son 2-3 aydır her sektördeki üründeki afaki artışlardan, hepimiz gibi ben de rahatsızım.
fakat bir esnaf olarak kendi sektörümden(hırdavat - nalburiye) olaya baktığımda, fiyat artışlarının esnafın çok da elinde olmadığını belirtmek isterim. ürün satışlarında son müşteriyle muhattap olan esnaf olduğu için, olası bir zam durumunda en büyük tepkiyi de esnaf görmekte. gelin bir de esnaf gözüyle şuan ki ekonomik durumu inceleyelim.
örneğin 8 tlye sattığımız silikonların geliş maliyeti şu an 11,5 -12 lira. satış fiyatımız ise 13 tl. 1 tl kar ediyorum dediğimde hiç bir müşteri inanmamakta, düz 10 lira olması için kıyasıya pazarlık yapma çabasında ve dahası kriz ortamında fırsatçılık yaptığımı düşünmekte.
160 tl olan el arabası 300 tl oldu. kilosu 5 lira olan inşaat çivisi şu an 8 tl. 65 liraya satacak müşteri bulamadığımız merdivenlerin fiyatı 120 lira oldu. vidaya bir gecede %65 zam geldi vs. vs. vs. liste uzar gider.
işte bu yüksek enflasyon durumunda ayakta kalabilmek için mecburen güncel listelerden satış yapmak zorunda kalıyoruz. biz de isteriz ucuza gelsin, ucuza satalım ama şuan ve görünen uzak tarihte malesef bu pek mümkün gözükmüyor.
benim ucuza satabilmem için, toptancıdan ucuza almam gerekir -> toptancının ucuza satması için, fabrikadan ucuza alması gerekir -> fabrikanın ucuza satması için ham maddeyi, her türlü makine ekipmanı ve işçi gücünü ucuza mal etmesi gerekir -> ham madde ve ekipmanı ucuza mal edebilmek için ya kendimizin üretmesi, yada ithal edilecekse dövizin hatrısayılır seviyede düşmesi, daha doğrusu tl'nin dünya paralarına göre değer kazanması gerekir. bu hiyerarşi tablosunda da görüldüğü üzere, halkın muhattap olduğu esnaf bu deryada sadece ufacık bir damladır.
halk yapılan zamlara tepki göstermekte sonuna kadar haklıdır. bunda hemfikiriz fakat, esnaf fiyatları indirsin veya dahası, mecburi indirecek demek, ve bunu da üst düzey devlet yöneticilerinin söylemesi, sadece basit - yüzeysel bir geçiştirmeden, günü kurtarmaktan başka bir şey değildir. esnaf zaten pahalı aldığı malı, ayakta kalmak için cüzi fiyatlara satma çabasında bir de mecburi indirime giderse esnafı kim kurtaracak?
sorun yapraklarda değil, ağacın kökünde fakat yaprakları kopararak hastalığa çare bulma çabası içerisindeyiz.
unutmayalım ki ülke ekonomisinin tedbirini millet değil, devlet almak zorundadır. ben elimdeki 2-3 koli malı zararına versem ne olacak? o malı tekrar almayacak mıyım?(tabi batmazsam) o malı tekrar alınca yine zararına mı dağıtacağım? bu nereye kadar devam edecek?
velhasıl kelam "derdim var, derdinden büyük". herkes yaşadığı ve hissettiği oranda bu yüksek enflasyon ve zamlardan şikayetçi.
sen şikayetçisin, ben şikayetçiyim, o şikayetçi iyi güzel de herkes şikayetçi, peki bu şikayetlere son verecek kim? ne zaman ve nasıl?