TURKIYE AVCILARI VE ATICILARI FORUMU
GRUPLARA DAHiL OLMAYAN BÖLÜMLER => AVCILAR KIRAATHANESİ => Konuyu başlatan: vezy35 - 14 Ekim 2006, 10:48:04
-
FIKRALAR,MiZAH ve KARiKATÜRLER
-
MAYMUN ASKINA
Temel, Fransiz ve ingiliz'in bindikleri gemi
batmis.Günlerce aç susuz kaldiktan sonra bir adaya çikmislar.Tam kurtulduk
diye sevinirlerken bir dolu yamyamyn bas uçlarinda belirdigini görmüsler.Yamyamlarin niyetinin kötü oldugunu gören kazazedeler :
- Ne olur bizi yemeyin, diye yalvarmislar.
Kral yamyam :
- Sizleri bir teste tabi tutacagizz, en basarili
çikani affedecegiz. Her birinizi birer kulübeye hapsedip birer maymun verecegiz. Bir yil sonunda
en cok yavru maymun dogurtaniniz kurtulacak, demis.Kulubeler hazirlanmis, maymunlar konulmus, kapilar sikica kapatilmis Hergün kapi altindan
yemekler gönderilmis. Birinci yilin sonunda kapilarin açilma zamani gelmis.
Ilk olarak Fransizin kapisi açilmis. Üç tane yavru maymun oradan oraya zipliyor. Fransiz pestili çikmis bir durumda. Ikinci olarak ingilizin kapisi açilmis. O da harap
durumda ama bes tane yavru dogurtmus.
Son olarak Temel'in kulubesine giderken yamyam
hokomoko :
- Bu Türkler uçkurlarina çok düskün millettir. simdi kapiyi açacagiz en azindan on yavru üzerimize atlayacak demis.Kapi açilmis ama ne görsünler Temel bir kösede kös kös oturuyor., Temel'e verilen maymun harap durumda, ortada da sadece bir yavru var ama onun da
bir gozu var bir gozu yok, kafasi gövdesinden büyük, kisacasi tam bir hilkat garibesi!
- Ne lan bu!, demis hokomoko...
Bir yilda dogurta dogurta sadece bunu mu dogurttun?
- Ulan serefsizler, demis Temel.Vermissiniz yanlislikla erkek maymunu, bunu
buldudugunuza şükredin!
-
AVCI TEMEL DAYI
Hamsiköy'lü temel dayı ava çok meraklıymış, sabah akşam kahvede gençlere av maceralarını anlatırmış. Yine bi akşam (rakıyı da fazla kaçırınca) :Uyyy haçen pen size askerluimi efrika melmeketün'de yaptiumi demuşmiydum uşaklar? Diye başlamıııış anlatmaya... "Bircün canim sıkıldi, cidüp bi kaç aslan furayrum da, uşaklara cötüreyüm postlarinü dedum elümde tufek daldum ormana yürüdüm yürüdüm birde ne göreyrum? Bi aslan celiyur amma mübarek pen diyeyum fil siz deyun gergedan daaaaaaaa. Tüfeği doğrilttum çaaaatt ula tüfekde gurşin yok, neyse attim elimü cebüme dedum çakıynan furium oni, uuuyyyy ulaaaa çakıda yok yaturdim aslanı yere pi ayauni pi omzuma opir ayauni opir omzuma", (temel dayı burada uyanır biraz dozu kaçırdığına ama ne yapsın gelmiştir artı buraya kadar mecbur bitirecek), gençler "eeeeeeeeee" deyince, "haçen ne yapayım ferdum *aragı ferdum *aragı".
-
Hollywood'un yüzlerce kez işlediği; "uçakta pilotlar ölür ya dabayılır, yolculardan biri merkezden telsiz talimatıyla uçağı indirir"klişesinin uyarlanmış hali.
ABD de olur da Türkiyem de olmaz mı yurdum insanı el atmış mevzuuya.
Aloo, aloo, abi ben kamil koc istanbul-ankara otobüsünden arıyorum.kaptan molada içkiyi fazla kaçırdı herhalde, uyuyor şimdi.
Evlat sakin ol, muavin orda mı?
Hayır, otobüste değil, tanrım ona ne olduğu konusunda hiçbir fikrimyok!
Tamam evlat, hiç korkma, sizi kurtaracağız. şimdi şoförü yavaşçakoltuktan yana çek, sen oturacaksın onun
yerine.
Ama onu yana çekersem düşer, kendinde değil!
Düşsün pez....k ! Oraya senin oturman lazım.
Tamam, oturdum. şimdi ne yapmalıyım?
Dreksiyonu tut, ne çok sıkı ne çok gevşek.
Tuttum. çok eğlenceli görünüyor ehu !!!
Evlat, ciddi ol, 40 yolcunun hayatı senin elinde. şimdi; önündeki paneldebir çok gösterge var değil mi? tam ortadaki büyük olana bak, neyazıyor orda?
Bismillahirrahmanirrahim.
Hayır göstergenin üstündeki yazıya değil göstergeye bak! hız göstergesine bak, kaçla gittiğinizi görebiliyor musun?
Sıfır.
Nasıl sıfır? dikkatli bak.
Sıfır, gerçekten sıfır. ölecek miyiz?
Otobüs duruyor mu gidiyor mu bunu söyle bana seni kuş beyinli!!!
Duruyooor...
Kalk si.... r git !!! Eşşoğlueşşek!!!Bize de panik yaptırdın. şoför uyanınca devam edersiniz
-
Kızılderililerin genç reisi 18 yaşına geldiğinde canı kadın ister. Kabilenin büyücüsüne gider, der ki:
- "Oturan Boğa kadın ister." Büyücü:
- "Oturan Boğa ormana gitsin, üzerinde delik olan bir ağaç gövdesi bulsun ve onun üstünde eğitim yapsın, hazır olunca gelsin."
15 gün sonra reis geri gelir. Der ki:
- "Oturan Boğa hazır."
Büyücü de kabiledeki en güzel kızı ona verir. Reis alır kızı çadıra girer.
- "Öne doğru eğil" der. Kız eğilince, kızın kıçına sıkı bir tekme vurur. Kız çığlık atarak bunu niçin yaptığını sorar. Genç reis şöyle cevap verir:
- "Oturan Boğa akıllandı, önce yaban arılarını kontrol!"
-
Juan, motosikleti ile Meksika sınırına gelir.
Arkasındaki iki büyük çantayı gören sınır polisi şüphelenir ve içinde ne olduğunu sorar .
Juan, "Yalnızca kum" diye yanıt verince, polis;
"Aç bakalım çantaları" der.
Juan çantaları açar, polis didik didik kontrol etmesine rağmen kumdan başka birşey bulamaz çantada !
Bununla yetinmeyen polis, gece yarısına kadar kumu her tür tahlilden geçirtir ancak saf kumdan başka birşey yoktur!
Polis, çantalarını Juan'a geri verir ve sınırdan geçmesine izin verir.
Ertesi gün Juan Motosikletinin arkasında iki büyük çantayla tekrar sınırda belirir. Polis Juan'ı gene durdurur, didik didik arar, birşey bulamaz ve Juan'ı serbest bırakmak zorunda kalır.
Bu olay, polis emekli olana dek yıllarca devam eder !
Bir gün emekli polis Meksika'da bir barda otururken Juan'ın içeri girdiğini görür ve derhal yakasına yapışır;
"Senin yıllardır birşeyler kaçırdığından eminim. Çıldıracağım .Geceleri uyku uyuyamıyordum senin yüzünden. Lütfen anlat bana ne kaçırdığını. Aramızda kalacağından emin olabilirsin."
Juan gülümseyerek yanıtlar, "Motosiklet"
DETAYLA BOĞUŞURKEN ÖZÜ KAÇIRMAYALIM :)))))
-
Matematik öğretmeni ilkokul çocuklarına sormuş:
- "Ağaçta 5 kuş var,birini vurdum, kaç kaldı?"
Biri hemen atılmış:
- "Hiç kalmaz ! Çünkü sesten hepsi uçar."
Öğretmen bunun üzerine kızmış:
- " Olmaz öyle şey, bu matematik dersi ; 5 taneden biri vurulursa 4 tane kalır... Ama tarzını
beğendim..."
Çocuk fena hırslanmış," Ben de birşey sorabilir miyim? "
Sor bakalım demiş öğretmen.
Çocuk:
- " 3 kadın dondurma yiyiyorlar. Birisi ısırarak, birisi yalayarak, birisi de emerek yiyiyor. Bunlardan hangisi evli?"
Öğretmen kızarıp bozarmış, sonunda "Emen mi?" demiş.
Çocuk cevabı yapıştırmış:
- "Yoo, parmağında alyans olanı. Ama tarzını beğendim."
-
Amirim, adam suçunu itiraf etmiyor.
-Biraz zorlasaydınız??
-Çok zorladık efendim ama kar etmedi.
-Aynı soruları tekrar tekrar sordunuz mu?
-Evet
-Aralıksız hiç durmadan suçladınız mı?
-Evet
-Alakasız konularla bağlantı kurup adamı aşağıladınız mı?
-Evet
-Kaç saattir sorguluyorsunuz?
-2 gündür
-Allah allah nasıl dayandı peki?
-Adam evli, efendim .
-
Adam trene biner ve oturacak yer bulamayınca zavallı gördüğü bir ihtıyara, Amca ordan kalk ben oturacağım, der.
Amca da, adama iyice bir bakar süzer ve neden, sen kimsin ki, der.
Adam sinirlenir ve ben binbaşıyım, sen kimsin, der.
Amca sorar, peki ondan sonra ne olacaksın, der. Adam, yarbay der.
Peki sonra, albay, tümgeneral, orgeneral diye sıralar.
Amca, peki ondan sonra, diye sorar.
Adam, emekli der.
Amca son noktayı koyar; - İşte ben de O' yum binbaşım der.
-
Adamın biri, bir bankaya girmiş ve bankadaki görevli kadına;
"......ına kodumun bankasında, boktan bir hesap açtırmak istiyorum" demiş.
Kadın bir anda böyle bir laf beklemediği için şaşırmış ve afallamış...
-"Afedersiniz, anlayamadım tekrar eder misiniz?" demiş.
Bunun üzerine adam;
".......ına kodumun bankasında, boktan bir hesap açtırmak istiyorum".
Kadın yine çok bozulmuş ve;
-"Aman beyefendi sözlerinize dikkat edin lütfen ve lütfen ne istediğinizi kibarca söyleyin" demiş.
Neyse adam da hiçbir değişme yok. Aynı lafı tekrar takrar söylemiş...
En sonunda bankadaki kadın dayanamamış ve;
-"Ben, sizi müdürümün yanına götüreyim,derdinizi ona anlatın" demiş.
Müdürün yanına gitmişler. Adam gene aynı şekilde müdüre isteğini iletmiş.
Müdür;
-"Beyefendi elemanım son derece haklı. Bu şekilde konuşursanız, korkarım size yardımcı olamayacağım.
Lütfen bu şekilde konuşmanızın nedenini anlatır mısınız?" demiş.
Bunun üzerine adam;
-"Azına sıçtımın sayısal lotosundan, en büyük ikramiye bana çıktı ve bunu,
........ına kodumun bankasında,boktan bir hesap açtırarak değerlendirmek istiyorum" demiş...
Bu lafı duyan müdür, eliyle bankadaki bayanı işaret ederek,
yüksek sesle adama;
- "Ve bu .........pu size yardımcı olmuyor haaaaa...?
-
>Temel ateistmis. Birgün ormanda gezerken etrafina bakinmis ve ""Hersey ne
>kadar tesadüf eseri olusmus"" diye düsünürken birden arkasindan gelen sesle
>irkilmis. Arkasina dönüp baktiginda büyük bir ayinin kendisine hizla
>yaklasmakta oldugunu görmüs. Temel kosmus ayi kovalamis. En sonunda Temel
>bir agaç kütügüne takilarak yere düsmüs. Ayida Temel in üstüne atlamis. Tam
>pençesini Temel e vuracakken Temel haykirmis : -""Taaaanriiiiimmm!"" Bir
>anda hersey durmus. Dünya dönmemis, ayi donup kalmis, dere akmaz olmus.
>Temel aptallasmis bir sekilde ne oldugunu anlamaya çalisirken gökten bir
>isik hüzmesi Temel e dogru yaklasmis ve isiktan bir gelmis: -""Bugüne kadar
>beni hep inkar ettin. simdi sikisinca beni çagirip yardim istiyorsun. simdi
>söyle bana bugüne kadar ben)i inkar edene ben simdi nasil yardim edeyim.""
>Temel iyice aptallasmis bir sekilde: -""Tamam seni bugüne kadar hep inkar
>ettim. simdi de senden yardim istemem anlamsiz. Ama en azindan su ayiyi
>imana getirebilirsin"" demis. Ses ""Peki"" dedikten sonra isik hüzmesi
>kaybolmus. Hersey normale dönmüs. Dünya dönmeye baslamis, dere akmis, ayi
>da elini indirmis. Temel tam ""yırttık"" diye düsünürken ayi iki elinide
>havaya kaldirarak ve söyle demis:
>
>-""Ey Allah'im senin rizkinla orucumu açiyorum. Hamdolsun verdigin
>nimetlere. Amin"""
-
710" NOLU KAPAK
Bir otomobil firmasının servis ve satis "showroom"una bir bayan gelerek "710'lu kapak" aradigini soyler... Saticilar hemen oto yedek parca bölümünden birini oraya cagirirlar ve kadinin talebini iletirler.
Herkes kadina ve birbirine saskinlikla bakar. Hic kimsenin parcayı tanimadigi yuz ifadelerinden belli olur. Kadin ise israrla bunun, arabasinin motorunun bir parcası oldugunu, bir sekilde kayboldugunu ve yenisinin gerektigini soyler.
Bu esnada uyanık bir satici kadina yedek parcanin resmini cizip cizemeyecegini sorar. Sorunun cozulecegi umuduna kapilan kadin hemen kagit kalem isteyerek takriben 8 cm capında bir daire cizer ve icine de "710" yazar...
Islem sonuc verir...
(YEDEK PARÇA OIL YANİ 7IO)
-
salak deiliz deliyiz
Adamın lastiği tam tımarhanenin önünde patlamış,kaldırıma ancak yanaşabilmiş. Sonraki işlem malum... Kriko, stepne, bijon anahtarı derken, birde bunların yanına talihsizlik eklenince,söktügü 4 adet bijon yuvarlanıp yağmur mazgalına düşer.
Mazgal açılır gibi değil, bijonlar görünür gibi değil.Talihsiz sürücü bir sağına bakar, bir soluna bakar, çaresiz duygular içinde kaderiyle başbaşa, kaldırıma çöker.
Olayı en başından beri tımarhanenin demir parmaklıklı penceresinden izleyen bir deli,çaresiz adamın halini bir süre daha acıyarak izledikten sonra seslenir;
- Ulan salaaak! Sen ne yapıyorsun orda öyle ?
- Sorma birader, lastik patladı ve değiştirirken bijonları mazgala düşürdüm.
- Düşündüğün şeye bak! Sök öbür lastiklerden birer tane Sök hepsi 3 bijonlu olsun.
Adam bir lastiklere bakar birde deliye ve hemen işe girişir. Herşeyi tamamlayıp bagaj kapağını kapatan sürücünün aklı deliye takılır.
Arabasına binmeden evvel döner dikkatli dikkatli adama bakar. Akıl hastanesindeki adama seslenir:
-Senin ne işin var tımarhanede? diye sorar
- Biz burada ' delilik'ten yatıyoruz kardeim,' salaklık 'tan değil.
-
kafaya koydum bu sefer sizi güldürecem ;D ;D ;D ;D
Gözlük
Temel uzak doguya gider. 250$ verip bakinca insanlari çiplak gösteren gözlüklerden alir. Takar bakar çiplak, çikarir bakar giyinik. Çok hosuna gider. Ikide bir takip, çikarir. Eve gözünde gözlük gider, bakar Fadime ve sütçü çiplak. Gözlügüçikarir bakar çiplak. Takar bakar yine çiplak. Müthis cani sikilir ve Fadimeye der ki : - Ula Fadime 250$ verdim gözlük aldim ama hemen bozuldu!..
Trabzon'da bir grup laz cok agac kesebilmek icin Amerika'dan motorlu testere getirtmeye karar vermisler. Gerekli baglantilar kurulduktan sonra para odenmis ve birkac tane elektrikli testere alinmis. Garanti kagidinda da gunde enaz 500 tane agac kesecegi belirtiliyormus. Herneyse, bizimkiler koyulmuslar işe. herzaman en fazla agac kesen Temel'mis ve bu kez sadece 50 tane agac kesmis. Dogal olarak herkes sasirmis. Bir sonraki gun Temel zorlayarak sayiyi 100'e cikarmis. Daha sonraki gun aksam Temel yerinden kalkamaz hale gelmiş ama sadece 150 tane agac kesebilmis. Artik bizimkiler Amerika'dan bir yetkili cagirmaya karar vermisler. Yetkili gelmis ve birlikte ormana gitmisler. Amerikali motorun ipini cekip calistirmis ve cikan ses uzerine bizimkiler hep bir agizdan:
- Uyy o ne daa ?
tatbikat
Temel ile Dursun bir gün parasüt tatbikatina katilmislar. Diger parasütçüler
gibi onlarinda uçaktan atlama siralari gelmis ve kendilerini bosluga
salivermisler. Temel in parasütü açilmis ancak Dursun un ki açilmamis.
