gece 3;30 da buluþalým diye sözleþmiþtik muzaffer abim ile . alanya nýn meþhur kuþ yuvasý mevki sinden toroslarýn yaylalarýna çýkacaktýk . o gün bize eþlik edecek olan yunus kardeþimizin evinin önüne 4 gibi gelmiþtik . gecenin karanlýðýnda arabaya boylu poslu bir adam yaklaþtý , ilk defa tanýþýyordum yunus ile . indim arabadan . hoþgeldin faslýndan sonra elimde olmadan yunusu göz ucu ile baþtan aþaðý bir süzdüm . gür sakallý , 1,85 boylarýnda sýrým gibi bir delikanlý . yaþýný sordum , 23 dedi . askerden yeni gelmiþ . kendimi, bu adam daðda tutulmaz diye mýrýldanýrken buldum . ayaðýnda siyah askeri bot vardý , bir dirhem yað yok vücudunda ...
analar neler doðuruyor , maþallah ...
hareket ettik , muzaffer abimin teyzesinin oðlu yunus . çok etkilendim yunus'tan ! anlatmaya baþladý muzaffer abi , bu adam 120 kg ilaç motorunu tek baþýna kamyona koyuyor diye . biz 3 kiþi koyamýyoruz diye devam etti ...toroslarýn baðrýnda yetiþmiþ has bir yörük çocuðu. gideceðimiz meranýn kaþýklýðýný biliyor .
2 saat sonra vardýk avlayacaðýmýz muhide . sýrtýmýzý kuþandýk,köpeðimi saldým baþladýk yürümeye 6.45 civarý . öðlen 12 ye kadar muzaffer abi eþlik etti bize , sonrasýnda pes etti . býraktý o avý arabaya yöneldi . biz devam ettik yunus ile . çok mesafe kat ettik . pozisyonu fazla vuruþu az olan bol mankeli bir av günü . çantamýzda üç keklik vardý .
ikindi üzeri üç gibi yavaþ yavaþ yönümüzü arabaya döndük . hiç durmadan yürüsek 1 saate anca varýrýz . geven dikeni bol görüþ alaný son derece açýk bir tepenin üstünde ilerlerken köpeðimi o an göremedim , adýmlarýmý seyrelttim þimdi görürüm diye umut ettim . lakin göremedim . yunus yirmi metre üstümde telefonla konuþarak yürümeye devam ediyordu . ben görüþ alanýmda olmayan tepenin ön yüzüne hareketlendim . az ilerledim ve köpeðin fermada olduðunu fark ettim . hemen yunusa döndüm , o telefon la konuþmaya devam ediyordu , genç adam ,kýz arkadaþýna kýsýlmýþ ve kötü dalmýþ muhabbete . beni fark etmiyor bile . keklik var umudu ile ismini telafuz etmek istemiyorum(çünkü keklik en çok insan sesinden ürker) . tiz sesli bir ýslýk çaldým , duydu . elimle köpeðin fermada olduðunu iþaret ettim . kýz ile konuþurken aðzý kulaklarýna varan adam , þak diye tel i kapatýp cebine sokuþturdu . yunus daha önce yetenekli ve stilli bir köpeðin arkasýnda hiç avlanmamýþ . o saate kadar yaþadýðýmýz fermalarda çok keyif aldýðýný fark ettim , bir o kadar'da heyecanlandýðýný .
seri adýmlarla köpeðin yanýna yaklaþtý . ben ise köpeðin 3 metre kadar sað tarafýna kafa hizasýna geldim . amacým köpeði ilerletmek . lakin bu mümkün olmadý . köpek yay gibi gergindi ve titriyordu . aldýðý pozisyon tam bir görsel þölen . kýsa aralýklarla önüne bakýyor ara ara göz temasýmýz oluyordu . bu önünde av olduðu anlamý taþýyordu . yunusun yüzü gerilmeye baþlamýþtý , çok acayip bir ortam oldu . adeta köpeðin,kekliklerin ve bizlerin kalp atýþlarý bir birine karýþmýþtý ! tam bir fýrtýna öncesi sessizliði . ister istemez nabýz atýþlarým kontrol dýþýna çýkmýþtý . bir taraf bu sabýr testine dayanamayacaktý ve olan oldu .
önümüzden koca alay yerden sökülürcesine ayný anda kalkýþa geçti . þaþkýnlýk-heyecan ve acele ile tetiðe arka arkaya asýldým . o esnada yunusunda tüfeði patlýyordu . saniyelik diyebileceðim bu atýþlardan sonra tek bir keklik düþüremedik . anýn öncesindeki sesizlik aynen devam ediyordu . ikimizde sadece tüfekleri kýrýp fiþekleri yenileme iþlemini yaptýk . çok uygun pozisyonlar vardý acele etmesek . bundan daha uygun sahneyi yakalamak zor . bunlarýn analizi kafamýzda filim þeridi gibi dönerken yunustan ilk ses geldi . abi dedii ... bitmeden paçamdan sürü horozu harr ladý . ayný istikrarda 2 þer fiþeði daha saldýk meçhule ! kuþta en ufak bir bozulma olmadý . oysa býldýrcýn avýnda yakalanamayacak bir pozisyon daha olmuþtu .
utanç yok deðildi , bütün enerjim sýfýrlandý . bir kaç dakika konuþamadýk . ne diyecen ? herþey ortada . olduðum yere oturdum . bir süre daha çýt yok . yunus , hafif kýsýk sesle sormamasý gereken o soruyu sordu . ustam , uçtuklarý yeri gördünmü ? hafif argo ile karýþýk ; olum önümüzdeki kekliklere 8 el ateþ ettik tüy kesemedik . peþine gitsen ne yapacaksýn , dedim . haklýsýn abi dedi .
tüfekleri astýk omuzumuza yöneldik arabaya doðru . kritikler arka arkaya geliyordu . nasýl oldu bu iþ , hadi ben kötü attým , sen neden böyle attýn vs ...
iyiki öyle olmuþ diyorum þimdi ! eminim vursaydýk o keklikleri bugün size anlatacak yada böylesine hatýrlayacaðým bir aným olmazdý .
not ; çalgaracý avcý ne demek ?
ustam , meþhur yorgancý ramazan ile bir keklik avýnda , karþýmýzdaki daðda arka arkaya ve seri þekilde tüfek'ler patlýyordu . döndüm ustama , abi yanlýþ meraya girmiþiz , karþýsý yanýyor dedim . boþver oðlum . bi sürü çalgaracý onlar , dedi . gidelim bakalým çantalar boþtur , böyle tüfekmi atýlýr diye devam etti .
yýllarýn verdiði birikim sonucu usta bir avcýnýn tüfek atýþý ile acemi bir avcýnýn tüfek atýþýný seçer olmuþ . sonra sonra bu durumu defalarca bende tecrübe ettim .
diyeceðim ; yukarýda anlattýðým avda yunus ile bizde çalgaracý olmuþtuk

saðlýcakla