TURKIYE AVCILARI VE ATICILARI FORUMU
SİLAHLAR, MÜHİMMAT, EKİPMAN HAKKINDA HER ŞEY => YİVSİZ TÜFEKLER GENEL VE TEKNİK PAYLAŞIMLAR => Konuyu başlatan: Seçkin ÇETİN - 24 Mart 2018, 21:55:49
-
Yerli yarı otomatik av tüfeklerinde gazlı sistemle kinetik sistem arasında belirgin bir güç/yıkıcılık farkı ya da etkili menzil farkı var mıdır? Hangisini tavsiye edersiniz?
-
Ayıtla pirincin taşını))))Ben gaz kelimesinden etkilenerek kinetik yarı otomatik av tüfeği aldım.Güç kaybı var diyende var yok diyende var.Ben işi garantiye aldım kinetik aldım
-
Kardeşim tek kırma sağlamsa fethiyeye gönder alalım))
-
Kayda değer farkları yok bence. Bir sürü testleri var nette ordan bakabilirsiniz. Burda herkes kendi kullandığı tüfeği ve çalışma prensibini methedecektir size o yüzden en nihayetinde kararı siz vereceksiniz. Ben kinetik veya gazlı olayına az temizlik yada daha sık temizlik olarak bakıyorum. Bu arada ülkemizde kinetiği gerçekten iyi yapabilen stoeger, özkanlar ve atayı tavsiye ederim. Gazlı sistemde zaten iyiyiz seçenekler bol.
SM-A520F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Ersan abi teşekkürler 😂 sağlam olmaz mı canavar dede yadigarı 😉
-
Elimizde bir Nitro beast vardı. Malum sol atma sorunları yüzünden namlu hareketli sistem iptal edilip gazlı sisteme çevirttik.
Yani namluya 2 adet gaz deliği açıldı.
Elime böyle bir fırsat geçmişken ozaman penetrasyon testi yapmıştım. Çünkü, farklı iki namlu veya tüfeği nekadar denerseniz deneyin, birebir geçerli bir sonuç elde edemezsiniz..
Aynı şok, fişek, mesafe ve hedef olmak üzere; gaz deliğinden önce teneke üzerinde 37 isabet ve 12 arka çıkış gözlemlendi.
Tüfek gazlı sisteme çevirildikten sonra, aynı atışı aynı hava sıcaklığında tekrarladım. 35 isabet ve 2 adet arka çıkış yaptı.
Ön yüzeyde yine hepsi delmiş, arkadan çıkış sayısı 12 den 2 ye düşmüş..
Aynı namlu üzerinde bütün şartlar %99 eşitken gözlemlediğim sonuç bu oldu.
Gaz tahliyesi, öyle ya da böyle barut gazının bir kısmını kesintiye uğratıyor. Bu da az bir miktar penetrasyona yansıyor haliyle.
Fakat bu, kesinlikle av performansını eksiltecek bir durum değil. Zira tüfek, gazlı sisteme çevrildikten sonra mükemmel mesafelerden etkili vuruşlar yaptı, ayrıca grupman düzeni ve atış konforu daha da iyi hale geldi..
Gaz operasyonlu tüfekler, bana göre temizlik sorunu haricinde çok güzel tüfeklerdir. Kinetiğe göre daha sorunsuz çalışır, fişek seçmez, konforludur vs vs..
Derdimiz ille de penetrasyon ise, 18,3 namlu gazlı tüfek 18,8 namlu kinetikten daha çok delici olur buna emin olabilirsiniz..
O yüzden, gazlı kinetik arasında kaba tabirle sdk yarıştırmaya hiç gerek yok..
Güç kaybı etki tesir yakma yıkma muhabbetleri çok yersiz şeyler..
Seçimleri, kişisel zevkler belirler. Tercih size kalmış..
-
Teşekkür ederim Emrah abi gayet aydınlatıcı bir bilgi olmuş emeğine sağlık
-
Elimizde bir Nitro beast vardı. Malum sol atma sorunları yüzünden namlu hareketli sistem iptal edilip gazlı sisteme çevirttik.
Yani namluya 2 adet gaz deliği açıldı.
Elime böyle bir fırsat geçmişken ozaman penetrasyon testi yapmıştım. Çünkü, farklı iki namlu veya tüfeği nekadar denerseniz deneyin, birebir geçerli bir sonuç elde edemezsiniz..
Aynı şok, fişek, mesafe ve hedef olmak üzere; gaz deliğinden önce teneke üzerinde 37 isabet ve 12 arka çıkış gözlemlendi.
Tüfek gazlı sisteme çevirildikten sonra, aynı atışı aynı hava sıcaklığında tekrarladım. 35 isabet ve 2 adet arka çıkış yaptı.
Ön yüzeyde yine hepsi delmiş, arkadan çıkış sayısı 12 den 2 ye düşmüş..
Aynı namlu üzerinde bütün şartlar %99 eşitken gözlemlediğim sonuç bu oldu.
Gaz tahliyesi, öyle ya da böyle barut gazının bir kısmını kesintiye uğratıyor. Bu da az bir miktar penetrasyona yansıyor haliyle.
Fakat bu, kesinlikle av performansını eksiltecek bir durum değil. Zira tüfek, gazlı sisteme çevrildikten sonra mükemmel mesafelerden etkili vuruşlar yaptı, ayrıca grupman düzeni ve atış konforu daha da iyi hale geldi..
Gaz operasyonlu tüfekler, bana göre temizlik sorunu haricinde çok güzel tüfeklerdir. Kinetiğe göre daha sorunsuz çalışır, fişek seçmez, konforludur vs vs..
Derdimiz ille de penetrasyon ise, 18,3 namlu gazlı tüfek 18,8 namlu kinetikten daha çok delici olur buna emin olabilirsiniz..
O yüzden, gazlı kinetik arasında kaba tabirle sdk yarıştırmaya hiç gerek yok..
Güç kaybı etki tesir yakma yıkma muhabbetleri çok yersiz şeyler..
Seçimleri, kişisel zevkler belirler. Tercih size kalmış..
Dar Namlu delici olursa o zaman 16-20-28-36 cal tüfeklerin namlu iç çapları 12cal namlu iç çaplarına göre aşırı derecede dar daha iyi mi deler ;)
-
Yerli yarı otomatik av tüfeklerinde gazlı sistemle kinetik sistem arasında belirgin bir güç/yıkıcılık farkı ya da etkili menzil farkı var mıdır? Hangisini tavsiye edersiniz?
bence karar vermeden önce bu kısma bir göz atın derim..
Her türlü silahın, saçma dağılım deseni, delicilik, isabet, grupman gibi atış performansları, bunlarla ilgili testler ve paylaşımların tamamı.
http://avlakforum.com/frm/index.php?board=346.0
-
Dar Namlu delici olursa o zaman 16-20-28-36 cal tüfeklerin namlu iç çapları 12cal namlu iç çaplarına göre aşırı derecede dar daha iyi mi deler ;)
Saçma testinde sonuç nasıl olur bilmiyorum ama kurşunda yapılan testlerde 16-20-28 kalibreler 12 kalibre kurşundan daha delici çıkıyor.
Ama önemli olan tahribat olunca en çok 12 seçiliyor.
-
@Samet BİRİCİK Ayrıca, hepsi için genellenmez tabi ama, yaptığım tüm testlerde 18,3 ve 18,4 namluların saçma penetrasyonu, elimdeki 18,65 ve 18,75 namlulardan daha fazla çıktı.
Tabi burada şartları tamamen eşitlemek zaten mümkün değil, bahsettiğim sonuçlar kabaca ölçüldü..
Peki, penetrasyonda dar çaptan düşük sonuç veren geniş çap, avda beni üzüyor mu ? Asla. Kendi adıma avın alasını geniş namlularla yapıyorum.
