TURKIYE AVCILARI VE ATICILARI FORUMU
GRUPLARA DAHiL OLMAYAN BÖLÜMLER => AVCILAR KIRAATHANESİ => Konuyu başlatan: H.İbrahim GÜNGÖR - 22 Ocak 2012, 14:44:50
-
EWET arkadaşlar yeni bir konu av hayvanlarının azalmasının ana sebebini forumda tartışalım.biz avcılarmı yok ediyoruz.yoksa tarlalarda binlerce dönümlük arazlerde kullanılan bütün canlıları yok eden ilaçlarmı?saygılar sunuyorum. O0
-
Bana göre en büyük etken zirai tarım ilaçları arkasındanda otomatik av tüfekleri sözde takozu var ama av yerine varıldımı çıkartılıyor .
Birde biz avcılara devlet kurs açıyor ders veriyor bilgilendirme yapıyor ya madem bu zirai ilaçları kullanan vatandaşlarada bilgilendirme yapılsın.
-
süne ilacı..tarlaya giren her canlı ölüyor..ve diğer tarım ilaçları..tarım ile ilgili bir sektörde olduğum için tarım ilacı etkilerini az yada çok doğa ve insanlar üzerinde gözlemliyorum..av da boş kovan toplamaya özen gösteriyordum,ancak boş ilaç kutularını toplayıp yakmaktan kovan lara zaman kalmaz oldu..belki hepimiz görüyoruz dur,bir çok tarla kenarında boş ilaç kutuları,naylon gübre çuvalları..bir diğer husus bölgemizde sulak av alanlarının %90 nı ava kapatıldı..sebep sulak alanlar sözleşmesine imza atılması imiş..kalan yerlerde,3 gün olan av günlerin de eğer ördekte söz dinler bu 3 gün olan av günlerinde av yerine gelirde denk getirirseniz çantaya bir şeyler girer..tabii av yerine olan yığılma, teyp ,gümeci olaylarını da ekleyin..haliyle haftada bir kere ördeği denk getirende işi şansa bırakmayıp takozu çıkartmaktadır..ördek soğuk hava avı dır ve göç gelirse vurursunuz,olduki göç pazartesi geldi veya perşembe..birde atılan nitrat ve azot gübreleri varki bunların hayvan lar üzerindeki etkilerini hala bilemiyorum..kekliğin baş düşmanı deniliyor..selamlar
-
Tabiki avların azalmasıın çok farklı sebepleri var ve bu sebepler de avlağa göre değişiyr.Tarım yapılmayan yerlerde de aynı avda azalma görülüyor.Kekliğin düşmanı atılan azot gübresi değil sanki yani atılan ilaçlar dolaylı olarak etkiliyor tabik.Tarım ilaçları yada zehir ler atılan tarlada ki böcek gibi çekirge gibi hayvan popülasyonlarını bitirme noktasına getiriyor.Buda etkiliyor tabiki hayvanları.Eskiden yazın keklikleri oturup izlerdim palazlara çekirge tutp veren anaçlar falan şimdi hiç birini göremiyorum.Fakat burda köylünün günahı da yoktur. Yıllarca devlet tohum ıslahı yapılması için baskı yaptı köylülere yeni tip tohumlar getirtti ( %90 israil tohumu) Bu ırkların da en büyük özelliği organik bi şekilde yetiştirlmelerinin imkansız olduğudur.Sürekli her sulamada verilan ilaçlar.. . Şimdi de devlet çıkmış diyor ki aynı köylüye aman organik tohum yapın :) Bu yaklaşık 15 yıllık süreç içerisinde atılan tüm o zehirler ilaçlar hem toğrağı bitirdi hemde yaşayan canlıları tabiki bu durum belli hayvan türlerine de yansıdı.
Sonra inanın bazı insan suretindeki yaratıklar mayıs da bile bıldırcın avı yapıyor yada ağustos ayında gece tavşan avına giden biri ile kavga etmek üzeryken ,bebekleri vardır şimdi olmaz diye uğraşırken benimde çocuum var napim yani yaaa diyebiliyorsa yine o popülasyonun düşme sebebi anlaşılabilir.
Aslnda işin özeti şu snırım .BİLİNÇLİ olursa insanlar bu sorun ortadan kalkar.Yine o klasik laf sanırım her fırsatta doğruluğunu ispatlıyor . Eğitim Şart ! :)
-
av hayvanlarının çoğu tarım alanlarında barınıyor, tarım alanlarındada hayvanlar tarım ilacı bulaşmamış içeceği su kalmadı, artık gübre ilaçlarda sulama sularına katılarak kullanılıyor, av köpeğinin bu sulardan içmesi bile çok tehlikeli olurken, bıldırcın gibi kuşlar nasıl yaşayacak.
av hayatını yok eden tabiiki çevre kirliliği, tarım ilaçları, yoksa avlamakla av bitermi, siz ava çıktığınızda ne kadar avlanabiliyorsunuzda av bitecek.
-
Arkadaş lar sebepler okadar çokki ve he avcı bunu her yerde yıllardır dile getiriyor tartışıyor ama sonuş hiç değişmedi.
şu yukaıda yazılanalı ben 1980-90 lı yıllarda AV TUTKUSU dergisinde yazmıştım. bu gün hala aynı şeyleri tartışıyoruz bir adım öte gidemedik. çünkü bizim tartışamamız yetmiyor biz bunları yükses ses haline getirmemiz gerek ama bunuda yapacak örneğin Yaban TV ama o işin ticaretini yapmaktan bu işlere bakamıyor. bence bu bir devlet politakası olmalı ve avcı klüpleri sıradan klüp görünümünden çikıp ilgili bakanlıkla koordineli çalışmalı sadece avcıyı değil köylüyü de yeni yetişeceklerde eğitim vermeli. Bakın Sigara konusunda Devlet ele alınca koordineli eşkilde başarı oranı çok yüksek.
Arkadaşlar 1980-90 Yıllarda yapılan araştrmada av hayvanlarının azalmasına sebep avcı. 18. nci sırada idi.
Sebeplere gelince
1-)Doğal yaşam alanları devamlı daralıyor. ormanlar ve küçük çalılıklar yok edilip zirate açılıyor
2-)Bu alanlarda kontrolsüz şekilde tarım ilaçları kullanılıyor. Palazalar ve, anaçlar ve bunları yiyen tilkliler v.b. yok oluyor.
Nazillinin meşhur Menderes ovası pamuğu ile meşhur du. yer altı sularında artık nitrat çıkıyor. içilemez. varın gerisini siz düşünün . Tarım ilacı konusu kesinkes Devlet politakası olmalıdır. bu sadece av hayvanları için değil insanlar içinde geçerli.
3-)Dağlarda yol açılmayan yerler kalmadı artık her yere ulaşılabiliyor.
4-)Teknoloji gelişti tüfekler fisekler beeperler v.b. (Kuşlar aynı kuş)
5-)Fare ve zararlılarla mücadele için tarım müdürlükleri her gelene zehirli buğday dağıttı. Buğdayıda hem fareler hemde kuşlar yedi maalesef sonuç hüsran ve bilinçsiz kullanma.
6-)Fabrika atıkları heryere sorumsuzca başta denizlere ve nehirlere bırakıldı.
7-)Tarımda kullanılan tohumların zehirli olması sonuç yine aynı
8-)İLAÇLAMA. Uçakla ve ya büyük makinlarla geniş alanları tarayarak kuşun temiz alan bulamıyacağı kadar ilaçlamak.
9-)Biçer döverlerin bilİnçsizce çalışması ne yavru ne yuva hatta büyükleri bile yok etmesi.(Almanyada biçerdöver girmeden önce tarlalar kontrol ediliyor ve canlı varsa tarladan ürkütülerek uzaklaştırılıyor)
10-)İklim değişiklikleri sonucu örneğin kuraklıkla suların yok olması ve av hayvanlarının alan değiştirmesi yok olması, soğuk iklimlerde yem bulamaması (yemleme yapılmaması)
11-)Av araçlarının yanında taşıtlarında teknolojik gelişim
Aklıma gelenler bunlar daha da vardır aklınıza gelrse sizde ilave edin.
HEPİNİZE RASGELE
-
Nuri bey yazılcakların hepsini yazmışsınız,emeğinize sağlık..2010 temmuz ayı idi..bir ilimize bağlı yakınbir köyde kaldık gece..o akşam kahvede oturuyoruz,köyün yanındaki bayırdan gece buğday biçimi yapan biçerin uğultusu geliyordu..yalnız ara ara tüfek sesleri duyunca yanımdaki birine sordum bu tüfek sesleri ney diye,yanıt şuydu;ENİŞTE BİZİM BURADA BUĞDAY ARPA BİÇİMLERİ BAŞLAYINCA AVCILAR!! BİÇERİN YANINI GECE GÜNDÜZ BOŞ BIRAKMAZ..E neye atıyorlar deyince,Neye atcaklar geyiğemi?tabiki TAVŞANA..birde gülüştüler..içim ürpermişti..koycan biçerin önüne bu yaratıkları,açacan projektörleri gözüne gözüne vercen 10 numara saçmayı..Avcılar yazan yere işaret koydum,hiç kimse alınmasın,herkes biliyor gece tavşan işi yapanların ne denli ......çocuk olduğunu..
