Gönderen Konu: Av hayvanlarının azalması hakkında bilimsel çalışma varmı?  (Okunma sayısı 972 defa)

0 Üye ve 3 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi Muzaffer KUZU

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 611
  • Thanked: 121 times
  • AVCILIK AVCI SAYFASI
Avcı arkadaşlar ben av hayvanlarının avcılar tarafından zamansız, limitsiz avlanma gibi nedenlerden yani kişisel, insana bağlı nedenlerle azaldığı bahanesini kabul etmiyorum. Ben spil dağın eteğinde Kemalpaşya bakan tarafında doğdum, büyüdüm. Benim çocukluğumda bol keklik olan dağ eteklerinde şuan keklik göremiyorum, bırakın görmeyi sesini dahi duymuyorum. Sözünü ettiğim yerler yerleşime ve tarıma elverişli olmayan taşlık, kayalık çalılık yerler. Bizde avcı deyince Zaar ile yapılan Tavşan avı akla gelir. Eskiden sabahları Keklik sesler ile çınlayan yerlerde şuan keklik kalmadı. Bunun temel sebebi ne olabilir. Basma kalıp düşüncelerle değil bilimsel olarak bunun nedenleri nasıl ifade edilebilir. Bilğisi olan arkadaşlardan bu konudaki bilğilerinden yararlanmak, bilği sahibi olmak istiyorum. Bu arada Keklik avına karşı olan ve her Keklik şu kadar kene avlıyor, avlanan her Keklik sonucu şu hastalıklar ortaya çıkıyor. Sebebi avcılar diyenler yazmasın.
  • Huğlu Süperpoze 12 Skeet Özel yapım 71 namlu
  • Huğlu Çifte 12 Çukurbant 71 namlu 1-2 şok
  • Marocchı 12 Süper Poze 71 namlu 2-4 şok
  • Üzümlü Çifte 12 jetli yüksek bant 71 namlu 1-3 şok
İZMİR 1957   0Rh+     05344463032
Branş Kodu:2036
 
The following users thanked this post: Abdullah GÜLTEPE, Taşkın MUTLU, Hüseyin İŞCEN, Bahri TUĞRULTEKİN

Çevrimdışı Bahri TUĞRULTEKİN

  • *
  • İleti: 332
  • Thanked: 343 times
  • AVLAKFORUM.COM AVCI FORUMU
Muzaffer bey her yere sontaj yaptılar. Yeraltı su seviyesi düştü dağlardaki su gözleri kurudu. Bu en başta keklik popülasyonunu etkiledi. Tarım için kullanılan ilaçlar vesair bunları bir kenara atalım. Su en büyük problem. Zaten dikkat ettiyseniz susuzluğa dayanıklı tavşan popülasyonu gece far avcılarına ve 12 ay dağa kopayları salanlara rağmen ısrarla kendini koruyor.
Tabi ben en önemli faktöre değindim. Kuraklık dışında bir sürü etken var. Mesela milli parklar bilmem kaç bin keklik saldık diye bunu başarı kabul ediyor ancak o kekliklerin salındıkları yerlerde yabani keklikte kalmadı. Eğer bilimsel çalışma olsaydı en azından bu hastalıklı doğada yaşamayı bilmeyen ölmek için salınmış hayvanları doğaya bırakmazlardı. Çünkü yanlış ve doğaya zarar veren bir uygulama olduğu apacık ortada ve hala yanlıştan geri dönülmüyor. Velhasıl uzatmayayım gerçeklerden uzak bir sistem mevcutken azalan av hayvanları için bilimsel çalışma beklemek ne yazıkki yersiz olacaktır.
« Son Düzenleme: 28 Mayıs 2024, 22:19:19 Gönderen: Bahri TUĞRULTEKİN »
1983 Malazgirt/Muş
 
The following users thanked this post: Taşkın MUTLU, Hüseyin İŞCEN

Çevrimdışı Levent KARSLIOĞLU

  • *
  • İleti: 116
  • Thanked: 63 times
  • AVLAKFORUM.COM AVCI FORUMU
Muzaffer Ağabey ,selamlar saygılar öncelikle
Konu ile ilgili bilimsel çalışmaları yapacak ve çalışmaların sonuçlarına göre gerekli tedbirleri alacak yegane kurum olan DKMP'ye avcının başına türlü musibetleri sarmakla meşgul olduğundan olacak maalesef ulaşılamıyor, kapsama alanının dışında!!!!!