Bana göre, gazlı olacaksa senin tüfek gibi 18,2 veya 18,3 olmalı. Kinetik olacaksa da geniş iç çaplı olmalı. Av ve atış keyfi açısından böylesi daha iyi gibi...
-
tüfeği gazlı mı kinetik mi diye karşılaştırmak saçma olur. Karşılarştırma daha doğrusu fark tüfeğin iç çap ölçüsünden dolayı oluşur ve 18.3 çaplı bir tüfeğin verdiği penetreyi diğer çaplarda göremedim ama kalın saçma işin içine girince geniş çap gerekiyor o da başka bir konu
-
Emrah bey kardeşim, tek kurşun balistiği ile saçma balistiği çok farklı kavramlar.
-
@Samet BİRİCİK Ayrıca, hepsi için genellenmez tabi ama, yaptığım tüm testlerde 18,3 ve 18,4 namluların saçma penetrasyonu, elimdeki 18,65 ve 18,75 namlulardan daha fazla çıktı.
Tabi burada şartları tamamen eşitlemek zaten mümkün değil, bahsettiğim sonuçlar kabaca ölçüldü..
Peki, penetrasyonda dar çaptan düşük sonuç veren geniş çap, avda beni üzüyor mu ? Asla. Kendi adıma avın alasını geniş namlularla yapıyorum.
Bana göre, gazlı olacaksa senin tüfek gibi 18,2 veya 18,3 olmalı. Kinetik olacaksa da geniş iç çaplı olmalı. Av ve atış keyfi açısından böylesi daha iyi gibi...
Benim şahsi görüşüm az çok öğrendiğim kadarı ile bu delicilik olayı tamamen fişekler ve şok daralmalarının hatasız iyi olması Hatta iyi yapılmış bir fix şok silah birçok mobil şoklu silaha göre hem grupman hem delicilikde öndedir..Ama bu hava dereceleri rüzgar vs gibi etkenleri iyi hesaplamak gerekiyor avda hangi havada hangi fişek tamamen kişisel tecrübe ile sabittir
-
Benim şahsi görüşüm az çok öğrendiğim kadarı ile bu delicilik olayı tamamen fişekler ve şok daralmalarının hatasız iyi olması Hatta iyi yapılmış bir fix şok silah birçok mobil şoklu silaha göre hem grupman hem delicilikde öndedir..Ama bu hava dereceleri rüzgar vs gibi etkenleri iyi hesaplamak gerekiyor avda hangi havada hangi fişek tamamen kişisel tecrübe ile sabittir
Arkadaşta eski bir franchi otomatik vardı 76 namlu sabit şok ve gazlı sistem. Namlusunda 18,2 yazıyor.
Aynı fişeklerle birkaç farklı tüfekle tenekelere atış yaptık kıyaslamak için, delicilikte hepsini geride bıraktı.
Bazen çok detaylara takılıyoruz ama, bence asıl önemli olan, eğer şansın varsa iyi bir namlu denk gelecek.
Çapıydı gazıydı falan gerisi teferruat. Elinde iyi bir namlu var mı? Av yaptırıyor mu ? Gerisi selametle..
-
Arkadaşlar, yazmayayım diyorum ama konulara girip çıkıyorum, çok güzel tartışıyorsunuz :) Gaza getirdiniz.
Arkadaşlar, gazlıların kinetiklere göre bir delicilik kaybı yok. Yapılan her türlü ölçümde, bazen gazlıların namlu çıkış hızı 1%'ler seviyesinde daha hızlı, bazen geri tepme esaslıların namlu çıkış hızı 1%'ler seviyesinde daha hızlı. Hiç bir durumda fark örneğin 5%'ler seviyesinde bile değil.
Dar namlunun daha delici olduğu da yüzde yüz yanlış... Binlerce kez attık denedik, öyle bir şey yok. Namluyu daralttıkça patlama basıncını artırıyorsun burası doğru. Doğru ama sanırım herkes buraya kadar düşünüyor. Attığınız şeyin ne olduğunu da hesaba katmalısınız. Ayrıca, namlu iç çapının farkından gelen etkiden dramatik oranlarda çok daha fazlasını, choke daralmasındaki yüzde bir kaçlık fazla daralma veriyor zaten. Bakın muadilini demiyorum, çok çok çok daha fazlasını...
Tek kurşun (slug) atışlarında ise, küçük çapın daha delici olduğu da tamamen yanlış. Daha dar kurşun namlusunun daha delici olduğunu kim nasıl ölçmüş de ispatlamış? İnternette bir kaç yerde paylaşılmış bir kaç video gördüm... Hiç birisi kontrollü bir deney değildi... Tamamen amatörce çaptan ziyade farklı kombinleri test ediyordu. Yani o videolardaki gibi yaptığınızda, çapı değiştirdiğinizde, namluyu da, fişekleri de değiştirmiş oluyorsunuz. Namluyu değiştirdiğinizde, tüm namlu geometrisi değişiyor, forcing cone ve ilgili çaptaki ilgili üreticinin kullandığı çap standardı varsa choke daralma miktarı vs... Bundan başka fişeklerin muadiline nasıl karar verilmiş? 12 çapta kullanılan bir fişeğin örneğin 20 çaptaki muadiline neye göre karar verilmiş?
Her çapta, çok farklı kapasite, hız ve delicilikte fişekler kullanma imkanı olduğundan, bir çapın bir diğer çapa üstünlüğünü kontrollü deney yapmadan gösteremezsiniz. Daha kolayı şu olur; şu çapta, şu üreticinin şu geometrideki şu namlusuyla ve şu fişekle yaptığımız deneydeki delicilik, bu çapta, bu üreticinin bu geometrideki bu namlusuyla bu fişekle yaptığımız deneydeki delicilikten fazla çıktı diyebilirsiniz. En fazla söylenebilecek bu olur. Bunu da söyleyebilmek için bir kaç atış yetmez. Atış örnekleminizi olabildiğince büyük tutmalısınız. En az 10'ar atış yapılmalı mesela... İlk bir kaç atışta, bir çok farklı parametrenin karşılaştırmalarında defalarca yanıltıcı sonuç aldığımızı gördük. Atış sayılarını 10'lara ve daha fazlasına çıkarınca, tutarlı sonuçlar ve değerleri yerlerine oturmaya başlıyor.
Bununla birlikte, şunu da kolaylıkla söyleyebiliriz; 12 çapta üretilen fişeklerin ekserisi, daha küçük çaplarda üretilen fişeklerin ekserisinden delicilik olarak da tahribat olarak da daha üstündür.
-
Hep merak ettiğim acaba bir gün
Şu fişeğin saçması kurşun.
Şu fişeğin saçması çelik.
Şu fişeğin saçması tungsten.
Şu fişeğin saçması bakır
Acaba hangisi daha etkilidir ? diyen birileri çıkacak mı ?
İnanın bu konuyu ilk gördüğümde yazacaktım.Ancak aynı şeyleri tekrar tekrar yazmaya üşenmeye başladım.
X markasının 10 lu 1 paket fişeği 15 TL iken
Y markasının 10 lu 1 paket fişegi 100 TL ise
Aradaki bu farkı insanlar neden sorgulamaz ?
Anlamakta güçlük çekiyorum.
Sadece yerli ve ithal farkı değil yani bu fark.
Demekki epey büyük bir fark var.
Gazlı ve Kinetikten önce mühimmatı sorgulamak daha gerçekçi sonuçlar verecektir.....
-
😀😀😀😀😀
Satılık ilanlarına bakın anlarsınız arada fark var mı yok mu ?
Hangi sistemden satılık daha fazla kinetikten mi gazlı sistemden mi ?
-
Temizlemesi ve bakımı daha kolay olduğu için kinetik tercih ediyorum.gazlı ile kinetik arasındaki tek fark bence bu kadar :)
-
Atış konforu açısından gazlı sistem bence daha iyi temizliği fazla dert etmiyorum
SM-N920C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Hep merak ettiğim acaba bir gün
Şu fişeğin saçması kurşun.