-
Foruma katılanların ,görenlerin , O0ellerine gönüllerine sağlık diyerek devam ediyorum sözlerime.gün geçtikçe konuşulanlar, yazılanlar .düşünceler,isyanlar hep aynı olduğu içinmi katılımı az buluyorum bilemiyorum ama çoğalmasını çoğaldıkça sesin artacağını ses çoğaldıkça gerekli yerlerden bizleri bu forumu takip ettiklerinden adım gibi eminimki bir gün mutlaka cevap bulacak söylenenler yazılanlar.Anlıyorumki doğada avın yokolması ,daha kaliteli ürünler yetiştirerek sözde kar marjı yükselten bizler.Sonuç olarak bütün sorunların kaynağı insanın yaptığı tahribata dayalı.Allah bizlere akıl vermiş üretiyor ve uyguluyoruz hayvanlarda diğer canlılarda içgüdü var onlar sadece bazları bulundukları bölgelerde bulduğunu yiyor, bazıları dünyayı dolaşıyor yaşamını devamettirmek için.Araştırmalarda romanyadaki kaz populasyonunun azalmasının tek sebebinin zirai ilaçlar gösteriliyorsa .ziraatla uğraşanlarında ,bilinçsizce avlananlarında, bunlara çanak tutanlarında oturup iki defa değil on defa düşünmeleri gerekli diyorum.saygılar sunuyorum . O0 foruma ufakta olsa katılım yapalanların ellerine gönüllerine sağlık. O0 O0
-
arkadaşlar bundan yaklaşık 20-25 yıl önce babamlar afyona çil keklik avına gidiyorlar bir sene evvel korkunç çil var.yine aynı kuşu buluruz görürüz ümidiyle gidiyorlar .gez babam gez bir şey yok.babm bir kınalı bir tavşan vuruyor avı bırakıp köy kahvesine gidiyor.hoş beş muhabbetten sonra babam niye çil görmediklerini çillere ne olduğunu soruyor. köylüler
----- hava durumunu dinledik yağmur yağacak denildi bizde tarlalara ilaç attık ama yağmur yağmadı kekliklerde tohum sanıp ilaçları yedi.ilacı yiyen kekliğin kursağı patlamış.günlerce ovaya keklik leşi kokusundan çıkamadık.sonra muhtarlık anons yaptı oavay çıkıp çillerin leşlerini toplayıp yaktık.belki bnlerce çil vardı.bu sene çil kekliğe doyacaktık diye düşünüyorduk.
---------bu anlattıklarımı babam 1985-90 yılları arasında yaşadı.babam hala içi sızlayarak anlatır bu olayı.eskiden pamuk tarlalarında sıçancık kuşu dediğimiz ufacık kuşlar olurdu onlara avcılar tüfek atmz.onlarıda mı avcı bitirdi.
-
fatih kardeşim anlattığın sözler bir ok gibi gözlerim dolarak okudum işaallah böyle şeyler yaşanmasın diyelim ama hala devam ediyor.siz değerli avcı arkadaşlara her yıl başımızdan geçen olayları kısaca anlatayım.mayıs da yağmurlarla bıldırcınlar geliyor tarlalara her yer bıldırcın sesi tamam diyoruz bu sezon güzel bıldırcın var olanı anlatıyorum kimse üzerine alınmasın ekinler bir karış değil üre gübresi atılıyor yağmur yağarsa ekine faydası var yağmassa bir gecede kuşlar beyaz beyaz görünce yiyor kursakları delinen anaçlar gidiyor bu birinci posta ilk gelen bıldırcın üreden sonra ekinleri ot basıyor ekin için olumsuz bir durum bu seferde yabancı ot ilacı atılıyot altında kalan ve kuluçkaya yatmış bıldırcınlar ölüyor bu ikinci posta ölüm kuraklık arpaların erken sararmasına sebep oluyor adam diyorki her tarlayı 2 defa gezmeyelim 2 hafta gecikmeyle normalden 1 ay önce ekinlere yavru palazlanmadan döverbiçer giriyor 3 posta ölüm gerçekleşiyor .bu arada tavşan göcenleride gidiyor ,hemen akabinde balya makinesi giriyor dövrbiçerden kaçanlarıda o öldürüyor.soruyorum kaç bıldırcın insan veya yabani hayvan kursağına gitti.sözü uzatmadan allah aşkına başından enterasan olaylar geçen varsa bari anlatsın umuyorumki aklımızın bir köşesinde durur ve bir gün bizlerde bir yerde anlatırız bak böyle böyle olmuş şöyle yapalım deriz bir can bir candır.
-
Av azalıyor evet her yıl birazdaha birazdaha azalıyor,
avcı kılığında dolaşanların payı büyük
tarımın ve doğa üzerinde oynanan oyunların yapılan değişikliklerin payı daha büyük
avcı kılığında dolaşanların ve vicdansız insanların yaptığı ihtiyacın dışında avlanmak ve limit aşımı yapmak, far avı yapmak, teyp kurmak, yavru kulukça zamanı anneyi yavruyu vurmak, yasak bölgede avlanmak, gibi olayların yaban hayatını olumsuz derecede etkilediği kesindir.
Tarıma ve doğa üzerinde yapılan müdahalelere gelince, tarım ilaçları zaten işin en korkunç tarafıdır, belki tavşan bir nebze o ilaçlara dayanabilsede kanatlıların hiç şansı yok, tarım konusunda doğal eski yöntemlere dönmedikçe hayvanların nesli tükenmeye devam edecek, avcılar kelaynakmı avladılar, neden kelaynak nesli kırıldı, o dönemde yapılan zirai ilaçlamadan o sene hepsi öldüler.
bakın almanyada adamlar tarlaya makina gireceği zaman önce tarladaki yabani hayvanları kaçırtıp tarlayı yuvayı kontrol ettikten sonra makina giriyormuş hay elinden alnından öpülesi adamlar işte onlar, biz bu zihniyete nezaman geliriz yada gelirmiyiz.
sulak alanlara yapılan müdahalelere, sazlıkların bozulmasına, doğal yaşam alanlarının yakılıp yıkılıp peşkeş çekilmesine hiç değinmiyorum.
daha öncede yazdım yine yazıyorum ÜLKEM İÇİN ÜZÜLÜYORUM, çok kötüye gidiyoruz sistem yavaş ve zayıf işliyor işin ucundan kıyısından tutan kimse yok, her yıl türkiye içerisinde birkaç yerde salınan 300/500 keklik sülün bu işi kurtarmaz, önce yukarda sayılan maddeler düzeltilmeli, düzeltilmeliki saldığın koruduğun hayvan yaşasın.
kısaca sistem olacak sistem bir beyin yönetecek bütün bunları
-
av hayvanlarının çoğu tarım alanlarında barınıyor, tarım alanlarındada hayvanlar tarım ilacı bulaşmamış içeceği su kalmadı, artık gübre ilaçlarda sulama sularına katılarak kullanılıyor, av köpeğinin bu sulardan içmesi bile çok tehlikeli olurken, bıldırcın gibi kuşlar nasıl yaşayacak.
av hayatını yok eden tabiiki çevre kirliliği, tarım ilaçları, yoksa avlamakla av bitermi, siz ava çıktığınızda ne kadar avlanabiliyorsunuzda av bitecek......birde orman müdürlügü hey yil toplanan milyonyari ne yapiyor av üretip bütün türkiyeye avlaklara salmasai lazim bence böylelikle av azalan bölgelerde cogalmis olur ...zirayi ilaclarada cok SIKI denetleme gelmesi lazimdir ....... O0 O0
-
elinize yüreğinize sağlık.bu konuya duyarlı olalım.her birey üzerine düşen neyse onu yapsın kahvede alatılacaksa doğru olanı anlatsın teknik bilgi gerekiyorsa çiftçiyi elinden tutup biliçlendirelim.bilinçsiz avcıları eğitelim. far avı yapanları teyle kuş toplayanları kendilerini ön plana atmadıklarını biliyoruz, lütfen uyaralım uyaralım her yıl bulunduğumuz yerlerde bilinçlendirme proğramı yapılmasını tarım müdürlüklerinden rica edelim.kırmayacaklarına eminim.Talep olmayınca kimse ses çıkarmaz bizler duyarlı davranalım ve talep edelim.Gelecek nesiller için yaşanabilir bir dünya bırakalım.Savaşarak değil.
-
Yavaş yavaş ses gelmeye başladı bu bölüme inşallah daha fazla kişi katılır.
sayın Bülent kardeşim yorumunuza katılıyoruma ancak av hayvanlarının özelliklede kekliğin üretiip salınması çözüm değil dünyada da, yurdumuzda'da hala sonuç alınamadı
Keklik üretilip salınmakla maalesef olmuyor. ben bunu bizzat mücadele verdim sebepleride çok uzun buraya sığmaz. Keklik ancak doğada korunarak yada yine doğadan bol olan yerlerden yakalanarak olmayan bölgelere salmakla olur. Bölgeyi ava kapatmakla keklik çoğalmaz. Zaten avcı avın azalmasında 10. ncu veya 15. sırada. siz avı yasaklıyorsunuz diğer avın azalmasına etken hiç bir şeye dokunmuyorsunuz. o bölgede kekliğin düşmanı olan tilki v.s populasyonu nedir bilinmiyor, tarıma yine devam zirai ilaç kullanmaya yine devam, ormanları kesip tarla yapmaya devam, ilaçlı buğday dökmeye devam, fare zehiri atmaya devam bekleyinki keklik üresin. siz 100 yıl sadece avı kapatarak yasak bölgelrede avın üremesini sağlayamazsınız. Örnekmi işte sansum daki sülün üretme çiftliği 1940 lı yıllardan beri koruma altındaki sülün samsun sınırlarını aşıp anadoluyu istila etmesi gerek ama gidin balalım 50-60 yıldır kaçtane sülün üremiş samsunda. ki sülün doğada en rahat üreyebilen bir hayvandır kekliklten dahada dayanıklıdır.