Dursun Temel e :
- Ula Temel bu meret açilmayi da!..
Temel :
- Ula Tursin yardimci parasüti aç usagum!..
Dursun yardimci parasütü açmaya çalismis fakat o da açilmamis ve
Dursun Temel e :
- Ula Temel bu merette açilmayi.
Temel :
- Bos ver usagum nasul olsa tatbikattayiz...
Temel, Karisi ve Karisinin Asigi
Temel, bir haftaligina gittigi memleketten, haber vermeden erken dönünce karisini evde baska bir erkekle yatakta bulur. Derhal belinde tasidigi tabancasina davranan Temel, yatakta yakaladigi adami alninin ortasindan vurur. Tabancayi tam kendi kafasina dogrultmusken, karisi haykirarak üzerine atlar: - Dur Temel im, kiyma kendine!.. Temel, sinirden titreyerek haykirir: - Sus kaltak, sira sana da gelecek!..
-
Ekonomik kriz yüzünden büyük para problemi olan Temel, çocuk kaçırıp fidye istemeye karar vermiş. Şehrin büyük bir parkında çocuğun birini gözüne kestirmiş. Önce bir not yazmış :
"Çocuğunu kaçırdım.Bunu yaptığım için üzgünüm ama kusura bakma çünkü gerçekten paraya ihtiyacım var. Yarın sabah saat 7'de falanca parktaki filanca
ağacın altına bir siyah çantada 5 milyar getir.
İmza: Laz." Çocuğun yanına gitmiş, notu çocuğun ceketinin iç cebine koyup, doğruca evine gitmesini ve notu babasına göstermesini söylemiş.
Ertesi sabah parka geldiğinde söylediği ağacın altında, söylediği renkteki çantada içinde 5 milyar olan emaneti bulmuş. Paraların yanında bir de not varmış
"Paran purada ama bir Laz hemşehrisine nasıl peyle bir şey yapar
inanamayrum."
-
papağan
Adamın biri, papağan almak ister. Gittiği dükkândaki papağanları
sırayla inceler.1.kafeste rengarenk, pırıl pırıl tüyleri olan
papağanı beğenir. Etiketinde 5.000 dolar yazılıdır.
Dükkan sahibine sorar. “Bu kuş niye bu kadar
pahalı?”
Dükkan sahibi “Bu papağan tam 7 dil biliyor, onun
için”. Adam
başka bir kafeste bembeyaz şahane bir kuş daha görür. Hem de
10.000
dolarlık. Yine sorar. Meğer bu kuş anayasayı ezbere okurmuş da
ondan. Adam bir bakar en köşede ki kafeste, tüyleri dökülmüş ve kararmış yaşlıca bir kuş var. Ama o da ne tam 50.000 dolar. Peki
der bu perişan haldeki kuşun nesi var.
Dükkan sahibi “ Vallahi birader, bu kuşun nesi var biz de
bilmiyoruz. Ama öteki papağanlar sabahları buna günaydın üstat
diyorlar.”
(anlaya anladı) ;D ;D ;D ;D ;D ;D
-
Temel ve Sevgilileri
Temel in 3 tane sevgilisi vardir.Biri ögretmen, biri doktor, biri de santralcidir.
Fakat ögretmenle evlenmeye karar verir. Bunu bilen arkadasi sorar "Niye
ögretmen de digerleri degil?" diye. Temel de ona döner:
-Ula der, bilmez misin doktorlar "bugün git yarin gel" der, santralci de "su an
mesgul daha sonra tekrar deneyin" der. Ama ögretmen ne der? Hadi bir daha
tekrarliyalim...
Alıntı sahibi: adem birinci üzerinde Aralık
-
Temel ile Dursun Amerika da yasarlarken paralari bitmis ve bir banka soymayi
kafalarina koymuslar. Gece yarisi olmus, Dursun ve Temel kapilari açip içeride
kasalari aramaya koyulmuslar. Temel bir kasa görmüş, açmislar ve içinden bir
kase muhallebi çikmis. E bu kadar ugrastik bosa gitmesin demisler ve bunu
Temel afiyetle yemis. Daha sonra bir kasa daha görmüsler ve onu da açmislar
bir kase muhallebi daha. Bunu da Dursun yemis. Tabii ikisi de sasirmis koca
bankada nasil para olmaz diye ve orayi terk etmisler.
Ertesi gün gazetelerde manset : "Dünyanin en büyük Sperm Bankasi soyuldu!.. ;D ;D ;D ;D ;D 8)
-
Adamın biri sevgilisiyle sinemaya gitmiş .. Adamda akşam kuru fasulyeyi iyice yemiş
Sevgilisine ayıp olmasın diye kulağına yavaşça sevgilim kuşu yuvadan salıyımmı demiş sevgiliside sal demiş.
Yine ikinci defa aynısını demiş. neyse üç dört derken beşincide yine sevgilim kuşu yuvadan salıyımmı demiş. Sevgiliside sal demiş
arkadan adamın biriside kokudan zafiyet geçirmekte iken adama dönerek o kuşu bidaha yuvadan salarsan ''yuvanı dağıtırım demiş'' :D :D :D :D
-
kız evlenmiş annesi aradan biraz zaman geçince ziyarete gitmiş. Kızına sormuş kızım kocanla aran nasıl o da iyi ama arada bir içki içyor demiş.Anne kızım kocana sahip çık bırakır demiş. Aradan biraz zaman daha geçmiş anne sormuş kocanla aran nasıl? kız anne bu seferde kumara başladı demiş kadın kızım kocana sahip çık bırakır demiş. Biraz zaman sonra kadın tekrar sormuş. Kız anne hepsi var içki, kumar, hovardalık bıktım artık demiş. Kadın yine kocana sahip çık diyerek gitmiş. Epey bir zaman sonra kız anne kocam içkiyi bıraktı demiş. Annesi ben sana demedimmi demiş. Daha sonra kızı anne kocam kumarıda bıraktı demiş . Annesi ben söyledim sana kocana sahip çık demiş. Kısa bir zaman sonra anne kızına gine sormuş kocanla aran nasıl? Kız anne içkiyi, kumarı, hovardalığı bıraktı demiş. annesi ben söylemedimmi demiş. Kız anne ama AVCILIĞA başladı demiş. Annesi kızım şimdi annnnnnnnnnn kini gördün onu ölünce bırakır.
-
Bir şirkette genel müdür olarak çalışan bir adam, eksiksiz bir sağlık kontrolünden geçmek üzere doktora gider. Doktor, hastaneye yeni bir bilgisayar sistemi aldıklarını ve bu sistem sayesinde küçük bir idrar tahlili ile "full check up" yapabildiğini söyler. "Harika" der bizim genel müdür de, "başlayalım öyleyse". Doktor, adama bir cam kavanoz vererek idrar için tuvalete gönderir. Bizim adam bir süre sonra, kavanozu dolu olarak geri getirir. Doktor, kavanozdaki numuneyi bilgisayara bağlı küçük bir konteynere döker. Bilgisayar ilginç sesler çıkartarak çalışır ve bir süre sonra yazıcısından uzunca bir döküm alınır. Doktor yazıcıdan gelen çıkışları uzun süre incelemeye koyulur. Adam dayanamayıp sorar: "N'oldu doktor, bir terslik mi var?", "Bilgisayarın verdiği sonuçlara göre.." der doktor; "bir terslik yok, ama tenisten mütevellit sağ bileğinizde bir kavis oluşmuş". "Yapmayın doktor" der bizim adam, "ben meşgul bir adamım; ne tenis ne de golf oynarım. Bütün bunları yapacak vaktim yok; nasıl olur da sağ bileğimde tenis oynamaktan bir kavis oluşur?". Bunun üzerine doktor, bilgisayarın şimdiye kadar hiç yanılmadığını, asla hata yapmayacağını söyler ve "ancak" der; "içinizin rahat etmesini istiyorsaniz, bu steril kavanozu yanınıza alıp eve götürün. Sabah kalkar kalkmaz da lütfen test için gerekli idrarı yapın. Sonra, doğruca buraya gelin, sizden ekstra bir ücret almadan testi yineleyelim". Bizim adam, "tamam" der ve arabasına atlayıp evin yolunu tutar. Bilgisayarın koyduğu teşhis canını sıktığı icin, bilgisayarlara hiddetlenir. Bütün dünyayı bu aptal makinelerin ele geçireceğini düşünür ve hiddeti daha da artar. Eve vardığında, bilgisayarın "aklını başına getirmeye" karar vermiştir. Arabadan iner inmez, kavanoza biraz idrar yapar ve sonra da; arabasının kaputunu açıp karterden bir kaç damla motor yağı alıp kavanozun içine damlatır. Eve girince de olup biteni karısıyla kızına anlatır. Onlardan da kavanoza bir miktar idrar yapmalarını ister. Onlar da bizimkinin isteğini yerine getirirler. Ertesi sabah, bizim genel müdür uyanır uyanmaz eline bir playboy alip bilgisayar için tasarladığı son hinliği yapmak üzere, kavanozuyla birlikte tuvalete girer. 15 dakika sonra tuvaletten çıktığnda yüzünde mutlu bir gülümseme vardır. Doğruca hastanenin yolunu tutar. Doktor, kendisini selamlayıp nasıl olduğunu sorar. Yüzünde hin bir gülümseme ile, "iyiyim doktor, iyiyim" der bizim adam. Doktor, bir yandan kavanozdaki numuneyi bilgisayarın konteynerine dökerken; bir yandan da, "formunuzda gözüküyorsunuz bu sabah" der. Az sonra bilgisayar yeniden tuhaf sesler çıkarmaya başlar. Birkaç dakika sonra da uzunca bir kağıt çıktısı gelir yazıcıdan. Doktor, bilgisayardan gelen belgeyi titizlikle incelerken, bizim adam "bakalım senin bilgisayar bugün ne diyor doktor?" der, sinsi sinsi gülümseyerek. "Hımm..." der doktor "Bilgisayarımıza göre, arabanızın yağ değişim zamanı gelmiş, kızınız hamile, karınız da bel soğukluğuna tutulmuş. Ayrıca, tuvaletlere girerken yanınıza böyle ha bire Playboy almaya devam ederseniz, bileğinizdeki kavis daha da kötüye gidecek".
-
ÇOCUK KEKEMEDİR ÖĞRETMEN TAHTAYA KEDİ SÜTÜ İÇ YAZAR ÇOCUĞA OKU OĞLUM BUNU DER COCUK TEDİ TÜTÜ İT DER ÖĞRETMEN KIZAR BİRDAHA OKUMASINI SÖYLER ÇOCUĞUN CANINA TAK ETMİŞTİR VE HAYKIRIR ANATINI TİTTİMİN TEDİTİ İT AYTIK TU TÜTÜ DER......NASİİİİ FIKRA AMA.
-
(http://img340.imageshack.us/img340/8264/normal01571450x312gw3fz3.jpg)
-
(http://img249.imageshack.us/img249/3521/avc305vekpeknl0.png)(http://img512.imageshack.us/img512/3988/31ao5.jpg)(http://img473.imageshack.us/img473/3870/35ta1.jpg)(http://img473.imageshack.us/img473/1697/teslim1cq8.jpg)(http://img473.imageshack.us/img473/9005/20000930iv1.gif)(http://img473.imageshack.us/img473/3471/sek121mk1.jpg)(http://img473.imageshack.us/img473/1516/sek111km1.jpg)(http://img246.imageshack.us/img246/3616/20010312cv9.gif)(http://img512.imageshack.us/img512/6678/20001026pt7.gif)(http://img473.imageshack.us/img473/6326/20001115wl5.gif)(http://img246.imageshack.us/img246/3827/20001124ny3.gif)
-
Kadınları Anlamak
Adamin biri California'da bir kumsalda yururken ayagi eski bir lambaya takilmis, adam lambayi kumlarin icinden cikarmis. Dalgasina "Belki cin cikar" deyip ovalamis lambayi, harbi harbi cin cikmis. adam cok sasirmis, cin baslamis konusmaya "Tamam, tamam.Beni lambadan kurtardin vs..." "Bu, bu ay icinde dorduncu cikarilisim ve bu isten sikilmaya basladim bu yuzden 3 dilegi unut. Sadece 1 dilek hakkin var!" Adam oturmus ve bir
sure dusunmus ve "Her zaman Hawaii'ye gitmek istedim ama ucaktan korkarim ve deniz beni cok tutar.Benim icin Hawaii'ye bir kopru yap boylece arabayla oraya gidebileyim" demis. Cin gulmus ve "Bu imkansiz. Bu isin lojistigini dusun! Koprunun ayaklari nasil Pasifik'in dibine ulasabilir? Ne kadar beton gerektigini, ne kadar celik gerektigini dusun. Hayir,baska bir dilek dusun" demis. Adam tamam demis ve gercekten guzel bir dilek dusunmeye baslamis. En sonunda, Dort kere evlendim ve bosandim.Butun karilarim her zaman duyarsiz oldugumu ve onunla ilgilenmedigimi soylerdi. Bu yuzden, kadinlari
anlayabilmeyi diliyorum...Nasil hissettiklerini ve neden agladiklarini,bir sey soylemedikleri zaman gercekten ne istediklerini... onlari nasil gercekten mutlu edebilecegimi bilmek istiyorum..."
Cin cevap vermis: "Köpru iki şeritli mi olsun dört şeritli mi...???
-
Görüyorum
Amerikan Delegesi Hanımefendi kürsüye gelmiş..
"Geçen yılın kararlarını aynen uyguladım.Eve gider gitmez kocama:
'Bundan sonra temiz çamaşır istersen kendi çamaşırını kendin yıka. İste >makine orda..' dedim.
İlk gün bir şey görmedim.İkinci gün birsek görmedim.Üçüncü gün bir
baktım, makinenin başında sadece kendi çamaşırlarını değil, benimkileri de yıkıyor."
Alman Delegesi söz almıp, arkasından..
"Ben de kararımız gereğince kocama: 'Bundan böyle temiz tabakta yemek istiyorsan kendi bulaşığını kendin yıka' dedim..
Birinci gün bir şey görmedim. İkinci gün bir şey görmedim. Üçüncü gün baktım, makinenin başında sadece kendininkileri değil, benim bulaşıklarımı da yıkıyor."
Üçüncü konuşmacı bizden feminist kardeşimiz.. "Türkiye'ye döner dönmez kararımız gereğince kocamla konuştum. Ona dedim ki: 'Bundan böyle yemek yemek istiyorsan, kendin pişirmen gerekecek. İşte mutfak orada..'dedim.
Birinci gün bir seç görmedim. İkinci gün bir sey görmedim.Üçüncü gün sol gözüm biraz açılır gibi oldu, hafiften görmeye başladım.
-
DAVAYI KAYBEDECEĞİZ
12 yasinda bir cocuk bir kadina tecavuz etmekten yargilaniyormus. Ustelik cocugun avukati da bayanmis.
Mahkemede bayan avukat, cocugun pipisini disari cikarip eline almis ve sallayarak :
- Hakim bey, bu cocuk bu ufacik pipisiyle bu kadina nasil tecavuz edebilir?
Tam bu sirada cocuk avukatin kulagina egilerek fisildamis :
- Avukat hanim biraz daha sallarsaniz davayi kaybedicez!
-
Hızlı İnek
Adamın biri otomobiliyle şehirler arası yolda gidiyormuş yol kenarında bir köylünün otostop yaptığını görmüş, yanında bir inek olan köylü geçen araçlara durmaları için el ediyormuş. Durumu merak eden adam köylünün yanında durmuş;
-Hayırdır hemşerim,ne tarafa gideceksin?
-ilerdeki kasabaya kadar beyim,
-iyi ama bu inek ne olacak?
-o önemli değil beyim arka tampona bağlarız o gelir.
Bu duruma pek aklı yatmayan adam köylünün durumuna acıyarak onu arabaya almış. İneği ise köylünün dediği gibi arka tampona bağlamışlar. Araba yavaş yavaş ilerlemiş. Adamın hızlanmaya çekindiğini anlayan köylü;
-Sen yürü beyim o gelir. demiş
Bunun üzerine adam hızlanmaya başlamış. 20,30,40 bakmış inek gerçekten geliyor. Adam şaşırmış, 50, 60, 70 bakmış hala geliyor ve inekde hiçbir yorgunluk belirtisi yok. Artık şaşkınlığı iyice artmış ve sinirlenmeye de başlamış. Öyleya sonuçta bir inek ne kadar hızlı koşabilirki.
Derken adam iyice hızlanmış. Kilometre 120 yi gösteriyor. Dikiz aynasından ineğe bir
bakmış ve gülümseyerek köylüye dönüp;
-Senin inek yoruldu herhalde baksana dili dışarda.
-Ne tarafa çıkarmış dilini.
Buna dikkat etmeyen adam tekrar bakar ve sol tarafa der. Bunun üzerine köylü kendinden emin bir tavırla;
-O yorgunluktan değil, seni sollayacak da sinyal veriyor...
-
:D :D :D :D :D :D :D
:D :D :D :D
:D :D
:D
-
:D :D :D
-
emeyinize saglik bayagida guldum ya saygilar
-
http://www.avlakforum.com/forum/index.php?topic=9805.0
-
TEMEL VE KÖPEĞİ...