Bununla birlikte naçizane  Ankara'da çocuk yaştan beri 30 yılı aşkın bir süre avlanan bir keklik avcısı olarak konuyla ilgili gayri bilimsel tespitlerim şöyle:

*Dağlarda çeşmeler dereler ve kaynakların çoğu kurumuş ya da kurumak üzere.Matara doldurmaya su bulmak mesele oldu. Kuraklığa ilave olarak özellikle son 20 yılda göller, sulak alanlar DSİ marifetiyle kurutuluyor. Su yoksa yaşam da yok.

*Teknolojinin gelişmesiyle biçerdöver ,patoz araçları mesailerini gece yapar oldu, tarladaki yavru gece kıpırdamaya fırsat bulamadan kıyma oluyor, kimsenin umrunda değil, lafı dahi edilmiyor.

*Daracık kümeslerde çiftlik tavuğu gibi yetiştirilen binlerce keklik doğaya DKMP marifetiyle doğaya salınıyor, taşıdıkları genetik bozukluklar ,parazit ve hastalıklar doğada ne tür bir tahribata yol açıyor bilen yok.

*1990'ların başında kullanılan DTT İç Anadolu'da çil kekliğin kökünü kazıdı. Yıllarca çil avı yasaklandı. Şu an Kullanılan zirai ilaçların yol açtığı sorunları hiçbirimiz tam olarak bilmiyoruz. Mesela maruz kalmak keklikte kısırlık, sakatlık genetik mutasyon gibi problemlere sebep oluyor mu? Bence cevabı kesinlikle evet.

*Kurak avcılığı(tuzakla avlanma)eskiden daha ziyade doğu vilayetlerinde görülürken şimdi yurt genelinde yaygınlaştı. Her yerde izlerini görüyor, sosyal medyada videolarını izliyoruz. Yasak olan bu usulle özellikle ilkbaharda çok sayıda keklik yakalanıyor. denetim sıfır.

*Küresel ısınma ile mevsimler değişti. Tam yumurta ve yavru zamanında seller, dolu yağışları afet düzeyinde görülür oldu. Yol açığı telefat korkutucu boyutta.

*Samanın para etmesiyle birlikte dağda ,taşta tarlada ne ot bırakılıyor ne saman ne deste. Nerede yaşatacak keklik yavruyu. Tarlaları usturayla biçecekler nerdeyse.

*Sezon kapandıktan sonra ilkbahar ve özellikle yazın köpeği olan bazı şahıslar soluğu köpek eğiteceğiz diye avlakta alıyor tam yumurta ve yavrular acemi köpeklerin fermasında telef oluyor ,çoğu kez köpeğin sahibi bile fark edemiyor mideye inenleri ayak altında ezilenleri.

* Defalarca gördük, işittik  bıldırcın avında dağlardan gelen tüfek seslerini .Eli silahlı avcı müsveddeleri sezon açılmadan giriyor avlağa soran olursa bıldırcın avlıyoruz diyor. Şikayet de  fayda etmiyor maalesef. Çoğu da o yörenin adamı .Limit falan zaten hak getire.

*Ve son olarak maalesef yine avcı baskısı: Bir keklik avlağına yirmi kişi girmemeli .kaç alay keklik olur  bir avlakta .Limit dahilinde olsa bile geride kuş bırakmamacasına bir av kabul edilemez. Seneye ne olacak. Özellikle uzun mesafen  başka şehre gelen avcılarda gözlemliyorum yarınlar yokmuşçasına avlanmayı. Açıklama basit: "Bilmem kaç km yoldan geldik ,limit dahilinde avlandık."Avlandın da 10 kişi bir avlakta 2 günde 40 kuş vurdun .Bir de yaralı giden vs. telefat var.El insaf...
 