Sayın H.İbrahim kardeşim iyiki bu konuyu açtın dertler okadar çok ki anlatmakla bitmez. Arkadaşlar söyliyecekleri çoktur. herkesden buraya yorum yazmalarıı rica ediyorum. hepinize RASGELE
-
Tarım ilaçlarınında çok büyük zararı var kesin ama inanılmaz derecede avcı demiyimde ava giden çoğaldı. Emanet tüfek 4 5 tanede emanet fişek alan soluğu dağda alıyor. Bu durumdan gerçekten çok rahatsızım. Evrakmış belgeymiş pulmuş hak getire. Orman müdürlüğü bence görevini yapmıyor. Bu sene kaç kişi kontrole denk geldi. Kuralsız kanunsuz avlanmanın bir caydırıcılığı yok herkes çok rahat ava gidebiliyor. Üstelik belgeni al pulunu al vergini öde diyenlerede biz enayimiyiz sende vuruyosun bende vuruyorum bide paramı vercem diye cevap veriyolar. Jandarmaya şikayet ettik asfaltta avcı arıyolar. Bence buna çözüm olarakta fahri av müfettişlerinin sayısı artırılmalı. Her ava gittiğinde karşılaştığı kişileri bile kontrol etse büyük faydası olur diye düşünüyorum.
-
herkezin düşünmesi gereken çok yönlü bir soru bir senesi iki köylü yaşlı amca yolumuzu çevirdi bizden keklikleri vurmamızı kekliklerin süneleri yediğini söyledi.bende saygıdan kusur etmeden amcacım bizler ruhsatlı belgeli avcılarız bölgenin ava açık olduğundan böle bir hakkı kısıtlama yetkilerinin kendilerinde olşmadığından bahsettim.amcam başladı kekliklerin parasını veriyim vurmayın şöyledir böyledir. baktım amcam zeytin yağı gibi üzere çıkacak dedimki amcam bu keklikler için bu yaşına kadar ne yaptın sizin bir zamanlar kullanmış olduğunuz yalan yanlış ilaçlar yüzünden bitmedimi bu keklik biz her sene devletimize vergimizi harcımızı seve seve yatırıyoruz.bunun bir kısmıyla keklik üretilip doğaya salınıyor.yaban hayatı denetleniyor.v.s sen ne yapıyorsun amca bu işi layıkıyla yapmak isteyen insanlara çölme takıyorsun ver dedim on keklik parası :)avı bırakıp gideceğim fişekleride sana hediye edeceğim.amcam bi gidiş gitti ama cahil insana laf anlatamassın burada yanlış anlaşılmasın amcam için konuşuyorum.velhasıl buradada yanlış anlaşılma olmasın parantez içinde bazı köylü arkadaşlar avı resmen sahipleniyor vurdurmamak için her türlü pisliği yapıyor far avını yapan kimler çoğunlukla köylüler on iki ay avlanan kimler bohçaçılar ve bazı köylüler bazen yolumuz düşüpte köy kahvelerinde oturup ortaya bir laf atınca neler duyuyoruz insan avdan soğuyor ankara civarında çoğu köye gidin av sezonu dışında bile dolapta tavşan bulabilirsiniz.köylüye av haftanın yedi günü açık artı gece avı serbest limit vurabildiğin kadar vur bir kez daha söylüyorum dilim sürtüşürse affola yapan köylü arkadaşlara ve bohçaçı takımına sesleniyorum yanlış anlaşılma olmasın uzun lafın kısası EĞİTİM ŞART SEZON ÖNCESİ VE SONRASI HER KÖYE ORMAN BAKANLIĞINDANMI OLUR MİLLİ EĞİTİMDENMİ KÖYLÜMÜZÜ BİLİNÇLENDİRME AMAÇLI MEMUR ARKADAŞLARIN GÖREVLENDİRİLMESİ LAZIM KOLLUK KUVVETLERİN VE ORMAN BAKANLIĞININ DENETİMLERİ ARTTIRMASI LAZIM ARTIK GEREKİRSE BİZLER GİBİ BELGELİ AVCILARIN BİLE TEKRARDAN EĞİTİMDEN GEÇMESİ LAZIM ŞU DENLİ CİDDİ BİR KONUDA AHBAB DOST İLİŞKİSİNİ BİTİRMEK LAZIM HERKEZ GÖREVİNİ YAPSIN ÜLKE BİZİM ÜLKEMİZ AV BİZİM AVIMIZ TABİKİ USULÜNCE YAPTIĞIMIZ SÜRECE SAĞLICAKLA KALIN....
-
Gönülleriinize sağlık ,sizler gibi güzel insanlarla bu konuları paylaşmakla ve sizleri tanımakla ne kadar doğru bir seçim yaptığımı görüyorum.ses evet ses getirecek konuları genişletmeliyiz çareleri tartışarak bulalım sonuçta bir çaredir ve herkes düşündüklerini yazmalıdır.Nuri önel kardeşim açıklamalarınız ,emre vardar kardeşim düşünceleriniz çok değerlisiniz benim için ve diğer duyarlı arkadaşlar için konuşuyorum affınıza sığınarak.Forum arkadaşlarımız sizler değerlisiniz fikirlerinizi paylaşmak istiyorum konuyu enine boyuna kısa süreli bırakmayalım lütfen diyorum .herkese sağlıklı ve huzur dolu bir yaşam diliyorum.
-
suat koç kardeşim düşünce değil bire bir yaşamından bir kesit sunduğun için çok teşekkürler.EĞİTİM ŞART SEZON ÖNCESİ VE SONRASI HER KÖYE ORMAN BAKANLIĞINDANMI OLUR MİLLİ EĞİTİMDENMİ KÖYLÜMÜZÜ BİLİNÇLENDİRME AMAÇLI MEMUR ARKADAŞLARIN GÖREVLENDİRİLMESİ LAZIM KOLLUK KUVVETLERİN VE ORMAN BAKANLIĞININ DENETİMLERİ ARTTIRMASI LAZIM ARTIK GEREKİRSE BİZLER GİBİ BELGELİ AVCILARIN BİLE TEKRARDAN EĞİTİMDEN GEÇMESİ LAZIM ŞU DENLİ CİDDİ BİR KONUDA AHBAB DOST İLİŞKİSİNİ BİTİRMEK LAZIM HERKEZ GÖREVİNİ YAPSIN ÜLKE BİZİM ÜLKEMİZ AV BİZİM AVIMIZ TABİKİ USULÜNCE YAPTIĞIMIZ SÜRECE SAĞLICAKLA KALIN....büyük harflerle yazdığın son bölüm var ahbap dost ilişkisini bitirmek konusu olayın koptuğu yer ağzına sağlık.dostlarım arkadaşlarım sizlerde yazın lütfen en değerli insan düşüncesinde centilmenlik yapandır diiyorum.biliyi paylaşalım ve çoğaltalım lütfen.sağlık dolu bir yaşam diliyorum siz değerli dostlara.
-
Arkadaşlar,sene 1991.Gençliğimin zirvesi,kanımın foku fokur kaynadığı zamanlar.Bartın'ın Kumluca beldesinin bir köyünde göreve başladım.Boş vakitlerimde sürekli arazide geziyorum ama keklik sesi ve görüntüsü yok.
Köyün iki km aşağısında başka bir köyün kahvesinde muhabbet ediyoruz.Karşı köyden namınca''Ayıcı İbram'' den,len bir amca.Anlatıyor:''Hoca,bundan 10-12 sene önce bi keklik vardı,tavuk sürüsü gibi gezerlerdi.
Bir gün köye çıkıyorum.Bir baktım tarlada bir grup keklik.Bunlara bir duman(İbrahim amcanın tek kırması vardı),hayret!Hiç kımıldayan yok?Yanlarına gittim ki hepsi ölü,kaskatı kesilmişler.Hiç yara bere yok(Demekki en az bir günlük ölüler).Şaştım kaldım.Ondan sonra bir iki sene içinde kekliğin köküne kıran girdi.''
Ben:''İbrahim amca,bu fenni gübreleri ne zaman kullanmaya başladınız?''
İbrahim amca:''Tamam tamam hoca.O senelerde kullanmaya başladık.Zaten ondan sonra tarlalarımız da verimsizleşmeye başladı.''
Daha sonraki o bölgede görev yaptığım değişik yerlerde yaptığım araştırmalarda da aynı söylentilerle karşılaştım.
Devletimizin bu işe bir an önce el atıp yaban hayatını koruyucu ve geliştirici önlemleri,bilimsel ve teknik çalışmaları yapması lazım.Ama avcıya yüklenmek,avlanmayı engellemek hatta yoketmek,sürekli zorluklar çıkartmak olarak algılanmamalı bu önlemler.Ben avlanmaya çalışan biri olarak üzerime düşen her görevi yapmaya hazırım.
Hepinize kazasız belasız bol avlar dilerim.
-
İbrahim kardeşime çok teşekkürler ediyorum.Sevgili arkadaşlar hiçmi bu formu okuyupta çiftçilikle uğraşanlar yok acaa yaban hayatı kurtarmak için yapılabilecek zararsız ilaçlar yokmu bilen duyan veya uygulayan.ir kişi desinki ben hayvanların ölmemesi için şu ilacı kullandım ve sonuç aldım dese bizimle paylaşsa çok memnun kalırız.sevgiyle kalın herkese rastgele diyorum.
-
Çil kekliğin tükenme sebepleri bilimsel araştırmaya göre şöyledir. %94 zirai ilaçlar, %4 kaçak avcılık,% 2 avcılık...
Gerisini varın siz hesap edin...
-
nuri önel üstadım herşeyi acık acık yazmış fikirlerine aynen katılıyorum saygılar
-
10 yıl kadar önceydi, haymana tarafına bıldırcın avına gitmiştik, hayret, bir sene önce bol bıldırcın avladığımız yerde hiç bıldırcın yok, köy çeşmesinden su alırken konuştuğumuz köylüye sorduk,
dediki, devlet süneye uçakla ilaç attı, bütün kuşlar, bıldırcın, keklik, tavşan öldü, her yer leş koktu.
artık devlet eliyle bu yapılırsa gerisini siz düşünün.