Birgün zengin bir adam üç maymununu kaybetmiş. Bütün ülkeleri, avcıları aramışlar bulamamışlar. Türkiye'den temel çıka gelmiş, yanında uyuzmu uyuz bir köpek birde dede yadigarı dolma tüfek. Zengin adam bakmış temele, "bumu bulacak"? demiş. Temel adama, "bir şartla bulurum, yakaladığım maymunları köpeğime bırakacaksın" demiş. Adam razı olmuş. Birinci maymunun elbisesini koklatmış temel, köpek fırlamış onbeş dakika sonra bir ağacın altında durmuş, maymun ağaçta, "çekilin" demiş temel. Ağacı sallamış maymun yerde, köpek hemen atlamış üstüne, orada becermiş. Ikincisi'de aynı yöntemle ve sonuçla yakalamış. Üçüncüsünde ise iki saat aramış yok, altı saat sonra köpek yine bir ağacın altında durmuş, ağaç büyükmü büyük. Temel "açılın" demiş sallamış ağacı düşmüyor, sallıyor düşmüyor. Zengin adamı çağırmış, "ula tut bu tüfeği! Ben ağaca çıkıyorum, maymun düşerse birşey yok amaaa ben düşersem vurun köpeği.
-
EŞEK KIZANA GELMİŞ...
Adamın birinin dişi eşşeği kızana gelmiş..Eşşek bu durumu kızana gelince başlarmış geceleri anırmaya.Komşular demişlerki adama:
- "Tepeköyde bol erkek eşşek var git orada çifleştir."
Adam atmış eşşeği traktörün römorguna çıkmış tepe köye çifleştirmiş eşşegi.Yalnız adama demişlerki:
- "Eger tutarsa eşşek ot yer tutmassa çamura yatar ozaman yine getirir yine çifleştiririz."
Adam tutmuş köyünün yolunu...Sabah olunca ilk işi eşşege bakmak olmuş, bakmış eşşek çamurda yatıyo doğru tepeköye tekrar..Öteki sabah yine bakmış eşşeğe "çamurda mı yatıyo yoksa otluyo mu" diye ..Eşşek yine çamurda:)adam atmış eşşeği römorga yine:)Bu böyle 1_2 ay sürmüş adam artık bıkkın bir şekilde hanımına sormuş :
- "Hanım baksana bizim eşşek yine çamurda mı yatıyo..yoksa artık tuttu da ot mu yiyooo??"
Kadın:
- "Hayır bey çamurda yatmıyoo.."
Adam:
- "Eee hele şükür be o zaman ot yiyooo tuttu tuttu"
diye bagırır!hanımı:
- "Hayır hayır bey hemen sevinme eşşek römörga çıkmış seni bekliyoooo:)"
-
:D :D :D eşşeoğlu eşeğe bak :D :D :D
:D
:D
:D
-
(http://img453.imageshack.us/img453/5171/kahkahasy2.gif)
-
Keklik Var mı?
Avcının biri keklik avına çıkar, dolaşır dolaşır bir tek keklik bile göremez ve o sinirle bütün mermisini boşa sıkarak bitirir, artık evine dönmeye karar verir. Yolda gelirken başka bir avcıya rastlar bu avcı bizimkine: - Keklik var mı? - Yok. - Keklik var mı? - Yok. - Keklik var mı? - Yok dedik ya. - Keklik var mı? - Ulan ne laf anlamaz adamsın. Eğer birdaha keklik var mı dersen seni alnının orttasından vururum. - Mermin var mı? - Yok. - Keklik var mı?
Yanlışlıkla
80 yaşında bir adam muayene için doktora gitmiş. Doktor adamın sağlığını sorduğun da şu cevabı almış. "Sağlığım çok iyi. Ayrıca 18 yaşında bir karım var ve benden hamile." Bunun üzerine doktor birkaç dakika düşündükten sonra adama döner ve kendisine bir hikaye anlatacağını söyler ve başlar anlatmaya. "Avlanmaktan hoşlanan bir adam varmış. Hergün tüfeğini alarak ava gidermiş. Fakat birgün dalgınlıkla tüfek yerine şemsiyesini almış. Ormana gitmiş. Ağaçların arasında yürürken karşıda bir geyik görmüş. Hemen şemsiyeyi çıkarmış nişan almış ve... pat.... Geyik yere yığılmış." Yaşlı adam şaşırmış ve doktora dönerek "Olamaz... Başka birisi vurmuş olmalı" demiş. Doktor "KESİNLİKLE"
Devekuşu AvıTemel Avustralya'ya devekuşu avına gider. Orada av malzemelerini hazırlayıp çıkmış yola. Bir virajı dönünce bakıyor 10-15 tane devekuşu. Hemen arabayı durdurmuş. silahını alıp arabadan inmiş. Silahını devekuşlarına doğrultup nişan almışken devekuşları silahı görünce ürkerek kafalarını kuma gömerler. Yani kendi akıllarınca saklanıyorlar. Temel etrafa bakınıp kendi kendine sinirli sinirli sormuş "ULA NEREYE GİTTİ BU HAYVANLAR"
Kaçan Avcı
Ava çıkmış adam, başına gelenleri anlatıyormuş :
-Ormanda ilerlerken, karşıma kocaman bir Ayı çıkmaz mı? Çifteyi doğrultacak vakit yok!..Silahı bir kenara attığım gibi başladım kaçmaya.Fakat Ayı peşimde! Benden hızlı koşuyor. Bir ara ayının sıcacık nefesini ensemde hissettim. O kadar yaklaşmıştı. Derken Ayının ayağı kaydı, yere düştü... Fırsat bu fırsat, tabana kuvvet arayı açtım.Ama Ayı toparlandı, kalktı, bana yetişti.Yine nefesi ensemde... Pençesini uzatsa omuzumdan yakalayacak.Allahtan tam o sırada yine Ayının ayağı kaydı, yere düştü.Talih bana gülüyor! Hızımı arttırabildiğim kadar arttırdım, yeniden arayı beşyüz metre kadar açtım.Tanrı sizi inandırsın arkadaşlar, Ayı yine bana yetişti.Yine nefesi ensemde...şansa bakın...Ayının tekrar ayağı kayıp yere düşmez mi? Serüveni dinleyenlerden biri dayanamamış : -Sen de çok yürekliymişsin kardeşim!...Hayvan bana üç defa nefesi enseme gelecek kadar sokulsa, çok ayıptır söylemesi, ben korkumdan altıma ederim. Avcı dönüp ters ters sözünü kesene bakmış : -Lafı karıştırma yahu!Ayı üç kez neyin üstüne bastı da ayağı kayıp yere düştü sanıyorsun? [/color]
-
MOTORU SICAK TUTACAKSIN
80'lik ihtiyar 20 yasindaki kiza asik olur ve evlenirler.
Küçük kasabada büyük olay yaratan evlilik memnun mesut devam ederken
bir yil
sonra ihtiyar karisini dogum yapmak üzere hastaneye getirir.
Herkes saskinlik içindedir. Derken hemsire gelip adami tebrik eder,
-"Bu mükemmel birsey! Bu yasta bunu nasil basardiniz ?"
-"Eee" der ihtiyar, "Motoru sicak tutacaksin kizim!"
Ertesi yil 80'lik ihtiyarin 20'lik karisi tekrar hamile kalir ve yine
ayni
hastaneye gelirler. Hemsire yine buyuk bir saskinlik içinde,
-"Tebrik ederim, bu olaganüstü birsey!" deyince ihtiyar kis kis guler,
-"Sana söyledim. Motoru sicak tutacaksin!"
Bir sonraki yil, ihtiyarin karisi yine hamiledir ve karisi
dogumhanede iken
gelen hemsire ihtiyara,
-"Vay be ne erkekmissin!" der. İhtiyar,
-"Motoru sicak tutacaksin" diye cevap verince hemsire atilir:
-"Eh artik yagi degistirsen iyi olacak. Bu defaki zenci!"
-
HEPSİ ÇOK GÜZEL ELİNİZE SAĞLIK..
-
dünyanın en kısa fıkrası :
Temelle Dursun mezarlıkta kazı yapıyorlarmış , kaz ölmüş :)
-
http://www.avlakforum.com/forum/index.php?topic=11021.0
bu bolume tasindi.
-
bu çocuk beşiktaşlı mı olur yoksa..?
http://dosyam.net/?id=nlvhsq
küçük ömer i seyrettinizmi ?
http://www.pikniktube.com/video.asp?Video=6314f29b299cc278f39b3f5f2b48f3a8
-
Temel ava çıkmış, eli boş dönmemek için kasaptan bir tavşan almış. Fadime,
- Ha pu netur, soyulmuş tavşanı nasıl avlaysun?
- Sevişirken yakaladum, çiyinmeye firsatu olmadu vurdimm onuuu.....
-
:D :D :D :D :D :D
-
>
> Kiz ergenlik çagina gelmis. Annesi kizi yanina çagirip,erkeklerle birlikte olmasini engellemek için kizina söyle demis:
>
> -"Seninle sevismek isteyen bir erkek olursa ona çocugunuzun adinin ne olacagini sor."
>
> Kiz bir gün partiye davet edilir. Birisi onu yataga atmayi basarir.Uzun uzun sevistikten sonra tam is olacakken kiz :
>
> -"Çocugumuzun adini ne koyucaz?'diye sorar.
>
> Oglan sinirlenerek pantolonunu çeker, ordan uzaklasir. Günlerden bir gün parti sirasinda kizi birisi yine yataga atar.Yine o is olacakken kiz
>
> -"çocugumuz.." derken o is olur. Is bitince kiz bitkin bi sekilde oglana :
>
> -"Çocugumuzun adini ne koymayi düsünüyorsun?' demis. Oglan prezervatifi çikartmis, agzini baglamis,
>
> -"Bunun içinden çikmayi basarirsa adi David Coperfield olsun." demis
-
:):):):)
-
gerçekten güzel resimler ve fıkralar bayağı komik aslında ama aklıma gelmisken söylemeliyim, bazıları bayağı müstehcen ve küfürlü olduğu için biraz dikkat etmemiz gerekir, çünkü sitemizde bilindiği üzere bayan üyelerimizde var. Bunun için sitemize yeni bayan üyeliklerinin çoğalmasını istiyorsak bu tür konularda biraz daha özen gösterelim ;)
-
Çok güzeller
-
Temel ile Dursun lokantaya gitmişler.
Garson;
-Buyurun efendim.
Dursun;
-Bana bir pilav, üstüne de biraz et.
Temel hemen atılmış;
-Bana da bir pilav ama üstüne etme!
:D :D :D :D :D :D
:D :D :D :D :D :D
:) :) :) :) :) :) :)
-
Paylaşım için teşekkürler Seçkin bey.
-
(http://img229.imageshack.us/img229/2402/13en3bw8.png)
(http://img523.imageshack.us/img523/6707/akrabami5.png)
(http://img292.imageshack.us/img292/3209/farerw5.png)
-
-Iyi ki düğünümüzü Belçika'da yapalım demişsin Goncagül
- Güzel oldu, değil mi Muhittin?
- Evet canım, herkes dışarda evleniyor, bizim neyimiz eksik?
- Beni kırmadığın için teşekkür ederim.
- Sen istersin de ben yapmam mi bitanem?
- Muhittin, sana geçmişimle ilgili bir şey anlatmak istiyorum.
- Once duvağını çözseydik Goncagülüm.
- Cözeriz, dur bi... Cok önemli bu...
- Ee, ama sırası mı şimdi? Neyse, anlat bari...
- Ben küçükken tecavüze uğradım.
- Cok üzüldüm bebeğim. Ama şu an kendini iyi hissediyorsan önemli degil.
- Simdi iyiyim de bunları bilmen lazım.
- Yakınlarından biri tarafından mı?...
- Yok... Bi bakkal vardı bizim mahallede...
- Bakkal mı?
- Evet... Elma şekeri satıyordu, güzel çikolatalar filan.
- Eee?
- Işte, bi gün bana, Sedat depoya gelsene dedi.
- Sedat kim?
- Anlatacağım bi tanem, sakin ol bi...
-
:D :D :D :D :D :D :D ;D ;D ;D 8)
-
TEMELLE;DURSUN KÖYDE KONUSURKEN;DURSUN TEMELE
ULA TEMEL BEN ARTIK BURALARDA YA$AMAK ISTEMEYRIM;BEN AMERIKAYA GITCEM; DER VE TARLAYI TAPANI SATIP GIDER:
ARADAN YILLAR GECTIKTEN SONRA ;DURSUN TEMELE BIR MEKTUP YAZAR:
ULA TEMEL ACELE BURAYA GEL BURDA I$ COK;COK ZENGIN BIR ÜLKE;YERDEKI PARALARI TOPLASAN BILE YETER SANADIYE
TEMEL BUNUN ÜZERINE TARLAYI TAPANI SATAR AMERIKAYA YOLA DÜSER;WASINGTON HAVAALANINDA UCAKTAN INDIKTEN SONRA HAVALANIN ICINDE YERDE 100 DOLARLIK BIR BANKNOT GÖRÜR;
TEMEL $ÖYLE BIR UZUNCA PARAYA BAKAR VE;ARKADA$ DAHA ILK GÜNDEN DE I$E BAS$LANMAZKI:DER VE ORDAN AYRILIR: ;)
-
HASTANE YÖNETIMI ÜC TANE DELIYI KONTROLDEN GECIRIP SALI VERMEK ISTER;BIRINCIYE SORARLAR
YAVRUM SENI BIRAKSAK NE YAPARSIN DIYE;DELI;BIR KU$LASTIK YAPAR CAMLARI KIRARIM DER;VE ONU DR LAR BIRAKMAZ:
IKINCIYE DE AYNI SORUYU SORARLAR VE AYNI CEVAPLA KAR$ILA$IRLAR;VE ONUDA SALMAZLAR:
ÜCÜNCÜ DELIYEDE AYNI SORUYU SORUNCA;DR BEY BEN CIKINCA EVLENIRIM CEVABINI ALIRLAR VE $A$IRILAR;EE YAVRUM ONDAN SONRA NE YAPARSIN DERLER;DELI;GERDEGE GIRERIM DER;DR LAR HEYECANLANIR;EE ONDAN SONRA NE YAPARSIN DERLER;DELI E$IMI YAVA$CA SOYARIM DER;DR LAR TAM ZEVKE GELIR ;EEEE ONDAN SONRA NE YAPARSIN DERLER DELIDE AYNEN ; KÜLOTUNDAKI LASTIGI CIKARTIP KU$LASTIGI YAPIP CAMLARI KIRARIM DER: ;)
-
Alman,Fransız,İngiliz ve Temel Küçük bir uçakta seyahat ederlerken yardımcı pilot heyecanla gelerek
-'Bakın büyük bir sorunumuz var,uçağın motoru arızalandı ve düşüyoruz.Bu yüzden uçaktaki yükü hafifletmemiz lazım.içinizden birisi kendini feda etmek zorunda' deyince .
Herkes birbirinin yüzüne bakmaya başladı.Kısa bir sessizlikten sonra Alman gururla ayağa kalkarak
- 'Çok yaşa Almanya' diyerek bağırdı ve kendini aşağı attı.
Fakat on dakika sonra yardımcı pilot gelerek aynı şeyleri söyledi.Bu sefer Fransız gururla ayağa kalktı ve
-'Çok yaşa Fransa' diyerek kendini aşağı attı.
Fakat biraz sonra yardımcı pilot gene gelerek
-'Maalesef inebilmek için son bir kişinin daha kendini feda etmesi gerekiyor' dedi.Temel ve İngiliz bir müddet birbirlerine baktılar ve Temel gururla ayağa kalkarak
-'Çok yaşa Türkiye' diye bağırdı ve İngilizi tutup aşağı attı.
-
(http://img514.imageshack.us/img514/5076/azolarff7.png)
(http://img112.imageshack.us/img112/2037/azriab0.png)
-
Temelin ineği hastalanmış.. Hangi veterinere götürmüşse bir türlü iyileşmemiş.
Temel biçare bir şekilde düşünürken ellerini açıp Allah'a yalvarmış..
-'Yarabbi sen ineğimi iyi et, iyi edersen 15 gün oruç tutarım... '.
'Bu hayvan iki günden fazla yaşamaz' diyen veterinerlere rağmen inek iyileşmiş..
Bizim temel 15 gün oruç tutmuş. 16.gün inek ölmüş.
Temel ne yapacağını şaşırmış.
İnek ölü, havadan 15 gün de oruç tutulmuş.....
Ellerini açmış :
-'Yarabbi sen sanıyorsun ki Temel aptaldur,
hiç itiraz kabul etmem, ineğu kurbana sayar, tuttiğum oruçlari da Ramazan'dan düşerum.
Hiç kusura pakmayasun...'
-
YALAN
Zengin ağa bir eğlence düzenlemiş ..
Yalan söleme yarışı yapmaya karar vermiş ..
Bir sürü adam gelmiş fakat kimse kazanamamış .Yarışmaya en son katılan Temel:
'Benim babam sizin babanıza 100milyon borç vermiş.Bana 100milyon borcunuz var demiş.'
Ağa’da yalan demiş .
Tabi Temel:
Yalansa en güzel yalanı söledim .100milyonu verin .
Doğruysa babamın 100 milyonunu istiyorum .
