Tüketici satın aldığı malın ayıplı çıkması durumunda neler yapmalıdır?
Örneğin, alınan mal bir otomobildir ve otomobilin kapısı farklı renkte, tavanı farklı tondadır ya da motordan veya başka bir yerlerden bir takım sesler gelmekte, ya da başka problemler vardır.
Yeni bir mal alındığında alınan mal öncelikle ayıp bulunup bulunmadığı konusunda dikkatlice kontrol edilmesi gerekmektedir. Bu kontrol esnasında gerektiğinde bir uzmanın yardımı alınması gerekir. Yapılan kontrol neticesinde açıkça görülebilen veya anlaşılabilen problem veya problemler satıcıya derhal bildirilmelidir. Bu bildirimin satın alınma tarihinden itibaren en geç 30 gün içerisinde yapılması gerekmektedir. Buna “ayıp ihbarı” diyoruz. Ayıp ihbarının noter aracılığı ile veya iadeli taahhütlü mektupla yapılması şekil zorunluluğu bulunmasa da ispat açısından gereklidir. Peki, süresinde başvurulmazsa ne olur? Yani açıkça anlaşılabilen bir ayıplı mal alındığında 31.gün ayıp ihbarı yapılsa ne olur? Bu bildirim 30 gün içerisinde yapılmadığı taktirde Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun “ayıplı malın” ayıbı ile beraber kabul edildiği sonucunu çıkarmaktadır. Yani sessiz kalmak ayıbı kabul etmek anlamına gelmektedir. (Sükut ikrardan gelir!) İşte usulüne uygun davranılması gereken noktalardan birisi budur. Açıkça anlaşılabilen ayıplarda bu süreye uyulmadığı taktirde tüketiciler belki de bütün bir ömür çalışarak edindiği konut, araba, v.s gibi mallarını ayıplı yani defolu olarak kullanmak veya hiç kullanamamak durumunda kalabilmektedirler.
Haklı olmak gerektiği kadar bu haklılığı gerekli bazı sürelerde ve usullerde ileri sürülmesi gerekmektedir.
Ayıplı Malda tercih hakkı tüketicinindir:
Öncelikli şu hususu belirtmeliyim ki; birçok firmanın kullanma kılavuzunda yazdığı gibi ayıplı malın tamir için 2 defa servise girmesi, tamiri mümkün olmazsa malın değiştirilmesi gibi bir seçenek tüketicinin tek ve öncelikli seçeneği değildir? Kullanım kılavuzlarında yer alan bu ibare doğru fakat eksiktir. Daha doğrusu ayıplı malın ücretsiz onarılması tamiri, ayıplı malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi veya satışın iptali ile satıcıya ödenen satış bedelinin iadesini isteme seçenekleri firmalara değil tüketiciye tanınmış seçeneklerdir. Tercih hakkı tüketiciye tanınmıştır.
Tüketici malın ayıpsız yenisi ile değiştirme hakkını, ayıplı malı iade ile parasının iade hakkını veya yine isterse tamir haklarından birisini seçmek ve kullanmakta serbesttir. (4077 sayılı TKHK m.4)
Öncelikli seçenekler ayıplı malın alınması ve yerine hiçbir ücret almadan ayıpsız aynı maldan verilmesi veya ayıplı malın alınarak satış bedelinin aynen iade edilmesidir. Ayıplı mal ilk talepte ayıpsız yenisi ile değiştirilmek mecburiyetindedir. (Bakınız yan tarafta verilen Yargıtay 13.Hukuk Dairesi’nin 2006/1452 E. 2006/5312 K. Sayılı kararı) Bu kural açısından ayıplı malın 1 lira değerinin olması ile yüz bin lira değerinde olması arasında hiçbir fark yoktur. Malın boyutlarının küçük veya büyük olmasının arasında da hiçbir fark yoktur. Şu firma ile bu firma arasında da bir fark yoktur. Tüketiciler, bazı firmaların "bizim böyle bir uygulamamız yok, verin servise gönderelim veya bırakın tamir edelim, parçasını değiştirelim, fabrikaya geri gönderip, tamir ettirelim, boyattıralım v.s" cevaplarına aldırmamalıdır. Firmalara göre kanunlar farklı değildir. Bilinmelidir ki tercih hakkı tüketicinindir. Bu nedenle tüketiciler haklarını kullanmakta ısrarcı olmalıdır.
Kural ayıplı malın yenisi ile değiştirilmesi veya ayıplı malın iade alınarak satış bedelinin iade edilmesidir. (4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun madde 4) Bu işlem için ayıplı malın ikiden fazla tamire girmesi ve saire ye gerek yoktur. Hatta tüketici malı tamire verdiği takdirde malın yenisi ile değiştirme hakkını zora sokmuş olmaktadır. Bu durumda tüketicinin tamir hakkını kullandığı kabul edilmekte ve tamir hakkını kullandığında ise malın yenisi ile değiştirilmesi veya bedel iadesi için bir dizi prosedürün gerçekleşmesi gerekmektedir. (24.04.2011 tarihinden önce alınmış mal veya araçlar için aynı arızanın 1 yıl içerisinde ikiden fazla veya farklı arızaların dörtten fazla gerçekleşmesi veya 30 iş günü (araçlar dışında 20 iş günü) olan azami tamir süresinin aşılması gibi.)
