Ümit Bey, Almanya'da sürekli kontrol içersinde, yüksek denetim var. Yılda hangi türden kaç hayvan vurulması gerektiği zaten çok önceden belirleniyor. Bizde ise bırakın hayvanları, daha avcıların sayısı belli değil. Legal ve illegal şekilde avlanan milyonlarca insan var. Keşke Almanya kadar bu konuda gelişmiş olsak. Adamların doğayı bile dengeye sokacak kapasiteleri var. Bizimkisi ise saksağan vuralım, bu sene de tilki vuralım şeklinde. Almanya ve benzeri av kültürü gelişmiş ülkeler av sahalarındaki her bir hayvanı tespit ediyorlar. Kurt sayısı artınca belli sayıda kurda müsade ediyorlar. Kurt sayısı azalırsa çoğalmalarına, eski dengesine gelmeleri yönünde çalışmalar yapıyorlar.
Yani o ülkelerde her bir hayvanın sayısı belli, hatta kaçı dişi, kaçı erkek, kaçı yavru, kaç tane sakat hayvan var bunlar bile belli. Hayvanlar için tavan miktar var. O tavanın üzerindeki sayı kadar av yapılmasına izin veriliyor, daha fazlası asla... Bütün hayvanlar için bu geçerli. Böylelikle ne oluyor? Adamlar dengeyi sağlamış oluyor.
Bizde ise ülkeye giren çıkan belli değil. Av miktarı, avcı miktarı belli değil. Vurulması gereken kaç hayvan var belli değil.
Doğu Bey, ben size o konuda katılmıyorum. Tamam siz gerçek avcısınız, limitlere uyuyorsunuz, belki kendi vicdani limitiniz var daha az vuruyorsunuzdur. Ancak gidip de tarlada 1 çuval bıldırcın vuran bohçacıya zararı az demeyin. Yasal avcıların belki 3 katı yasal olmayan avcı vardır. Çoğu bilinçsiz, ne limit bilir ne sezon bilir. Şuan bile ava gitmiş binlerce insan vardır eminim. Sonra av sezonu açılıyor, siz bakıyorsunuz kuş yok. ''Teh bu sene de kuş gelmedi'' diyorsunuz. Halbuki kuş geldi ama sizden önce vuran vurdu. Ben hasat döneminde memlekette olmuyorum, öncesi ve sonrası gidiyorum. Yemin ediyorum ilk gittiğimde her yerden bıldırcın fırlıyor. Ulaa bir de hasattan sonra gidiyorum, o kuşlardan eser yok. Soruyorum biçerdöverci vurdu, balyacı vurdu diyorlar. Bir de köyün şerefsizleri var, onlar da vuruyor. Kuş kalır mı size?
Ben saksağan, tilki, sansar vurmayın demiyorum ki. Bunlara kadar daha büyük sorunlarımız var, önce onları halledelim. Sonra Almanya gibi bir av kültürümüz oluşur, bilinçlenir isek yetkili, alanında uzman kişilerin araştırmaları sonucu ne kadar saksağan vurulması gerekiyor belirlenir ve kontrollü bir şekilde vurulur.
Verdiğimiz zararları düzeltmek için tabi ki doğaya müdahale edelim. Ağaçlar dikelim, yemlemeler yapalım, hayvanları koruma altına alalım bunlar güzel bir şey. Ancak saksağanın vurulması verdiğimiz zararları düzeltmek midir yoksa düzelteceğim diye iyice batırmak mıdır?
Ha siz yine vuracaksanız vurun tabi, sizin tercihiniz. Ben işin farklı boyutlarına bakıyorum. Biraz daha geniş düşünsek, yüzeysel değil de derinine insek bu ülkede bırakın av hayvanı bulamamayı bolluktan bıkarsınız. Şuan ülkemizde bir çok şey ne yazık ki günü kurtarmak için yapılıyor.