-
:) Çok eğlenceli yazılar, copy - paste yapan ellerinize sağlık :P, selamlar :)
-
Biyoloji dersinden yapılacak sınav için sınıftaki herkes acayip çalışmış, notlar fotokopiler havada uçuşmuş.
Daha sonra sınavın yapılacağı gün gitmişler bir de bakmışlar, ortada kağıt kalem yok sadece sıra sıra mikroskoplar.
Hocada başlarında bekliyorken demiş ki, 'bu mikroskaplarda lam'da bir böceğin bacağı var, sınavınız bacağından böceği tanımak'
Tabi hemen itirazlar ama fayda etmemiş, hoca dediği dedik. Öğrenciler mikroskopların başına geçmiş. Ama bir şey yapamıyorlar. En sonunda biri dayanamamış, kapıyı çarpıp çıkmış.
Hoca arkasından seslenmiş \"kimsin sen, kim oluyorsunda kapıyı çarpıp çıkıyorsun?' Kapı hafifçe aralanmış ve bir bacak uzanmış 'tanısana hadi ,tanısana kim olduğumu'
-
AMERİKALI!
Adamın biri New York, Central Park'ta yürüyüş yaparken, aniden kuduz bir köpeğin küçük bir kıza saldırdığını görür.
Koşar ve köpekle boğuşmaya başlar. Hayli uzun bir uğraştan sonra üzeri yara bere içinde kaldığı halde köpeği öldürür.
Ama küçük kızın da hayatını kurtarmıştır.
Son anda bu sahneyi gören polis nefes nefese olay yerine koşar ve adamın yanına gelir.
Sarılıp teşekkür etikten sonra
'Sen' der 'bir kahramansın, yarın bütün gazeteler seni yazacaklar. Ve göreceksin başlık da şöyle olacak;
Cesur New York'lu küçük kızın hayatını kurtardı.'
Adam 'Ama ben New York'lu değilim!' der.
Polis 'Fark etmez, bu durumda gazeteler şunu yazacaklar; Cesur Amerikalı küçük kızın hayatını kurtardı'
cevabını verir.
'Ama ben Amerikalı da değilim' der adam artık şaşırarak.
Polis 'Ya, o halde nerelisin?' diye sorunca adam cevap verir;
'Ben Iraklıyım!'
Polis adama başka bir şey söylemez. Ama adam ertesi gün gazeteleri aldığında şöyle bir başlıkla karşılaşır;
'Radikal İslamcı, masum Amerikan köpeğini öldürdü.'
-
Çoban'ın biri dere kenarında koyunlarını otlatıyormuş. Tam o anda, yanına bir Cherokee Jeep yanaşmış. Brioni gömlek, Cerruti ayakkabılar giyen, Ray-Ban gözlüklü ve YSL kravatlı bir sürücü aşağıya inmiş ve çobana sormuş.
— Eğer kaç tane koyunun olduğunu bilirsem bana onlardan bir tanesini verir misin? Çoban bir adama birde koyunlarına bakmış, 'Tamam' diye cevap vermiş.
Genç adam arabasını park etmiş, telefonunu bilgisayarına bağlamış bir NASA sitesine girmiş, GPS’ ini kullanarak yeri taramış, bir database ve logaritma ile doldurulmuş 60 Excel tablosunu açmış ve 150 sayfalık bir rapor basmış.
Çoban'a dönmüş,
- 'Tam olarak 1586 adet koyunun var' demiş. Çoban 'Doğru' diye cevap vermiş, 'Koyununu alabilirsin.' Genç adam koyunu almış ve jeep'inin arkasına koymuş. Bu sefer çoban genç adama dönmüş,
-'Eğer senin ne iş yaptığını bilirsem koyunumu geri verirmisin?' diye sormuş. Adam,
'Evet neden olmasın\" diye yanıtlamış. 'Sen Dunya Bankasi'nda Danışmansın' demiş çoban. Adam sormuş,
'Nasıl oldu da bildin?'. Çoban,
'Çok basit\" diye cevap vermiş.' Buraya çağrılmadan geldin, bu bir..
İkincisi benim bildiğim bir şeyi bana söylemek için benden bir koyunumu istedin.
Üçüncüsü yaptığın hiçbir şeyden anlamıyorsun çünkü köpeğimi aldın!
-
İyimser
Adam, çok iyimsermiş... En kötü haberi bile verseniz; "Daha kötüsü olabilirdi" diye hem kendisini, hem etrafını teselli edermiş.
Arkadaşları merak etmişler, "Çok çok kötü bir haber verelim, bakalım aynı şeyi söyleyebilecek mi" diye...
Bir oyun oynamaya karar vermişler ve kötü haberi şöyle anlatmışlar:
- Yahu duydun mu, bizim Murtaza dün akşam iş gezisinden eve döndüğünde karısını yatakta başka bir adamla yakalamış ve tabancayı çekip ikisini de öldürmüş!?
İyimser adam her zamanki tavrıyla:
- Daha da kötüsü olabilirdi, demiş...
- Yahu daha da kötüsü ne olabilirdi ki?!
- Öyle demeyin... Bir gece önce gelse ben ölmüştüm!
-
Osmanlıca Futbol Terimleri!
Vaziyyet-ül velvele ve isgal-i cemaatiyye: Seyircinin sahayı işgali
Krampon-ül bela-i şeytan: İyi futbolcu (rakip takımdan)
Krampon-ül kabiliyye-i maaşallah: İyi futbolcu (bizim takımdan)
Mühendis-i kürre-i hümayun: Teknik direktör
Gaflet-ü dalaletiye: Kendi kalesine atılan gol
Hiyanet-ül vatan-fir kayme: Şike
Hakimiyyet-ül kürre: Top kontrolü
Krampon-ül deccal-uryan-ül kayb-i kürre: Futbolcunun topu kaybetmesi
Serdar-ı kuvva-ül kürre: Takim kaptanı
Asakir-i milliye-i devleti Osmaniyye: Türk milli takımı
Vaziyet-ül madara: Tarihi fark
Hezimet-ül yarabbi şükür: Şerefli mağlubiyet
Sut-ul minare: Havadan atılan top
Zamane-i yekun-u kürre-i cihad: Topun oyunda kaldığı süre (2 dakika)
Zamane-i fuzuliyye: Boşa geçen zaman
Bişerefiye-i tribün-ül sarih: Açık tribün
Cihad-ül kuvva-i milliye: Milli maç
Akibet-ül cihad ya seydi: Uzatma dakikaları
Vaziyyet-ül hararet: Karambol
Şeyh-ül divan-ül kürre-i hümayun: Futbol federasyonu başkanı
Ulema-i rezil-i rüsva: Spor yazarı (veya skoru yazan)
Cihad-ül reis-i cumhuriyye: Cumhurbaşkanlığı kupası
Cihad-ül vezir-i azam: Başbakanlık kupası
Vaziyyet-ül kalaba ve istif ül balik-i numerra: Numaralı tribün
Muhafazzar-i kal’a: Kaleci
Asakir-i muhafazza-ül satih: Defans oyuncusu
Veled-i rüzigar: Kanat oyuncusu
Asakir-i saha-ül merkeziyye: Orta saha oyuncusu
Cihad-ı vallah-ül azim: Kavga
Müfreze-i krampon-ül bomba: Golcüler
Reis-ül tekke-yi kurre-i hümayuniyye: Klüp başkanı
Gariban-i umumiyye: Taraftar
Gariban-i gurbet: Gurbetçi taraftar
Mudr-i terbiyye-i bedeniyye ya sehr-i İstanbul: İstanbul GSGM genel müdürü
Defterdar-i cihad-ül kürriye: Hakem
Sancaktar-i hatt-ül saha: Yan hakem
Sur-ül düttürü: Hakem düdüğü
Sükun-u mahşer: Yenilen gol sonrası sessizlik
İsyan-ı garibaniyye: Kötü tezahürat
Tezahür-ü cümle-i cemaat: Toplu tezahürat
Reis-i imam-i cemaatiyye: Amigo
Ceza-i şerriye aman yarabbi: Penaltı
Vaziyyet-ül hüzzam velakin Allahüm Rabbena ve İnşallah vaziyet-i zafer-i kuvva-i aliye şehr-i İstanbuliyye: 1 gol İstanbul’da turu getirir mi?
La havle ve la kuvveten: Yenilen gol
Alllaaaaaahhhh: Atılan gol
Darbe-i müstehcen: Faul
Taaruz-u aleyküm selam: Kontra atak
Cenazi-i mefta-i kürre: Ölü top
Süt-ul hürriyet: Frikik
Taaruz-u fevkal beşer: Mükemmel atak
Ferman-i kehribar: Sarı kart
Ferman-i ahmer: Kırmızı kart
Taaruz-ul beleş: Ofsayt
Kabe-i hürriye-i hümayuniyyeh şahane: Stadyum
Divan-i krampon-ül deccal-i üryan-ül mafiş kaabiliyet: Yedek kulübesi
Hareket-ül rabiya-il kusuriyye: 9 kusurlu hareket
Darbe-i mabad: Teknik direktörün kovulması
İblis-i vesvese: Basın
Harabet-i kürre-i feza: Hava topu
Cinsiye-i defterdar-i cihatül kürriye na mümkün!: İ... hakem!
Krampon-ül deccal-u uryan: Futbolcu
Akibet-ül hüzzam: Elenme
-
fıkra bu ya bende avcılara uyarladım seyahati:):):)
sözüm ona fıkrada geçen hayali karakterler av gezisi için afrikaya uçakla giderler iken uçak düşüşe geçer ve herkes son dualarını ederken uçak düşer.
geziye katılanlardan kurtulan 5 avcı,ingiliz,alman,fransız,türkve birde japon muş.
fıkrada bu geçen olay ki ne tesadüf kurtulduklarına sevinememişler bile.düşe düşe yamyamların olduğu yere yakın düşüyorlar ve esir alınarak kamp ortalık yerinde yarı çıplak kazanda pişmek üzereyken uyandırılıyorlar.
akıl danışarak avcı zekası ile kurtulmak için pazarlık etme yolları ararken yamyamların reisi de uyanıkya beleş eti kaçırmamak için pazarlığı kabul ederim ama benim istediğim şartlarda olursa deyerek alay eder gibi başlamış pazarlık konusu araştırmaya.
ne dedilerse nafile pazarlık olucak bişi bulamıyorlar herşeyleri ellerinden alınmış ve reis kıs kıs gülüyor,yiyecek kurtuluşu yok.
en son türk ile fransızın aklı doğal olarak akdeniz kuşağı olduklarından cinselliğe takılmış ve önermişler.
reiste kabul ama oda benim şartlarıma uyarsa demiş.
asıl konu cinsellik olmuş ve şart da 5 inden toplam 1 metre uzuv çıkarsa kurtulup canları bağışlanacak ve yollda da rehber verilerek dönüşleri sağlanacak.
ingiliz centilmenliği ile ben utanırım sizin yanınızda ölçtürmem demiş kabin yaptırmış,özel ölçme ekibi ve bi ölçümcü ölçüyor reise açıklıyor onaylanıp yazılıyor.
ingilizden tebessümlü bi çıkış ve skor 15 cm.
ardından alman giriyor ingilize nispet edercesine ve ölçülüp biçiliyo tamıtamına 20 cm,
sırada fransız ,oda aynı şartlarda giriyor ve gururlu gururlu işte akdeniz erkeği diyerek çıkıyor ve skor 25 cm.
öle olmaz deyip japonu kenara iterek bende akdenizliyim diye sırayı türk alıyor ve giriyor; ve daha bi havalı çıkıyor kasıla kasıla,skor 35 cm;
resis şaşkın,nede olsa 4 ünden toplam skor etti 15+20+25+35 edermi sana 95 cm alet edevat,
işin içinde kabileye rezil olmak var ve etler yürüye yürüye gidecek ,işi de bozamıyor ve japon itiraz ediyor yok kıvırmaca sırada bende varım bende ölçüme girecem lami cimi yok diyor.
çaresiz heyet şartlara uymak adına japonuda içeri alıyorlar,2 dakka 3 dakka derken aradan 10 dakika geçiyor ve nihayet japonda ölçülüp çkıyor ve hayretler içersinde heyette reiste esirlerde,
tamı tamına 5 cm ve kılpayı kurtuluyorlar.
çaresiz antlaşma gereği reis serbest bırakıp rehber ile yola terk edilmelerini sağladılktan sonra bizimkiler böbürlene böbürlene herkes aklınca kurtuılmadaki payalarını ve kendilerince kurtuluşlarının kendilerne bağlı olduğunu dem vurarak skorları ile övünerek yola devam ederken bi ara japona takılıyor gözeleri,
ve soruyorlar ağız birliği etmişçesine niye katıla katıula gülüyorsun diye,
japondan gelen cevap daha ilginç!!!
boşuna böbürleniyorsunuz da ona gülüyordum!onlara çaktırmadan kaldırmasaydım siz babayı kurtulurdunuz!!!
sağlıcakla...
-
Hoş bir bayan, uzunca bir yolculuktan sonra oteldeki odasına çekilmiş, yatmaya hazırlanırken, birden komodinin uzerinde duran kurbağayı görünce irkilmiş, korkmuş...
Derhal resepsiyonu arayarak;
"Odamda bir kurbağa var hemen gelin " demiş.
Görevli;
"Efendim o kurbağa özeldir ve bayanları mutlu etmek için odaya konmuştur,
denemek isterseniz, bacaklarınızın arasına koyun! " diye cevap vermiş.
Kadın şaşırmış ama merakta etmeye başlamış...
Bir süre düşündükten sonra denemeye karar vermiş ve kurbağayı bacaklarının arasına koymuş...
Kurbağada hiç hareket yok...
Tekrar resepsiyonu aramış:
"Bu kurbağa anlattığınız şeyi yapmıyor ! "
"Hemen geliyorum" demiş adam,
içeri girdiğinde bayan yatağın üzerine uzanmış halde merakla beklemekte..
Adam kızgın bir sesle kurbağaya seslenmiş:
"Bak son kez nasıl yapılacağını gösteriyorum ona göre !
__________________
-
Diyarbakır'da Şehmus okula gelir, tabii bizim Şehmus ilkokul talebesi, ama her tarafı yara bere içinde, hoca sorar,
"Şehmus oğlum ne oldu sana",
Şehmus , "Babam dövmiştir".
Hoca sorar, "Niye oğlum",
"Valla bilmiyom hocam akşam evde yatıyık biraz sonra babamın sesini duyuyom, Ali uyudun mi ali den ses çıkmiy Veli uyudunmi e veliden de ses çıkmiy Mehmed uyudin mi Mehmedden de ses çıkmiy Şehmus uyudin mi diy, ben de yok buba uyumadım diyrem oda geliy beni doviy."
Bunun üzerine hoca, bak Şehmus bu gibi durumlarda uyumasan da ses etmemek lazımdır der.
Şehmus kafa sallar eve gider, ertesi gün okulda Şehmus daha fena dövülmüş olarak gelir. Bunu gören hoca merakla gider yanına ;
"Şehmus ne oldi kim yapti" der.
Şehmus der ki "Bubam yapmıştır." "Niye Şehmus ne oldi",
Şehmus anlatır. "Hocam akşam evde yatıyık biraz sonra yine babam in sesini duyuyom, Ali uyudun mi ali den ses çıkmiy Veli uyudunmi e Veliden de ses çıkmiy Mehmed uyudin mi Mehmedden de ses çıkmiy Şehmus uyudin mi diy, ben de uyumadım ama hiç ses etmedim.
Bunun üzerine anam ile bubam bir gıpraşmaya başladiler anlamadım ne oliy biraz sonra anam dedi ki, la ihsan ben geliyom, bubam da haticem ben de geliyom dedi ben de ula nereye gidiyonuz ben de Geliyom dedim...
hoca derki; oğlum bunlar anne baba, gider gider gelirler. Sen hiç bozuntuya verme. Uyuyo gibi yap. peki demiş Şehmus. Ertesi gün bir bacak kırık. " Bu sefer ne oldu? " der hoca. Hocam, dediğin gibi yapmişem. Hiç ses çıkarmamişem. En son bubam anamın arkasına geçti, "ben çocuk isterem, ben çocuk isterem!" diye bağırmaya başlayınca; ben de fırsat bu fırsat demişem. Geçtim bubamın arkasına, " Ben de bisiklet isterem !!!! ""
-
Bir gün adamın biri telekız ile beş yüz dolara anlaşır. Vegeceyi beraber geçirirler. Ancak sabah olup sıra parayı ödemeye gelince, adam cebinde yeterikadar paraolmadığını anlar. Tele kıza parası olmadığını, işyerine vardıktan sonra parayı zarflagöndereceğinisöyler. Kız da kabul eder. Adam zarfın üzerine daire kirası yazacağını söyler.Adam işyerine vardıktan sonra parayı hazırlarken aslında gecenin okadar da iyigeçmediğini, beklediği kadarda eğlenmediğini düşünür. Ve kadına beşyüz dolar yerine ikiyüzelli dolar göndermeye karar verir.Zarfın üzerine daire kirası olduğunu belirttikten sonra içine de şöylebir notiliştirir. -"Hanımefendi size beşyüz yerine ikiyüzelli dolar yolluyorum. Çünkü ben; dairenizin daha önce hiç kullanılmamış olduğunu düşünmüştüm, vedairenizin daha küçük olduğunu sanıyordum... Ayrıca dairenizin ısıtma sistemini de hiç beğenmedim.Daha sıcak olmasınıbekliyordum" Ve zarfı kurye ile yollar. Kadın zarfı açtığında paranın eksik olduğunu ve yanına bir notiliştirilmişolduğunu görür. Notu okuduğunda hemen cevap olarak şunu yazar. -"Beyefendi böylesi güzel bir dairenin daha önce kullanılmamışolabileceğininasıl düşünürsünüz. Aslında daire hiç de büyük değil. Sizin dairenin içini dolduracak kadareşyanızolmadığı için size büyük gözükmüş olabilir. Ayrıca ısıtma sistemi de iyidir ancak siz ateşlemeyi beceremediysenizben neyapabilirim. Not:Zaten siz uyurken daire depozitosu olan 1000 doları cebinizden ödünçalmıştım.Kira tam ödenmediğinde depozito ev sahibinde kalır. İyi günler"
-
Temel tatil için gittiği sahil kentinde sabah erkenden kalkar ve plaj kumsalında yürümeye başlar.Bir çift sabah sporu için plaja gelmiştir.Kadın sabah güneşinden yaralanmak için güneşlenirken eşide hemen yanında şınav çekmektedir.Temel bu manzara karşısında "uiyyyy ula kerüze bak kari altindan kaçmiş haberi yok."