24.04.2011 tarihinden sonra alınmış mal veya araçlarda malın tamirine başlanması durumunda değişim veya bedel iadesi hakkının tekrar gündeme gelebilmesi için ise Tüketiciye teslim edildiği tarihten itibaren, garanti süresi içinde kalmak kaydıyla, bir yıl içerisinde en az dört defa veya imalatçı-üretici ve/veya ithalatçı tarafından belirlenen garanti süresi içerisinde altı defa arızalanmasının yanı sıra, bu arızaların maldan yararlanamamayı sürekli kılması gerekmektedir. (Değişik bent: 24/04/2011 - 27914 S. R.G. Yön./8. md.) (İş Günü: Ulusal, resmî ve dini bayram günleri ile yılbaşı, 1 Mayıs ve pazar günleri dışındaki çalışma günlerini, ifade eder.)
Bu nedenle tüketici satın aldığı ürünü, malı, hizmeti her ne ise derhal kontrol edip var ise ayıplarını tespit etmeli/ettirmeli, teslim tutanağına ayıpları şerh düşmeli veya daha sonra gördüğü ayıplar için vakit geçirmeksizin derhal satıcıya, imalatçı veya ithalatçıya fax, e-mail, iadeli taahhütlü mektup veya noter kanalı ile ihbar etmelidir.
Ayıbı ispat amacıyla tespit için birçok yol vardır. (Satın alınan alın malın servislerinde aracın başında durarak sadece sorunun ne olduğunun tespiti ve bunun yazılı olarak alınması, Hakem heyetlerine müracaat, mahkemeden delil tespiti v.s gibi)
Tüketici bu ihbarda aynı zamanda tercihini de belirtmelidir. Satıcı talebi kabul etmediği taktirde, malın değerine göre Tüketici İl ve İlçe Hakem Heyetlerine başvurulması durumunda maldaki ayıp mutlaka tespit edilecektir.
Akabinde ise, satın alınan malın ayıplı, arızalı, kusurlu, imalat hatalı v.s olması ve/ya bu durumun sonradan ortaya çıkması halinde (gizli ayıp) direkt olarak Tüketici mahkemelerinde malın değişimi veya bedel iadesi davası açılması da ihtarın etkisini doğurmaktadır.
Ayrıca tüketici mahkemesi tarafından yargılama masrafları ve avukatlık ücretinin de ayıplı mal satandan tahsil edilmesine karar verilecektir.
"Hak Arama Kültürü" ve “Bilinçli Tüketici
Kapitalist sistem, ürettiği ürünleri insanlara sunmadan önce ayıplı olup olmadığını ezcümle insan sağlığına uygun olup olmadığını, herhangi bir kaza riski taşıyıp taşımadığını denetlediğini iddia etse de, özellikle Türkiye'de tüketicilerin haklarını doğru yöntemlerle aramamaları nedeni ile piyasaya ayıplı mal arzı çok fazladır. Otomobiller ayıplıdır, makineler ayıplıdır, bilgisayarlar ayıplıdır, hatta konutlar bile ayıplıdır. Bu ayıplı mallar maddi kayıplara neden olmanın yanında insan sağlığını tehlikeye sokar boyutlara dahi ulaşmaktadır. Fakat ayıplı çıkan bir malla karşılaşan vatandaş en fazla ayıplı malı aldığı yere veya servise götürüp tamir edilmesini beklemektedir. Bu tamirlerinde birçoğu düzgün yapılmamakta “üretim hatalı olan malın” tamiri ile tüketici oyalanmakta ve garanti sürelerinin dolması sağlanmaktadır. Tüketici de bir süre sonra bu ayıplı malı bir başka kişiye satarak v.s bir şekilde elden çıkarmaya uğraşmakta ve "kandırma zinciri" bu şekilde devam etmektedir. Oysa ayıplı çıkan malın -ister açık ayıp olsun ve derhal fark edilsin, ister gizil ayıplı olsun ve 1 kaç sene sonra ortaya çıksın- bu ayıp nedeni ile satıcıya başvuran ve ayıplı malın derhal değiştirilmesini veya ayıplı malı iade ile satış bedelinin geri alınmasını talep eden tüketici sayısı çok azdır. Talep eden olsa da satıcıların kıvrak zekası ve ısrarı ile tüketici kandırılarak bu talebin yasal olarak mümkün olmadığına ikna edilebilmektedirler. Oysa bu konuda kararlı olan ve üretim hatasından kaynaklanan ayıpla karşılaşır karşılaşmaz derhal ve ilk talepte ayıplı malın ayıpsız yenisi ile değişimini veya ayıplı mali iade ile ödenen satış bedelinin iadesinin sağlanması gerektiğini belirten bir çok Yargıtay Kararı bulunmasına rağmen, bu hak kullanılamamaktadır. (Bakınız aşağıdaki Yargıtay Kararı) Türkiye'de "hak arama kültürü" yaygınlaşmaması ve "ne uğraşıyorsun kardeşim mahkeme kapılarında" anlayışı yaygın olduğu için memleket ithalatçılar, üreticiler ve satıcılar için ayıplı mal cenneti durumundadır.
Av.Yusuf AYIK 'tan alıntıdır.
Ümit kardeşim pes etme diren
ayrıca profesyonel yardım al avukat a başvur avukatlar bu işi bizden daha detaylı biliyor kimsenin söylediğine inanma kazanılacak dava ise avukat masraflarını ve dava masraflarını karşı taraf ödüyor avukat size bunu en başından söyler çünkü tüketici hakalrına ciddi düzenlemeler getirilmiştir ayıp kesinse firmanın dönüşü yoktur