Türkiye'de Marmara Denizi'nden Daha Büyük Bir Alan Kurudu

[Hüseyin BAŞARIR]

    Türkiye'de Marmara Denizi'nden Daha Büyük Bir Alan Kurudu 
 

Türkiye Su Meclisi, 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar günü nedeniyle yaptığı açıklamada son 60 yılda Türkiye'de kuruyan sulak alan miktarının yaklaşık 1 milyon 400 bin hektar olduğunu bildirdi. Bu alan, Marmara Denizi'nden daha büyük bir yüzölçüme karşılık geliyor. Yanlış su politikaları nedeniyle yalnızca son 10 yılda 240 bin hektar sulak alan kaybedildi.

Türkiye Su Meclisi’nin verdiği bilgilere göre Türkiye'de sulak alanlar ve göller iki ana nedenle kuruyor:

Doğrudan kurutma: Devlet Su İşleri (DSİ) kurulduğu 1953 yılından bu yana, 370 bin hektar sulak alanı çeşitli kurutma ve taşkın kontrolü amaçlı projeler sonucunda doğrudan kuruttu. Ek olarak, 375 bin hektar alan da "küçük ölçekli taşkın kontrolü" ve "küçük ölçekli drenaj ve kurutma" projelerine maruz kaldı. Bu şekilde, Çukurova, Çarşamba Ovası, Konya Ovası, Meriç ve Ergene havzaları gibi pek çok bölgede sulak alanlar kurutuldu.

Dolaylı kurutma: DSİ istatistiklerinde yer almayan ikinci kuruma nedeni ise su rejimine yapılan plansız müdahalelerin sulak alanlar üzerindeki dolaylı etkileri. Örneğin, Konya Havzası'nda sulama barajları ve binlerce kuyu nedeniyle suyun göllere gitmesi engellenerek havzadaki doğal su akışı bozuldu. 1 milyar 150 milyon metreküp emniyetli su rezervine sahip Konya Havzası’ndan her yıl 1 milyar 786 milyon metreküp su çekiliyor. Bu nedenle havza yılda 636 milyon metreküp su açığı veriyor. Başka bir değişle, havzadan her yıl bir Tuz Gölü’nü dolduracak kadar su fazladan çekiliyor ve su göllere ulaşamadan tarımsal sulama için kullanılıyor. Sonuç olarak, Tuz Gölü başta olmak üzere havzadaki göller kuruyor. Buna benzer bir süreçle Türkiye'de pek çok göl yok olmasına rağmen, ortadaki durum küresel ısınmaya mal edilerek asıl sorun göz ardı ediliyor.

Son on yılda doğrudan kurutma veya diğer nedenlerle kuruyan sulak alanların dökümü aşağıdaki listede yer alıyor. Türkiye Su Meclisi bu liste ile Türkiye’de yalnızca son 10 yılda 240 bin hektardan çok sulak alanın kurutulduğunu ortaya koyuyor (1).

Türkiye Su Meclisi, doğa hakkının anayasal güvence altına alınmasını, bu doğrultuda bir su yasasının hazırlanmasını, DSİ Teşkilat ve Vazifeleri Kanunu’nun doğayı koruyacak şekilde değiştirilmesini, suyun ekolojik değerini esas alan entegre havza planlamalarının uygulamaya konmasını ve bu uygulanana kadar suyun doğal döngüsüne zarar veren tüm baraj, sulama ve HES projelerinin durdurulmasını talepediyor.

www.turkiyesumeclisi.net

 
 
 

[Faruk ÖSTLÜER]

Yazık gerçekten çok yazık göz göre göre ülkemiz çölleşiyor umarım en kısa zamanda yetkililer geregini yaparlar...

[Güven SARI]

Dünyanın hiç bir ülkesinde resmi bir kuruluş memleketine DSİ kadar zarar vermemiştir.Göller,bataklıklar kurutulur,derelerin ırmakların yatakları ıslah edilir.Sonra kalan göller de ava kapatılır neymiş ördek azalmış avcılar bilinçsiz avlanma ile soylarını tehlikeye atmışlarmış.İnşallah bir gün yapılan bu müdahalelerin yanlış olduğu anlaşılır da memleketimizin kalan doğal ortamları kurtulur.

[Atakan AKIN]

Dünyanın hiç bir ülkesinde resmi bir kuruluş memleketine DSİ kadar zarar vermemiştir.Göller,bataklıklar kurutulur,derelerin ırmakların yatakları ıslah edilir.Sonra kalan göller de ava kapatılır neymiş ördek azalmış avcılar bilinçsiz avlanma ile soylarını tehlikeye atmışlarmış.İnşallah bir gün yapılan bu müdahalelerin yanlış olduğu anlaşılır da memleketimizin kalan doğal ortamları kurtulur.

[Ali ÖZHAVUTÇU]

Dünyanın hiç bir ülkesinde resmi bir kuruluş memleketine DSİ kadar zarar vermemiştir.Göller,bataklıklar kurutulur,derelerin ırmakların yatakları ıslah edilir.Sonra kalan göller de ava kapatılır neymiş ördek azalmış avcılar bilinçsiz avlanma ile soylarını tehlikeye atmışlarmış.İnşallah bir gün yapılan bu müdahalelerin yanlış olduğu anlaşılır da memleketimizin kalan doğal ortamları kurtulur.

     İnşallah...zaten inşallah demekten başkaca birşeyde yapmıyoruz bu günler iyi günlerimiz böyle giderse bu yok oluş dahada hızlanacak ama ozaman vakitte geçmiş olacak. DSİ eski genel müdürü şimdi orman bakanı sulak alanları ve avlakları yokeden kurumun başından şimdi avcıların başına geçti, derdimizi daha iyi anlar diye düşünüyorum biz avcıların şimdi birlik olup bu problemleri çözme zamanı.gerekenleri yapmalarını yetkililere bırakırsak vay halimize.Saygılarımla.

[Eşref YILDIZ]

yazık gercekten yazıkk ne dıyelımm ınsallah en kısa zmanda duzelır