-
Karı ve koca tatil günü evde televizyon seyretmekten sıkılmış, yatak odasına
geçmeye karar vermişler.... Ama ne mümkün 7 yaşındaki oğlan evde.
- ''Oğlum, hadi biraz sokağa çık, gez, oyna''.
- ''Ihhhhh''. Israr faydasız. Afacanın sokakta gözü yok.
- ''Öyleyse, annenle ben odamıza geçelim, sen de balkona. Etrafta neler olup
bitiyor, yuksek sesle bize rapor et''.
Oğlan biraz mızıklanmakla birlikte çaresiz balkona geçiyor. Bizimkiler'de
yatağa. Ve afacan canlı yayına başlıyor;
- ''Şu an bizim sitenin otoparkına yabancı bir araç park etti. Şimdi de
Aygaz arabası sokağa giriş yaptı. Yaşlı bir kadın markete giriyor''...
Kısa bir sessizlik...Ve rapora devam;
- ''Yan komşumuz Ahmet Bey amcayla karısı Necla teyze yatak odasında
sevişiyorlar''. Yataktakiler şok vaziyette.
Baba sesleniyor;
- ''Oğlum, nereden çıkardın şimdi bunu''..
- ''Hiçç. Küçük kızları Ayşe balkonda dikiliyor'da''...
-
Adamın biri bir sabah uyanır ve 90 yaşına bastığını farkeder
Yatağa oturur ve ayaklarına bakar
"Aahh ayaklarım ah, siz beni bu yaşıma kadar taşıdınız hiç bir kere bugün seni taşımıcam demediniz, size nasıl teşekkür etsem azdır." der.
Sonra biraz yukarı çıkar ve bacaklarına bakar
"Aahh bacaklarım ah,siz beni bu yaşıma kadar taşıdınız hiç bir kere bugün seni taşımıcam demediniz, size nasıl teşekkür etsem azdır." der.
Sonra biraz daha yukarı çıkar
"Aahh emektar ah, sen de yaşasaydın bugünümüzü birlikte kutlucaktık"
-
Bir rahibe taksi çevirmiş ve yola çıkmışlar..
Ama taksi sürücüsü Aynadan sürekli rahibeye
bakıyormuş, rahibe neden öyle baktığını sorunca
Adam, "çok özur dilerim rahibe,size birşey
söylemek istiyorum ama kızarsınız diye de çok
korkuyorum"demiş..Rahibe gülümsemiş:
"Sevgili oğlum,benim yaşımda üstelik de rahibe
olan birine ne söylersen söyle hoşgörülü
davranacağına emin olabilirsin.Bana her istediğini
söyleyebilirsin..."
Bunun üzerine taksi şöforü "O zaman..."demiş..
"benim en büyük fantezim bir rahibeyle sevişmekti de...."
Rahibe yine gülümsemiş:
"Ah bu muydu sevgili oğlum...bakalım bunu nasıl
halledebiliriz..
Öncelikle bekar ve katolik olman gerekiyor..."
"Evet evet ben bekarım ve katoliğim!!"
"O zaman şurdan ormanlık yola sapalım.."
Ve ormana gelmişler,Adam orada en büyük
fantezisini gercekleştirmiş. Hersey bittikten
sonra rahibe bir bakmış adam ağlıyor.
"Neyin var sevgili oğlum?" "Rah ibe..beni bağışlayın,
ben size yalan söyledim,ben aslında evliyim ve yahudiyim"...
Bunu duyan rahibe gülmüş :
"Ah sevgili oğlum kendini üzme.Aslında benim de ismim
Kevin, İ*neyim ve kıyafet balosuna gidiyorum"...
-
Kadınla kocasının arasında uzun süredir bir faaliyet yokmuş. Koca ne yaparsa yapsın karısının ilgisini çekmeyi başaramıyormuş. En sonunda çareyi karısını bir psikoloğa götürmekte bulmuş. Psikolog genç ve güzel kadını problemini cözmek için :
"Anlatın bakalım bir gününüz nasıl geçiyor "demiş.
Kadıncağız baslamış anlatmaya ...
"Sabahlari işe geç kalmamak için taksiyle gidiyorum. Fakat yanımda para bulunmadığından soför " Bayan ya parayı ödersiniz ya da .." diyor. Mecbur kaldığım için ' ya da ' yı seçiyorum.
Durum böyle olunca işe gec kalıyorum tabii Patronu kapıda kaşlarını çatmış beni beklerken buluyorum. Patron," ise böyle geç gelmeye devam edersen seni işten atarım ya da .." diyor. Yine 'ya da' yı tercih etmek zorunda kalıyorum.
Akşam eve yorgun argın geldiğimde ev sahibi kapıya dayanıp kirayı yine bir hafta geciktirdiğimizi belirterek " ya kirayı hemen ödersiniz ya da ." diyor. Eee, haliyle 'yada' yı tercih ediyorum.
Kocam eve geldiğinde de o işi yapacak halim kalmıyor tahmin edersiniz "
Psikolog kadına bakıyor :
"Hanımefendi tüm bu anlattıklarınızı kocanıza anlatabilirim ya da..."
-
Iki denizci oturmus sohbet ediyorlar;
- "Sana iki haberim var, biri iyi, digeri kotu."
- "Once kotusunu soyle."
- "Biz seninle zamanimizin cogunlugunu seferde gecirirken karilarimizin dostlugu cigrindan cikti, ikiside lezbiyen oldu!."
- "Vay canina!, Peki iyi haberin nedir?."
- "Senden hoslaniyorum!"
__________________
-
4 rahibe ölmüs ve cennet cehennem sınırında sorgulamaya alınmışlar. Sorgulama meleği demiş ' şimdi herkes sırayla dünyadayken işledigi en büyük günahı anlatsın. Sakın atmayın tespit ederiz. 1. rahibe ben hayattayken bir kere penise dokunmustum parmağımın ucuyla demiş melek hangi parmağınla diyince sağ elinin isaret parmağını göstermiş. Melek: Tamam yavrum şimdi git ve günahı işlediğin o parmağı yan taraftaki kutsal suya sokarak arın günahlarından demiş. 2. Rahibe ben hayattayken bir kere penisi tutmuştum Melek: hangi elinle demiş. Sag elini kaldırmış 2.rahibe, melek de ona gidip o elini yandaki kutsal suya sokarak günahlarından arınmasını ögütlemiş. Bu sırada 3. rahibeyle 4. rahibe aralarında fısıldaşıyolarmış. Sonra aniden yer değiştirmişler. Sorgulama meleği bunu farkederek: 'Bir dakika ne oluyor, siz niye yer değiştirdiniz ' diye sorunca daha önce 4. sırada olup 3. sıradakiyle yer değiştiren rahibe: ' İzin verirseniz, arkadaş kutsal suya g.tünü sokmadan ben bi ağzımı çalkalayıp çıkayım efendim...
-
Ormanda yangın çıkmış bütün hayvanlar telaşlı.
Kurtulmaları için dar patika bir yol varmış.
Ormanlar kralı arslan bir fikir bulmuş
-Arkadaşlar harf sırası ile dar yoldan hepimiz kurtula biliriz demiş ve bütün hayvanlar harf sırasına geçmiş.
Arslan bakmış bit önünde gidiyor.
-Bit kardeş harf sırası demedim mi size
Bit: -Sen benim nerenin biti olduğumu biliyormusun
-
AVCI
Adamın biri avlanmayı çok seviyormuş. Piyangodan büyük ikramiyeyi kazanınca olan parayı 15 günlük bir safariye yatırmış.
15 gün sonra dönmüş gelmiş köy kahvesine,ayakta karşılamışlar, hepbir ağızdan 'de hele anlat,neler yapmişsen,neler görmüşsen?' demişler.
Bizim avcı demiş ki 'valla zebra avlamışem'.
demişler 'ula zebra da ne olaki?'.
demiş:bizim eşşeği bilisen?
-he bilirem
-ha iste bizim eşşeğin çizgilisidir,boyle pijama giymiş gibi olanıdir.
sonra zürafa avlamışem.
-ula zürafa da nolir?
-bizim eşşeği bilisen?
-he bilirem
-işte bizim eşşeğin böyle boyu 3-4 metre olanıdir.
sonra,başka,ee,piton avlamışem.
-la piton da nolir?
-bizim eşşeği bilisen?
-he bilirem
-eşşeğin şeyini bilisen
-he bilirem
-aha odır, ama eşşek yohtır!
-
BEYAZ TAVŞAN
Bir sabah iki yavru tilki ormanda yururlerken aniden onlerine beyaz bir tavsan atlayip parmagini neredeyse bunlarin gozune sokarak "Tidin ananizi tideceem!!!" demis. Odleri kopan minik tilkiler kosarak yuvalarina gitmisler.
Anneleri bunlari soluk soluga gorunce ne oldugunu sormus. Yavrular: "Biz yolda yururken bu sabah onumuze beyaz bir tavsan atlayip 'Tidin ananizi tideceemm!!' dedi, cok korktuk, hemen eve geldik" demisler. Anne tilki cok sinirlenmis: "Kimmis o tavsan, bir gorursem gununu gosteririm ben ona!" demis.
Ertesi gun yine yavrular ormanda oynarken ayni beyaz tavsan yine dehsetengiz bir sekilde ortaya cikip repligini soyleyip ortadan kaybolmus. Yavrular aksam yine annelerine soylemisler ve anneleri daha da sinirlenmis.
Bir sonraki gun anne tilki ormanda cocuklarini uzaktan izlemeye karar vermis. Saklandigi yerden beyaz tavsanin yavrularinin onune atlayip "Haaa, tidin ananizi diteceem!!" diye tehdit ettigini gorunce firlayip tavsani kovalamaya baslamis.
Tavsan onde anne tilki arkada kosarlarken tavsan bir agac kovuguna dalip obur tarafindan cikmis. ANCAK O HIZLA KOVUGA DALAN ANNE TILKI KOVUGA SIKISMIS. Kafasi kovugun icinde, poposu disarida kurtulmak icin debelenirken tavsan kovugun etrafindan kosarak dolasmis ve anne tilkinin arkasina gecip seslenmis: "TITMIYCEKTIM AMA COCUKLARA SOZ VERDIM!"
-
Temel ile Dursun tarlada çalışırken Temel 'i penisinden yılan sokmuş. Dursun hemen koşarak telefonda doktora " Temel' i yılan soktu ne yapalım? " demiş.
Doktor da "yılan sokulan yeri emip emip tükürün" demiş.
Dursun Temel' in yanına gitmiş, Temel merakla " Doktor ne dedi? " demiş.
Dursun cevap vermiş; "Ölsün p**evenk dedi."
-
Yazin sicak,guzel gunlerinden bi gun yine bizim karinca serin sulara girip rahatlayip eglenmek yerine yine calismaktadir. Agustos bocegi ise evinin arka bahcesindeki havuzda guzel kizlarla birlikte eglenmektedir.Karinca bunu her gordugunde ise icin icin kiskanmakta ama
-"Sen asil kisin gorecen" diyerek kendini avutmaktadir. Derken tum yaz boyle gecer ve yavas yavas sonbahar ve de kis gelir.Yagmurlu bir kis aksami karinca evinde,kucuk sobasinin onunde oturmus pencereden disari bakmaktadir. Elinde de yazin topladigi yemek parcaciklarini yemektedir. Derken evin onune bir limuzin gelir.
-"Allah Allah" der icinden.
-"Bu kimdir acep?".
Sofor cikar ve en arka kapiya gider. Kapiyi acinca icerden once iki tane fistik gibi kiz ve ardindan kurkler icinde bizim agustos bocegi
cikar. Yavas yavas karincanin evine dogru gelir. Pencereden cikar ve
-"Hayrola agustos bocegi" der karinca.
-"Ne olsun iste..Bizim arkadaslar cagirdi
da Paris te parti varmis,oraya gidiyorum" der agustos bocegi.
-"Sen de bir sey ister misin? diye bir ugrayayim dedim."
Karinca;
-"Sagolasin.Aslinda var bisiy.Yaparsan sevinirim valla. Orda yasayan La Fontaine adinda bir i...... varmis.
Benim icin onu bi guzel sitermisin!..?"
-
Temel bi gün roman yazmaya karar vermiş ve bi yazarın yanına gitmiş. Yazar buna
-"Bak başlık çok önemli 1. si bi bilinmeyen olmalı 2.si fransız kültüründen bişey olmalı ve 3.sü cinsellik olmalı" demiş.Temel 3 gün sonra
-"Abi buldum buldum" diyerek yazarın yanına gelmiş ve
-"Kontesi Kim Tikti" der.Yazar da:
-"Süper ama ben sana bişey söylemiyi unutmuşum biraz da başlıkta dinsel bişey olmalı" demiş.Temel 3 gün daha düşündükten sonra
-"Abi buldum buldum:
Alla Allaaaaah Kontesi Kim Tikti"
-
EN SOĞUK ESPRİLER!
*Emaye Tencere? No, I’m not!
*Ben okey oynayalım diyorum, Stephen King.
*Aykut gol atamayınca ne der? I couldn’t.
*Tenyalar bağırsakta yaşar bağırmasak da…
*Realist şoföre ne denir? Sürrealist.
*Sen hiç maydonozun arkasına saklanmış adam gordün mü?
Hayır!
Demek ki iyi saklanmış.
*Erkekler boy abdest i alır. kzılarda girl abdest i.
*Bu ericcson başka erik yok..
*Peki Hakan Şükür maçta sakatlanırsa onu saha kenarına kim taşır?
Hakan Taşıyan
*Adamın biri topalmış karısıda oynamış..
*Soru: Medyum Memiş kaç kardeştir?
Cevap: Dört kardeştir.
1- Small Memiş
2- Medium Memiş
3- Large Memiş
4- Xlarge Memiş
*-Bir gitarist konser veriyormuş, birden seyirciler tuvalet kağıdı içinde kalmış neden?
-adam solo atmış.
*Muazzez abacı sahnede kıpırdayamıyormuş.neden?
hatıralar sarmış dört bir yanını
*Temel askere giderse ne olur
lazer olur
*Karınca bir zencinin koluna düşmüş ne demiş?
- Karakola düştüm.
*Hisbullah’ın kız kardeşinin adı nedir? Herbullah.
*Seven unutmaz oğlum, eight unutur…
*Adamın biri ağzına yay alıp ne yapmış?
- Yayla lezzet testi
*Kaptan kemal konuşuyor kaptan kemal konuşuyor çıkarın beni bu kaptan…
*Cerenin sana selamı var.
-Hangi cerenin
-Tencerenin
*Kötü yola düşmüş üzüme ne denir? -Şarap
*İyi sen kamyonu al Leonardo da VİNCİ…
*Jilet SEN SOR ben söyleyim…
*II. Viyana Kuşatması neden sona ermiş?
Çünkü, atacak kuş kalmamış
*Yumurtayı sahanda mı yersin deplasmanda mı?
*Adam suya düşmüş ama batmamış neden?
çünkü tipi kayıkmış
*Bir adam yolda yürüyomuş, başına radyo düşmüş ama bişi olmamış neden?
Çünkü radyoda hafif müzik çalıyormuş…
*Mevlana neden dönüyormuş??
- Elinde çift okey varmış
*Japonca da su ver nasıl denir?
ma ta ra ma su koy
*Taşımasu ile değirmen döner mi?
hayır dönmez çünkü taşümasu ufak bir japon çocuğudur
-
1 - Temel yere bir daire çizip bu dairenin içinde horon tepmeye baslamis. Niçin?
Kendi çapinda eglenmek için.
2 - Temel sigarasini bir metre uzunlugundaki agizliga takip içiyormus. Niçin?
Doktoru sigaradan uzak durmasini söyledigi için.
3 - Temel her gece yatmadan önce ayaklarina böcek ilaci sikiyormus. Niçin?
Ayaklarinda karincalanma oldugu için.
4 - Temel esinin yas gününde ne almis?
Kurulanmasi için bir havlu.
5 - Temel hamile karisinin çok su içmesine izin vermiyormus. Niçin?
Bebek yüzme bilmiyordur diye . . .
6 - Temel her yemekten sonra cebine bir kasik koyuyormus. Niçin?
Doktoru yemeklerden sonra bir kasik almasini söyledigi için . . .