Şu fişeğin saçması çelik.
Şu fişeğin saçması tungsten.
Şu fişeğin saçması bakır
Acaba hangisi daha etkilidir ? diyen birileri çıkacak mı ?
İnanın bu konuyu ilk gördüğümde yazacaktım.Ancak aynı şeyleri tekrar tekrar yazmaya üşenmeye başladım.
X markasının 10 lu 1 paket fişeği 15 TL iken
Y markasının 10 lu 1 paket fişegi 100 TL ise
Aradaki bu farkı insanlar neden sorgulamaz ?
Anlamakta güçlük çekiyorum.
Sadece yerli ve ithal farkı değil yani bu fark.
Demekki epey büyük bir fark var.
Gazlı ve Kinetikten önce mühimmatı sorgulamak daha gerçekçi sonuçlar verecektir.....
Suat hocam,tungsten ve birkaç ucuz barutu işin dışında tutarsak maliyetler birbirine çok yakın fiyatlardaki asıl belirleyici olan ülkelerin kur ,ihracat ve vergi politikaları ama ülkemizdeki en etkin fiyat kalemi kaptırmatörler.
-
Suat hocam,tungsten ve birkaç ucuz barutu işin dışında tutarsak maliyetler birbirine çok yakın fiyatlardaki asıl belirleyici olan ülkelerin kur ,ihracat ve vergi politikaları ama ülkemizdeki en etkin fiyat kalemi kaptırmatörler.
Çelik saçma fişekler ve kursun sacmalı fişekler arasında sadece 30 cent(1.2 TL)maliyet farkı varmış
-
😀😀😀😀😀
Satılık ilanlarına bakın anlarsınız arada fark var mı yok mu ?
Hangi sistemden satılık daha fazla kinetikten mi gazlı sistemden mi ?
Bunun doğru bir yaklaşım olduğunu düşünmüyorum. Adam çok sevdiği tüfeğini dahi satabilir. Gazlı kinetik ne farkeder ki. Bence yanlış kinetik satar kinetik alır ne alaka yani.
-
Bunun doğru bir yaklaşım olduğunu düşünmüyorum. Adam çok sevdiği tüfeğini dahi satabilir. Gazlı kinetik ne farkeder ki. Bence yanlış kinetik satar kinetik alır ne alaka yani.
Gökmen bey ben de size katılıyorum kesinlikle doğru bir yaklaşım değil.
SM-A520F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Hep merak ettiğim acaba bir gün
Şu fişeğin saçması kurşun.
Şu fişeğin saçması çelik.
Şu fişeğin saçması tungsten.
Şu fişeğin saçması bakır
Acaba hangisi daha etkilidir ? diyen birileri çıkacak mı ?
İnanın bu konuyu ilk gördüğümde yazacaktım.Ancak aynı şeyleri tekrar tekrar yazmaya üşenmeye başladım.
X markasının 10 lu 1 paket fişeği 15 TL iken
Y markasının 10 lu 1 paket fişegi 100 TL ise
Aradaki bu farkı insanlar neden sorgulamaz ?
Anlamakta güçlük çekiyorum.
Sadece yerli ve ithal farkı değil yani bu fark.
Demekki epey büyük bir fark var.
Gazlı ve Kinetikten önce mühimmatı sorgulamak daha gerçekçi sonuçlar verecektir.....
Suat hocam bununla ilgili güzel bir görsel buldum
(http://image.ibb.co/jX0NQS/shot_performance_chart.jpg) (http://imgbb.com/)
-
Kurşun candır, gerisi hem sıkıntılı hem pahalı.
-
Kurşun candır, gerisi hem sıkıntılı hem pahalı.
Aynen hocam :) maceraya gerek yok.bu balistik jel olayına takıldım.sığır jelatini tozundan yapmak mümkünmüdür acaba?tenekeye penetrasyon testi yapmak boş iş galiba
-
Suat hocam bununla ilgili güzel bir görsel buldum
(http://image.ibb.co/jX0NQS/shot_performance_chart.jpg) (http://imgbb.com/)
Ali Bey kardeşım paylaşım için teşekkürler.Görüldüğü üzere Hevi Shot lar ciddi anlamda daha etkili fişekler.
Saf kurşun saçmanın hem etkili hemde ucuz olması nedeniyle tercih edildiğini biliyordum.
Ancak ben üllemizde kullanılan saçmalarında saf kurşun dan olmadığını tahmin ediyorum.
Muhtemelen alaşımlıdırlar.
Son olarak dikkatimi çeken balistik jell performansı.
4 no bir kurşun saçma 54 m mesafede 4.3cm ye yakın bir ilerleme de bulunmuş.
Bu da demektir ki iyi bir kombinasyonla 4 no saçma bu mesafelerde ördek gibi bir avı rahatlıkla düşürebilir.
Uzak sayılabilecek bir mesafe ancak imkansız değil.
Listede keşke nikel kaplama fişklerinde testi de olsaydı.
Harika bir paylaşım.
Elinizi sağlık teşekkürler.
-
Gazlı tüfek iyidir, avcıyı dövmez, namlu şahlanması daha azdır, her zaman konforlu atış sunar, comfortech sisteme ihtiyaç duymaz
-
Öyle aman aman bir güç farkı yok ama parça farkı var ve kinetiğin temizlenmesi daha kolay. Ne kadar az parça o kadar az arıza.
(http://preview.ibb.co/fzWx9n/20170530_143814.jpg) (http://ibb.co/f7EvvS)
-
Aman aman değil, "hiç" güç farkı yok.
Öyle aman aman bir güç farkı yok ama parça farkı var ve kinetiğin temizlenmesi daha kolay. Ne kadar az parça o kadar az arıza.
(http://preview.ibb.co/fzWx9n/20170530_143814.jpg) (http://ibb.co/f7EvvS)
-
Hevı shot ve tungsten içerikli fişekler çok pahalı. Birçoğu da zaten ülkemizde bulunmuyor.
Bana göre en iyi seçenek antimonu düşük, yumuşak ve özkütlesi ağır kurşun saçma. Eski mke beyaz kutu kiloluk saçmaları bu şekilde.
%100 saf kurşun kullanmak yasakmış, içeriğinde öyle ya da böyle alaşım olmak zorundaymış..
Nikel saçmalı olarak da mesela Mg2 Flash 36 gr fişeğini kullandım. Zaten o barutun üstüne mısır tanesi bile koysan avı düşürür :D
Nikel saçma tanecikleri, kurşuna göre daha hafif.. Ayrıca nikel saçmalar da aynen kurşun gibi eziliyor. Bazıları nikel saçmayı çelikle karıştırabiliyor, ikisi aynı değil.
Uygun barut haddi ile kaliteli kurşun saçma, fiyat / performans açısından en ideal sonuçları verebilir..
-
Hevı shot ve tungsten içerikli fişekler çok pahalı. Birçoğu da zaten ülkemizde bulunmuyor.
Bana göre en iyi seçenek antimonu düşük, yumuşak ve özkütlesi ağır kurşun saçma. Eski mke beyaz kutu kiloluk saçmaları bu şekilde.
%100 saf kurşun kullanmak yasakmış, içeriğinde öyle ya da böyle alaşım olmak zorundaymış..
Nikel saçmalı olarak da mesela Mg2 Flash 36 gr fişeğini kullandım. Zaten o barutun üstüne mısır tanesi bile koysan avı düşürür :D
Nikel saçma tanecikleri, kurşuna göre daha hafif.. Ayrıca nikel saçmalar da aynen kurşun gibi eziliyor. Bazıları nikel saçmayı çelikle karıştırabiliyor, ikisi aynı değil.
Uygun barut haddi ile kaliteli kurşun saçma, fiyat / performans açısından en ideal sonuçları verebilir..
Emrah usta saçma dökme işine girdin mi hiç ben bir sefer denedim başarısız oldum çalışmalara yeniden başlayacağım hurda akü lerden güzel kurşun çıkıyor
-
Neden yumuşak saçmanın en iyi seçenek olduğunu düşünüyorsunuz?
