TURKIYE AVCILARI VE ATICILARI FORUMU
GRUPLARA DAHiL OLMAYAN BÖLÜMLER => AVCILAR KIRAATHANESİ => Konuyu başlatan: Murat DİNGİZ - 20 Mart 2017, 11:22:36
-
Günah Keçisi Deyimi
Günah keçisi, suçsuz olduğu halde başkalarının suçu üzerine yüklenilen kişi ya da topluluğa verilen isimdir.
Günah keçisi kavramına çeşitli toplumlarda değişik zamanlarda rastlanır. Eski Ahit'deki Kefaret Günü ayinlerinde Yahudi kavminin günahları simgesel olarak bir erkek keçiye yüklenirdi. Bu keçi kurayla seçilir ve Azazel adlı kötü ruhu yatıştırmak ve Yahudi kavmini günahlarından arındırmak için Kudüs dışında bir uçurumdan aşağıya atılırdı. Antik Yunanistan'da veba ve benzeri afetleri hafifletmek ya da önleme amacıyla günah keçisi olarak insanlar kullanılırdı. Atinalılar, Thargelia Şenliği'nde bir kadın ve bir erkek seçilir, şölenden sonra bu çift kentte dolaştırılır, ince yeşil dallarla dövülüp kent dışına sürülür ve orada büyük olasılıkla taşlanırlardı. Böylece kentin bir yıl boyunca kötü talihten korunacağına inanılırdı.
(http://image.ibb.co/htGPTv/FB_IMG_1489992054503.jpg) (http://imgbb.com/)
-
Selamlar,
Günümüzde sorumluluk almak istemeyenlerin sıklıkla başvurduğu yöntem ne yazık ki.
Paylaşım için teşekkürler.
-
"Şamar oğlanı" tabiri de Osmanlı'da kullanılmış şehzadeler ders alırken özellikle sağır ve dilsiz köle çocuklar seçilirmişki dersi anlayamasınlar öğrenemsinler,ders esnasında şehzade bir hata yaparsa tokatı yada şamarı şehzadeye değil de o çocuğa yapıştırırmış lala sı :) şamar oğlanı lafı da burdan gelirmiş bir nevi günah keçisi :)
-
"Şamar oğlanı" tabiri de Osmanlı'da kullanılmış şehzadeler ders alırken özellikle sağır ve dilsiz köle çocuklar seçilirmişki dersi anlayamasınlar öğrenemsinler,ders esnasında şehzade bir hata yaparsa tokatı yada şamarı şehzadeye değil de o çocuğa yapıştırırmış lala sı :) şamar oğlanı lafı da burdan gelirmiş bir nevi günah keçisi :)
Osmanlı'da böyle bir durum söz konusu değildir. Şamar oğlanı'nın ilginç bir hikayesi var.
16. ve 17. yüzyıllarda feodal düzenin hakimiyeti sonucu, üst sınıf ve alt tabaka arasındaki uçurum iyice açılmıştı. Öyle ki soylu kesim, kendisini halktan çok üstün görüyor ve onlarla herhangi bir yakın temas kurmaktan kaçınıyordu.
Dolayısıyla saray mensubu ve asilzade çocuklarının halkın arasına karışıp, onlarla aynı dersliklerde eğitim almaları düşünülemezdi. Doğal olarak en iyi hoca ve alimler, saray, şato ve konaklara bu çocukların ayağına getiriliyordu.
Ancak o dönem eğitim sırasında dayak ve cezalandırma çok yaygındı ve tabi ki bu yöntemin soylu çocuklar üzerinde kullanılması mümkün değildi.
BİRİ SUÇ İŞLİYOR DİĞERİ DAYAK YİYOR
İşte buna çözüm olarak alt tabakadan olan bir çocuk, ders sırasında bu dayağı yemek için hazır bulunuyordu. Asilzade çocuğunun işlediği her hatada şamar ve sopayı bu çocuk yiyordu.
Diğer bir ayrıntı da, derse katılan bu halk çocuğunun birşeyler öğrenmemesi için sağır kimseler arasından seçilmesi ya da bilhassa bu iş için sağır edilmesiydi. Şamar Oğlanının İngilizcesi "Whipping boy" dur
-
Ah atam, dedem Osmanlı...! Böyle mirası üstünde oturan torunlarinin tarihini ne kadar bildiğini iyi kız görmüyor.