7 - Temel hasmina tehtid mektuplari yazarken eldiven giymis. Neden?
El yazisi taninmasin diye.
8 - Milyarder Temel'in çocuklari, derslerini villalarinin bahçesinde yapiyorlarmis. Niçin?
Temel'e 'zengin adamsin, çocuklarini disarida okut' dedikleri için
9 - Temel dolmakalemiyle mektup yazarken birden çok hizli yazmaya baslamis Neden?
Dolma kalemin mürekkebi bitmek üzereymis
10 - Temel doktorunun muayenehanesine kocaman bir fiçi ile gitmis Niçin?
Doktoru alti ay sonra idrarinla birlikte gel demis.
11 - Temel saçini islatmadan sampuanliyormus. Niçin?
Sampuanin etiketinde 'kuru saçlar içindir' diye yazdigi için.
12 - Atletizim sampiyonasina katilan Temel, doping yapmasina ragmen sonuncu olmus Neden?
Doping yaptigi anlasilmasin diye.
13 - Temel yeni satin aldigi arabasini kullanirken kahkahalarla gülüyormuş. Niçin?
Dostlari güle güle kullan demis.
14 - Temel yeni aldigi ayakkabisini bir hafta giymemis Neden?
Satici bir hafta kadar ayaginizi sikabilir dedigi için.
-
5 Avci
beş avcı ava çıkmış. Önlerine küçük bir delik çıkmış. İçlerinden en deneyimli olanı yatın yere buradan tavşan çıkacak demiş. herkes yatmış yere az sonra gerçekten tavşan çıkmış ve vurmuşlar torbaya koymuşlar. ava devam ederlerken biraz daha büyükçe bir delik görmüşler, yine tecrübeli avcı yatın yere buradan tilki çıkacak demiş ve herkes yatmış tilki çıkmış ve vurmuşlar. ava devam ediyorlar yine karşılarına daha büyükçe bir delik çıkmış karşılarına yine tecrübeli olan yatın yere buradan ayı çıkacak demiş ve yatmışlar, ayı çıkmış ve vurmuşlar. herkes tecrübelinin herşeyi bildiğine karar vermişler ne derse yapıyorlarmış. devam ederlerken karşılarına oldukça büyük bir delik çıkmış ve tecrübeli avcı yatın yere demiş herkes yatmış içlerinden biri buradan ne çıkacak usta demiş.
tecrübeli düşünmüş valla çocuklar buradan ne çıkacağını bende bilmiyorum demiş. eretesi sabah bütün gazeteler tünel çıkışında 5 avcı tren altında kalarak can verdi diye yazıyormuş
PALAVRACI AVCI
Avcının biri palavra sıkıyormuş..
-"Geçen yaz Afrika'da 99 aslan vurdum.." Arkadaşı dayanamamış,
-"100 de şuna bari" demiş. Avcı da
-"1 aslan için yalan mı söyliycem sana" demiş.
AYI BU
Bir avcı, evine gelen misafirlerine eski bir ayı
postunu göstererek der ki: "Bu ayıyı Bolu ormanlarında
vurmuştum."
Misafirlerden biri, bu palavraya inanmayıp
sorar: "Nasıl olur? Bu kutup ayısıdır. Bolu'da
bulunmaz."
Avcı gülümseyerek cevap verir:
"Kardeşim ayı bu. Buranın kutup olmadığını, Bolu ormanları
olduğunu nereden bilsin?"
Bıldırcın
İki avcı ava çikmişlar. Avları hiç iyi gitmemiş. En sonunda biri ağaçta gördüğü kargayı vurur;
- Vurdum vurdum bıldırcını" der.Öbürü :
- Ne bıldırcını resmen karga bu." der.
- Hayır hayır bıldırcın bu. Geçen karısını vurmuştum da üzüntüden karalar giymiş...
KORKAK AVCI
Mahallede ki mısırlara dadanan domuzu avlamak
için Hamza Dayı bir avcı gurubu oluşturmuş.
Görev bölümünden sonra pusuya yatmışlar.
Hamza Dayı gelen sese doğru tüfeğini doğrultmuş. Pür dikkat bakarken önünden geçen domuzun boynuna Hamza Dayı'nın tüfeği takılmış.
Panikleyen Hamza Dayı kaçmaya başlamış. Arkadaşlarına "kaçın arkadaşlar "!!!!! "Tüfek elinde domuz geliyor."
TİLKİNİN KUYRUĞU
avcının biri kahvehaneye gelir
benim vurduğum tilkinin kuyruğu der yüksekten atarmış
bir gün adamın biri
ben öksürünce tilkinin kuyruğunu kısalt demiş. Bir gün adam
kahvehaneye gelip
vurduğum tilkinin kuyruğu 15m.
-öhö öhö
-12,5
metre
-öhö öhö
-10
metre
-öhö öhö "halbuki adamın boğazına
gıcık gelmiştir"
-yarım
metre
-öhö öhö
lan demiş bu tilkinin
kuyruğu hiç mi yoktu
;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D
-
tünelde ezilen avcıların mermisi bitmiştir yoksa trenide vururlardı
-
kesin vururlardı :D :D :D :) :) :) :D :D :D
-
:::))
-
ortak inşaat yapıyolar oflu,bayburtlu,rizeli sabah oluyor inşaat yıkılıyor rizeli ağlıyor gitdi DEMİRUM,CELUĞUM, bayburtlu ağlıyor gitdi KUMUM,CAKULUM ofluya bakıyolar ağlamak bir tarafa ayak ayak üstüne atmış iyiki CİMONTO kullanmadık yoksa O da gidecekti diyor ;D ;D ???
-
temelle dursun amerikada itfaiyeci oluyolar ilk yangında dursun yanan binanın en üstünden adamları aşşağıya atıyor temel yakalıyor atdığını yakalıyor temel ama zencileri hic tutmuyor onlar yere cakılıyor en sonunda temel kızıyor yukarıya dursuna bağırıyor olum yanmışları niye atıyorsun onlar zaten yanmış diyor
-
temel ormancı oluyor sürekli ormanda geziyor ama canı cok sıkılıyor bunu gören arkadaşları soruyor niye canın sıkkın temel diyorlar lan olum niye sıkılmasınki sürekli ormandayım hanımla bir türlü ilişkiye giremiyorum diyor arkadaşlarıda ula temel canını sıktığına deymez onunda var bir caresi diyorlar temel hemen nedir diyor arkadaşlarıda canın hanımı cektiğinde havaya ateş et hanım gelsin işini bitir gönder diyolar temel sevinerek hanıma anlatıyor hanımda kabul ediyor temel ormandayken ateş ediyor hanım geliyor işini bitirip gönderiyor temel mutlu mutlu geziyor bir gün iki gün üc gün derken arkadaşları bakıyor temel yine mutsuz arkadaşları soruyor ula temel ne oldu yine temel cevap veriyor ulan neolacak yaktınız beni deyince arkadaşları şaşırıyor ula naptık biz sana akıl verdik ateş ediyon hanım geliyor işini görüyordunya temel tamam bu zamana kadar iyiydide arkadaşları eeee diyor temelde ula av sezonu acıldı bizim karı osbu oldu ateş edenin yanında diyor
-
;D :D :D :D
-
Adamın biri avlanmayı çok seviyormuş. Piyangodan büyük ikramiyeyi kazanınca olan parayı 15 günlük bir safariye yatırmış.
15 gün sonra dönmüş gelmiş köy kahvesine,ayakta karşılamışlar, hepbir ağızdan 'de hele anlat,neler yapmişsen,neler görmüşsen?' demişler.
Bizim avcı demiş ki 'valla zebra avlamışem'.
demişler 'ula zebra da ne olaki?'.
demiş:bizim eşşeği bilisen?
-he bilirem
-ha iste bizim eşşeğin çizgilisidir,boyle pijama giymiş gibi olanıdir.
sonra zürafa avlamışem.
-ula zürafa da nolir?
-bizim eşşeği bilisen?
-he bilirem
-işte bizim eşşeğin böyle boyu 3-4 metre olanıdir.
sonra,başka,ee,piton avlamışem.
-la piton da nolir?
-bizim eşşeği bilisen?
-he bilirem
-eşşeğin sikini bilisen
-he bilirem
-aha odır, ama eşşek yohtır!
-
Bir gün Smith ve John adında iki zenci New York sokaklarında dolaşırken bir tabela görürler: "Zenciler beyazlaştırılır. Fiyat 100 dolar." Smith'in 101 doları, John'un ise 99 doları vardır. John, Smith'e: "Sende fazla olan 1 doları bana ver birlikte girelim" der. Smith'se: "Önce ben gireyim. Eğer beyazlaşırsam sen de girersin" der ve içeri girer. Az sonra içerden beyaz bir şekilde çıkar Smith. John: "Smith ne kadar beyazlaşmışsın. Şu 1 doları ver de ben de girip beyazlaşayım." Smith cevap verir: "Defol burdan pis zenci!"
-
Kekemenin biri bir gün Beşiktaş'ta kekeme okulunu ararken okulun yerini bulamamış, en yakınındaki bir bakkala girip: - "Kakakakarrdeşşşş, bubububurraaalarrrrdaddadadadbi kekekemememe okukukukuluuu varmış, nenenenerededede bibibiliyomusususun?" diye sormuş. Bakkal da: - Okulun yerini bilmiyorum ama abi, senin okula hiç ihtiyacın yok bence gayet iyi kekeliyorsun...
-
Hava taşımacılığının ilk yıllarında insanlar uçağa binmekten korktuğu için bir türlü istenen yolcu sayısına ulaşılamıyormuş. Bir şirketin promosyon sorumlusu uçaklarında seyahat eden iş adamlarına birer mektup göndererek, eğer o hafta rezervasyon yaptırırlarsa bundan sonraki ilk beş seyahatlerinde eşlerinden para alınmayacağını bildirmiş. Bunun üzerine epeyce başvuru olmuş doğal olarak. Şirket kampanya sona erdikten sonra bu kez işadamlarının eşlerine birer mektup göndererek, seyahatlerinden memnun olup olmadıklarını sormuş. Ancak mektup gönderilen kadınların yüzde doksanından şu yanıt gelmiş: "Ne seyahati?"
-
Öğretmen sınıfa geç gelen öğreciye :
- neden geç geldin oğlum ?
- Bizim ineği damızlık boğaya götürdüm hocam.
Öğretmen biraz kızararak :
- o işi baban yapamazmıydı?
Çocuk bu soruya gülerek :
- belki yapabilirdi hocam ama bizim inek boğalardan daha çok hoşlanıyor
-
Ali okula yazılıcakmış. Ama çok fırlama bir çocuk olduğundan babası bazı önlemler almaya karar vermiş ve okuldaki öğretmenine ve diğer öğretmenlere durumu anlatmış.
Sıra servis şöförüne gelmiş servis şöförüne oğlunun ne kadar fırlama olduğunu anlatmış. Şöför hiç oralı olmamış içinden ufacık çocuk ne kadar fırlama olabilir ki demiş. Okul günü gelmiş ve Ali alınması gereken yerden servise binmiş.
Yolculuğun ilk başlarında sakin sakin oturan Ali daha sonra şöförün yanına gelerek:
-"Amca benim annem tavuk babam horoz olsaydı ben civciv olurdum değilmi" demiş.
Şöför : -"evet yavrum şimdi geç yerine otur "demiş.
Bİraz sonra Ali yine şöförün yanına giderek
-"Amca benim annem inek babam boğa alsaydı ben buzağı olurdum değilmi"demiş.
Şöför biraz sinirli: -"evet şimdi git yerine otur " demiş.
Biraz sonra Ali yine şöförün yanına gelerek
-"Amca benim annem" demeye kalmadan şöför Ali'ye
-"Ben sana bir soru soracağım "demiş ve ardından
-"Senin annen o...... baban p...... olsaydı sen ne olurdun bakayım" demiş.
Ali sırıtarak cevap vermiş:
-"ŞOFÖR".
-
Avcının biri birgün avcılar kahvesinde anlatıyormuş. Bir baktım bir geyik, nişan aldım, çektim tetiği, vurdum onu. Geyik kocaman. Bir bacağını bir omzumda, diğer bacağını öbür omzumda, sürüklemeye başladım. Avcı anlatırken birden telefonu çalar. Arayan karısıdır. Karısıyla uzunca bir süre konuştuktan sonra telefonu kapatır. Arkadaşlarına dönerek sorar. Nerde kalmışdık? Arkadaşları cevap verir. Abi bir bacağı bir omzunda, bir bacağı öbür omzundaydı. Hıııım, verdim ayarı, verdim ayarı
-
genç rahibeyi birgün papaz efendi banyoya çağırır.derki bnde cennetin anahtarı var,snn kapıyı açarsam cennete girersin.rahibe hemen kabul etmiş. banyodan çıkarken sevinç içinde yürüyormuş. yaşlı rahibe teresanın dikkatini çekmiş.merakla noldu demiş.oda başından geçenleri sevinçli bir şekilde anlatmış.olayı dinleyen yaşlı rahibe teresada demişki.ah kızım benim banada 40 yıldır isanın suru diye öttürdü ;D
-
BİR FIRADA BENDEN
Tilki bir gün ormanda dolaşıyor. Bakıyor bir ağacın dalında asılı bir but görüyor. şöyle bir inceliyor. Butun üstünde tuzaklanmış bomba var bir ağacın dibinde beklemeye başlıyor. Bu arada bizim kurt geliyor.Tilkiye soruyor nede sen yemedin.Tilki ben oruçluyum iftar olmasını bekliyorum diyor. Kurt hem etin ustüne atlıyor bomba patlıyor.Kurt kan viran içinde yere düşüyor.Tilki yattığı yerden kalkıyor etiyemeye başlıyor. Kurt soruyor hani oruçluydun AZ ÖNCE TOP PATLADI DUYMADINMI DİYORRRRRRR.
-
Arkadaşlar belki başka yerde okumuşunuzdur ama okumayanlar vardır diye nacizane kendi yazdığım ve avın kapanması yüzünden birazcık asılan yüzlerimize içten tebessüm vermesi dileği ile aşağıdaki yazımı yolluyorum.
Ördek Avı
Ördek bir kuştur.2 tane kanadı vardır.Bazılarında 1 kanat olur buna kanat kırığı derler. Kocaman gagası vardır. Ama Penguenle pardon Pelikanla karıştırmamak gerekir.Pelikan bir kalem markasıdır. Ördek genelde havada uçar. Bazıları karada da uçar desede karada paytak paytak yürür ve buna yürüme denir. Ördek yüzücü bir hayvandır.Ama sırtüstü yüzemez.Bilim adamları uçabilen bir ördeğin neden yüzdüğünü bulamamışlardır.
Hatta bazen denizleri uçmadan yüzerek te geçer.Bunlara dalıcı ördekler denir.Dalarken tüp ve gözlük kullanmazlar. Ördek suya dalda gel kanadını açta gel türküsü bunun için yazılmıştır. Ördek avı çok zevklidir.Genelde tüfek ile yapılsada bazı tecrübeli avcılar dalıcı Ördekleri zıpkınla da avlarlar. Olta ile kesinlikle denemeyin sadece BALIKÇIL geliyor. Tüfekle avında sert dolular kullanıldığı için atarken oturarak (kıç üstü düşmemek için) atmak gerekir.Veya destek alarak.
Avcılar arasında desteksiz atmak lafı da bunun için çıkmıştır. Ördek çok iyi hareket ve renk farklılıkları seçer.Bu yüzden Ördek avında Ördek tüyü kamuflaj giyilir.Bazıları kaz tüyü kullanır ama beyaz olduğundan Ördekler kaçar . Kesinlikle iyi kamuflaj yapacağım diye Ördek gagası falan takmayın başka avcılara hedef olursunuz. Ördek Vak Vak diye konuşur.Buna ördekçe vaya Vakvakça denir.Bazı avcılar bunun kitabını yazmıştır bunlarla çok iyi anlaşırlar.
Dürbünlü tüfekle Ördek avlanılmaz. Ördek avında gece av yapmak için Güme denilen küçük sığınaklar yapılsa da bazıları abartarak göl kenarlarına Dublex Gümeler yaparlar.Bunun adı villadır. Yanlız villa Doluca ile alakası yoktur. Gece bekte vurduğunuz av suya düşeceğinden almak için sabahı bekleyin kesinlikle.Gece göllerde Van gölü canavarı olabilir.
Tabi sabaha da Tilkiler bırakmayabilir.Benim için Bu adam Tilki gibi demeleri O akşamki ördekleri benim aldığım anlamına gelmesin.Valla ben almadım .O aldı ben gözetledim. Ördek vurulunca genelde ölür.Bazen ölü Ördeğin uçarak gittiği görülmüştür.
Avcılar buna aaaa ölü Ördeğin uçtuğunu görüyormusun derler.Bu Ördeğin ruhudur. Bazı avcılar çok ustadır.Fişeğindeki saçma adedi kadar 1 atışta Ördek vurabilirler.Lakin hepsi ölü ölü kaçarlar.Sebebi ise 1 Ördeğin ölmesi için en az 5 saçma isabet etmesi gerekir.
Bunu bilen eski avcılar saçmaları fişeğe koyarken 5 er 5 er bağlayarak koyarlar. O zaman ölüm kaçınılmazdır.Ani ve kesin .