Hevı shot ve tungsten içerikli fişekler çok pahalı. Birçoğu da zaten ülkemizde bulunmuyor.
Bana göre en iyi seçenek antimonu düşük, yumuşak ve özkütlesi ağır kurşun saçma. Eski mke beyaz kutu kiloluk saçmaları bu şekilde.
%100 saf kurşun kullanmak yasakmış, içeriğinde öyle ya da böyle alaşım olmak zorundaymış..
Nikel saçmalı olarak da mesela Mg2 Flash 36 gr fişeğini kullandım. Zaten o barutun üstüne mısır tanesi bile koysan avı düşürür :D
Nikel saçma tanecikleri, kurşuna göre daha hafif.. Ayrıca nikel saçmalar da aynen kurşun gibi eziliyor. Bazıları nikel saçmayı çelikle karıştırabiliyor, ikisi aynı değil.
Uygun barut haddi ile kaliteli kurşun saçma, fiyat / performans açısından en ideal sonuçları verebilir..
-
Emrah usta saçma dökme işine girdin mi hiç ben bir sefer denedim başarısız oldum çalışmalara yeniden başlayacağım hurda akü lerden güzel kurşun çıkıyor
Ben hazırcıyım :D Saçma kurşun dökme işiyle hiç uğraşmadım. Dolumları bile keyfe keder yapıyorum, hususi bu işlerle uğraşsam illaki bir yolunu bulurdum.
-
Neden yumuşak saçmanın en iyi seçenek olduğunu düşünüyorsunuz?
Yumuşak saçma çabuk deforme oluyor bunun farkındayım, ama av üzerindeki etkisi kısa orta mesafelerde daha iyi. Konuyu yakma yıkma kısmına getirmiyorum tabiki :D
Saçma delip geçerse yaralı gider tezini şimdiye kadar savunmadım. Ama gördüğüm kadarıyla sert saçma, ava genelde kırıcı etki yapıyor, ve hayati bir organa değmezse o ava illaki bıçak değiyor..
Yumuşak saçma, avın vücuduna girdiği anda birden bire bütün enerjiyi içerde bırakabiliyor.
Yumuşak saçması olan fişeklerle avladığım hayvanlar hep ölü kalıyor..
Bu yıl kullandığım 34 gr sterling fişeklerde de, antimonu düşürülmüş ve diğerlerine göre daha yumuşak, özkütlesi ağır saçmalar vardı. Malzeme ve balistik bilgilerini üretim müdüründen bizzat rica ettim.
Fişek, uzak mesafe atışlarımda bile, normal yerli fişekten beklenenin daha üstünde bir performans sergiledi..
Benim yakma yıkma muhabbetiyle hiç işim olmadı. Hatta kendi aramızda hep espiri konusu olmuştur bu..
Kaliteli malzeme ile avı uygun mesafede istenilen grupmana sokmanın iyi sonuç vereceğini bilen ve buna inanan biriyim. Yumuşak saçmanın sonuçlarını gözlemleyince, oyüzden böyle yazdım..
-
Herkese iyi paylaşımlar dilerim. Benim düşüncem gazlı ile kinetik arasında bariz bir güç farkı olsaydı şuan ikisinden biri zaten üretilmiyor olurdu. Fark olmadığından dolayı gerisi kullanıcının zevkine kalmış ikisininde artıları eksileri vardır tüfeğine göre. Beretta a400 lere bakıldığında hem gazlı hem döner kafalı. Tüfekleri gazlı kinetik değilde bireysel değerlendirmek daha çok fayda sağlar diye düşünüyorum.
-
Anladım.
Yani genel bir ifadeyle "Yumuşak saçma en iyi seçenek" demiyorsunuz. Sadece kısa mesafelerde daha etkili demek istemişsiniz.
Zira, yumuşak saçmayla, uzak mesafe atışlarının tamamında dezavantajlısınız. Hedefe giden saçmaların çoğu deforme olduğu için zayıflamış ve enerjisini çoktan yitirmiş olduğundan ava isabet etmesinin hiç bir önemi kalmamış oluyor. Zaten saçma katarı (shot string) içerisinde çoktan en arkalarda kalmış oluyorlar. Buna rağmen saçmaların içinde nispeten daha az deforme olmuş ya da deforme olmamış olanların hedefe isabet etmesi halinde ise çok şanslısınız demektir. Ancak bariz bir şekilde şansınızı azaltmış oluyorsunuz uzak mesafeye yumuşak saçma kullanarak.
"Tüm" fişek üreticileri yıllardır saçmaları (özkütlesini düşürmeden ya da nispeten daha az düşürerek) sertleştirmenin yolunu arıyorlar. Dünyadaki tüm fişek üreticilerinin derdi bu, "saçmaları sertleştirmenin yolunu bulabilmek..."
Yukarıdaki listesi verilen pahalı alternatiflerin üretilmesindeki "tek" sebep bu. Saçmanın sertleştirilmesi... Tungsten saçmanın da, HeviShot saçmanın da çok çok daha pahalı olan maliyetlerine rağmen tasarlanmalarındaki ve üretilmelerindeki tek amaç "daha sert saçma elde edebilmek".
Özkütleyi düşürmeden ya da olabildiğince az düşürerek saçmayı sertleştirmenin yollarını aramak kadar büyük başka dertleri yok yani fişek üreticilerinin. Gece gündüz sabah akşam arge'lerinin en büyük derdi bu.
Kurşuna antimony, yasal bir zorunluluktan değil, kurşunu sertleştirebilmek için katılır. Hatta kurşun ve antimony atomik bağlantısını güçlendirebilmek için kalay da katılır alaşıma.
Yivli tüfeklerinde kullanılan av fişeklerinin balistiğiyle, yivsiz saçma tüfeklerinde kullanılan av fişeklerinin balistiği çok farklıdır. Tasarım ve üretimlerinden beklenti de, zayıf ve elimine edilmesi istenen yönleri de farklıdır. Ancak yivli tüfeklerde kullanılan av fişeklerindeki bazı beklentileri olduğu gibi yivsiz tüfek fişeklerinden de beklemek gibi bir hataya düşülmesi de söz konusu maalesef.
Bu arada yivsiz av tüfeği ve mühimmatında avı delip geçme derdi, sadece ülkemizde bu kadar yoğun yaşanıyor. Yurt dışında bu konuda şikayet yok :) Yani atışımızda hiç sorun yok, biz kesin vuruyoruz ve en güçlü saçmayla grupmanın tam ortasına denk getiriyoruz hayvanı da, o hep delinip geçildiği için kaçıyor gidiyor :)
Yumuşak saçma çabuk deforme oluyor bunun farkındayım, ama av üzerindeki etkisi kısa orta mesafelerde daha iyi. Konuyu yakma yıkma kısmına getirmiyorum tabiki :D
Saçma delip geçerse yaralı gider tezini şimdiye kadar savunmadım. Ama gördüğüm kadarıyla sert saçma, ava genelde kırıcı etki yapıyor, ve hayati bir organa değmezse o ava illaki bıçak değiyor..
Yumuşak saçma, avın vücuduna girdiği anda birden bire bütün enerjiyi içerde bırakabiliyor.
Yumuşak saçması olan fişeklerle avladığım hayvanlar hep ölü kalıyor..
Bu yıl kullandığım 34 gr sterling fişeklerde de, antimonu düşürülmüş ve diğerlerine göre daha yumuşak, özkütlesi ağır saçmalar vardı. Malzeme ve balistik bilgilerini üretim müdüründen bizzat rica ettim.
Fişek, uzak mesafe atışlarımda bile, normal yerli fişekten beklenenin daha üstünde bir performans sergiledi..
Benim yakma yıkma muhabbetiyle hiç işim olmadı. Hatta kendi aramızda hep espiri konusu olmuştur bu..