-
Siz değerli avcı arkadaşlarım suçu sadece tarım ilaçlarına buldukça;diğer ülkelerdeki (kaldı ki kendi faunalarında dahi olmayan kuşları üretip çoğaltıp avladıklarını görmezden gelip:Salma işine de binbir kulp taktıkça)daha çooook bu konuları bu sayfalarda tartışır ve gelecekte de resimlerle çocuklarınıza-torunlarınıza kekliği,tavşanı çili tarif edersiniz!
-
Mesajımdan sonra konuya ilgi azalmış?
-
Değerli Arkadaşlarım,
Bu ülkede özellikle 2000'li yıllar öncesinde sulak alanlarla ilgili yapılan yanlışlardan tutun da zehirli ilaçlara ve gübrelere kadar bir çok hatalı davranış bizi bugünlere getirdi. Ben son 10-15 yıldır avda zehir,gübre vb nedenlerle ölmüş bir av hayvanına rastlamadım.Bugün itibarıyla en büyük sorunumuz;ne av günleridir,ne limitlerdir ne de otomatik tüfekteki takozdur.En büyük sorun avlanacak yeterli avın olmamasıdır.Ülkemizin terör vb sebeplerle boşalmış doğu ve güneydoğu bölgeleri dışında yeterli sayıda av hayvanı yoktur.90'lı yıllar öncesinde tüfeklerin ve av malzemelerinin bulunamadığı veya çok pahalı olduğu dönemlerde köy kökenli avcılarımız uçara tüfek atamaz elindeki az sayıda fişeği tavşan,ördek,keklik gibi nisbeten büyük et veren hayvanlara kullanırdı.Bıldırcının,üveyiğin yüzüne kimse bakmazdı.Yollar ve araç sayıları dolayısıyla ulaşım imkanları son derece kısıtlıydı.
Gelelim günümüze.Bir paket av fişeği 11-12 TL.Otomatik bir av tüfeği 250 tl civarında bir paraya alınabiliyor.Bütün av malzemeleri bol ve kolayca satın alınabilmesi için taksit imkanları sunulmuş.Ülkede 3 milyon av tüfeği bulunduğu,bunun yaklaşık 1 milyonunun av amaçlı kullanıldığı bu sayınında ancak % 10'unun yaklaşık 100 bin avcının yasal avcılık belgesine sahip olduğu bilinmekte.Bu gün ilçemizde İlçe Av komisyonuna katılacağım için oturdum bir çalışma yaptım.Her avcı kendi bölgesi için bir karşılaştıma yapsın bakalım oralarda da durum ne?2011-2012 avlanma döneminde toplam 90 av günü var.Bu günlerden bıldırcın için 48 av günü,Çulluk için 61 av günü,Keklik ve tavşan için 49 av günü ayırılmış.Bir avcıya tanınan günlük av limitlerini av günleriyle çarptığımızda bıldırcın için 576 adet çulluk için 244 adet,keklik için 196 adet,Tavşan için 49 adet rakamına ulaşırız.Bırakın haftada 3 av gününü,otomatik tüfekte takozu, her gün av açık olsa,elinizde 100 fişek kapasiteli tam otomatik bir tüfek olsa bu rakamlara ulaşabilirmisiniz? Hadi göçmen kuşları biz vurmazsak başka ülke avcıları vuruyor diyip kendimizi kandıralım ve hesaba almayalım.Gelin yerli kuşumuz keklik için aynı hesabı yapalım.100 bin yasal avcı,49 av gününde günlük 4 keklikten toplam 19 milyon 600 bin keklik eder.Kaçak avcıları da hesabın içine aldığimızda bu rakamı 10 ile çarpmamız gerekir.Yani 196 milyon adet keklik sayısı ortaya çıkar.Bu hesabı diğer av hayvanları için de bir yapıp şapkamızı önümüze koyup bir düşünelim.Biz avcılık sistemimize nasıl bir düzen getirelim ki avcılar bu adetlere ulaşabilsin.Bu işin çözümü maalesef çok can acıtıcı.Bir kere % 10 olan yasal avcı sayınızı % 95-100 gibi rakamlara ulaştırmanız gerek.Bugüne kadar av vurmak için para vermeye alışmamış bir topluma bunu kabul ettirmeniz gerek.Yasal avcı olmak yetmez yasa dışı avlanmayı da engellemeniz gerek.Bunun için çok etkin çalışan bir denetim sistemi kurmanız gerekiyor.Hadi bunları hepsini yaptınız.1 milyon avcıyı yasal sisteme aldınız ve yasa dışı hiçbir av yaptırmıyorsunuz.Peki vurulacak yeterli av av hayvanı sayınız var mı?Yok.Öyleyse ne yapacaksınız? av üreteceksiniz. Yeterli av hayvanı olmayan bölgeleri uzun süreli 5-10 yıl gibi gerçek anlamda ava kapatacaksınız.Tarım ilaçlarının,gübrelerin kullanımını yaban hayvanlarının zarar görmeyeceği şekilde düzenleyecek ağır yaptırımlar getireceksiniz.Sulak alanlar başta olmak üzere yaban hayvanlarının yaşam alanları üzerinde som derece hassas olacak ve çevreye çok duyarlı olacaksınız.Arkadaşlar peki bunları kim yapacak tabiî ki Meclis ve siyasi irade.Peki yukarıda saydığımız bütün bu tedbirleri alacak bir siyasi irade var mı.Yok.Öyleyse ne yapacağız avcılar olarak örgütleneceğiz ve tek bir ses olarak taleplerimizi dile getireceğiz.Oyunun adı demokrasi.Demokrasilerde sonucu belirleyen oylarınızdır.Sayıca çok olan ve tek ses çıkarabilen bir topluluğun taleplerine hiçbir siyasi irade kayıtsız kalamaz.Bu sorunların çözümü siyasi iradeden geçer.Sivrisineklerle uğraşmak yerine bataklığı kurutmalıyız.Bunun da yolu siyasete-meclise etki etmekten geçer.Selamlar ,Saygılar…
-
Bence etkene bağlamak yalnış olur. Bu hayvanların düşmanı çok tarım ilaçları, yabani hayvanlar, iklim koşulları, bilinçsiz avlanma vs. Bir örnek vereyim ben size geçenlerde bir abimin ingiliz pointeri bir tarla kearında biriken sudan içmiş, köpek daha oradan ayrılmadan sallanmaya başlamış ve orada caını vermiş. Köpeğin şeklinden zehirlendiğini anlamış. Düşünün o sudan kimbilir ne calılar
içti. Adam tarlayı ilaçlamış, şişeleri kenara atmış. Yağmur sularıda şişeye girince oradaki su zehirlenmiş ve sonuç... Bir müşterim dedi köylü yağmur yağacak diye toprak altı gübreyi yaymış tarlaya yağmurda yağmamış. Bir kaç gün sonra tarlanın yanından geçerlerkene görmüşler her yer kuş leşi. Keklikler bir alay telef olmuş. Velhasıl bu kadar şeyden kurtulan hayvan en son avcıyla karşılaşıyor. Eeee bundan sonrasıda avcının vicdanına kalmış. Eskiden avçok avcı azdı, şimdi avcı çok av az.. Allah(cc) hayırlara çıkarsın diyorum....
-
aşırı avcı baskısı tarım ilaçlarının önüne geçti bence.ilimizde son 2 yıldır keklik avı yasaktı.gözle görülür bir şekilde popülasyon arttı.bu yıl açılmasıyla birlikte sezon başında gördüğümüz 30'luk 40'lık sürüler artık 5-6 adete düştü.her hafta sonu 20-30 araba bölgemzidede av yaptı.5 km lik bir bölgede 8 adet araba olduğunu kendim gözlemledim her tepede bir avcı. bunda MAK kararlarının da büyük etkisi olduğunu düşünüyorum.limitleri 4 çıkarıp yasak bölgeyi çoğaltırsanız sonuç bu olur.avcılarımız sağolsunlar bir bölgeye alıştılarmı orayı kurtmadan bırakmıyorlar .bence önce kendi vicdanımızı sorgulayalım.
-
Arkadaşlar bu 3 .kez yazım ve inat ettim yazacağım.Hep silindi veya foruma giriş yapmamışim.Her neyse arkadaşlar yazdığınız her söz çok değerli bunu bütün kalbimle söylüyorum.Bugün seçkin biltekim abimizin sözü altı çizilmesi gereken bir söz bence.(Bugüne kadar av vurmak için para vermeye alışmamış bir topluma bunu kabul ettirmeniz gerek.)Fikirleinize saygım sonsuz muhalefet sözleri yükselsede ama formun sesinin yükselmesi için ziraatçı arkadaşlarıda davet ediyorum.canlılara zararı dokunmayan ilaçları bizlere söylesinler bizlerde köy kahvesinde çiftçi kardeşlerimizle muhabbet ederken şunu şunu kullanın diyelim artık zamanı geldide geçiyor.Esas işim olmasada Hobi olarak elma yetiştiriyorum üretiyorum yazlarım elma bahçemde geçiyor.Babama yaptım ama bende faydalanmıyorum dersem haksızlık etmiş olurum.