Ankara civarında buna önceden öğrenmiş saçma denir. Eğer vurulan Ördek yaralı ise işiniz zor.Çok iyi karete bilrler.Bunun için temkinli yaklaşmak gerekir.Öldürmek için bazuka taşımanızda fayda var. Ördek avında genelde çifteTüfengi taşınır veya yanınıza bir başka kişi alınır Ateş etmeden evvelki zamanlarda ona taşıtılır.
Bazıları Obüs,Bazuka, Tank ile Ördek avına çıkmışlar ama masraf pahalı olduğından vazgeçmişlerdir. Göllerde tüfek taşımadan sürat motoru ile de Ördek avı yapılır.Başka avcıların vurduğu göle düşürdüğü Ördekleri toplayıp kaçarak yapılan bu yöntemde teknenin muhakkak kurşun geçirmez olması gerekir.Adı Avanta avcılıktır. Ayrıca eğer arkadaşınızla beraberseniz önce o atsın Ördek vurulur ise ben de attım diyerek ben vurdum diyerek bozuntuya vermeyin. İtiraz ederse sizin tüfeğinizin aslında dolu ama onunkinin boş olduğunu söyleyin ikna olacaktır.
Ördek avı giysisi iyi olmalıdır. Avda kaza ile vurduğunuz ve kaza süsü verdiğiniz başka avcıların giysilerini de alabilirsiniz ama buna gasp denir uğurlu sayılmaz.En iyi yöntem arabadan arkadaşınızın Cabelaslarını almaktır.O elbiseleri sizin üstünüzde görünce size nereden buldun diye sorarsa pişkinlikle vardı diyin. Ördek avında çizme veya Kasık giyilir.Kesinlikle damatlık ayakkabı ile gidilmez.
Kasık Kasığa kadar olan çizme demektir. Kıçınıza kadar olanlara Kıçık , denir. Eğer hemcinslerinize aşırı ilginiz var ise mutlaka ördek avında Kıçık veya Kasık giyin yatarken bile çıkarmayın.Yoksa yandı gülüm keten helva.!!!
Ayrıca bir çiftte palet bulundurmak gerekir.Ama ressamların paletlerinden değil deniz paledi.Bu dalıcı Ördek vurduğunuz zaman sudan almak içindir.
Siz kesin girmeyin. Suya giren arkadaşınıza silahı doğrultarak bulamassan vururun demek kuşu bulamayan arkadaşınızın kesin kuşu bulmasına yarayacaktır.Hatta siz 1 tane vurduysanız en az 7-8 kuş ile geri dönecektir. Tabiki soğuk suya dayanır ise . Eğer bulamıyor ise son çare arkadaşınızı bırakıp kaçmaktır. Ördek avına giderken yollar çok bozuk ve çamurlu olacağından muhakkak 4X4 bir aracınız olması lazımdır.
Eğer yoksa arkadaşınızın olması gerekir.Bazıları helikopterle gitse bile iniş çok zor olduğundan bence iyi değil. Av dönüşünüzde mutlaka üff yaa amma başım tuttu ayakları yaparsanız evin kapısına kadar getirilirsiniz.Hatta eve önceden tembih edip aramalarını sonra da eyvah vs deyip işi garantiye almayı deneyin. Arabadan inince önce kendi eşyalarınızı sonra çaktırmadan arkadaşınızın kuşlarından 3-5 tane yürütmek iyidir. Arkanızdan yaa sen hiç kuş vuramadın der ise anan güzel mi diyin.
Eve girerken arkadaşınıze 5 litrelik şaşal almayı unutmayın.Çünkü arabalar su ile çalışır.Yatılı kaldığınız yerde masraf olmasın diye Otelde kalmayın nasılsa arkadaşınız oda tutacak yanına kıvrılıverin.Yemek için de yemeyip sonradan da karşısında melül melül acıklı bakın kesin acıyıp size de ısmarlar. Arkadaşınız sizle birdaha ava gitmeyeceği için yolda telefonu kendiniz çaldırıp Yok yaa ben arkadaşımdan ayrılamam çok iyi bir ekibiz sizle gidemem falan derseniz haftaya şansınız olabilir. Arkadaşınızın telefonunu alıp konuşmak için kesinlikle yaa bu da buradan çekmiyor falan ayakları yapmayın belki onu telefonu ile sizinki aynıdır.
Arkadaşınızla sağ salim gelemeyebilirsiniz.Bu yüzden ehliyetiniz mutlaka olsun.Ailesine de yaa ölmeden evvel tüm av eşyalarını vs bana bıraktı falan yapabilirsiniz.Kesinlikle mirasını da bana bıraktı demeyin yemeyebilirler. Hiç rizke girmeyin.Nasılsa haftaya birini bulursunuz.
Ördek yenen bir hayvandır.Yemekleri çok güzel yenir. Zıpkınla vurulan dalıcı Ördeklerde saçma olmaz.Tüfek ile olanlarda saçma vardır.Bunların derilerinden çok güzel elek olur.Tüyleri elle yolunur ayakla yolmak çok zordur. Ördeğin imambayıldısı hiç güzel olmaz.Sakın denemeyin.En güzeli pişirerek yemektir.Çiğ de yense bile iyi olmaz. Eti yenmeyen diğer dalıcı kuşlardan vurursanız (karabatak,martı vs ) güzelce yolup arkadaşlarınıza alın size de ördek vereyim diye hediye edin. Özellikle patronunuza götürün. Size kesin zam yapar eğer ölmez ise.
Bıldırcın Avı
Bıldırcın da kuştur .2 çeşidi vardır Yerli ve Macır.Macırlarına göç Bıldırcını derler.
Ülkemizde yasak olmasına rağmen bazı yaramaz avcılar Ağ ,Teyp ile avlanırlar.Bunlar kaka avcılardır.
Ağ ile yakalama şekli kesinlikle denize atılarak olmaz .Çünkü Bıldırcın yüzme bilmez.Tek zorluğu ağdan ayıklamaktır.
Teyp ile av yasaktır.Mezdeke kasedi ile de avlanamaz.Yasak olduğu için gece kırda kalacaksanız kesin hiçbir şekilde ne Radyo ne de Teyp çalmayın.Yetkililer gelir Teyple avlanıyorsun diye ceza yazabilir.Yasak av cezaları da tek ayak üstünde cezalandırılarak yapılmaz.Bu yüzden gece kırda Teyp çalmak hatta arabada bile bulundurmak yasak olabilir.
Atmaca gibi kuşlarla da avlanılır ve bu da ruhsata bağlıdır.Her kuşun münasip bir yerine numara vurulur. Her ava değişik saçma atıldığı gibi her avcılığa değişik kuşla ava çıkılır. Örneğin Bıldırcına 11 numara Atmaca ile çıkılırsa , Tavşan avına 3numara Kartalla çıkılır.Bazıları Brodvay veya Fordla çıksa da iş yapmaz.
Avlanacağınız kuşun kesin aptal olması gerekir.Yoksa o leziz Bıldırcını size vermez.
Bu yüzden kaçan Atmacayı vurmak için yedek tüfekte bulundurun.Ayrıca günlük limitiniz kadar da yedek Atmaca alınız.Bir sizden bir bizden.Lakin bu çok masraflıdır. En zevkli avı tüfek iledir. 9 lu otomatik bir tüfek idealdir fakat yasaktır.3 lü ile idare edeceksiniz.Bıldırcın çok saçma taşır.Arkasında torba vardır.Bu yüzden tek kurşun atmak iyidir.Bıldırcın Köpekle bulunur. Genelde kuşu bulan köpek sahibine ferma verir derler ama aslında köpek Bıldırcından çok korkar.Bu yüzden durur.Bazı köpekler ayağını kaldırır.Bu aslında korkudan altına yaptığı içindir.Aynı şekilde kuyruğunu da kaldırır. Bazı iyi köpekler 2 ayağını birden kaldırır ama çok nadirdir genelde düşer.Vurulan kuşun köpek tarafından alınıp getirilmesine Aport denir.Eğer kuşu yiyor ise veya getirmiyor ise RAHMETLİ diye anılır.
Bıldırcın avında kamuflaj giysi giyilmez.Mümkünse full zırhlı giymekte fayda vardır. Bıldırcın avında kuşa atarken çok dikkat etmek gerekir. Eğer atarken arkasında arkadaşınız varsa hemen eğil diye ikaz edin.Eğilmesse basın saçmayı.Eğer ölmesse kesin eğilmeyi öğrenecektir. Kaza ile birini vurursanız ölmemişse acısına son verin.Ölmüş ise hemen gömün.Havalar sıcak olacağından çok çabuk kokar. Bu gibi durumlarda arkadaşınızın fişek, kuş, cüzdanını almak adettendir. Avda yaa bu fişekler vurmuyor diyerek arkadaşınızdan borç fişek isteyin.Eğer köpeğiniz yoksa arkadaşınızın köpeğinden faydalanabilirsiniz.Burada kuşu size getirmeyeceği için zorlanabilirsiniz. Yaz ayı ve hava sıcak olacağı için yanınızda bol su (mümkünse termosta ve en az 5 litre) bulundurun. Arkadaşlarınızın suları bittiği zaman bardağını 5 kuşa garanti satarsınız.
Bıldırcın çok yağlıdır.Ama kesin yağcılık yapmaz. Yağları ile bazıları tüfeklerini yağlarlar.Bir tanıdığım arabasına da koydu ve motor ıskarta .Sakın denemeyin. Bıldırcın da yenir. Ama en lezzetlileri arkadaşınızdan yürüttüklerinizdir. Eğer avda kuş vuramadıysanız avdan gelen avcılardan para ile alabilirsiniz.Eve geliş daha rahat olur. Bıldırcının eti güzeldir ve her türlü yemeği yapılır.Sadece reçeli ve dondurması yapılmaz. Eğer ava kendi arabanız ile gittiyseniz av dönüşünde o sıcakta arıza yaptı deyip Yokuş yukarı arkadaşlarınıza ittirtmek bıldırcın avının en güzel tarafıdır.Eğer avda vurduğunuz avlar ortak ise kendi vurduklarınızın birçoğunu donunuza saklayın. Mayasıla da iyi gelir. Bıldırcın bazen curnata denilen akınlarla gelir.Bu gibi curnatalarda yanınızda şemsiye bulundurun. Bıldırcın avından dönerken kesinlikle Eminönünden geçin orada para ile de satıyorlar.Geçen sene akıllının birinde beyaz bıldırcın gördüm.Bıldırcın da tüm avlar gibi vurulunca takla atar.Avılar buna Taklayı attı derler. Eğer sırt üstü düşmüş ise ayakları dikti derler.Nalları dikme sadece At ,Eşek gibiler için söylenir.Bıldırcında nal olmaz. Ördeğin İmambayıldısı yapılmaz ama Bıldırcının karnıyarığı yapılır.Bilmiyorsanız bana getirin ben size yapayım.Söz yemeği yaktım yaaa ayaklarına bir daha yatmam.
Tavşan Avı
Tavşanın da 2 kulağı vardır.Memeli bir hayvandır.Lakin edepsiz dergilerdeki gibi memeleri olmaz. Kulaklarının uzunluğu eşek ile alakalı değildir. Tüm tavşanlar yaramazdır ve anneleri onların kulaklarını küçükken hep çekerler.Bu yüzdendir uzun kulaklı olmaları.
Avcılığı çok güzeldir ama genelde 8 -10 atıştan sonra ölürler. Avda iken genelde arkadaşlarınız nasıl olsa avı kaldıracak ve vuramayacaksa ,avın nereye gidebileceğini kestirip(genelde bayıra) oralarda beleşe konmak faydalıdır.Avında kopoy denilen ve çok aptal bir köpek cinsi kullanılır.Akıllı kopoylar bayırın arkasında avı kovarmış gibi cavkırır ve sizi boş yere bekletirler.Böyle kopoylar çok yaramazdır ama ömürleri fazla olmaz. Tavşanlar 4x4 viteslidirler. Kaçarken kuyrukları havadadır. Sebebi ise sadece size kaçarken mıçımı ye mıçımı ye demeleri içindir.
Tavşan avı sadece tavşanın olabileceği yerlerde yapılır.Çünkü başka yerde tavşan diye ev kedilerini vurabilirsiniz.
Kulakları uzun olduğundan dolayı bazıları tavşanı eşek sanıp vurmazlar. Avlanan tavşan yüzülerek ayıklanır.Bazıları sanki apandisit ameliyatı yaparcasına itina gösterse bile sonuçta aslında elbise çıkarmaya benzer.Boş yere de ameliyat eldiveni parası verirler. Bir avcı vurduğu ve arkadaşının vuramadığı tavşanın kuyruğunu arkadaşına doğru üfler ise çok adettendir. Avı vurana uğur getirir ve vurmayan kişi hasetten çatlar.Buna hasetten çatlama denir. Köpeği olmayan ve başkasının köpeğinin önünde av vuran kişiler genelde çok iyi kaçarlar.Tabi kaçabilirlerse. Tavşan eti yenmez.Lüpürdetme tabir edilen bir şekilde tüketilir.
Tavşan çok iyi kaçar.bu yüzden saçmaların hızını saatte 200 km ye ayarlamak gerekir.
Domuz Avı
Domuz tam bir domuz gibidir.Her yerde yetişse bile Antalya ve Ankara da nesli tükenmiştir.
En sevmediği 3-5 kişidir. Acayip kaçar ama büyük hedef olduğundan kolay avdır. Kanatları yoktur.Eti dışında dişleri çok makbuldür ve kerpeden le çıkartılır.Bazıları başka şekilde de çıkartır. Domuzun erkeğinde azı denen dişler olur.Bazıları dişilerin de azılı olduğunu söylerler ama ben hiç görmedim. Bu azı dişleri çok değerlidir ve avcılar bunlardan kolye yaparlar.Bu yüzden artık domuzlar ağızlarında takma dişlerle dolaşıp vurulmadan evvel onları atıp paçayı sıyırıyorlarmış. Domuzlar 4 ayaklıdır. 5 ayaklı olanları kesin Erkekleridir!!!
Etinin yenmesi dinimizce günahtır.Lakin oruç tutan bir sürü kişi etini yiyor.
Domuz avına meraklı arkadaşların en az 30 adet kopoy beslemeleri gerekir.
Domuz çok kopoy keser ama kesin yemez. Domuzun kestiği kopoy yaşar ise çok hırslı olur.Eğer ölür ise gömmeye gerek kalmaz zaten kıyma olmuştur.
Keklik Avı
Keklik avı çok zevklidir. Anadoluda bayaa vardır.
Trakyada 3000 sene evvel varmış. Herkes kekliğin dağlarda yaşadığını sanır.Ama Kekliği düz ovada avlarlar.
Tip itibari ile aynen kekliğe benzerler. Bazıları kekliği güvercin sanıp atmazlar. Eti çok güzel yenir .Özellikle ben çok güzel yerim. Avında kullanılacak köpeğin muhakkak beline bir ip bağlanmalıdır çünkü 300- 400 metre uçurumlarda arayan köpek aşağıya düşebilir. En güzel avı dere yatağında arkadaşların vurduğu,yaraladığı veya kaçırdığı keklikleri toplama şeklidir.
Bazı avcılar çok ballıdır tüm avlarda. Bazıları da çok şanssız ve uğursuz. Uğursuz olanlarla genelde ava gitmemek gerekir.Şansınızı kırarlar.
Şans kapanırsa metodlar bende var. ... P..su ellemek , Hamile kadına av eti yedirmemek, Abdestine silah atmak,
AMA KURT B ... ÜĞ ÜN UĞRUNA İNANIRIM.
Balıkta ilk tuttuğum balığı salarım.İlk avımı muhakkak öperim.
Tüfeğimi besmele ile elime alır doldurur, öyle avlanırım.
O sezon avım kötü gitti ise kesinlikle kısmet derim.
Not: Bu yazılarım kesinlikle Kimseyi hedef almadan yazılmıştır.Biraz tebessüm sanırım herkese iyi gelecektir. Keşke avcılığın edebiyatını çok daha iyi bilebilsek.
Saygılarımla...
-
Aşağıdaki olayların içindeki kişi ya da kurumlar tamamen hayal ürünüdür.Sadece en sondaki gerçektir.
Nedense canım sıkıldığında aklıma mizahi konular getirip neşe bulmaya çalışsam da beceremiyorum. Yaşadığım her av ve balık hikayesinin sonunda hiçbir zaman pişman olmadığım gibi sonunda hatırlayacak birkaç anı içerisine kendimce mizah koymaya çalışmışımdır.Av da olsa balık ta olsa benim için Dostluk çok önemlidir.
Ben balıkçı olacağım
Eveeettt sonunda balıkçı olmaya karar verdim.İlk yapmam gerekenin malzeme almak olduğunu düşünmekle hata ettiğimi yıllar sonra anladım.Hiç dikkat ettiniz mi bilmem ama benim avlandığım sularda kesinlikle çırçır,kaya balığı vs gibi balıklar yoktur.Sebebi zamanında bu balıkların makbul olduğunu zannederek oldukça fazla tutmamdır.
İri ve iyi balıklar ise nedense benim avlandığım bölgede oldukça iridirler.Bunları tutamadan nasıl beslediğim konusu ise zooloji ve zootekni mühendislerini bile şaşırtmaktadır.
Neyse daha oltanın çengelli iğne olduğunu , kamışın kavak sopası olduğunu ,makinanın ise iplik makarası olduğunu zannettiğim dönemlerdeyim.