Kaliteli malzeme ile avı uygun mesafede istenilen grupmana sokmanın iyi sonuç vereceğini bilen ve buna inanan biriyim. Yumuşak saçmanın sonuçlarını gözlemleyince, oyüzden böyle yazdım..
-
gaz kaçağı sadece niye gaz operasyonlu tüfeklerde varmış gibi düşünülüyor ki?kinetik tüfek de mekanizmadan,namlu içinden gaz kaçırır.hatta yavaş çekim atışlarda fişek çıkmadan önce barut gazı gelmeye başlıyor.mekanizma kurulmadan önce kenarından da gaz çıkmaya başlıyor.bu ölçüt olamaz.zaten gaz deliğinin hizasına gelene kadar çoktan max hıza erişmiş olur diye düşünüyorum.
-
Hoş geldiniz İbrahim Bey,yazılarınızı özlemiştik.
Hemen aklıma gelen ilk soruyu soruyorum yumuşak saçmaların deforme olmasını engellemiş olsak tercihiniz ne olurdu ? Yumuşak saçma mı yoksa sert saçma mı?
-
Hoş bulduk, sağ olun.
Özkütlesi en ağır olanı tercih ederdim. :)
Hoş geldiniz İbrahim Bey,yazılarınızı özlemiştik.
Hemen aklıma gelen ilk soruyu soruyorum yumuşak saçmaların deforme olmasını engellemiş olsak tercihiniz ne olurdu ? Yumuşak saçma mı yoksa sert saçma mı?
-
Özkütlesi en ağır olanı tercih ederdim. :)
Barutları cins ve miktar olarak aynı ve yine aynı tapa ile dolum yapılmış iki farklı 34 gr 5 numara kıyasladım.
Saçmaların hepsi 3,00 mm çapında ve gayet düzgün. Toplam ağırlıkta ise 34 gr içinde birinde saçmalar 230 adet, diğerinde 190 adet geliyor. 190 adet gelen saçmaların av uzerindeki etkisi ve hedef üzerindeki penetrasyonu bile gözle görülür şekilde fark etti..
-
Hoş bulduk, sağ olun.
Özkütlesi en ağır olanı tercih ederdim. :)
Teşekkür ederim İbrahim Bey,beklemediğim yerden geldi cevap, aşağıdaki diyalog aklıma geldi :)
Öğrenci:Hocam bir insan susuzluğa ne kadar dayanabilir?
Hoca:Ölünceye kadar
-
Aynen hocam :) maceraya gerek yok.bu balistik jel olayına takıldım.sığır jelatini tozundan yapmak mümkünmüdür acaba?tenekeye penetrasyon testi yapmak boş iş galiba
Sayın Ali Tatar,
Balistik jel olayına ben de takmıştım. Sonuçta yaptım, tek kurşunlar için denedim, benim yaptığım videoyu aşağıdaki bağlantıdan izleyebilirsinz:z
https://youtu.be/Y4HwBaUkp20
Sonuçta başarılı oldu:
Aşağıdaki resimler .410 kalibre atışımız
(https://thumb.ibb.co/gXXTGK/Balistik_jel_410.png) (https://ibb.co/gXXTGK)
Aşağıdaki resim ise 28 gram 12 ga Remington atışımızın görseli
(https://thumb.ibb.co/evGuqe/Balistik_jel.png) (https://ibb.co/evGuqe)
Ancak doğru sonuçlar alınabilmesi için jelin kalibre edilmesi, +4 C de atış alanına sevkedilmesi, jel iç sıcaklığı +4 C iken atış yapılması gerekiyor. Jelin yapıldıktan 36-72 saat içinde kulanılması gerekiyor. Ayni jeli eritip, süzüp tekrar kullanmak mümkün. Ancak buz dolabında çok yer kaplıyor, içine mantar bakteri üremesin diye koyduğumuz tarçın yaprağı yağının kokusu tüm buzdolabına siniyor. Meşakkatli ve masraflı bir iş. İsteyene daha detaylı payşlaşım yapabilirim
Saygılarımla
-
Peki gazlı sistemdeki deliklerin grupmanla olan bağlantısı nedir bazı geniş tapaların üzerinde namlu deliklerin neden olduğu çizikleri gördüm kanatlıntapada o kadar olmasada keçe tapada grupman homojenliğini bozacağını düşünüyorum ve kinetik sisteme +1 basıyorum :)
-
kinetix güç ve etki yönünden biradım önde sağlamlık da ise gazlı bence.....
-
kinetix güç ve etki yönünden biradım önde sağlamlık da ise gazlı bence.....
Mehmet bey,
Yaptığım ölçümlerde kinetik sistem ile gazlı sistem, ayni namlu boyundaki tüfeklerde ortalama 25 fps (7,6 m/s) namlu çıkış hızı farkı buldum. Bu 25 fps gazlı sistemde mekanizmayı kurmak için kullanılan gazın yaptığı düşme. Sonuç sübjektif değil objektif.
Yukarıdaki yorumlarda, üstadların yaptığı açıklamalarda da var kinetik ve gazlı sitemlerde güç ve etki yönünden fiziksel bir fark yoktur. Sağlamlık değil ama atış konforu, daha az tutukluk, fişek seçmeme gibi nedenlerle gazlı sistemler benim tercihim.
-
Gazlı sistemde mekanizmma açılmadan saçma namluyu terketmiş oluyor . gecikmeli geri tepme için kilit var . güç kaybı olmuyor . birde şimdiki barutlar karışık hızlı ve yavaş yanan barutlar var belli oranlarda . namlu ucuna kadar barut yanmaya devam ediyor ve itme sağlanıyor .mesela tek kurşun atışında barut yavaş yandığı için en uygun slug namlu boyu 61 cm . daha kısa namlu boylarında etki az oluyor.. gazlı sistemin avantajı da düşük gram fişeklerde iyi çalışıyor çoğu kinetik tüfek 30 gr altı çalışmıyor gazlıda 24 gr bile çok rahat çalışıyor. birde düşük gr fişekler daha etkili ben her zaman 30 gr fişek kullanıyorum bazen 25 gr falan yaz kış farketmiyor . ben vurduktan sonra düşüyor .
-
Selamlar muhterem arkadaşlar,
Gazlı tüfeklerde güç kaybı vehimi, ülkemizde, üreticiler indinde bile, nedense, gündemden hiç düşmeyen bir konudur.
Gaz basıncını namludan küçük çıkışlarla kilit açma mekanizmalarına yönlendirme düşüncesi, yivli tüfeklerde, geçen
asrın ilk yıllarından da önce başlamış bir uygulamadır. O zamanın kara barutlu fişekleri. tahliye kanallarını çok kısa
sürede tıkadığı, korozyona yol açtığı için fazla tutulmamış, bu şekilde otomatik dolumlu piyade tüfeklerinin gelişmesi bayağı
ertelenmiş, hatta Almanya gibi bazı ülkelerde, bu nedenle, askeri tüfek talepleri arasına "Namluda delik olmama" zarureti
getirilmiştir.
Zaman içinde barut teknolojisinin gelişimiyle gazlı sistemler kullanılmaya başlanmış, Newton fiziği üyarınca yapılan
basit hesaplarla mekanizma devrelerine aktarılan barut gazının, tabir caizse "Atık gaz" niteliğinde olduğu ordonat
yetkililerine anlatılarak tasvipleri paralelinde bugün çok kullanılan gazlı piyade tüfeklerinin çağı başlamıştır.
Yivsiz tüfeklerde, gaz tahliye çıkışlarının, barut artığı, küçük saçmalar, keçe ve sair ıvır zıvırla tıkanmasını önleyen
plastik tapaların gelişimiyle aynı sistem, geçen asrın ortalarından itibaren kullanım görmeye başlamıştır. O zamana
kadar pazar hakimi olan Browning A5 ve klonlarının "Uzun geri tepmeli" çalıştırma sistemi, daha ucuz ve etkin bu
yaklaşımla giderek pazardan çekilmiş, kaybolmuştur.