Siizlerle paylaşmayı istediğim konu bu ilaçlamalar üzerine ben amatör bir elma yetiştiricisi olarak fenni gübre yerine yanmış hayvan gübresi kullanıyorum kışa girerken ağaçların dibine attırıp karıştırıyoruz.yaza fenni gübreden daha fazla yararlı olduğunu iddia edebilirim.ayrıca meyvelerdeki zararlı böcek ve kurtçuklara mavi-sarı-kırmızı vebeyaz renklerde tuzaklar kullanıyorum.tırtıl-pirencik-ağ kurdu içinde organik bir ilaç keşfettim denizli buldanda çalışırken üzüm yetiştiricileri söyledi denedim faydası çok güzel sadece meyveden zararlıyı uzak tutuyor.özel mesaj atana söylerim.kalkıpta ziraatçılar soruşturma açmasın bizi ekmeğimizdenmi edeceksin demesinler.Şimdi soruyorum hangi canlıya ölümle zarar verdim neslini kestim vs.Evet arkadaŞLAR bugün gene çok konuştum bir kusurum olursa affola.forumu ziyaret edenlere düşüncelerini bizlerle paylaşanlara deneyimlerini ve başından geçen ilginç olaylarla örnek olanlara selam olsun çok teşekkür ediyorum.Herkese sağlık dolu huzurlu bir yaşam ve kazasız bol avlar diliyorum.son söz olarak elma dedim ağzım sulandı sizlere elma resmi gösterek hayırlı ömürler diliyorum .
(http://s17.postimage.org/772c1lo0v/fuji_kuki8.jpg) (http://postimage.org/)
image hosting jpg (http://postimage.org/)
-
Seçkin bey elinize sağlık güzel paylaşım olmuş,ancak ufak bir detay var..Fişek parası,araç için yakıt masrafı ve birde evrakların yıllık paraları..avrupadaki avcılık para ile derlerdi inanmaz gülerdik..aynısı bizede oldu..kendi merasında eliyle koymuş gibi avını bulan kişi neden bu paraları ödesin ki??koy cebine 20 fişek doğru merana..haksızmıyım..
-
sanırım bu konu fazla uzu boylu kalmayacak.ama yazanların eline sağlık.
-
bu konuyu görmeden önce bir video seyrettim. kızdım ve nereye yazacağımı bilemedim. çok güzel bir konu açılmış elinize sağlık. karda keklik avı vede imza kodobay. 1.cisi otamatik tüfek fişek hakkı 2+1 ama adam bir yerde 3 te havada atıyor. vede internette paylaşıyor ses yok. avın sonunda kaç attığını ve çekilmeyen sahneleri görmedim limitlerimizi aldık diyor. yerim ben o limiti. arkadaşlar belgeli belgesiz kaç avcı var vede şu meşhur sözü söyleyen kaç kişi var bilinmez. ''LİMİTLER DAHİLİNDE'' böyle avcılar olduktan sonra tarım ilacı yanında sıfır kalır...
-
Değerli arkadaşlarım,
Avcılığı bir sportif faaliyet, bir hobi ya da bir öldürme sanatı diye göremeyiz. Avcılık kendine has felsefesi olan çok komplike bir eylem.Av hayvanlarımız bu ülkede yaşayan 70 milyon insanın ortak zenginliği.Bu av hayvanlarının bir ekonomik değeri var.Sadece protein değerlerinden bahsetmiyorum.Bu hayvanları avlamanın bizlerde uyandırdığı büyük bir haz var.Peki bu kadar değerli olan bir şey bedelsiz olarak elde edilebilir mi?Tüfek,fişek ve ulaşım gibi birtakım masrafları göze alan her vatandaş avcılık yapmalı mı?Cevap evet ise bu ne kadar bir süre sürdürülebilir.Bana ne kardeşim bizden öncekiler bizi düşündü mü ki,biz bizden sonrakileri düşünelim denilebilir.Bunun çıkmaz bir yol olduğu açıktır.Duygularımızla değil aklımızla hareket edelim.İçinde yaşadığımız sistemin adı nedir? Demokrasi ve ekonomik olarak kapitalist sistem. Bu sistemde mal ve hizmetlerin fiyatını arz ve talep belirler. Bir ürüne olan talep arttıkça o ürünün fiyatı artar.Devletin sigaradan benzine kullandığımız her üründe yüksek oranlı vergiler almaya alıştığı bir modelde avcılığın harca (haraç)tabi olması son derece normaldir.Esas kırılma noktasına gelelim.Bir önceki yazımda 1 milyon avcı olduğunu bunun ancak %10’nun yani 100 bin’inin belgeli olduğunu yazmıştım.Bir avcı yılda 120 TL harç ve 50 TL pul parası öderse bu 100 bin avcı için 17 milyon TL(17 trilyon eski para ile) eder.Bu yasal avcılık için ödenen pay.Birde kaçak avcıların ödemediği (900 bin kişi) 153 milyon TL(153 tiriyon) var.Bu devlet açısından büyük bir kayıp.Bir çok alanda olduğu gibi kayıt dışılık avcılık için de geçerli.Ülkemiz zaten kayıt dışılık yönünden bir cennet.Peki bu devlet dediğimiz organizasyon neden 153 milyon TL’yi avcılardan ve bunun çok daha büyük bedellilerini vatandaşlarından almaz,alamaz.İşte tam burada demokrasi dediğimiz oyun devreye girer.Siz hükümet olarak bu paraları vatandaştan almaya kalkarsanız vatandaşlar size oy vermez.Oy almayan iktidar olamaz.İktidarı kaybetmek istemeyen yönetimler bunun uzun vadede sürdürülebilir olmadığını bile bile sırf iktidarda kalma uğruna bu duruma göz yumarlar.
-
Ahmet Öztürk arkadaşımız “Avrupa’daki avcılık para ile derlerdi inanmaz gülerdik.” demiş doğrudur.Ekonomik anlamda Avrupa’yı kopyalıyoruz ve onların belirli bir miktar gerisinden geliyoruz.Ama önemli bir fark var batılı düşünce tarzında.Kollektif menfaatler şahsi menfaatlerin önündedir.Her vatandaş vergisini tam olarak verir ve verdiği vergilerin nerelere harcandığını takip eder.Toplumsal menfaatlere zarar veren her eylemi takip eder ve gerekli mercilere şikayet eder.Arabanızdan dışarı çöp atamazsınız,hatalı park edemezsiniz sizi gören bir vatandaş bana ne demez ve sizi şikayet eder.Sistemde vatandaşın beyanı esastır ve her beyanınız doğru olarak kabul edilir.Ancak yalan söylediğiniz ortaya çıkarsa vay halinize.Bir Amerikalı Allah’tan sonra en çok Vergi Dairesinden korkar.Buralardaki sistem kapitalizmdir.Talep edilen hiç bir şey bedelsiz olamaz.
Gelelim tekrar Ülkemize ve çözümlerimize. Biz önüne konulan her kurala uymaya çalışan ve yılda 17 milyon TL ödeyen yasal avcılar olarak harcadığımız her kuruşun hesabını soracak bir organizasyonu oluşturmalıyız. Kaçak avlananları ve buna göz yuman Devleti(yeterli sayıda denetleme elemanı ve ekipmanı oluşturmayarak) uyarmalıyız. Madem ki bu kanunlar konulmuş ve bu MAK kararları alınmış bunların takibini yapmak devletin görevidir. Köylerde evdeki tüfeği alıp ava gidenlerle ve son dönemde kendi köyündeki avı şehirlerden gelen avcılarla paylaşmak istemeyen, el vuracağına ben vurayım diye düşünerek sezon açılmadan meraları boşaltan zihniyetle mücadele edecekseniz öncelikle avlanma amacı dışında tarlalarını ve hayvanlarını korumak için avcılık belgesi olmadan sadece tek kurşun ve şevrotin bulundurmak üzere av tüfeği taşıyabilirler hükmünü bir gözden geçireceksiniz.Elinde 24 saat 365 gün tüfekle dolaşma izni olan bir insanı hiçbir organ kontrol edemez.Bu vatandaş canı ne zaman isterse o zaman av vurur. Organizasyonumuzun bence en önemli açık noktası budur.Bulgaristan’dan göçmen olarak gelen arkadaşlarımızdan orada sezon sonunda bütün av tüfeklerinin mühürlendiğini veya konulan dolapların mühürlendiğini duymuştum.Bulgaristan bugün av turizminden büyük paralar kazanan av cenneti bir ülkedir.İkinci önemli nokta avın kontrolünün avcılara verilmesidir.Yavru vatan Kıbrıs’ta bile Avcılık Federasyonu avlanma bedellerini toplama ve kontrolüyle ilgili tedbirleri alma görevini üstlenmiş durumda.Buradaki Federasyonun ne denli önemli işleri başardığını Yaban TV’de yayınlanan bir programda izlemiştim.Dolayısıyla öncelikle avcılığımızın Atıcılık Federasyonundan ayrılarak müstakil bir kimliğe kavuşması lazımdır.Bu federasyonun avcıların sesi olabilmesi için bütün derneklerin ortak katılımı olması gerekir.Etkin bir denetim sistemi kurmak,kayıt dışı avcılık yapanları kayıt altına alarak buradan elde edilen gelir ile av hayvanı üretimine yönelmek başlangıç noktamız olabilir.Ülkemizde avcılık 10 yılı aşkın süredir harçtı,puldu diyerek zaten paralıdır.Parası olanın özel avlaklarda parayla avlanması genel avlaklardaki avcı baskısının azalması yönünden faydalıdır.Daha az parası olanlara genel avlaklarda avlanacak av üretmek sistemin görevidir.Ama hiç kimse kusura bakmasın parasız avcılık gelinen bu noktada mümkün değildir.Kaçak avcılığa göz yumulmaya devam edildiği sürece çok yakında avlanacak bir şey kalmayacaktır.Görünen köy yakındır.Selamlar,saygılar…
Not:Arkadaşlar çok uzun oldu özür dilerim ama inanın söylenecek o kadar söz varki daha.
-
Bana göre en büyük etken zirai tarım ilaçları arkasındanda otomatik av tüfekleri sözde takozu var ama av yerine varıldımı çıkartılıyor .
