köpeklerin Kral Rufus Üzengisi denilen 26 santim yüksekliğinde ve 18 santim genişliğinde demir bir çerçevenin içinden geçebilecek küçüklükte olması gerekiyordu. Güney Hindistan’da, ilkel bir kabile yaşamaktadır. Kabilenin yaban sığırlarının sık sık bataklıklara girme huyu vardır. Yine böyle bir olay sırasında yaşlı bir kadının bir domuza bir şeyler söylediği ve hayvanın hemen koşarak bataklığa gittiği, yaban sığırlarını toplayarak iyi eğitilmiş bir çoban köpeği gibi ihtiyar sahibine getirdiği görülmüştür.


kaynak. kamil üçbaş avcının temel eğitim kitabı. basım yılı 1999 - ankara

Ümit ALTIKARIŞ:
teşekkürler

iso185:
PAYLAŞIMIN İÇİN TEŞEKKÜRLER

Selim ÇAKAR:
paylaşım için teşekkürler

Engin SAĞLAM:
tesekkur ederız bılgıler ıcın

Navigasyon

[0] Mesajlar

[#] Sonraki Sayfa

There was an error while thanking
Thanking...
Tam sürüme git