Eski balık malzemecileri beni çok iyi tanırlar.Hala da nedense her malzeme almaya gittiğimde dükkanları kapalı oluyor.
İşte ilk balık malzemesi günümden bir hatıramı anlatayım.
Amca bana olta ver dediğimde ne tutacaksın sorusuna verdiğim BALIK tutacağım cevabından sonra dükkancının yüzünün neden asıldığını şimdi daha iyi anlıyorum.
Adam ne kadarlık ne balığı için demesiyle ucuz ,ama çok iyi olsun.iyi balık tutsun .Her balığı tutsun dememe karşılık oldukça yeislendiğini fark ettim.
Peki kamış sörf mü olsun deyincene yok yamaç paraşütü olsun dedim.Nereden bileyim ki.
Birinden duyduğum için de iyisi olsun diye 99 bilyalı makine olsun dedim.
Dükkancı beni savsamak için orta bir kamış,makine gösterdi sonunda.
Aklımda büyük balık için büyük iğne olmalı bilgisi sayesinde zorla da olsa akya avında kullanılan iğnelerden ve iri zokalardan oluşan birkaç iğne bağlattım adama.Neden böyle istedin diye soramadı bile benim KARIŞIK balık tutacağım cevabıma karşılık.
Bu arada ben daha da heveslendikçe dükkancı mutluluktan ter dökmeye başladı.
Yaklaşık 300 çapari ,bir o kadar da malzeme aldığımda kurşun nasıl olsun deyince ne kadar büyük o kadar iri balık düşüncesi ile 750 gr dan az olmasın dediğimde dükkancının neden hıçkırarak ağladığını hala anlamadım.
En sonunda zorla da olsa oltalarımı almıştım.Çok mutluydum denizde en iyi balıkçı ben olacaktım ama bir de acaba malzemeler iyi mi idi.Kontrol amaçlı 2 mt lik kamışa taktırdığım zokalı,akya iğneli ve 5 adet 150 gr lık kurşunlu oltamı dememe amaçlı atmak istediğimde ise tezgahın altına neden girmek istediğini anlayamadım.Hoş zaten çok geçti ve ben denememi yapmıştım artık.
Hala bile dükkanın camında koca bir delik vardır.Oltamın ucuna takılan 124 serçe otomobili dükkana kadar çektiğim zaman dükkancının iyi bir kamış verdiğini anladım.Hala o otomobilin sahibi ile mahkemelik olduğunu duymaktayım.
Malzemelerim tamamdı da bir bot ve motor gerekliydi bana.Dükkancı nedense botu parasız vereceğim al git diyince inanın artık iyi bir balıkçı olacağıma kanaat getirmiştim.
Fkat sıra motora kelince işler karıştı.Ben sürati sevmediğim için motorun kaç beygir olacağını sorunca 2-3 eşek olsun yeter dediydim.
Dükkancının o kadar kötü haline abi geçmiş olsun bir yakınınız mı hasta falan diye sorarken 112 -155-156 no lu telefonları aradığını anladım.Ve çok üzüldüm.
Motoru dükkanda çalıştırınca ilk defa bir botun motorla tophaneden karaköye asfaltta gitmesine herkes şaşırdı.Hatta millet ağaçlara çıkıp beni seyrediyordu geri döndüğümde.
İşi garantiye almanın zamanı gelmişti tek eksiğim zıpkın ve balıkadam kıyafeti idi çünkü.
Bu kadar alışverişe karşılık kıyafetleri giyip zıpkın,gözlük ,elbise ve paletleri denemek için ise 16 adet şişme havuzu delmeme rağmen hediyem olsun dedi.Çünkü artık 16 havuzun içindeki sular benim zıpkını dememe çabam sayesinde dükkandaydı.
İş para ödemeye geldiğinde adam beni çok sevmiş olacak ki hiç para almaması beni daha da balık hastası yapmaya yönlendirmişti.
İşin açıkçası o kadar malzeme konusunda tecrübeli olmama rağmen hala oltayı atarken kurşun hep arkaya gidiyor.Bunu da sonunda çözdüm.Artık olta atarken arkamı denize dönüyorum.
Bunca seneye kadar benim ustalığımı bütün balıkçılar taktir etmiş olacak ki arnavutköyden avcılara kadar hangi sahilde avlansam her kes bana saygı gösterip balık tutmayı bırakıyorlar hala.
Evet arkadaşlar BİLİN BAKALIM yarın nereye balık tutmaya gideceğim.Şaka şaka Balık neslini koruma derneği amcalar 155 numaralı arabaları ile kapımda nöbet bekliyorlar.
Sevgili arkadaşlar başta da söylediğim gibi işin sonu tebessüm olmalı her anının.
Bu mizanseni uydururken aklımda 6-7 yaşlarındaki anılarım gelince çok şeyler gördüğümü ama bir o kadar da kaçırdığımı anladım.
Birazda gerçeklere ne dersiniz.
Silivri selimpaşa köyünde elektirik olmadığı zamanlardı.Tek bir eski çapraz lastikli skoda marka araba vardı silivriye giden.
DENİZDEN LODOSTAN SONRA eski para demir toplar hurdacıya satar oranın tek bakkalı sayılan KOKUCU diye adı olan bir yerden 1-2 sinek iğnesi ile ne balıklar tutardık tüm gün.
Annem bile ben kaybolmayayım çabuk bulunayım diye kızlar gibi kırmızı mayo dikermiş bana hala anlatır.
Rahmetli babamın beni ufağım denize düşerim diye Annemin yollamadığı çapari avlarının arkasından döktüğüm gözyaşları hala hatırımdadır.
Su bidonlarının (birbirinden farklı boyutta) Aralarına ip bağlayıp büyük olanın içine denge yapsın diye su koyarak yaptığım ve 2 bidonun arasına oturarak açıldığım sahilde tutuğum karagözleri hatırladım gecenin saat 2 sinde.
İşte böyle Tüm bunları yaşadığım o yıllarda çok güzel dostluklar vardı.Şimdi de bu sanal ortamların çıkarsız ve samimi olmasına seviniyorum.
Ne dersiniz ben mi kaybettim yoksa zaman mı.Zaman geçse bile kaybetmedim.
Sevgilerle
İsfendiyar Topçu
-
İsfendiyar ağbi tekrar hoş geldin teşekkürler selamlar
-
Teşekkürler kardeş bunca zamandan sonra bile bu kadar sıcak karşılanmak bana eski dostlukların hala var olduğunu bir daha bu alemin aslında dostluk çerçevesinde olduğunu hatırlarttı.Umarım bir çok kardeşimize de aynı terbiyeyi almalarında nacizane katkımız olur.
-
benim kisi av hikayesi degilde kimse duymamıstır diye anlaıyorum. temel ne yapsamda zengin olsam diye düşünürke sen demişler bir koyun al bir koyunla işe başla ciftleştirirsin ilk önce bir kuzusu olur sonra ikişer kuzulamaya başlar daha sonra dörder tane kuzulamaya başlar zengin olur gidersin demişler temelde gitmiş bir koyun almış dursun un güzel bir goç var onunla çiftleştir demişler temel de koyunu el arabasına bindirmiş dursunun yanına varmış ben bir koyun aldım senin goç ile çiftleştirelim demiş dursunda olur fakat 5 tl alırım demiş temelde vermiş neyse ciftleştirmişler temel koyunculuktan anlamıyor dursuna sormuş ben bunun hamile oldugunu nasıl anlayacam demiş dursunda sabah erkenden kalk bak koyun yatıyorsa hamiledir ayakta ise hamile degildir demis temeli yolcu etmiş temel eve gelmis ertesi gun sabah erkenden kalkmıs bakmıs koyun ayakta bu demiş hamile degil gene el arabasına bindirmiş dogru dursunun yanına varmış sabah baktım koyun ayaktaydı hamile degil bir kez daha çiftleştirelim demiş dursunda olur fakat 10 tl alırım demiş temel vermiş 10 tl çiftleştirmişler gene aynı şekilde tarif etmiş dursun temel eve gelmiş ertesi gün erkenden heyecanlı heyecanlı ahıra inmiş bakmış koyun gene ayakta gene hamile kalmamış el arabasına atmış dogru dursunun yanına varmış bu gene ayaktaydı hamile kalmamış bir daha ciftleştirelim demiş dursun budefa 15 lira istemiş temel vermiş çiftleştirmişler aynı şekilde tembihlemiş dursun sabah erkenden bak yatıyorsa hamiledir ayaktaysa degildir diye temel eve gelmiş ertesi gün fadimeyi kaldırmış erkenden butun ugursuzluk bende heralde birde sen in ahıra bak bakalım koyun ayaktamı yatıyormu diye fadimede inmiş bakmış 5 dakika sonra gelmiş temel sormuş nasıl koyun yatıyormuydu ayaktamıydı diye fadimede ne yatıyor nede ayakta el arabasına binmiş seni bekliyor demiş.
-
:D güzelmiş yav. Aganigi naganigi.
-
Ben de aklıma gelen birini ilave edeyim.
İhtiyar bir adam kırlar içindeki derenin kenarında yürüyormuş. İleride oltayı dereye atmış uzandığı yerden suya bakan birini görmüş. Fakat olta da kımıldayıp duruyor. Adam azıcık bekleyip gence seslenmiş,
- Rastgele delikanlı. Herhalde oltada bir şeyler var.
Delikanlı istifini bozmadan,
- Evet. Galiba haklısınız amca. Size zahmet olmazsa oltayı çekermisiniz?
İhtiyar içinden "hayırdır" demiş ama oltayı da çekmiş ve tamam oldu deyince genç,
- Amca size zahmet balığı da çıkarırmısınız iğneden?
Adam biraz şaşkın biraz kızgın onu da yerine getirmiş. Bu sefer,
- Amca bir zahmet bir de iğneye yem takar mısınız?
Adam bu sefer hiddetlenmiş,
- Yav genç adamsın, bu tembellik nedir? O kadar üşeniyorsan evlen, çocuğun olduğunda ona yaptırırsın bunları.
Genç yine umursamadan cevaplamış,
- Çok haklısın amca. Tanıdığın hamile bekar bir kadın var mı?
-
(http://e1209.hizliresim.com/11/p/d7rkk.jpg) (http://bit.ly/c25MCx)
-
Tavşan Avı
Tavşanın da 2 kulağı vardır.Memeli bir hayvandır.Lakin edepsiz dergilerdeki gibi memeleri olmaz. Kulaklarının uzunluğu eşek ile alakalı değildir. Tüm tavşanlar yaramazdır ve anneleri onların kulaklarını küçükken hep çekerler.Bu yüzdendir uzun kulaklı olmaları.
Avcılığı çok güzeldir ama genelde 8 -10 atıştan sonra ölürler. Avda iken genelde arkadaşlarınız nasıl olsa avı kaldıracak ve vuramayacaksa ,avın nereye gidebileceğini kestirip(genelde bayıra) oralarda beleşe konmak faydalıdır.Avında kopoy denilen ve çok aptal bir köpek cinsi kullanılır.Akıllı kopoylar bayırın arkasında avı kovarmış gibi cavkırır ve sizi boş yere bekletirler.Böyle kopoylar çok yaramazdır ama ömürleri fazla olmaz. Tavşanlar 4x4 viteslidirler. Kaçarken kuyrukları havadadır. Sebebi ise sadece size kaçarken mıçımı ye mıçımı ye demeleri içindir.
Tavşan avı sadece tavşanın olabileceği yerlerde yapılır.Çünkü başka yerde tavşan diye ev kedilerini vurabilirsiniz.
Kulakları uzun olduğundan dolayı bazıları tavşanı eşek sanıp vurmazlar. Avlanan tavşan yüzülerek ayıklanır.Bazıları sanki apandisit ameliyatı yaparcasına itina gösterse bile sonuçta aslında elbise çıkarmaya benzer.Boş yere de ameliyat eldiveni parası verirler. Bir avcı vurduğu ve arkadaşının vuramadığı tavşanın kuyruğunu arkadaşına doğru üfler ise çok adettendir. Avı vurana uğur getirir ve vurmayan kişi hasetten çatlar.Buna hasetten çatlama denir. Köpeği olmayan ve başkasının köpeğinin önünde av vuran kişiler genelde çok iyi kaçarlar.Tabi kaçabilirlerse. Tavşan eti yenmez.Lüpürdetme tabir edilen bir şekilde tüketilir.
Tavşan çok iyi kaçar.bu yüzden saçmaların hızını saatte 200 km ye ayarlamak gerekir.
İsfendiyar Bey
Yazınız ve paylaşımınız için teşekkürler...Okuyan avcının yüzü belirli satırlarda gülüyorsa,sanırım başarılı bir yazı olmuş...Emeğinize sağlık..Devamını bekleriz...
Saygılar;
-
benim kisi av hikayesi degilde kimse duymamıstır diye anlaıyorum. temel ne yapsamda zengin olsam diye düşünürke sen demişler bir koyun al bir koyunla işe başla ciftleştirirsin ilk önce bir kuzusu olur sonra ikişer kuzulamaya başlar daha sonra dörder tane kuzulamaya başlar zengin olur gidersin demişler temelde gitmiş bir koyun almış dursun un güzel bir goç var onunla çiftleştir demişler temel de koyunu el arabasına bindirmiş dursunun yanına varmış ben bir koyun aldım senin goç ile çiftleştirelim demiş dursunda olur fakat 5 tl alırım demiş temelde vermiş neyse ciftleştirmişler temel koyunculuktan anlamıyor dursuna sormuş ben bunun hamile oldugunu nasıl anlayacam demiş dursunda sabah erkenden kalk bak koyun yatıyorsa hamiledir ayakta ise hamile degildir demis temeli yolcu etmiş temel eve gelmis ertesi gun sabah erkenden kalkmıs bakmıs koyun ayakta bu demiş hamile degil gene el arabasına bindirmiş dogru dursunun yanına varmış sabah baktım koyun ayaktaydı hamile degil bir kez daha çiftleştirelim demiş dursunda olur fakat 10 tl alırım demiş temel vermiş 10 tl çiftleştirmişler gene aynı şekilde tarif etmiş dursun temel eve gelmiş ertesi gün erkenden heyecanlı heyecanlı ahıra inmiş bakmış koyun gene ayakta gene hamile kalmamış el arabasına atmış dogru dursunun yanına varmış bu gene ayaktaydı hamile kalmamış bir daha ciftleştirelim demiş dursun budefa 15 lira istemiş temel vermiş çiftleştirmişler aynı şekilde tembihlemiş dursun sabah erkenden bak yatıyorsa hamiledir ayaktaysa degildir diye temel eve gelmiş ertesi gün fadimeyi kaldırmış erkenden butun ugursuzluk bende heralde birde sen in ahıra bak bakalım koyun ayaktamı yatıyormu diye fadimede inmiş bakmış 5 dakika sonra gelmiş temel sormuş nasıl koyun yatıyormuydu ayaktamıydı diye fadimede ne yatıyor nede ayakta el arabasına binmiş seni bekliyor demiş.
;D ;D ;D ;D
-
ONU DA ATTA ....... (sonunda küfür var ama bipledim. şimdiden herkesten özür dilerim)
Avı adamın birisi kahvede av anılarını anlatmaya başlamış. eeee atmadan da olmaz dimi :) geniş bir masada toplanan avcılar büyük bir merakla dinlemeye başlamışlar avcıyı. Avcı da başlamış anlatmaya.
-geçenlerde çıktım ava, daha yeni yürümeye başlamışken bir de baktım tavşan. VURDUM ATTIM ÇANTAYA
diğer arkadaşları da " vay anasını şansa bak" demişler. Bizim avcı devam etmiş
-az ilerledim tam ormana girecem baktım tilki, VURDUM ATTIM ÇANTAYA
diğer arkadaşları da " vay anasını şansa bak" demişler. Bizim avcı devam etmiş
-ormana girdim bir baktım kartal ağaçta duruyor. VURDUM ATTIM ÇANTAYA
diğer arkadaşları da iyice şaşırarak " vay anasını şansa bak" demişler. Bizim avcı devam etmiş
-az ilerledim baktım kurt VURDUM ATTIM ÇANTAYA, az daha ilerledim o da ne? Geyik ; VURDUM ATTIM ÇANTAYA
Avcının anlattığının tamamen palavra olduğu daha başlarda anlayan bir AVCI da artık sinirlenmiş. Derken bizim Avcı yine başlamış atmaya :)
-biraz daha ilerlerdim bir baktım AYI
Yalanı anlayan avcı da "eeeeeee" demiş
-tüfeği doldurdum
Yalanı anlayan avcı da "eeeeeee" demiş
-kaldırdım namluyu iki kaşının arasına
Yalanı anlayan avcı da "eeeeeee" demiş
-emineyi açtım
Artık bu kadarda olmaz diyen kurnaz avcı (yalanı anlayan avcı) "onu da çantaya atta ana.... avr... ......." demiş :)
-
Avcılar Kahvehanede kendi aralarında söhbet ederken ;Bir fişek attım 999 tana Tavşan vurdum demiş,avcılık ile ilişkisi olmayan yan masadaki birisi arkadaş sen kısaca buna 1000 de sana demiş.Bizim avcı yok arkadaş bir Tavşan için kendime yalancı dedirtmem demiş.Böyle düşünen bir camiayı yalan söylemekle hitam ederken yüz kere düşünmek gerekir.