Birde biz avcılara devlet kurs açıyor ders veriyor bilgilendirme yapıyor ya madem bu zirai ilaçları kullanan vatandaşlarada bilgilendirme yapılsın.
-
bilinçsiz avlanma.gece far avı,henüz yavru iken yakalanan keklik bıldırcın palazları vb. av hayvanları çoğunlukta bu şekilde yok oluyor.
-
bu sezon başında amasyadayken keklik avında aklıma takıldı bu konu... sivas erzincan vs oralarda ne vardıda amasyada yoktu,yada oralarda ne yoktu yada ne azdıda amasyada vardı....
özellikle benim ilçemden boydan boya çekerek ırmagı geçer yazkış suyu vardır...artı daglar taşlar derelerde bolca kaynak suyu vardır... yaşamolanı olarak hertürlü ortam mevcuttur.... avcı sayısı çokçok düşüktür.....
25-30 yıl önce 30 lu kırklı alaylar görmüşlügüm vardı,çil keklikte azımsanmayacak ölçüdeydi....
son yıllarda ise hiçbir alayda 13-15 keklik görmek imkansız hale geldi....çillerin neredeyse soyu tükenmişti son birkaç yılda üçer beşer tekrar görülmeye başlamışlar......
bende sadece ve sadece bilinçsiz tarım ve tarım ilaçlarının bu katlima neden olduguna inanmaya başladım.... otları ve ot tohumlarını yok eden zehirler... tane gübreler çevre felaketine sebep olmaktadır.....
tane gübreden sıvı gübreye geçilmeli,otları ve tohumlarını yokeden zehirlerin satışıda kullanımıda yasaklanmalıdır....
-
Önceki yazıma ilaveten,edindiğim kulaktan dolma bilgiye göre (Kaynağı yok);bizim 70'lerde kullanmaya başladığımız fenni gübre ve tarım ilaçlarını birçok Avrupa ülkesi 60'lı yıllarda terketmiş.
Bizde ise devlet desteğini de alarak hala son gaz kullanmaya devam!!!İlginç.
-
alim özgörü-seçkin biltekin-akmet yıldız- emrah girgin-m.birol demirtaş kardeşlerime bizlerle düşücelerini paylaştıkları için sonsuz teşekkürler.umuyorumki forum konu ve her geçen gün dağılan bir düşünce anlayışıyla sebep sonuç ilişkisiyle yapılacak olan yaban hayatını koruma kurallarını ferdi olarak ne derece bildiğimizi ve foruma katılanların seviyelerini bizleri takip edenlerin takdirine sunuyorum.sizler ve düşünceleriniz ,birikimleriniz ne olursa olsun bizlerle paylaşın.başınızdan geçen olayları,gördükleriniz, duydukalrınızı ve aklınızdan çıkaramadığınız her tür av hatırasını bizlerl paylaşırmısınız??herkese sağlık dolu huzurlu bol avlı günler diliyorum.
-
evet ibrahim kardeşim en önemli kitle imha silahı bence fenni gübre.
-
bunun bana göre sebepleri
1 hayvanların yaşam alanlarının yok edilmesi
mesela adana bölgesinde önceden ördek kaz daha cok olurdu konya ovası kurutldukdan sorna hayvan yön degiştirdi pek ugramaz oldu.
2 küresel ısınam göc yönu degiştirmesıne sebep oluyor
3 tarım ilaçları hayvanın ölümüne sebep oluyor
-
kadir topçu kardeşim ağzına gönlüne sağlık güzel vurgular dikkate alınması ve not edilmesi gerekli yabani hayvanların göç yolu üzerinde bulunan dğal yaşam alanlarının yok edilmesi .bu yok edilme her ne sebeple olursa olsun av populasyonun sıfıra seyretmesine sebep teşkil.Şu an beyşehirde çalışıyorum ve son iki gündür hava eksi 10 ların altında bu gece sanırım -20 yaşanır diyorum ve eski avcılarla muhabbetlerimizde söyledikleri şu eskiden beyşehir gölü kışın yeşilbaştan ,kazdan ve mekeden geçilmezdi ama şimdi bu sayı yok denecek kadar az diyorlar bunada sebep göçmen kuşların yaşam alanlarının yok edilmesine karşın başka göç yollarına gitmiş olmalarıı sebep gösteriyorlar.Beyşehir gölü doğallık bakımından çok temiz ve milli park sınırlarında olduğu için avlanma yapılması yasak bölge avda yapılmıyor ama sabah işe giderken görüyoruz küçük guruplar halinde mekeler .2 gün önce 10 lu gurup yeşilbaş gördük ve aracı durdurarak gölün üzerine inmelerine baktık sanırım bir kaç yıl sonra bunu anlatmak için geçen yıl görmüştüm gibi trajikomik bir anı olarak bizlerle yaşayacak.evet avcı dostlarım soğuk kış gecelerinde sıcak muhabetlerinizi bekliyorum.herkese sağlıklı bir yaşam hayırlı bir ömür diliyorum.
-
Sevgili av dostları sanırım söylenecek çok söz var fakat susmaklada busözleri söylemiş sayıyorum.
-
tarım ilaçları,hava şartları vs vs kısmen etkili olsa da herşey insanda başlıyor insanda bitiyor..
dedelerim,atalarım anlatırlar..eskiden av çoktu vuran yoktu,yeteri kadar avlar bırakırdık derler..çünkü o zaman avlanan avcılar belli kişilerdi birlik düzen vardı derler..şimdi belgesi olan da olmayan da avlanıyo memlekette avcı kaynıyo denetim sıfır..! 250 tl ye sıfır tüfek alabiliyosun..ben meramda 10 tane keklik kaldımı o merada sezonu kapatıyorum bunu bütün arkadaşlarıma köylüme de benimsetiyorum..polemik yaratmak gibi olmasın yanlış anlaşılmasın ama gerçek bu dışardan belgesi olan avcı veya bir başkası geliyo o üresin diye bıraktığımız kuşları vuruyor..bişey deme hakkım var mı? tabiki yok..çünkü ben de başka meralarda meranın durumunu bilmeden avlanıyorum ve bu benim hakkım..
gece avı olayı en büyük sorun..adam gece ava gidiyo yanında 2 tane tüfeksiz taşımacı hamal götürüyo..ne yapsın 11 tane tavşan 37 tane çulluğu hangi bünye kaldırır?! kahve köşesinde bi de artistlik yapıyo şöyle vurdum böyle vurdum diye..bi çaktım kafa lambasını diyo keklikler tavuk gibi toplanmış hepsi bir arada diyo söndürdüm koydum 2 numara saçmayı yaktım tekrar bi çektim tek atışta hepsi kaldı diyo..
değerli abilerim kardeşlerim Türkiye meralarının sorunu bilmem ama benim meramdaki en büyük sorun bu ..bizim buralarda gece avı denilen olay çok çok fazla..çok kişiyi vazgeçirdim gece avından köye kurs açtırdım 35 tane adamı belgeli avcı yaptım birlik olalım düzen denetim gelsin diye ama nafile..ismen şikayet etsen senden kötüsü olmaz yarın aynı masada oturduğun her gün yüzyüze geldiğin adamlar da var..av korumayı sürekli arıyorum adamların dediği laf bugün geçtik biz ordan onlar da mesaisini dolduruyor tabi geçip gidiyor öyle pusu kurmak yakalayıp işlem yapmak yok bizim bohçacılar ışığı gördümü söndürüyor kafa lambasını geçtikten sonra devam..
söylenecek çoook şey var Allah gelecek nesillere yaban hayatının devamlılığını nasip etsin.
-
Allah razı olsun. Herkes çok güzel konulara değinmiş. Kişisel olarak çok güzel uğraşlar verilmiş. Herkese saygılar.
Bu konuları dile getirip hüzünleniyoruz. Morallerimiz bozuluyor. Kendimi çözüm konusunda çaresiz hissetsem de Allah'tan ümit kesilmez.
Şimdi bu konuyu forum üyeleri olarak okuyoruz. Ve hepimiz zararlı kimyasalların en büyük tehlike olduğunu biliyoruz. İçimizde tarım yapan çok sayıda üye var ve geçim kaynağı olarak istemese de bu ilaçları bile bile kullanıyorlar. Bireyleri bundan vazgeçirmeye çalışmakla sonuca ulaşmak çok zor. Devlete bu ilaçları yasaklatabilmek için gerekli girişimler yapılmalı. Kendimden örnek vereyim. Beş yıldır bahçeme ilaç yapmıyorum. Anneciğim de bana güceniyor. Kendince çözümü (itirazlarıma rağmen) komşuya ilaçlatmakta buldu.
Kabul görmese de bir diğer konuya değinmek istiyorum; iller arası avcılık. Kendi yöresinde av kalmayan avcılar çaresiz (ya da gaddarca avlanıp da avını bitirenler bu defa) nerede av varsa oraya üşüşüyor. Bu sebepten bu sene hiç keklik avına gitmedim çünkü moralim bozuluyor. Uzak yoldan geldik, boş dönmeyelim diye gece avlakta konaklayıp gün doğarken atış yapmaya başlıyorlar. Yasal avlanma ile av bitiyor.
Çözüm bence vicdan sahibi olabilmekle ilgili. Vicdan sahibi olabilmek ise çocuklarımıza evde ya da okulda Allah sevgisini ve dinini öğretmekle gelişir. Yoksa kişi kendi kendine yanlış yapa yapa yanlıştan arınıncaya kadar çok katliamlar yapacaktır.
Eğer birilerini gücendirdiysem afv ola. Saygılar.