Yivsizlerde gazlı düzenin ilk yapımcılarından "Remington" un başlangıç modeli patentinde, "Yapılan araştımalar neticesinde,
kullanılan barut türlerinin büyük çoğunluğuyla namlu ilk yirmi ile yirmibeş santım ilerisinde, gaz basıncının itiş etkisinin
takribi yüzde sekseninin elde edildiği, bu nedenle her tür dolu için bu mesafeden mekanizma kilit devrelerine alınacak
gaz niteliklerinin görevini kusursuz yapacağı" ifadesi yer almaktadır. Sözkonusu söylem, uzun araştırma ve deneylerin
sonucudur.
Bugün de bu görüş büyük oranda geçerlidir. Namlu içi ilk yirmibeş santim önünde, barut gazı itiş gücünün yaklaşık
yüzde seksenini kazanmaktadır. Kalan mikdar takribi yüzde yirmi, normalde altmışbeş santımlık bir namludan artakalan
öne uzunlukta, 12 Ga. namlu çapıyla 230 santimetre karede, 2.5 milim çaplı iki tahliye kanalı alanı 0.03 santimetre kare;
0,000125 (1/8000 civarı) oranlı kapalı ve açık alan kıyaslı ortamda işlevini sürdürmektedir.
Çok müşkülpesent düşünürler için bu oranın 1/3000 olduğu varsayılırsa, tahliye kanallarına kadar gelen dolunun, orada
"Zınk!" diye çakılıp gazın aşağı gidişine seyirci olduğu düşünülse dahi , mesela 450 m/saniye kazanılmış ilk ..
hızın bu oranda kaybı; Ancak 1.35 m/saniye civarı olacaktır.
Ki gerçek böyle de degildir. Gazın çok küçük bir kısmı tahliye kanallarına sevkedilirken, büyük kısmı mesela 36 gram gelen
dolunun ileri sürüm işlevinde mesaiine devam halindedir.
Mekanizma grubunun ortalama ağırlığı 600 gram civarıdır.
Aynı birimin geri giderek kilitten kurtulma mesafesi de yaklaşık bir santimdir.
Newton üçüncü formülünden neşet eden; "Mekanizma ağılığı x mekanizmanın dolu namludan çıkıp gittiği zaman içindeki
aldığı yol= Dolu ağırlığı x dolunun namlu sonuna kadar gideceği yol x fişek taban alanı/namlu iç çap vüsati " eşitliğiyle, bir
santim geri kilit açılma aralığı sonuna kadar seyahatin bitişinde, dolunun, namlu içi tahliye kanalları ilerisinde yaklaşık 22
santime ulaşacağı hesaplanabilmektedir. Yani, 25+22= 47 santim namlu içinde barut gazı tamamen kapalı bir ortam
içinde devinim vermektedir. Bu vukuat sırasında mekanizma geri getirme yayı, eylemsizliği ile kendi içinde çok az sıkışıp
gerekli parçalara destek özelliğini kaybettiğinden, geri tepen parçalara durdurucu etki verebilme kabiliyetinde değildir.
65 santimlik namlunun kalan , en fazla 25 santiminde sözkonusu kapalı açık alan oranı, gerçekte 1/15000, karamsar
yorumcu için, haydi onunda üçte biri; 1/5000, bu değerin 450 m/saniye ilk hıza kıyası, takribi, 0.9 m/saniye civarı olsa
gerektir.
Ki gerçekte oluşum böyle de değildir.
Kilit açıldıktan sonra mekanizma grubu, tamamen basit geri tepmeli düzende devinim vermektedir. Yani, fişeğin arkaya
itişine karşı koyan, aksam ağırlığı olarak yalnızca takribi 600 gramlık kütlenin eylemsizliğidir. Bu birimin dolunun namludan
çıkıp gitmesi için gerekli, kalan yirmibeş santim öne mesefede, fişek arka kısmının çıplak olarak dışarı taşırabileceği
uzunluk 2 santim civarı olması gerekir ki, bu dahi güvenli sayılabilecek bir değerdir.
Ancak gerçekte durum farklıdır. Geri tepme şoku etkisiyle kendi içinde şıkışarak destek özelliğini kaybeden irca yayı, ilk
bir santimlik mekanizma arkaya deviniminin bu aralığı kapatması neticesinde etkinliğini kazanıp, en az üç dört kilo yükle
geri tepen aksam üzerinde durdurucu etkisini başlatacak, namlu içindeki dolunun tamamen çıkıp gitmesinden sonra
kazanılmış moment ve kalan gaz basıncına yenilerek mekanizma arkaya hareketine izin verecektir.
Görülmektedir ki...
Tahliye kanallarından alınan gaz basıncının güç kaybı gibi bir etkisi hiç yoktur.
Olsa bile... Hesapla bulunan 1/5000, haydi olmadı 1/3000 açık alan kıyasıyla, dolu ileri devinimi namlu içinde yavaşlamış
dahi bulunsa...
Herkesin malumu olduğu üzere, barut hakkının tamamı standart en uzun namlu içinde dahi yanmamakta, bir kısmı
dışarı atılmaktadır. Ağız alevi ve sesin büyük ölçüde sebebi bu oluşumdur.
Namlu içinde yavaşlayan dolu, bu zaman içinde daha çok miktar barudun yanmasına, bunun neticesinde daha yüksek
ilk hız kazanımına neden olacaktır.
Yani, gazlı tüfeklerde beklenen, daha az değil daha çok ilk hız ve vuruş enerjisi olmalıdır...
Neye niyet... Neye kısmet...
Netice-i kelam...
Gazlı tüfeklerde güç kaybı yoktur... Aksine inananlar bir an önce bu vehimden kurtulmalıdırlar.
Saygılar.
-
Selamlar
Böylesi ayrıntılı ve teknik açıklamaları ile birlikte bu gazlı mı? Yoksa kinetik mi? Konusunun bu kadar güzel açıklanabildiğini ilk defa görüyorum.Ellerinize sağlık.Hep hayıflanırdım bazı konularda teknik bilgi ve sağlam görüşleri almak için sürekli yurtdışı sitelerini okurdum.Ama böylesi bir açıklama onlardan daha güzel.
Teşekkürler
Saygılarımla
Selamlar muhterem arkadaşlar,
Gazlı tüfeklerde güç kaybı vehimi, ülkemizde, üreticiler indinde bile, nedense, gündemden hiç düşmeyen bir konudur.
Gaz basıncını namludan küçük çıkışlarla kilit açma mekanizmalarına yönlendirme düşüncesi, yivli tüfeklerde, geçen
asrın ilk yıllarından da önce başlamış bir uygulamadır. O zamanın kara barutlu fişekleri. tahliye kanallarını çok kısa
sürede tıkadığı, korozyona yol açtığı için fazla tutulmamış, bu şekilde otomatik dolumlu piyade tüfeklerinin gelişmesi bayağı
ertelenmiş, hatta Almanya gibi bazı ülkelerde, bu nedenle, askeri tüfek talepleri arasına "Namluda delik olmama" zarureti
getirilmiştir.
Zaman içinde barut teknolojisinin gelişimiyle gazlı sistemler kullanılmaya başlanmış, Newton fiziği üyarınca yapılan
basit hesaplarla mekanizma devrelerine aktarılan barut gazının, tabir caizse "Atık gaz" niteliğinde olduğu ordonat
yetkililerine anlatılarak tasvipleri paralelinde bugün çok kullanılan gazlı piyade tüfeklerinin çağı başlamıştır.
Yivsiz tüfeklerde, gaz tahliye çıkışlarının, barut artığı, küçük saçmalar, keçe ve sair ıvır zıvırla tıkanmasını önleyen
plastik tapaların gelişimiyle aynı sistem, geçen asrın ortalarından itibaren kullanım görmeye başlamıştır. O zamana
kadar pazar hakimi olan Browning A5 ve klonlarının "Uzun geri tepmeli" çalıştırma sistemi, daha ucuz ve etkin bu
yaklaşımla giderek pazardan çekilmiş, kaybolmuştur.