Sürç-ü lisan ettiysem affola , rastgele



« Son Düzenleme: 04 Temmuz 2024, 15:34:10 Gönderen: Levent KARSLIOĞLU »
1980 - Ankara
 
The following users thanked this post: Taşkın MUTLU, Hüseyin İŞCEN

Çevrimiçi Muzaffer KUZU

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 611
  • Thanked: 121 times
  • AVCILIK AVCI SAYFASI
Levent bey kardeşim ben iç anadoluda 1993 yılına kadar bıldırcına fişek atmazdım. Av deyince ördekkaz avı aklımıza gelirdi. Arasıra Tavşan avına giderdik. Kışın karla kaplı olan arazide toprak görünüyorsa dikkat et orada çil alayı heran kalkabilirdi. 1993 yılında dışardan gelen arkadaşı bıldırcın avına götürdüm, 28 eylülde vurulan bıldırcından yumurta çıktığını gördüm. Daha önceleri yağmur erken yağarsa 20 eylülden itibaren göçe başlardı. Sonzamanlarda eylülün sonunda yumurta olan bıldırcın ne zaman yavru çıkaracak, büyütecek ve göçe katılacak.
Bu vermiş olduğum örnekten anlaşıldığı gibi, şahit olduğum bu durum gösteriyor ki çeşitli nedenlerden dolayı son yıllarda sizinde söylediğiniz gibi genlerinde ve yaşam şartlarında anormallikler görülmekte buda sayılarının azalmasına sebep olmaktadır. Bu durumlar bilimsel olarak incelenmeli ama ne yazikki  bu konuda bilimsel değil, geleksel çalışmalar o da yetersiz olarak.
yapılmakta
  • Huğlu Süperpoze 12 Skeet Özel yapım 71 namlu
  • Huğlu Çifte 12 Çukurbant 71 namlu 1-2 şok
  • Marocchı 12 Süper Poze 71 namlu 2-4 şok
  • Üzümlü Çifte 12 jetli yüksek bant 71 namlu 1-3 şok
İZMİR 1957   0Rh+     05344463032
Branş Kodu:2036
 
The following users thanked this post: Levent KARSLIOĞLU

Çevrimdışı Hüseyin İŞCEN

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 1984
  • Thanked: 1908 times
  • AVCILIK AVCI SAYFASI
Teknoloji arttı  mesafeler kısaldı insanlar av için ilden ile tatile gider gibi gidiyorlar  belirli bir merada avlanan adamlar seneye 2 katı fazla seneye 4 kat fazla adamla geliyor fişek  tüfek 90 yıllardaki gibi olmasa gerek köpek zaten son kekliğe kadar buluyor  iklimlerin değişmesi de en büyük etken ben 40 yasıma yaklaştım  sivasta  ilk defa gecen kış kar yağmadı   bilinçsiz şekilde  pancara patatese ay çiçeğine v.s atılan herbisit ve fungusit  ilaçlarda bu konuda kekliği sıkıntıya sokuyor
  • huğlu kooperatif 12 calibre 76 namlu süperpoze
  • Üzümlü kooperatif 16 calibre 71 namlu çifte
  • Akdaş ah 212 w hybrit 71namlu yarıotomatık
Gerçek avcı doğayı  koruyan nefsini dizginleyebilendir.

1986 sivas
 
The following users thanked this post: Taşkın MUTLU

Çevrimiçi Muzaffer KUZU

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 611
  • Thanked: 121 times
  • AVCILIK AVCI SAYFASI
Avcılık ile ilğili kişilerin yapacakları daha önemlisi ve etkili olanın devletin kurumları ve yöneticilerin yapması gerekenler var. 3 kişi birlikte elimizde 8 li yarıotomatik tüfek ile ava gittim. Devamlı keklik bulunan bir yöre. Yıllarca aynı yörede av yaptım. 9 keklik kalktı 8 tanesini aldık, elimdeki 1187 Remiğton otomatiği ertesi günü sattım. Elimizde 8li olmasa her attığımız isabet etse 6 tanesini alabilirdik. Bu yörede birdaha av bulabilirmiyiz. Çünkü 9 da 8 düştü. Buradan hareketle vatandaş az çok birşeyler yapıyor. Devlet hiç bir şey.
  • Huğlu Süperpoze 12 Skeet Özel yapım 71 namlu
  • Huğlu Çifte 12 Çukurbant 71 namlu 1-2 şok
  • Marocchı 12 Süper Poze 71 namlu 2-4 şok
  • Üzümlü Çifte 12 jetli yüksek bant 71 namlu 1-3 şok
İZMİR 1957   0Rh+     05344463032
Branş Kodu:2036