-
ibrahim aksoy ve nuri koplay arkadaşıma sonsuz teşekkürler.fikirleriniz bizler için değerli demiştimya her zaman arkasındayım söylediğim sözlerin .Küçük bir başlıkla av azalıyor neden acaba ? ve ne kadar farklı konularda fikirler beyan edildi okuyan arkadaşlar görüyor.Evet en büyük etken : insan da başlayıp insanda bitiyor haklısınız.avclık bir hobi olmalı bir spor olmalı diyenler azınlıkta değil.Parayı vererek ha bakalım şu mera senin bu mera benim değilde o meralarda ailece piknik havası yaşamakmı acaba...?Yoksa katliamcı bir zihniyeti hiç bir zaman desteklemiyorum.Katılımlarınızın artarak devam etmesi gayesiyle herkese huzurlu bir ömür sağlıklı bir yaşam diliyorum.
-
Bulundurma ruhsatı ile tüfek satılmaya devam edildiği sürece bu işin önüne geçilmez..Ben köylüyüm ordan biliyorum..kar yağdı mı çıkın dağlara herkez avcı ellerinde 7+1, 9+1 otomatikler çatır çatır avlanıyorlar..Şikayet etsen ne olur yetkililer hangisine yetişebilir...
Tabanca mermisi satan birinin telefonları dinlendi sabah evine baskın bile yedi..Ama tüfekler kimsenin umrunda değil pazardan domates alır gibi git al..Ben anlamadım bu işi.!
-
Tolga kardeşime düşüncesini özgürce anlattığı için teşekkürederim.Arkadaşlar konu hakkında fikir beyan edenlerin ellerie sağlık ama biliyorumki daha fazla kitle bu konu hakkında fikir beyan edecek.Doğal yaşama saygıyla yaşamayı kendine düstur edinen avcı arkadşlarıma selam olsum.
-
bu konular bence ne işe yarıyor biliyormsunuz...evde işye ofiste canısıkılıpta neyapsam deyip internetin başına gecen,,birazcık facede takılıp sonra avlaka bir bakıyım ne var mış deyip forumu sayfaları doldurmaya yarayan konular...aslı astarı olsada gerçekten çözüme bir adım bile yaklaştırmayan...( 1980 lerde bie tattışılıyomuş hala tartışılıyor) gündem osun konuları...30 yıl dilekolay bir konu tattışılırda çözüm bulunmazmı...yahut bir netice gelmezmi bir konuya... gelmemiş...çözüm ortada...eğitim şart..
-
bu konular bence ne işe yarıyor biliyormsunuz...evde işye ofiste canısıkılıpta neyapsam deyip internetin başına gecen,,birazcık facede takılıp sonra avlaka bir bakıyım ne var mış deyip forumu sayfaları doldurmaya yarayan konular...aslı astarı olsada gerçekten çözüme bir adım bile yaklaştırmayan...( 1980 lerde bie tattışılıyomuş hala tartışılıyor) gündem osun konuları...30 yıl dilekolay bir konu tattışılırda çözüm bulunmazmı...yahut bir netice gelmezmi bir konuya... gelmemiş...çözüm ortada...eğitim şart..
işte bızım türk insanı böyle düşündügü için asla hıc bir şeye cözüm bulamamışızdır illaki bir coban cıksın dıye beklemişizdir. benım tepki vermemle ne olurkı felsefesı almış başını gidiyor. bir gun yolda giderken bir cocu kyere cöp attı nıye atıyorsun cöp kutusuna atsana dedim e abi herkes atıyor brir ben atmayıncamı temiz kalacak dedi. herkes bu şekilde düşündügü için herkes yere cöp atıyor. herkes sizin gibi bir şey degişmezdedigi için bildigini okumaya devamedıyor susup kalıyor birşey degişmiyorç bugun burda yazılıp begenmediginiz konular bir gün bir yerlere gelenlerın kulagına kupe ola bılır. veya burda yazı yazmak boş dıyen kişi bugune kadar burda yazı yazmak dışında ne yapmış. burada avcı dernek baskanlrı vs var bir takım yerlerde bir takım görevde olan kişiler var bunların bıle bu yazıalrı okuyup aklında birşeyler uyandıra bılıyorsak birşeyler yapa bılıyoruz demektir.
-
ayrıca otomatikle avlanmakla cok avcı olmasıyla kuş bitmez bitseydı arjantınde bır gunde vurulan 10 bınlerce tahtalı uveyıoj biter. göruyoruz izliyoruz duyuyoruz avrupada vs adamlar gunde bınlerce fişek atıyor burda 10 15 kişinin bır sezonda atdıgını bır gunde 10 larcamızın bır sezonda vurdugunu bır gunde vuruyor am av bitmiyor. av bitmesin istiyorsan hayvanın yaşam alanını koruyacaksın dogal ortamını koruyacaksısn koruyacaksınki cogalacak koruyacaksınki hayvan gelecek.
bir ara karette karettwa cınsı kaplumbaganın yumurtladıgı sahıle bir inşaat yapıldıgını okudum ve bır daha orya hayvan yumurtlamaya gelmemiş. ee hıc avcı hıc otomatı ktufek yok ama hayvan bıtti. demkkı tufekle hayvan bıtmıyormus
-
musa ve kadir arkadaşıma teşekkürediyorum.düşünceleri için.Musa arkadaşımızın değindiği konu toplum olarak bizleri yakından ilgilendiren ve bizlere en büyük zarar veren huymu desem ne diyeceğimi bilemiyorum.Arkadaşlarım biz bu yurdu yüzyıllarca savaşarak kan akıtarak kazanmışız bu uğurda türküyle, kürdüyle,lazıyla,çerkeziyle ve bir çok farklı nefesi tek nefes haline getirerek kazanılmış bir destandır.Bakın avrupanın insanlıktan bahseden geçmişine hiç böyle köklü bir tarihi varmı?Şİmdi diyebilirmiyiz amaan kim kazanmışsa kazanmış.Bunu nasıl diyemiyorsak bana neci tavırlardan kurtulmalıyız.Çok iyi hatırrlıyorum 87 yıllarında ava gidiyordum hemde sapanla ama avcıların masalarına kulak misafiri olurdum her koşulda avcılık her dönemde avcılık yapıldığıını biliyorum.Bu konular yazılı medya olsun bilgisayarların girişiyle, daha fazla duyulur oldu.daha çok bilgi sahibi olundu.Şimdi memlekette ve gittiğin yurdun heryerinde yüzlerce avcı arkadaşım var.Konuştuğumuz ilk konu av ne zaman yasaklanıyorsa hep beraber bırakalım ve bırakıyoruz.Buda gösteriyorki belli bir seviyeye gelmişiz nemi bilinçlenme av hayvanlarının ne zaman vurulacağı ne zaman hangi sebepten vurulmayacağı bu bilinç çok önemli arkadaşlar.Laf olsun diye konu açmadım ama beni bu tenkidin memnun etti ;en azından laf olsun diye forum açan egosunu tatmin eden lere bir örnek tavır sergilemiş oldunuz musa kardeşim teşekkürederim.konuyla ilgili fikir beyan edebilirsiniz bana saygısızlık etmiş olmassınız bilakis memnun olurum amacım toplumu bilinçlendirmek .fikirler paylaşıldıkça artar.hala bu konuyla ilgili farklı enterasan düşünceler bekliyorum sevgiyle sağlıkla ,huzurla kalın....
-
benim burada sölemek istedğim şey konunun birinci sayfasında nuri abmizin paylaşımında acık ve net.. 80 li 90 yıllardan beri gündemde olan bir konu.... kendisi demiş av tutuksu dergisinde yazdım diye ve ben ondan daha eski dergilerde bile gördüm bu konuları ve gerçekten şaşırdım... avcılıkla ilgili değişen bir çok şey var,,, benim asıl gönderme yapmak istdeğim yer cok farklıydı kadir kardeşim.... ben klavye avcısı değilim....avımı ve avcılığımı klavyemden görmesizn yapımdır doğruyu zınk diye sölerim herkez bir noktaya bakarken bende o noktaya bakanlara bakarım...farkım bu...ibrahim ustanın ve bu konuda mek sarfeden diğer tüm avcı abilerimzin kardeşlermizin emeğinin boşa cıkmasını önlemiyor bu yorumlar.. gerçekten bu konuda olumlu adımlar atılmasını sağlayamıyor malesef bu yorumlar...demek istedğim bu benim...kadircim ben bu şekilde konuşurum...klavye avcılarına benim lafım.. oturğu yerden ahkam kesene laf olsun diye yorum yapana benim yourmum...bak gine bri sürü yorum yapıldı.. çözüme yönelik bir kişden bir girişim haberi geldimi... ben yarın şöle şöle yapcam ben bu knuda şununla şunula görşcem diyen oldumu.. abii samimiyet çok önemli bunun içinde eğitim şart...insanlık eğitimi...şart...eglarından arınmış bir bireyler toplumu olduğumuz zmanb ieşeyler yapabiliriz bu çoğunluk 10 da 1 olsun gibe çok şey başarır.. ama egolarını eğite bilmiş insan olması çok önemli... bu gün malesef ülkemizde hala ve hala yetkililerin rahatlıklarına olan sevdaları ve rant peşind eolanların bu sektörlerde elinin olması işleri zorlaştırıyor....bunlar gerçek....30 sne önceki avcılıkla şimdi nelrer değişmiş bakın kat edilen yoldan kat edilecek yol belli olur...gerçekler göz ardı edilmemeli...hep derim abi avcının elinde avcılar brlik olmalı... ama avcılar..malsef ek başıabirşey yapamıyor...yuinde hayırlsı olsun....