Yivsizlerde gazlı düzenin ilk yapımcılarından "Remington" un başlangıç modeli patentinde, "Yapılan araştımalar neticesinde,
kullanılan barut türlerinin büyük çoğunluğuyla namlu ilk yirmi ile yirmibeş santım ilerisinde, gaz basıncının itiş etkisinin
takribi yüzde sekseninin elde edildiği, bu nedenle her tür dolu için bu mesafeden mekanizma kilit devrelerine alınacak
gaz niteliklerinin görevini kusursuz yapacağı" ifadesi yer almaktadır. Sözkonusu söylem, uzun araştırma ve deneylerin
sonucudur.
Bugün de bu görüş büyük oranda geçerlidir. Namlu içi ilk yirmibeş santim önünde, barut gazı itiş gücünün yaklaşık
yüzde seksenini kazanmaktadır. Kalan mikdar takribi yüzde yirmi, normalde altmışbeş santımlık bir namludan artakalan
öne uzunlukta, 12 Ga. namlu çapıyla 230 santimetre karede, 2.5 milim çaplı iki tahliye kanalı alanı 0.03 santimetre kare;
0,000125 (1/8000 civarı) oranlı kapalı ve açık alan kıyaslı ortamda işlevini sürdürmektedir.
Çok müşkülpesent düşünürler için bu oranın 1/3000 olduğu varsayılırsa, tahliye kanallarına kadar gelen dolunun, orada
"Zınk!" diye çakılıp gazın tamamının aşağı gidişine seyirci olduğu düşünülse dahi , mesela 450 m/saniye kazanılmış ilk
hızın bu oranda kaybı; Ancak 1.35 m/saniye civarı olacaktır.
Ki gerçek böyle de degildir. Gazın çok küçük bir kısmı tahliye kanallarına sevkedilirken, büyük kısmı mesela 36 gram gelen
dolunun ileri sürüm işlevinde mesaiine devam halindedir.
Mekanizma grubunun ortalama ağırlığı 600 gram civarıdır.
Aynı birimin geri giderek kilitten kurtulma mesafesi de yaklaşık bir santimdir.
Newton üçüncü formülünden neşet eden; "Mekanizma ağılığı x mekanizmanın dolu namludan çıkıp gittiği zaman içindeki
aldığı yol= Dolu ağırlığı x dolunun namlu sonuna kadar gideceği yol x fişek taban alanı/namlu iç çap vüsati " eşitliğiyle, bir
santim geri kilit açılma aralığı sonuna kadar seyahatin bitişinde, dolunun, namlu içi tahliye kanalları ilerisinde yaklaşık 22
santime ulaşacağı hesaplanabilmektedir. Yani, 25+22= 47 santim namlu içinde barut gazı tamamen kapalı bir ortam
içinde devinim vermektedir. Bu vukuat sırasında mekanizma geri getirme yayı, eylemsizliği ile kendi içinde çok az sıkışıp
gerekli parçalara destek özelliğini kaybettiğinden, geri tepen parçalara durdurucu etki verebilme kabiliyetinde değildir.
65 santimlik namlunun kalan , en fazla 25 santiminde sözkonusu kapalı açık alan oranı, gerçekte 1/15000, karamsar
yorumcu için, haydi onunda üçte biri; 1/5000, bu değerin 450 m/saniye ilk hıza kıyası, takribi, 0.9 m/saniye civarı olsa
gerektir.
Ki gerçekte oluşum böyle de değildir.
Kilit açıldıktan sonra mekanizma grubu, tamamen basit geri tepmeli düzende devinim vermektedir. Yani, fişeğin arkaya
itişine karşı koyan, aksam ağırlığı olarak yalnızca takribi 600 gramlık kütlenin eylemsizliğidir. Bu birimin dolunun namludan
çıkıp gitmesi için gerekli, kalan yirmibeş santim öne mesefede, fişek arka kısmının çıplak olarak dışarı taşırabileceği
uzunluk 2 santim civarı olması gerekir ki, bu dahi güvenli sayılabilecek bir değerdir.
Ancak gerçekte durum farklıdır. Geri tepme şoku etkisiyle kendi içinde şıkışarak destek özelliğini kaybeden irca yayı, ilk
bir santimlik mekanizma arkaya deviniminin bu aralığı kapatması neticesinde etkinliğini kazanıp, en az üç dört kilo yükle
geri tepen aksam üzerinde durdurucu etkisini başlatacak, namlu içindeki dolunun tamamen çıkıp gitmesinden sonra
kazanılmış moment ve kalan gaz basıncına yenilerek mekanizma arkaya hareketine izin verecektir.
Görülmektedir ki...
Tahliye kanallarından alınan gaz basıncının güç kaybı gibi bir etkisi hiç yoktur.
Olsa bile... Hesapla bulunan 1/5000, haydi olmadı 1/3000 açık alan kıyasıyla, dolu ileri devinimi namlu içinde yavaşlamış
dahi bulunsa...
Herkesin malumu olduğu üzere, barut hakkının tamamı standart en uzun namlu içinde dahi yanmamakta, bir kısmı
dışarı atılmaktadır. Ağız alevi ve sesin büyük ölçüde sebebi bu oluşumdur.
Namlu içinde yavaşlayan dolu, bu zaman içinde daha çok miktar barudun yanmasına, bunun neticesinde daha yüksek
ilk hız kazanımına neden olacaktır.
Yani, gazlı tüfeklerde beklenen, daha az değil daha çok ilk hız ve vuruş enerjisi olmalıdır...
Neye niyet... Neye kısmet...
Netice-i kelam...
Gazlı tüfeklerde güç kaybı yoktur... Aksine inananlar bir an önce bu vehimden kurtulmalıdırlar.
Saygılar.
-
Selamlar muhterem arkadaşlar,
Gazlı tüfeklerde güç kaybı vehimi, ülkemizde, üreticiler indinde bile, nedense, gündemden hiç düşmeyen bir konudur.
Gaz basıncını namludan küçük çıkışlarla kilit açma mekanizmalarına yönlendirme düşüncesi, yivli tüfeklerde, geçen
asrın ilk yıllarından da önce başlamış bir uygulamadır. O zamanın kara barutlu fişekleri. tahliye kanallarını çok kısa
sürede tıkadığı, korozyona yol açtığı için fazla tutulmamış, bu şekilde otomatik dolumlu piyade tüfeklerinin gelişmesi bayağı
ertelenmiş, hatta Almanya gibi bazı ülkelerde, bu nedenle, askeri tüfek talepleri arasına "Namluda delik olmama" zarureti
getirilmiştir.
Zaman içinde barut teknolojisinin gelişimiyle gazlı sistemler kullanılmaya başlanmış, Newton fiziği üyarınca yapılan
basit hesaplarla mekanizma devrelerine aktarılan barut gazının, tabir caizse "Atık gaz" niteliğinde olduğu ordonat
yetkililerine anlatılarak tasvipleri paralelinde bugün çok kullanılan gazlı piyade tüfeklerinin çağı başlamıştır.
Yivsiz tüfeklerde, gaz tahliye çıkışlarının, barut artığı, küçük saçmalar, keçe ve sair ıvır zıvırla tıkanmasını önleyen
plastik tapaların gelişimiyle aynı sistem, geçen asrın ortalarından itibaren kullanım görmeye başlamıştır. O zamana
kadar pazar hakimi olan Browning A5 ve klonlarının "Uzun geri tepmeli" çalıştırma sistemi, daha ucuz ve etkin bu
yaklaşımla giderek pazardan çekilmiş, kaybolmuştur.