-
Bence bir kaç sebep var ama en önemlisi tarım ve bilinçsiz avlanma. Tarımda kullanılan kimyasal içerikli gübreler (azotlu vs) kuş ırkına en büyük zararı veriyor. Sonra sulak arazilerin ve su havzalarının yanlış kullanılmadan dolayı kirlenmesi ve azalması. Yine sulak arazilere karışan lağım ve sanayi atıkları diğer bir sorun. Orman arazilerinin yine ev yapımı olsun diğer sebeplerden olsun azaltılması da memeli üremesi için ayrı bir sorun. En azından kesilen ağaçların yerine başka yerlere dikilse bu sorun bir nebze olsun hafifler. Bilinçsiz avcılık ve bilinçsiz insan zaten doğanın en büyük düşmanı. Tabiat bir şekilde kendi içinde kendini idare ediyor ama dışarıdan biz insanların insanca olmayan müdahaleleri ile maalesef doğayı katlediyoruz. Birde devlet bizden topladığı paraları iç etmek yerine doğaya hayvan salsa, kış şartları ağırlaştığında doğaya yiyecek bırakılsa, kaçak avcılığa ve torbacılığa güzel cezalar verip denetimleri artırsa av sorunumuz birada olsa çözülür gibime geliyor.
-
FARE YOKSA AV HAYVANIDA YOKTUR Evet conuz şasıracaktır ama farenin av hayvanları üzerindeki etkisi büyüktür tarım ilacı ve topraga atılan suni gübrelerin av hayvanları üzerindeki zararı vardır ama fazla dildir.
Av hayvanlarının hemen hemen hepsi dogal düşmanları olan yırtıcılar tarafından yenir.
Başta KURT. CAKAL,TİLKİ.YABANİ KEDİ. SANSAR,ŞAHİNİ,ATMACA,KARGA,BAYKUŞ TÜRLERİ,SAKSAHAN,VE YILANLAR, Ucar ve Kara av hayvanlarının cocunlukla yavrularını ve yumurtalarını yıyerek beslenir bu yırtıcılar eyer bölgede fare popilasyonu o yıl cogunlıktaysa menülerinin cogunlıgunu kolay av oldundan dolayı FAREYE Yönelecektir dolayısıyla fare av hayvanlarının poplasyonunun yılara göre artması yada azalması konusunda rolü kücümsenemeyecek kadar coktur.
Arkadaşlar araştırmanızı tavsiye ederim biryede okumuştum suanhatırlayamıyorum sanırım KANADA olmasılazım koruma altında olan Yol kenarında ölü buldukları KURDU zehirlenmeden süpelendikleri icin otopsi yapıyorlar ve midesinden 22 FARE ve 1 köstebek cıkıyor kurduda araba carpmış okadar yersen karşıdan karsıya yavaş gecersin ;D. Avrupada yaz aylarında o yılın av hayvanları poplasyonunda artış yada azlma araştırmasını metrekareye kac FARE düştünden bulabiliyorlar. sanırım bu yeterince aydınlatıcı olmuştur Arkadaşlar AV MERANIZDA FARENİZ BOL avınız kanlı olsun RASTGELE
-
Arkadaşlar bayada uzun yazı yazmıştım ama beyşehirde bir otelde kalıyoruz nete girmek çıkmak sorun.her neyse arkadaşlar sanırım yazımı yarın yenileyeceğim.sizler ve fikirleriiz çok değerli lütfen katılımın artarak devam etmesini temenni ediyorum.saygıyla kalın.
-
ben toprağa dökülen tarım ilaçlarının popülasyona zararı olduğun düşünmüyorum...zirai ilaçlama teknikleri çok geniş ve değişen zmanlarda değişen miktarlardadır,,,ilaç kutularının üzerinde dozjı ve olumlu olumsuz etkileri yazılmış hatta kırmızı ile işaretlenerek dikkat cekici hale getilrimiştir....ayrıca artık ülkemizde eskisi bigibi ziraat yoktur.. ilaçlar son yıllarda organik gübreye doğru gidiyor ayrıca bu tür gelişmeleri artık devlet teşvik ettği için eski gübrele şeklindende koly olduğu için çks ye(: çifçi kayıt sistemi) kayıtlı çiftçiler ortık bu gübreleri kullanıyor.. dha çok merak eden arkdaşlar son yıllarda tarım razilerindeki azlmaya ekim ve hasat oranına bakarak değişklği görebilir. ben kendi köyümden biliyourm ne hayvancılık ne tarım kaldı yapan bir kaç kişi,, bizm ordaki keklikler tavşanlar tarım ilaçlarıyla karşılaşamıyorlar... 600 sığırın yaylıma gitiiği günlerden 6 sığıra kdar düştü.. hulesa av bitmiyor... sadece ilklimlere bağlım olarak senden seneye üreme değişiyor... fare çoğoaldı,, tilkide çoğaldı...bu sne yağmurda olursa ot çok olursa ne tavşanı ne kekliği bulabilir tilki.. kurt kuş fareyle yetinir... bence herşey olması gerektiğ gibi gidiyor... sadece biz avcılar sorumluluklarımız bilmeliyiz...
-
Tek cümle ile özet geçeyim Gittiğim bir avlakta traktör yanımızda durdu peşinden bir taksi içinden muhtar olduğunu söyleyen bir şahıs küfür kıyamet muhtar ortalığı yıktı.Avlak açık herşey tamam sorun ne derken aradık kolluk kuvetlerini muhtara gereken cevabı verdiler gitti..Traktördeki adam abi siz bunlara tüfek atmayın ne gerek var kışın kar yağdığında gelin ben size yüz tane tutayım ....Buyrun beyler sizde belge var adamlar ahırların kapısını açıp kışın ahırların içine dolduruyorlarmış kuşları Kısacası milli parklar ilk önce köyde ki eli silahlıya çare bulsun.Ziraat ilaçlarının
kısırlaştırmasıda çabası
-
Selamunaleyküm avcı arkadaşlarım dostlarım.Uzunc bir zamandır foruma giremiyordum ama nasip olursa bugün sizlerin yanındayım mutluyum duyarsız değilsiniz huzurluyum elimden geldiği kadar bilinçlendirme adına köylü olsun şehirli olsun ulaşabildiğim kadar avcı arkadaşlarıma ulaşıyorum bildiklerimi anlatıyorum.Köy köy kasaba kasaba işim gereği geziyorum sözün bittiği yerde bilinçli avcılık ne yapılması gerektiği arazilerdeki ekili olan arpa duğday tarlalarına yaban hayatını engellemeyecek şekilde ilaçlama nasıl yapılmalı anlatıyorum tabi bilgim kadar beni aşan durumlarda ziraat mühendisi arkadaşlarım bilgilendirme yapıyor bu konuda vicdanen rahatım ama uygulama konusuna gelince muzdaribim sebep derseniz gerek kara gerek su yaban hayatını anlatıyoruz anlatıyoruz ertesi sabah bir kaç kişinin ağzında akşam 2 çuval balık tutmuşlar siz ne yaptınız kardeşim bu tutanlara abi biz ne diyelim
allah aşkına arkadaşlar bütün canlıların üreme zamanı artık balığından kuşuna ,tavşanından sineğine ne olur yani hazirana kadar balık tutmasanız ocağınızmı batar açlıktan ölürmüsünüz.Bir balık 2 milyon yumurta bırakıyor.Üüzülüyorum inanın duyarlı olalım yasaklara uyalım uymayanları babanızda olsa engelleyelim tepkimizi gösterelim saygıyla kalın.
-
yukarda ufak bır örnek verdım ama pek gören olmamış. avcılıkla bilincli bilincsiz avlanmayla av hayvanı bitmez. bitiremeyız. zaten göcmen hayvanı asla bitiremeyız. yerli memeli hayvanı bir nebze olsa azalta biliriz ama konu kuş oldugu zaman bitirmek imkansız.
yukarda karetta karetta kaplumbagası örnegını verdım . kumsala inşaat yapılınca bırdaha gelıp yumurtlamamıslar .
darbogaz da kı göletlerdekı kurbagalar dunyada bırtek orada vardı ama yaşam alanının tahrıp edılmesı balık bırakılması neslını bıtırmeye baslası suan balıkları bıtırmeye calısıyorlar. vs vs bunun gibi bircok örnek var tüfek atmadan avlanılmadan neslı tükenen. hepsı yaşam alanının yok edilmesıyle kaybolmuştur.
yaşam alanlarını koruyamadıgımız sürece hayvan neslı yok olur tarım ilacları hayvan neslını yok eder.
bir avcı bır tarlaya gırer cok cok 20 bıldırcın vurur ama bır ılac atarsın o tarlaya gelen her kuş ölür.
adanaya önceden cok ördek gelirdi konya havzası kurutuldu ördek azaldı urfa tarafındakı barajlar üzerinden göc etmekde artık.
-
Kadir kardeşim söyledikleriinin her harfini görüyorum ve her konuda sizinde hem fikiririm ve formuinceleyen arkadaşlarında hem fikir olduğuna eminim.Geçenlerde yabanda sanırım ustalardanı seyrediyordum veya avcı proğramını avın sonunda kriti yapıyorlardı ve kim söyledi tam bilemiyeceğim. Şöyle bir söz vardı ve gerçekten de üzerinde durulması gerekiyor.göç hayvanlarının yolu üzerindeki ülkelerde av bir hafta boyunca limitsiz olduğunu ve çuval çuval bıldırcın düzinelerce çulluk tonlarca kaz ve ördek vurulduğunu ve ülkemizede buna istinaden çok sınırlı bir kuş akını olduğunu günden güne daha fazla farkındayız.Geçen hafta memleketteydim ve araziyi şöyle bir gezdim çok az bıldırcın sesi vardı.Bu konudaki düşüncelerinizi paylaşmak istiyorum.saygılar.
-
Arkadaşlar balık avı sezonu açıldı.Avınız bol ve bereketli olsun.balık avı düşüncelerinizide yazarsanız memnun olurum.Ayrıca sanırım yaz geldiği için kimse foruma bişeyler ilave etmemiş.Umuuyorumki kazasız belesız bir sezon geçirirsiniz.