Yivsizlerde gazlı düzenin ilk yapımcılarından "Remington" un başlangıç modeli patentinde, "Yapılan araştımalar neticesinde,
kullanılan barut türlerinin büyük çoğunluğuyla namlu ilk yirmi ile yirmibeş santım ilerisinde, gaz basıncının itiş etkisinin
takribi yüzde sekseninin elde edildiği, bu nedenle her tür dolu için bu mesafeden mekanizma kilit devrelerine alınacak
gaz niteliklerinin görevini kusursuz yapacağı" ifadesi yer almaktadır. Sözkonusu söylem, uzun araştırma ve deneylerin
sonucudur.
Bugün de bu görüş büyük oranda geçerlidir. Namlu içi ilk yirmibeş santim önünde, barut gazı itiş gücünün yaklaşık
yüzde seksenini kazanmaktadır. Kalan mikdar takribi yüzde yirmi, normalde altmışbeş santımlık bir namludan artakalan
öne uzunlukta, 12 Ga. namlu çapıyla 230 santimetre karede, 2.5 milim çaplı iki tahliye kanalı alanı 0.03 santimetre kare;
0,000125 (1/8000 civarı) oranlı kapalı ve açık alan kıyaslı ortamda işlevini sürdürmektedir.
Çok müşkülpesent düşünürler için bu oranın 1/3000 olduğu varsayılırsa, tahliye kanallarına kadar gelen dolunun, orada
"Zınk!" diye çakılıp gazın tamamının aşağı gidişine seyirci olduğu düşünülse dahi , mesela 450 m/saniye kazanılmış ilk
hızın bu oranda kaybı; Ancak 1.35 m/saniye civarı olacaktır.
Ki gerçek böyle de degildir. Gazın çok küçük bir kısmı tahliye kanallarına sevkedilirken, büyük kısmı mesela 36 gram gelen
dolunun ileri sürüm işlevinde mesaiine devam halindedir.
Mekanizma grubunun ortalama ağırlığı 600 gram civarıdır.
Aynı birimin geri giderek kilitten kurtulma mesafesi de yaklaşık bir santimdir.
Newton üçüncü formülünden neşet eden; "Mekanizma ağılığı x mekanizmanın dolu namludan çıkıp gittiği zaman içindeki
aldığı yol= Dolu ağırlığı x dolunun namlu sonuna kadar gideceği yol x fişek taban alanı/namlu iç çap vüsati " eşitliğiyle, bir
santim geri kilit açılma aralığı sonuna kadar seyahatin bitişinde, dolunun, namlu içi tahliye kanalları ilerisinde yaklaşık 22
santime ulaşacağı hesaplanabilmektedir. Yani, 25+22= 47 santim namlu içinde barut gazı tamamen kapalı bir ortam
içinde devinim vermektedir. Bu vukuat sırasında mekanizma geri getirme yayı, eylemsizliği ile kendi içinde çok az sıkışıp
gerekli parçalara destek özelliğini kaybettiğinden, geri tepen parçalara durdurucu etki verebilme kabiliyetinde değildir.
65 santimlik namlunun kalan , en fazla 25 santiminde sözkonusu kapalı açık alan oranı, gerçekte 1/15000, karamsar
yorumcu için, haydi onunda üçte biri; 1/5000, bu değerin 450 m/saniye ilk hıza kıyası, takribi, 0.9 m/saniye civarı olsa
gerektir.
Ki gerçekte oluşum böyle de değildir.
Kilit açıldıktan sonra mekanizma grubu, tamamen basit geri tepmeli düzende devinim vermektedir. Yani, fişeğin arkaya
itişine karşı koyan, aksam ağırlığı olarak yalnızca takribi 600 gramlık kütlenin eylemsizliğidir. Bu birimin dolunun namludan
çıkıp gitmesi için gerekli, kalan yirmibeş santim öne mesefede, fişek arka kısmının çıplak olarak dışarı taşırabileceği
uzunluk 2 santim civarı olması gerekir ki, bu dahi güvenli sayılabilecek bir değerdir.
Ancak gerçekte durum farklıdır. Geri tepme şoku etkisiyle kendi içinde şıkışarak destek özelliğini kaybeden irca yayı, ilk
bir santimlik mekanizma arkaya deviniminin bu aralığı kapatması neticesinde etkinliğini kazanıp, en az üç dört kilo yükle
geri tepen aksam üzerinde durdurucu etkisini başlatacak, namlu içindeki dolunun tamamen çıkıp gitmesinden sonra
kazanılmış moment ve kalan gaz basıncına yenilerek mekanizma arkaya hareketine izin verecektir.
Görülmektedir ki...
Tahliye kanallarından alınan gaz basıncının güç kaybı gibi bir etkisi hiç yoktur.
Olsa bile... Hesapla bulunan 1/5000, haydi olmadı 1/3000 açık alan kıyasıyla, dolu ileri devinimi namlu içinde yavaşlamış
dahi bulunsa...
Herkesin malumu olduğu üzere, barut hakkının tamamı standart en uzun namlu içinde dahi yanmamakta, bir kısmı
dışarı atılmaktadır. Ağız alevi ve sesin büyük ölçüde sebebi bu oluşumdur.
Namlu içinde yavaşlayan dolu, bu zaman içinde daha çok miktar barudun yanmasına, bunun neticesinde daha yüksek
ilk hız kazanımına neden olacaktır.
Yani, gazlı tüfeklerde beklenen, daha az değil daha çok ilk hız ve vuruş enerjisi olmalıdır...
Neye niyet... Neye kısmet...
Netice-i kelam...
Gazlı tüfeklerde güç kaybı yoktur... Aksine inananlar bir an önce bu vehimden kurtulmalıdırlar.
Saygılar.
Öncelikle açıklamanız için çok teşekkür ederiz.. Ama kafalarda Kinetik Gazlıdan üstün işte vay efendim üst alt çifte bunların hepsinden üstün gaz kaçağı yok ( sanki piknik tüpü silah ) vs gibi batıl inanışları atlatamıyor bu toplum inanılmaz testler yapılmasına ve teknik olarak açıklanmasına rağmen..Ben bunu insanların avda vuramadığında veya başka nedenler olduğunda suçu silaha fişeğe bulmasından kaynaklanıyorum halbuki dipçik ayarı tetik çekme mesafesi cast pitch vs ayarlarından çoğu kişinin haberi yok adam silah alıyor tetik çekme 38 cm vuramıyor silah yakmıyor :D vurmuyor oluyor vs gibi şehir efsaneleri .. Sonra gidip tesadüfen 35 cm tetik çekme mesafesi olan bir silaha geliyor adamın tetik mesafesi 35 cm diyelim hele kinetik is offf bak nasıl vuruyorum bak işte gazlı vurmuyor gibi söylemler oldukça yoğunlukta özellikle yeni başlayan avcılara silah tavsiye ederken kinetik al daha güçlü diyen bir grup mevcut sosyal medya üstünde yıllardır gazlı silahla avlanıyorum sezon boyunca temizlemiyorum gaz tahliye odalarını çamur su kar buz yağmur içinde avlandığım oluyor hiçbir zaman yarı yolda bırakmadı..Silah işi kişisel meseledir ben ağır gramaj seven bir insanım yazın bile 30 g altına düşmem zaten olması gereken bu hem atış konforu hemde tepme bakımından kesinlikle herzaman gazlı derim
-
Selamlar
Böylesi ayrıntılı ve teknik açıklamaları ile birlikte bu gazlı mı? Yoksa kinetik mi? Konusunun bu kadar güzel açıklanabildiğini ilk defa görüyorum.Ellerinize sağlık.Hep hayıflanırdım bazı konularda teknik bilgi ve sağlam görüşleri almak için sürekli yurtdışı sitelerini okurdum.Ama böylesi bir açıklama onlardan daha güzel.
Teşekkürler
Saygılarımla
+1 ders niteliğinde bir yazı elinize sağlık
-
Değer verip okuyan, görüş bildiren arkadaşlara çok teşekkürler.
Saygılar.